Yazan Sabahattin İSMAİL
Rum yönetiminin AKEL üzerinden KKTC'de yürüttüğü CTP, TDP, HARMANCI destekli operasyona, sadece ben değil birçok mukavemetçi de çok değerli yorumları ile tepki gösteriyor.
Rumun organize ettiği bu 5. KOL faaliyeti, doğrudan KKTC 'ye, egemenliğimize, ayrı seçme seçilme hakkımıza ve iki devletli çözüme yönelik, çok yönlü bir siyasi saldırıdır.
KKTC 'yi yöneten, cebinden ve koltuğundan başka birşey düşünmeyen, sahte milliyetçi, korkak, pısırık, demeç milliyetçileri ise "aman bize saldırmasınlar, soldan da oy alalım " hesabıyla bu saldırıya seyirci kalıyorlar.
Onlara sesleniyorum:
Beni dinlemiyorsunuz, bari aşağıdaki arkadaşları dinleyin ve gereken adımları atın!
Dr. NAZIM BERATLI
"1960 Kıbrıs Anayasası'na göre, (ki AB'a verilen de budur) Niyazi dostumuzun AKEL'den aday olması, (eğer kendine Türküm diyorsa) anayasaya aykırıdır. Linobambaki bile olsa, (ki sanırım öyledir) anayasaya göre iki ana toplumdan ya birine, veya ötekine katılmasını gerektirir. Yani ya müftülük, ya da başpiskoposluk, onun kendinden olduğunu teyid etmelidir. Ancak o koşullarda kendini kimden görüyorsa, ondan aday olabilir. Böyle durduğu yerde, birinden veya ötekinden aday dahi olamaz... Ve bu, Rum tarafının AB'ye verdiği Kıbrıs Anayasası'dır...Özetle ne bu adaylık, ne de seçilmesi, yasal değildir... Rum tarafına verilmiş bir tavizdir... Bu biline..."
Dr. ORHAN AYDENİZ
"Avrupa parlamentosu seçimleri için KKTC de seçim faaliyetleri yapılması, neden sakıncalıdır?
1- Rum yönetiminin azınlığı olmadığımız tezine aykırıdır;
2- Ayrı seçme ve seçilme hakkımızdan, kendi tercihimizle feragat etmektir;
3- Devletimizi, hükümetimizi , ayrı siyasi partilere sahip olduğumuzu, anayasamızı, seçimle ilgili mevzuatımızı geçersiz saymaktır;
4- Devletimize, sahip çıkılmadığını göstermektedir;
5- AP seçimlerindeki faaliyetler emsal gösterilecek ve güneydeki başkanlık ve milletvekilliği seçimlerinde de aday olunacak, oy kullanılacak;
6- Adanın kuzeyinin Rum egemenliği altında olmadığı gerçeğini inkar etmektir;
7- Hukuk devletinde herhangi bir yasal dayanağı olmadan seçim faaliyetleri yürütmek ve KKTC vatandaşlarını güneyde oy kullanmaya teşvik etmek, devletimize başkaldırı olmaz mı?
8- KC’nin eşit ortağı olarak ayrı devlet kurduğumuz ve Rum yönetiminin KKTC coğrafyasında yetkili olmadığı tezimize aykırıdır.
9- 1955’lerden beri yürüttüğümüz ulusal mücadelemize gölge düşürmektir."
SONER ÇUVALCIOĞLU
"Her nereden ve kimden gelirse gelsin, devleti yıkıcı faaliyetler mutlaka engellenmeli… Bu faaliyetlere göz yummak bu kanunsuzluklara ortak olmak demektir.
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm yetkilileri göreve davet ediyor ve gereğinin yapılmasını bekliyoruz.
Hiç bir demokratik ülke bu kabil yıkıcı faaliyetlere izin vermez.
Devletimiz için tanınma istiyorsak önce biz onu tanımalı ve yıkıcı faaliyetlerden korumalıyız.
Bu faaliyetlere göz yummanın hiçbir haklı izahı yoktur.
Özgürlük ve ihanetin birbirinden ayrımı eğer yoksa yapılmalıdır."
