Biz yıldız savaşlarını bir bilgisayar oyunu ya da televizyon dizisi zannederken, birileri işin başka yönü ile ilgileniyor. Hem de o filmlerden oyunlardan elde ettikleri paralarla, bizim başımıza öreceklerin çorapların finansmanını sağlıyorlar.
Farkında mısınız, bu konularda ciddi birkaç laf edecek olsanız, hemen komploculukla suçlanırsınız. Hatta alay konusu edilirsiniz. Hayal görmekle suçlanırsınız.
“Supremacy 1914” diye bir oyun var, 1. Dünya savaşını simüle etmişler. Artırılmış sanal gerçeklikle siz savaşın içinde yeniden o heyecanı yaşıyorsunuz. Asında, oyunun arkasındaki yapay zeka sizi, reflekslerinizi, karar verme süreçlerinizi izliyor. İnsanı çözmeye çalışan bir makine var. Siz bir oyun oynadığınızı zannederken, makine yarın yöneteceği gerçek savaşta rakiplerini tanıyor ve test ediyor. Siz celladınızı eğitiyorsunuz. O yapay zeka sizinle oynamıyor, o ciddi bir iş yapıyor.
Bakın, gelecekte savaş uzaydan o uydular ve yerden 5G, 6G üzerinden yürütülecek. Bu günden siz akıllı ev, akıllı şehir projesi ile, evinizi, şehrinizi yakıp yıkacak bomba düzeneklerini kendi paranızla ve kendi ellerinizle inşa ediyor olabilirsiniz. Quantum bilgisayarlarla BioHacker’lere de gerek yok. Yapay zeka kendisi bu işi halledebilir. O bilgisayarlar bugün yine sizin tarafınızdan, kendinize karşı eğitiliyorsunuz ve kendi genetik bilgilerinizi kişisel verilerinizi, adresinizi, IP’nizi herşeyi kendi elleriniz ile onlara sunuyorsunuz. Bu durum düşmana bilgi sızdırmaktan daha vahim bir durum.
“Tanrının ‘titanyum’sopası” başımıza inince bazı gerçekleri anlayacağız ama çok geç kalmış olacağız. Gelecek Savaş Uzay savaşı olacak. “Hipersonik Tugeston Bombaları”, “Tembel Köpekler” diye nelerden bahsettiklerini, HAARP teknolojisini, Füzyon enerjisini bilim kurgu romanlarından anlatılan hikayeler zannedenlere bunu anlatmak zor.
Farkında mısınız, teknoloji bakımından ileri ülkeler neden yeni bir teknoloji açıklamıyorlar? MicroChip’den onlar NanoChip’e geçiyorlar, yeni teknolojiler, bütün eski sistemlerin elektronik aksamını tek TIK la işlemez hale getirebilecek. Hava, kara, denizde o her ne ise, ister cep telefonu,ister İHA, SİHA ya da otomobil olsun. Evleriniz ve trafolarınız bu anlamda tehdit altında.
1960'ların ortalarında onaylanan bir BM Dış Uzay Antlaşması , imzalayanların “nükleer silahları veya diğer kitle imha silahlarını yörüngeye veya gök cisimlerine yerleştirmelerini veya uzayda başka herhangi bir şekilde uzaya yerleştirmelerini yasaklar” yasaklamasına da, bunu kim nasıl denetleyecek. Bununla birlikte, pratik olarak bunun ne anlama geldiğini tanımlamak zordur ve belki de bazı durumlarda buna bağlı kalınmaz. Aslında bu yasak, atom bombası olayında olduğu gibi, sistem dışı birilerinin uzaya çıkmasını engellemek için.
ABD'nin en yeni şubesi olan Uzay Kuvvetlerinin bugün önceliği “uzay elektronik harp sistemi”dir ve “Uzay Gücü” oluşturmaktır. NEOM’da siber ordular görev için bekletiliyorlar. Yeni dünyanın Siber City’si ile Suudi topraklarında LİNE adı ile inşa ediliyor. Ay’a, Marsa gitme yalanları ile oyaladıkları insanlığa karşı, kesin bir askeri başarı için Uzayı yeni bir saldırı üssü olarak kullanmayı planlıyorlar. Ama bize, alçak irtifa uyduları ile her yerden kesintisiz, hızlı internet erişimi vadediyorlar. Oysa kendileri lazerle yangın çıkartma, RF ile vahşi hayvanları, bitkileri, insanları etkilemeyi, hedeflerini imha etmeyi, istihbarat sağlamayı planlıyorlar. Tabi “Haydut rejimlere karşı önleyici vuruş, İran ve Ukrayna’daki gibi bazan rejim güçleri bazen da muhaliflere, infarmasyon ve bilgi desteği, gerektiğinde operasyonel destek sağlamak.
