Bugünkü yazım bilinenden en az 3 kat daha uzun. Bunun için beni bağışlayın.
Global resetçiler bütün esbabı cefalarını toplayıp geliyorlar. Kaybederlerse başlarına geleceği biliyorlar. Onun için var güçleri ile saldırıyorlar.Çok güçlüler. Daha güçlü olamazlar, Güç kaybediyorlar. Onun için de paniklemiş durumdalar. Kendi aralarında da uyumsuzlar.
Aslında bu işi 2000’de başlatmaları gerekiyordu ama, evdeki hesapları çarşıya uymadı. 2020 son tarihti.2020’ye de düşündükleri gibi giremediler.
Geçen gün şunu yazmış, 2023 stratejik planındaki satır aralarında vesilen mesaja dikkat çekmiştim: “2019’da devletin hazırladığı stratejik planda “beklenti” olarak GlobalReset programı içinde özel bir yere sahip olan “Nesnelerarası iletişim” programında, Starlink ve 5G ile entegre çalışacak temel altyapılardan biri olan ve doğrudan insanı hedef alan Transhumanizm’e giden yolda NeuraLink’in olmazsa olmazı Chip teknolojisine atıf yapılıyor. Bunlar olacak diye stratejik plana dahil edilecek diye bizim Türkiye olarak bu senaryoda yerimizi almamız için biir “fasıl” açılıyor, bir bağlantı noktası oluşturuluyor adeta.Hani bunlar bekleniyor, bunun şu faydaları yanında şu riskleri olabilir ve bu konuda bizim tedbir almamız için şunlara dikkatli olmamız gerekir denmiyor.Mesela “Gelişen teknoloji ve artan sermaye verimliliği “ara başlığı altında 59. Madde de otonom robotik sistemler sorgulanırken Humanoid gibi insanımsı robot sistemlerinin devreye girmesinin eğitimden savunmaya, üretimden istihdama nasıl bir değişim beklendiği konusuna atıf yapılmamış. Sadece Humanoid sistemine atıf yapılarak teknolojik gelişmelerin “emek maliyetinin düşmesine yol açacağı” vurgulanmış.”
Bugün size Gazeteci Yusuf Ozan’ın bir süredir vermeye çalıştığı mesajlardan bir bölüm sunmaya çalışacağım.
YUSUF OZAN DEMİR KAHİN Mİ?
Hayır, kahin değil,olamaz. Kimse geleceği bilemez, ama bu bundan sonraki ayın eylül olacağını bilmek, sonbaharda havaların soğuyacağını, ağaçların yaprak dökeceğini bilmek kehanet değil. Yusuf “görünen köyün hikayesi”ni anlatıyordu. Ve öngörüleri, ferasetli yorumları gerçek oldu: Tedbir alınsaydı olmazdı da değil. Olan oldu, o bir kaderdi. Hayır da olsa şer de olsa böyle. Şimdi bizim yapmamız bunun sorumlularından hesap sormak ve gelecek günlerin geçen günleri aratmaması için esbaba tevessül etmek. Ama ben içimizdeki beyinsizler, cahiller ve zalimler, haksızlıklar karşısında susanlar yüzünden gelecek günlerin geçen günleri aratmasından korkarım.
Evet Yusuf Ozan Demir “@yusdemoz” Twitterde İKLİM SAVAŞLARI konusunda 12 Şubatta şunları yazmış: Koronavirüs sonrası dünyayı kuraklık korkusu sardı. İklimler değişiyor, insanoğlu zorlu bir sürece giriyor. Türkiye de gerek kurak gerekse de son dönemdeki iklim olayları ile önceki yıllara göre değişik olağan dışlı günler yaşıyor. NELER OLUYOR? Söz konusu gelişmeleri 'İklim değişikliği' diyerek geçiştiriliyor. Peki gerçekten böyle mi? HAYIR! Peki perde arkasında hangi sinsi oyun var İKLİM SAVAŞI! Dünya’da artık savaşlar çeşitli hale geldi.
