Öne Çıkanlar Belçika PFİZER Çukurova Üniversitesi Saddam Hüseyin Tavşantepe

SONSUZA DEK ATATÜRK

Yazan Sabahattin İSMAİL

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk devriminin mimarı, çağdaş ve modern Türk Ulusu'nun yaratıcısı Ulu Önder Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 86. Yıldönümünde, Türkiye ve KKTC'de saygı, rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz…

Elbette anmalıyız, ne ki, asıl önemli olan, O’nun fikirlerini ve hedeflerini hayata geçirmek için çalışmak ve en büyük eseri olan Cumhuriyeti, ilkelerini ve devrimlerini yok etmek için çalışanlara karşı mücadele etmektir

Asıl önemli olan O'nu anlayan, bilinçli olarak seven, eserlerine ve ilkelerine sahip çıkan, Atatürkçü genç kuşaklar yetiştirmek ve devletlerimizin yönetimine Atatürkçü kadrolar getirmektir.

ATATÜRK'Ü ANMAK NE DEMEK?

Büyük Ata’yı anmak, “gardrop Atatürkçüleri" ile anma törenlerine zoraki katılan emperyalizmin işbirlikçisi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı gericilerin yaptığı gibi, sadece mesajlarla bu anlamlı günü geçiştirmek demek değildir.

O’nu anmak, ilke ve devrimleri, düşünce ve eylemleri doğrultusunda sadece Ulusun çıkarlarını göz önünde tutarak, hiçbir kişisel ikbal, makam ve çıkar beklemeden, daha güçlü çağdaş bir Türkiye ve KKTC için çalışmak demektir

O'nu anmak, geri zekalı, sahtekar, emperyalizmin ajanı sözde tarihçilerin, gerici işbirlikçi sözde gazetecilerin, tarikatçı gerici meczupların, Atatürk düşmanı siyasetçi ve yapıların O’na, ilkelerine, devrimlerine ve eserlerine yaptıkları haksız saldırı ve hakaretlere karşı sessiz kalmamak, anında yanıt vermek ve onlara karşı mücadele etmektir.

EMPERYALİZMİN İŞBİRLİKÇİLERİ ATATÜRK'ÇÜ OLAMAZ

Bugün, emperyalizmin işbirlikçileri de,

Cumhuriyetimizin ve Ulusumuzun çıkarları yerine kendi kişisel, ideolojik, partisel çıkarları peşinde koşanlar da Atatürk’ü anma bildirileri yayınlayacaklardır...

Oysa, Cumhuriyete, bağımsızlığa, egemenliğe karşı çıkarak, emperyalizmin işbirlikçiliğini yaparak Atatürkçü olunamaz...

Atatürk’ün yasakladığı ve gericiliğin, çağ dışılığın sembolü olan kılık kıyafet ve tarikatları “özgürlük ve demokrasi” adı altında savunarak Atatürkçü olunamaz...

Atatürk’ün, bir mensubu olmakla övündüğü Türk kimliğine, Türklüğe, Türkçülüğe, Türk milliyetçiliğine saldırarak, O'nun ortaya koyduğu Türk tarih tezini reddederek, kurucusu olduğu Cumhuriyetle ve belirlediği çağdaşlaşma ilkeleri ile kavga ederek Atatürkçü olunamaz.

Atatürkçülük sadece bir düşünce sistemi değil, aynı zamanda bir eylem ideolojisidir, bir yaşam biçimidir.

O nedenle sadece O'nun düşüncelerini lafta savunur görünmek, ama hayata geçirmemek, oy hesaplarıyla, gericilere, işbirlikçilere, tarikatlara karşı mücadeleye katılmamak Atatürkçülük değildir.

MİLLİ EGEMENLİK VURGUSU

Mustafa Kemal Paşa, İngiliz himayeciliğine de, Amerikan mandacılığına da, karşı çıkarak, kurtuluşun, Türk ulusunun gücüne dayanan TAM BAĞIMSIZLIKTA ve MİLLİ EGEMENLİKTE olduğunu ifade etmiştir.

