TÜMÜNÜZE HODRİ MEYDAN

Yazan Sabahattin İSMAİL

EGEMENLİK VE EŞİTLİĞİMİZİ, "MARJİNAL TALEP" OLARAK NİTELEYEN VE TESLİMİYETİ SAVUNAN KANAL T YAYIN YÖNETMENİ RASIH REŞAT VE PATRONU NİYAZİ ŞANAL'A YANITIMDIR

Niyazi Şanal 1973 doğumlu. 51 yaşında.

İyi bir kaynak bulmuş olacak ki, 30 yaşında AKOL GURUBU'nu kurdu. Milliyetçi bir genç olarak biliniyordu.

Babası Fikret Şanal da, TMT'ci, milliyetçi bir vatansever olarak biliniyor. Saygım sonsuz...

Niyazi Şanal, mezuniyetinden sonra İstanbul'da spor salonlarında eğitmenlik yaparken, adaya döndü ve inşaat, emlak, turizm, ticaret vb alanlarda yüz milyonlarca sterlinlik işlere girişti.

Son olarak hiçbir ilgisi olmayan medyaya da el attı.

BAĞIMSIZ GAZETE adlı bir dijital gazete yayınlamaya başladı.

Kısa süre sonra 800 bin sterlin ödeyerek CB Ersin Tatar'ın sahibi olduğu Kanal T'nin isim hakkını ve cihazlarını satın aldı.

Böylece gazete, televizyon, radyoyu içeren bir medya gurubu sahibi oldu.

Televizyon ve radyonun başına Rasıh Reşat'ı getirdi

Şu an Gazimağusa ve İskele'de birçok villa ve bir otel inşaatı yürütüyor.

Bunları dev reklam kampanyaları ile kendileri açıklıyor. Sosyal medya kendi reklamlarıyla dolu.

Rum yönetimi Niyazi Şanal, Simon Aykut ve diğer müteahhitlerin internet sitelerinde kendi şirket sayfalarında verdikleri bilgileri ve yaptıkları inşaat reklamlarını toplayarak dosyalıyor, Politis gazetesinde son açıklanan 30 kişilik listede de görüldüğü gibi bilgi kaynağı olarak bu inşaat şirketlerinin kendi sitelerini ve reklamlarını gösteriyor..Onların kendi sitelerinde verdikleri bilgileri kullanarak, kendileri aleyhine soruşturma başlatıyor.

RASIH REŞAT MİLLİYETÇİLERİ SUÇLADI

Ne ki, Niyazi Şanal'ın maaşlı memuru olan Rasıh Reşat ve iki hafta önce Karpaz'da 2 gün ağırladığı KKTC, Türkiye, TMT düşmanı, Rum tezlerinin savunucusu, işbirlikçi Serhat İncirli, bu durumdan, vatan toprağına sahip çıkan milliyetçileri sorumlu tutmaya çalışıyorlar.

Niyazi Şanal'ın maaşlı memuru olan Kanal T Genel yayın yönetmeni Rasıh Reşat, dün yayınladığı yorumunda, "Kıbrıs Filistin olmasın" diye mücadele eden milliyetçilere fatura kesmeye kalktı.

Bu hadsizliğini daha ileri götürerek, tutuklamaların sorumlusunun KKTC Cumhurbaşkanı olduğunu iddia etti. Tutuklamaların diğer nedeninin ise, ANAVATAN ve KKTC'nin, "iki devletli çözümü savunan, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün teyidini talep eden politika olduğunu" iddia ederek, bu şartları " MARJİNAL" olarak niteledi.

Bu milli politikanın terk edilerek masaya oturulmasını istedi.

Niyazi Şanal'ın masraflarını ödeyerek Karpaz'da iki gün tatil yaptırdığı Türkiye-KKTC düşmanı Serhat İncirli de işbirlikçi, teslimiyetçi CTP medyasında aynı saçmalıkları tekrarladı.

NİYAZİ ŞANAL'A SORULAR

Bu safsatalara aşağıda detaylı değineceğim, ama önce maaşlı memurunun ağzından Halkımıza teslimiyetçi siyaseti ve Rum taleplerini dayatmaya kalkan yapsatçı müteahhit Niyazi Şanal'a bazı sorular sormak istiyorum.