Küresel Güçler, biyolojik savaşın yanında İklim Savaşları mücadelesi de veriyor. Değişen 'Ekolojik Dengeler' de artık savaşlara sebep olabilmekte. Vekalet Savaşlarının yanında, artık İklim Savaşları da önemli bir koz. Peki İklim savaşlarındaki asıl amaç ne? YAPAY BULUTLAR İLE TARIM ALANLARI HEDEF ALINIYOR Bugünlerde meydana gelen tüm hava koşullarında insanoğlunun parmak izi var. Artık hedef ülke ve alanlar oluşturulan yapay bulutlar ile hedef alınabiliyor. Atmosfer iletkenleştirip, 'iyon’ize' edilmiş gökyüzüne gönderilen yüksek akımlı ELF frekanslarıyla yapay bulutlar meydana getiriliyor. Sistem tarafından üretilen memeli bulutlar, çeşitli kimyasalların karışımı ile atmosfere yani havaya doğru gönderiliyor. Ardından içeriğindeki kimyasallar ile birlikte göze kestirilen bölgelere taşınıyor. Üretilen Kümülonimbus yani yapay bulutlar, özellikle seçilen tarım alanlarında aşırı yağışların ve şiddettli doluların oluşmasına zemin hazırlıyor.Tersi yönünde ise kuraklığa sebebiyet veriliyor. Yani bu teknikle oluşturulan bulutlar hedef ülke üzerinde bir silah olarak kullanılıyor. Bu teknikle insanlara doğal tüketim alışkanları unutturulup fabrikasyon ürünü kullanma alışkanlıkları depreştirilerek teşvik ediliyor. SURİYE'DE İKLİM OYUNU! Bu yöntem endüstri için kullanılırken siyasi sonuçlar elde edilecek şekilde yine hedef ülkelere dayatılabiliyor. Yapılan araştırmalar, kuraklık gibi iklim anormalliklerinin, insan psikolojisini etkileyen etkenler olduğunu ortaya koyuyor.Psikolojik hallerde değişikliklerin insanlar üzerindeki etkileri, kişisel saldırılardan, büyük savaşlara kadar uzanan bir sürece yöneliyor SURİYE KURAKLIKLA DA HEDEF ALINDI 2006 -2010 yılları arasında Suriye’de yaşanan kuraklık, Suriye’nin yaşadığı en büyük kıtlıkla sonuçlandı. Tarımı ve köy yaşantısını bitiren kuraklık yüzünden köylü ve halk perişan oldu. Kuraklığın sürmesiyle beraber, 2011 sonbaharında Suriye iç savaşı başladı. Suriye’de olduğu gibi açlık ve yokluk, halkı psikolojik savaşa sürükledi.
Bu durumda da insanlar adalet ve para kazanma arayışı içerisinde çözümü üretecek örgütlenmeler kurmaya başladı. İRAN: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE YABANCILARIN PARMAĞI VAR Suriye'deki realiteyi gören İran söz konusu tehlikeyi fark eden ülkelerden biri. İran Sivil Savunma Kurumu Başkanı General Gulamrıza Celali 1 Temmuz 2018'de Tahran'da düzenlenen Üçüncü Sivil Savunma Konferansı'nda bakın hangi dikkat çekici tespitlerde bulunuyor; 'İSRAİL YAĞMURU ENGELLİYOR''BULUT VE KAR HIRSIZLIĞIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ' 'İRAN’DA MEYDANA GELEN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE YABANCILARIN PARMAĞININ OLMASI ŞÜPHESİ VAR. ÜLKEDEKİ BİLİM MERKEZLERİ DE BUNU TEYİT ETMEKTEDİR. İSRAİL VE KOMŞU ÜLKELERDEN BİRİ, İRAN’A GİREN YAĞMUR BULUTLARINI YAĞMAMASIİÇİN KISIRLAŞTIRIYOR. BUNUN YANI SIRA BULUT VE KAR HIRSIZLIĞIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ' KJ: RUSYA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN ABD'Yİ SORUMLU TUTTU 2010 yılında Rusya’da 40 dereceyi bulan aşırı sıcaklardan da Rus bilim adamları ABD’yi sorumlu tuttu. Ülkenin en büyük gazetelerinden Komsomolskaya Pravda gazetesi, uzmanlardan görüş alarak böyle bir ihtimalin bulunduğu sonucuna vardı. Kavurucu sıcakların doğal olamayacak kadar uzun sürdüğünü dile getiren Rus fizikçiler+16+ “ABD, bize gizli iklim silahı HAARP ile savaş açmış olabilir” görüşünü öne sürdüler. En büyük şüphe ise; Pentagon’un kontrolünde 1997 yılından beri, Gakona’da çalıştırılan yüksek frekans dalga