“EFENDİLER, TÜRK DEVLETİNİN İSTİKLALİ ( BAĞIMSIZLIĞI) MUKADDESTİR, O EBEDİYYEN MÜEMMEN VE MASUM OLMALIDIR….. EŞİTLİĞİN DE, ADALETİN DE TEMELİ MİLLİ EGEMENLİKTİR...”

".....Alınmış egemenlik, hiçbir neden ve biçimde terkedilemez, geri verilemez, bırakılamaz. Bu egemenliği tekrar geri alabilmek için kullanılmış olan araçları kullanmak gerekir....”

ACİZLİĞİ REDDEDİYOR

Atatürk’ün büyüklüğü, sadece yaşadığı günler için değil, sonraki yüzyıllar için de geçerli olacak düşüncelere ve bir ufuk derinliğine sahip olmasından da gelmektedir..

Bu nedenledir ki, zaman zaman kararsızlığa düşenler, gittiği yolun yanlış olup olmadığını sorgulamak gereğini duyanlar, kendini ve yaptıklarını sınamak isteyenler, karanlıklar içinde bir ışık ve aydınlık arayanlar Atatürk’ün yaptıklarını okumalıdır...Şu sözlerini okuyun:

"...Aciz ve korkak insanlar, herhangi bir felaket karşısında milletin de hareketsizliğe düşmesine ve çekingen hale gelmesine sebep olurlar. Acizlik ve kararsızlıkta, o kadar ileri giderler ki, adeta kendi kendilerini hor görürler, küçük görürler. Derler ki, biz adam değiliz ve olamayız! kendi kendimize adam olmamıza imkan yoktur.”

Yurdun işgal edildiği o en karanlık anda bile asla kendini çaresiz ve aciz hissetmediği halkla bütünleşerek tüm engelleri aştığı bilinmelidir..

Bunu anlamak için her Türk mutlaka NUTUK’u okumalıdır…

İÇ CEPHEYE VERDİĞİ ÖNEM

Büyük Atatürk, şu sözleri sanki bugünler için söylemiştir:

“Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, ulusu tutsak ettiren iç cephenin düşmesidir. Bu gerçeği bizden iyi bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için, yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarı da kazanmışlardır. Gerçekten kaleyi içten almak, dıştan zorlamaktan kolaydır...”

Bugün dış güçlerin, iç cephemizi çökertmek için harcadığı büyük çabayı izlerken düşmanın bu stratejisini bir asır önce teşhir eden Atatürk’ün büyüklüğü önünde saygıyla eğilmez misiniz?

TAM BAĞIMSIZLIKTAN ANLADIĞI

Atatürk, ekonomik, siyasi, askeri, mali, kültürel bağımsızlık olmadan, tam bağımsız olunamayacağını vurgulamıştır.

Şu düşüncelerini dikkatle okuyun:

“Tam istiklal dendiği zaman, tabii, siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel vs. her hususta tam istiklal, tam serbestlik denilmektedir. Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklalden mahrumiyet, millet ve memleketin hakiki manasıyla bütün istiklalinden mahrumiyet demektir...Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklalinden mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye liyakat kazanamaz”

Bu düşüncelerini gönülden benimsediğimiz içindir ki, "İZİNDEYİZ" diyoruz...

Solgan olarak değil, bilinçli olarak, "Atatürk çizgisinde TÜRK MİLLİYETÇİSİYİZ, TAM BAĞIMSIZLIKTAN VE MİLLİ EGEMENLİKTEN YANAYIZ. ATATÜRK'ÜN ASKERLERİYİZ" diyoruz.

Sonsuza dek Atatürk, sonsuza dek Cumhuriyet, sonsuza dek bağımsızlık ve egemenlik diyoruz…

Sonsuza dek

ATAM İZİNDEYİZ, diyerek, andımızı tazeliyoruz….

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.