Dürüstse, alnı açıksa, korkacak birşeyi yoksa yanıt versin:

1- AKOL gurup olarak yayınladığınız reklamlarda binlerce konut yaptığınızı söylüyorsunuz. Sattığınız tüm konutların tapusunu verdiniz, hepsinin vergi ve harçlarını devlete yatırdınız mı?

2- Siz ve yönetim kurulu üyeleriniz yıllar itibarıyla ne kadar kurumlar vergisi, ne kadar gelir vergisi ödediniz?

3- Kullandığınız yüz milyonlarca sterlinin kaynağı nedir? Bunca parayı ne zaman, nerede kazandınız? Türk, Yahudi, Rus, İngiliz ortağınız, gizli ortağınız veya finansörünüz var mı?

4- Bir yapsatçı müteahhit olarak hiç ilginiz olmayan medya alanına niye girme gereği

duydunuz? Maaş verdiğiniz yönetici ve çalışanlar vasıtasıyla Rum tezlerini halkımıza, makamlara ve siyasetçilere baskıyla dayatmak için mi? Onlar vasıtasıyla, Halkı, Anavatan ile birlikte belirlenen ortak milli siyasete karşı kışkırtmak, Rum yönetiminin istediği şartlarda masaya oturtmaya çalışmak, yani Rum milli politikasının lobisini yapmak için mi?

5- Milliyetçi olduğunu iddia eden bir yapsatçı medya patronu olarak, KKTC'de kazandığınız parayı, Rum milli politikasını ileri götürmek için KKTC aleyhine mi kullanıyorsunuz? Milliyetçilik bu mu?

6- 800 bin sterlin ödeyerek satın aldığınız KANAL T'nin başına getirdiğiniz ve maaşını ödediğiniz "Rasıh Reşat'ın söyledikleri benim görüşlerimi yansıtmıyor, ben milli politikayı savunuyorum" diyorsanız, programında, milli Rum politikasını savunan bu kişiyi hala KANAL T'nin Genel yayın yönetmeni olarak tutacak mısınız? Övündüğünüz milliyetçiliğiniz bu mu?

RASIH REŞAT NE DEDİ?

Bu soruları sorduktan sonra bu yazıyı yazmamı gerekli kılan Niyazi Şanal'a ait Kanal T'nin Genel Yayın yönetmeni Rasıh Reşat'ın dünkü yorumunda ne dediğine bakalım:

- Rasıh Reşat, "Rum yönetiminin tutuklamalarına karşı etkisiz kalındığını" iddia etmiştir.

Bunda haklıdır.

KKTC 'nin çok sert misillemede bulunması gerekirdi.

KKTC, önceki günkü yazımda önerdiğim 8 maddelik önlem paketiyle yanıt verseydi, etkisiz olmayacaktı.

Ne ki Rasıh Reşat, önerdiğim bu 8 madde ile veya benzeri sert misilleme önlemleriyle Ruma yanıt verilmesini savunmadı.

Tam aksi, Ruma teslim olunmasını ve onların istediği gibi, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüzün teyidi ısrarımızdan, yani milli politikamızdan vaz geçerek, şartsız masaya oturmamızı istedi.

Halka sünnetçi korkusu vererek bu olmazsa, maaşların ödenemeyeceğini, "sahte ekonominin" çökeceğini, Ruma yalvaracağımızı vb " iddia etti.

Halkı kışkırtmak için felaket senaryoları çizdi

Hatta daha da ileri giderek, Anavatan ile birlikte belirlenen bu milli politikayı Rumlar gibi "MARJİNAL" olarak niteledi "MARJİNAL TALEPLERLE MÜZAKERE MASASINDAN UZAK KALINDIĞINI" iddia etti

ŞANAL VE REŞAT'A SORUYORUM

KANAL T sahibi yapsatçı Niyazi Şanal ve maaşlı memuru genel yayın yönetmeni Rasıh Reşat'a soruyorum:

- Uğrunda can verdiğimiz EGEMENLİK VE EŞİTLİK MARJİNAL KAVRAMLAR MI?

- Korumak için canımızı verdiğimiz Egemen eşitliğimizi savunmak marjinallik mi?