MUSTAFA BİNATLI
"Devlet olduğumuz bilincine varmadığımız sürece bu utanmaz kişiler ve kuruluşlar KKTC ‘de at koşturmaya devam edecek . Devletsek, yasaları işletip devlet gücünü göstermek şarttır. Tereddüt eden, devletin varlığını inkar eder ve başka devletlerin KKTC’yi tanımasını isteyemez . Çünkü zaten kendisi KKTC’nin bağımsız bir ülke olduğunu ve kendisinin o ülkeyi yönettiğini kabul etmiyor ki tanınma istesin"
ESİN ŞENER SÖZER
"Lanet olsun., O büyük, haklı ve kutsal ‘uğraşımızın’ neticesi, ödenen bedeller, kan’la, gözyaşı ile Vatan yaptığımız topraklar, gölgesinde hür yaşayalım diye uğruna can verdiğimiz Bayrak, Dünya’da birçok Millet’e nasip olmayan ve birlikte kurduğumuz Devlet, günümüzdeki bu rezillikleri, bu gafletten de öte durumu yaşamak için miydi?"
HAMİT SOYLU
"KKTC vatandaşı olup devletin aleyhinde faaliyet gösterenler mevcut anayasal düzene karşı suç işleyenlerin davranışları milli güvenlik sorunudur. Devletler savaşlar sonucu kurulur. Elde ettikleri topraklarda egemenliklerini ilan ederler, bütün dünyada sistem aynıdır. Devletin ortadan kaldırılmasına yönelik faaliyetler terör kapsamında değerlendirilir. Yıkıcı faaliyetlere karşı devletin kurumları harekete geçmeli, mevcut yasalarda bir boşluk varsa meclis görevini yapmalıdır"
ERKİN DOĞRUSÖYLER
"Yazıktır ki devlet denen entity(şahsiyet), cisim, vatanseverlikten çok cep sevenlerden oluşan sahte milliyetçilerle dolmuştur.
Rum pisliğinin yaptıklarını bu kadar görmezlikten gelen, vurdum duymazların, devletin her köşesinde yer alması çok çok düşündürücü. Devletin işlerliğini sağlayabilecek tüm kurumlar bu sahte milliyetçiler, rüşvetçiler ve rantcılar tarafından çökertilmiştir.
Bu kafayla, Rum aramızda bir 100 yıl daha cirit atacaktır.
Gürcistan'da, Rusya'da hatta Türkiye'de hali hazırda var olan yabancıların ülke içinde yaptıkları pislikleri ortaya koyan, denetleyen "yabancı ajan yasası" bir an evvel çıkarılmalıdır"
HASAN ÖZBAFLI
"Gaflet,delalet ve hıyanet içindedirler.
İşgal ettikleri koltuklar ve aldıkları astronomik maaşlar haram olsun."
ÇETİN UĞURAL
GİRNE’DE PALET YIKAMA İŞİ NİYAZİ’DE...!
-Rumların Girne’de Tank Paleti yıkama özlemi vardı ya... Bunun yerine Girne’ye yeniden Niyazi’yi gönderdiler.
-Kötü yönetimimizin basiretsizliği ilk kez işe yaradı: Yolsuzluk, sahtecilik ve pahalılığa çare değil, ortak olan hükümetimiz, Niyazi’nin yasadışı siyasi propagandasına da seyirci...
.... Rum milliyetçiliği paralelindeki söylem ve tutumların esas nedeni, kötü yönetime tepkili halkın oy desteğini almak için değil mi? Maalesef öyledir.
....Hükümete tepki ve moral bozukluğu ile Niyazi'nin ağına düşen bir kısım iyi niyetli çözüm ve barış arayışındaki arkadaşlarımıza da, daha açık bir mesaj da verilmiyor maalesef.
- AB Parlamento seçimlerinde görev dağılımı şöyle:
1- AKEL’in Niyazi’si Kuzey Kıbrıs’ta oy devşirmeye çalışacak...
2- Edek, Diko, Elam destekli Hristodulidis de sınıra oy sandıkları yığacak.
3- Kuzeyden kandırabildikleri de, koyun gibi sıraya girip, Rum egemenliğine teslim için, sınırda, Hristodulidis’in seçim sandıklarına oy atacak......"