Ama daha derine inerlerse, her zaman daha yükseğe çıkabiliriz: "Tanrı'dan Çubuklar" çağrısı buradan gelir. Daha doğru bir şekilde hiper hızlı çubuk demetleri olarak bilinen bu silahlar, 20 veya 30 fit uzunluğunda ve bir veya iki fit çapında ince katı tungsten silindirler olacaktır. Çubuklar uzaya gönderilecek ve yerdeki sığınaklardaki uydulardan ateşlenecek, saniyede 10.000 fitten daha yüksek hızlarda çarpacak ve herhangi bir patlayıcı olmaksızın dünyanın derinliklerine nüfuz edeceklerdi. Fikir yeni olmaktan uzak. ; silaha Thor adını verdi ve bir röportajda açıkladığı gibi, "İnsanlar onu periyodik olarak yeniden keşfediyor."
Fizikçiler, ağır tungsten direklerini yörüngeye kaldırmanın yüksek maliyetinden başlayarak bu fikirde ciddi sınırlamalar gözlemlediler. Yine de çubuklar, "uzaydan dünyanın herhangi bir yerindeki yer hedeflerini vurabilme yeteneklerini" öngören Hava Kuvvetleri "Dönüşüm Uçuş Planı"nda "geleceğin sistem konseptleri" arasına dahil edildi. İsterseniz daha fazla bilgi için, onları kendi kaynaklarından tanımak isterseniz bakınız:
TransHumanizm, Nesnelerarası iletişim, Yapay zeka, hepsi aslında birer savaş aleti. Biyoloji savaş, kimyasal savaş, Nükleer savaş, Uzay savaşı, Lazer ve RP silahları ile Global Reset çetesi, var gücü ile bir kıyamet savaşına hazırlanıyor. O konvansiyonel savaş araçlarını unutun. Robot askerler, Avatar askerler artık göreve hazır bekliyorlar. Ekonomik savaş için, paradan başlıyorlar. Bir adım sonra emek ve enerji maliyeti sıfırlanacak. Humonoidler insanın yaptığı her işi yapacaksa insana ne gerek var. Füzyon enerjisi ve ortamdan soğurulacak tabbi enerji ile de otonom sistemler enerji ihtiyacını karşılayabilecek.
Savunma uzmanlarına göre, Thor adını verdikleri tungstenden yapılmış metal çubukla hiper hızla yere çarptıklarında bomba gibi etki yapacak ama içinde patlayıcı bulunmayacak. Bu ancak uydulardan seçilmiş hedeflere fırlatılabilecek. Bir bilim kurgu yazarı ve uzay silahları uzmanı olan Jerry Pournelle, bunu 1950'lerin sonlarında Boeing için çalışırken tasarlamış. Bu çubuklar Titanyum ve Volframdan da yapılabiliyor. Sesden 10 kat hızlı bu çubuklar yere çarptığında radyasyon riski taşımayan küçük bir atom bombası etkisi yapabiliyor.
Vietnam’da ve Irak’ta, Afganistan’da aslında bir çok yeni silahı canlı hedefler üzerinde denediler. Patlayıcısı olmayan silahlar da var artık. RF ve Laser bunlardan bazıları. “Tembel Köpek mermileri” dedikleri "kinetik bombardıman" RFçıları olarak da adlandırılıyor. Bunlar yere düştüklerinde saatte 500 mil hıza ulaşabilir ve 3.000 fit gibi kısa bir yükseklikten düştükten sonra 9 inçlik betonu delebilir. Sentetik bir meteor gibi düşünelim bunu. Birileri dünya nüfusunu sıfırlamak için, yani Global Reset için böyle bir savaşa hazırlanıyor. Akıllarınca “Tanrıyı kıyamete zorluyorlar”. Tarihin sonunu getirecek bir medeniyetler arası kıyamet savaşına hazırlanıyorlar. Peki siz ne düşünüyorsunuz bu hususta. Daha şimdiden çocuklarının çizgi filimler, oyunlar, dizi filimlerle böyle bir savaş için hazırlandıklarının farkında mısınız. Şimdi yeniden düşünme zamanıdır, hem de vakit çok geç olmadan. Ne kadar geç kalırsanız, bu işin bedeli o kadar ağır, uzun ve acı verici olacak. Uyanın! Zaten mRNA ile oltayı yuttunuz, yeni bir yanlış adım daha sizin için çok geç olabilir. Dijitalizmin ve Konformizmin tuzağına düşmeyelim. Size bu gerçeklerden söz etmeyen ve uluslararası sistemin dahili işbirlikçilerine OY vermeyin. OYUN’u görmeden OY’unuzu kullanmayın. Selam ve dua ile.
NOT: Bugün Üsküdar’da kitap fuarında, öğleden sonra söyleşim ve imza günüm var.