- Kanımız ve canımızla kurduğumuz, sizlerin de üzerinde yüz milyonlarca sterlin kazandığınız Devletimiz KKTC'nin, güneydeki Rum devletiyle EŞİT ULUSLARARASI STATÜSÜNÜN TEYİDİNİ talep etmek, MARJİNALLİK Mİ?

- 2021 yılında Cenevre’de yapılan 5+1 toplantısında Anavatan ile birlikte BM'ye verilen 6 maddelik öneri paketimizde "EGEMEN EŞİTLİĞİMİZİN VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZÜN TEYİDİ halinde görüşmelere oturmaya hazır olduğumuz" ortaya konmuştur.

Anavatan Cumhurbaşkanı, BM ‘nin 2022 ve 2023 yıllarındaki Genel Kurullarında, KKTC’nin TANINMASI çağrısında bulundu. TBMM 18 Temmuz 2024’te oy birliği ile yayınladığı tezkerede KKTC’nin tanınmasının görüşme süreci ve anlaşma için şart olduğunu vurguladı. Yani Türkiye, KKTC'nin savunduğu politikaya tam destek veriyor. Bunlar marjinallik mi?

Bu milli politikamızı " marjinallik" olarak niteleyen ve federasyon görüşmelerinin şartsız olarak kaldığı yerden başlamasını talep eden Rum yönetimidir.

Milli politikamız yerine, Rum tezini savunmak sizin göreviniz midir?

Ne ilginçtir ki Niyazi Şanal'ın KANAL T'nin başına getirdiği Rasıh Reşat, Anavatan ile KKTC'nin birlikte belirlediği, CB Erdoğan‘ın BM'de iki kez dile getirdiği, TBMM ve MGK'nın oy birliğiyle onayladığı milli politikayı değil, Rum yönetiminin milli politikasını savunmakta, milli politikamızı Rum yönetimi gibi " MARJİNAL TALEPLER" olarak nitelemekte ve Rum gibi, "şartsız olarak masaya oturmamızı" istemektedir.

Bu teslimiyetçiliktir, diz çökmemizi istemektir.

Yani eli kanlı Rum yönetimi karşısında teslim olmamızı istemektedirler.

Niyazi Şanal'a soruyorum:

800 bin sterlin ödeyerek KANAL T'yi bunun için mi satın aldınız?

Rasıh Reşat'ı KANAL T'nin başına Rum milli tezlerinin lobisini yapması için mi getirdiniz?

YALAN İDDİA

Niyazi Şanal'ın maaşlı memuru KANAL T Genel yayın yönetmeni Rasıh Reşat, programında, "Kurucu Cumhurbaşkanımız Denktaş'ın hiçbir zaman masadan kalkmadığı" yalanını da ileri sürmüştür.

Oysa Denktaş, her zaman "masada oturmak kadar, masadan kalkmak da bir diplomasidir ve müzakere yöntemidir" demiş bir liderdir.

Nitekim, konfederasyon tezinin ortaya konduğu 1998-2002 yılları arasında 4 yıl masaya oturmamıştır.

Kopenhag'a kendisi gitmemiştir.

Mehmet Ali Talat'a "tek egemenliği görüşmemek için", masaya oturmama çağrısı yapmıştır.

Aynı şekilde, Rum yönetimi lideri Vasiliu yerine seçilen Klerides de yıllarca masaya oturmamış ve Denktaş'ın ısrarlı diplomatik çabası ile masaya dönmüştür

Devamla, Anastasiadis de Crans Montana'da masayı devirerek görüşmeleri terk etmiştir.

Özetle gerektiğinde masaya oturmamak, şartlar ileri sürmek ve bu şartları kabul ettirerek görüşmek de, diplomasinin temelidir. Her iki taraf da gerektikçe bunu yapmıştır.

Gerçek durum bu iken, Niyazi Şanal'ın maaşlı memuru Rasıh Reşat'ın, liderimiz Denktaş'ın adını kullanarak, Rum milli tezlerini savunmasına haklılık kazandırmaya çalışması nasıl izah edilebilir?

Bu yalanlarla nereye varmak istiyorsunuz.? KKTC 'nin, milli politikayı terk etmesini ve Rumun istediği gibi şartsız olarak masaya oturmasını sağlamak için Rum yönetimiyle bir çıkar ilişkiniz mi var?

RUM'UN KARA PROPAGANDASI

Kanundan kaçarak, 2 yıldan fazla Larnaka'da Rum yönetiminin kanatları altında yaşayan, şimdi ise insan kaçakçılığı suçlaması ile tutuklandıktan sonra, tutuksuz yargılanmak üzere kefaletle serbest bırakılan Müteahhitler Birliği başkanı Cafer Gürcafer'in de son yaptığı açıklamada, Niyazi Şanal ve Rasıh Reşat'la aynı ağızla, milli politikadan vaz geçilmesini ve masaya oturulmasını istediği dikkati çekmiştir.

Enosisçi Rum Komünist Partisi AKEL ile 10 adet ortak mücadele protokolü imzalayan

CTP yönetiminin, Rum tezlerini savunan ve Türkiye -KKTC karşıtı yayın yapan CTP medyası ile gazetecilerinin de Rum talebi olan şartsız masaya oturtulmasını istemesi dikkat çekicidir.

Devamla Rum yönetiminin yaptığı tutuklamaların nedeninin iki devletli çözüm politikası olduğunu ileri sürerek, Rum devletinin silahsız saldırılarını aklamaları ve suçu Anavatan ile belirlenen ortak milli politikaya yüklemeleri manidardır

Görüldüğü gibi Rum yönetimi kaynaklı, Halkımızı kışkırtmaya yönelik, planlı bir kara propaganda ve psikolojik harekat faaliyeti, yıpratma ve teslimiyeti dayatma politikası, Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, AKOL gurubu sahibi Niyazi Şanal'ın maaşlı memuru Rasıh Reşat, CTP medyası ve CTP yönetimi tarafından uygulanmaktadır .

Hedefleri ise KKTC’ye diz çöktürerek Milli politikamızdan vazgeçirmek, teslimiyetçi olmak ve müzaketeleri Hristodulidis’in istediği şartlarda başlatmaktır.

Bu, KKTC’nin ekmeğini yeyip Hristodulidis'e hızmet etmektir...

Bu, kişisel maddi/siyasi menfaatler için üzerinde milyonlarca sterlin kazandığınız KKTC 'ye ve Anavatan'a ihanettir.

HODRİ MEYDAN

Niyazi Şanal'ın maaşlı memuru Rasıh Reşat programında "Rum yönetiminin bu tutuklamaları kendini milliyetçi zannedenlerin açtığı yoldan yaptığını" da iddia edecek kadar sapıtmıştır

Milliyetçiler, üç-beş yapsatçı müteahhit ve yahudi inşaat şirketinin ülkemizi yağmalamasını önlemek ve, KIBRIS FİLİSTİN OLMASIN, TOPRAKLARIMIZI YABANCILAR ELE GEÇİRMESİN, ÜLKEDE YABANCI GETTOLAR VE KOLONİLER OLUŞMASIN, DEMOGRAFİK YAPIMIZ BOZULMASIN, ALT YAPISIZ ONBİNLERCE KONUT YAPILMASIN, PİSLİKLERİ TOPRAĞIMIZI VE DENİZLERİMİZİ KİRLETMESİN, TARIM TOPRAKLARI BETONLAŞMASIN.... diye mücadele ediyor.

Sizler ise cebinizden başka bir şey düşünmeyen, maddi çıkarınız için Anavatan ile belirlenen milli politikadan, egemenlikten, eşitlikten, bağımsızlıktan yani KKTC’den vaz geçilmesini savunacak kadar para düşkünü olan, işbirlikçi, teslimiyetçi zavallılarsınız .

Bu halk gün gele yüzünüze tükürecektir.

İddialarınızı ve milliyetçilere yönelik suçlamalarınızı tartışmak için sizleri, sahibi ve yöneticisi olduğunuz KANAL T'de açık tartışmaya davet ediyorum

Niyazi Şanal, Cafer Gürcafer, Rasıh Reşat, daha kaç teslimiyetçiyseniz, ben tek başıma geleceğim, cesaretiniz varsa gelin...

Canlı bir yayında iddialarınızı ve savunduğunuz teslimiyetçi politikayı cesaretle karşımda savunun.

Hepinize HODRİ MEYDAN!