yayıcı HAARP istasyonu üzerinde toplandı. STRAFOR’UN, TÜRKİYE İKLİM RAPORU ABD’li düşünce kuruluşu Stratfor, Türkiye’nin su politikaları ve bölgesel kuraklık tehlikeleri üzerine 2015’te bir rapor yayınladı. Stratfor, Türkiye’nin Fırat ve Dicle nehirlerini kontrol ederek Ortadoğu’daki etkisini artırmak için kullanabileceğini belirtirken ülke içindeki ve dışındaki Kürtlerle ilişkisini de 'Aşil topuğu' olarak tanımladı. Stratfor’a göre uzun vadede Türkiye’nin nehirler üzerindeki kontrolü ve su politikaları, Irak ve Suriye ile gerilime neden olacak. Güneydoğu Anadolu Projesi, kapsamında yapılacak ve yapılmakta olan barajlar ise, bölgedeki Kürtlerle ilişkileri etkileyecek. NASA’nın 2003-2009 arasında yaptığı incelemelere göre Fırat ve Dicle havzasında ciddi anlamda bir kuraklık sorunu olduğundan bahseden Stratfor, Türkiye’nin su politikasını kullanacağını öngörüyor. GAP’ın finansmanında, projenin bölgesel dengeleri gözetmemesi nedeniyle sıkıntılar çıktığına değiniyor. Stratfor’a göre Türkiye ve İran, bölgedeki Kürtler üzerinde etki sahibi olmak için birbiriyle yarışmak zorunda kalacak.Bu durumda su önemli bir koz olarak kullanılacak. Ayrıca bu durum Irak’la ilişkilerin gerilmesine yol açacağından bahsediyor.
OZAN’IN KEHANETLERİNE (!?) DEVAM
Aslında bunları görmek için kahin ya da bilim adamı olmaya da gerek yok. Bunları ilk yazan, genel olarak ilk söyleyenler de tek bizler değiliz aslında. Kehanet değil, ferasetli bir aklın farkına vardığı bir gerçekten söz ediyoruz.
18 Kasım 2020'de Ozan şu analizi yapmış. Bugünden bakılınca oldukça dikkat çekici değil mi?
THE ECONOMIST KAPAĞI VE EZOTERİK ŞİFRELERİ! Dünya gündemine yönelik takip ve analizleri ile damga vuran küreselci The Economist Dergisi, 17 Kasım sayısını yayımladı. Derginin kapağı oldukça dikkat çekici. DERGİ 2021'İ KUMAR MAKİNESİ İLE ANALİZ ETTİ Dergi, 2021 yılını bir kumar makinesi ile analiz ediyor. Kumar makinesinin sağ tarafında dünyayı sembolize eden bir kol bulunuyor. Kumar makinesinin en solundaki yeşil tuşta 'Bet' yani 'Oyuna devam et'. O yeşil tuşun hemen üstünde de 'Hold' yani 'bekle!' yazıyor Makinenin en sağındaki sarı tuşun üzerinde de 'cashout' Türkçe anlamı ile 'kazandığını al çık!' ifadesi göze çarpıyor. Kumar Makinesine para atılan kısmında ise 'Dünyayı fonlayın' anlamına gelebilecek bir ifade yer alıyor. Ve The Economist Dergisi'nin 17 Kasım sayısı kapağındaki çarpıcı semboller. Makinenin en solunda aşağıdan yukarı doğru; soru işareti, ağzı maskeli bir bebek, aşı ve koronavirüsü anlatan emoji ve semboller görülüyor. KORONA DEVAM EDECEK AŞI BULUNACAK AŞI SONRASI İNSANLIK DEĞİŞECEK Bununla 2021'de de COVİD-19'un devam edeceği aşının bulunacağı ve aşı sonrası yeni doğan neslin farklı özelliklerde olacağı ima ediliyor. Sol ikinci sütunda da yine aşağından yukarı; tiktok, ikiye bölünmüş Amerikan bayrağı, Joe Biden ve nükleer sembolize edilyor.
AMERİKA ZAMANLA PARÇALANACAK İşte burada da Joe Biden'ın gelişi ile Amerika'nın (tiktoktiktok) zamanla parçalanacağı ve Nükler savaşların çıkacağı anlatılıyor. Daha özet bir ifade ile; Amerika için zamanın azaldığı kaydediliyor.Soldan üçüncü sütuna da bakınca yine dikkat çekici görseller fark ediliyor. Burada'da Çin, yenilenebebilir enerji, dolar ve soru işareti görülüyor.Bu sütunda ise şu mesajlar veriliyor; -Yeni bir sistem inşaa edilecek. -Yeni sistemde yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin olacak. -Amerikan doları ile işlem gören eski enerji kaynakları tüketimi sona erecek.Bununla dolar, rezerv para olmaktan çıkacak. Şimdi gelelim Kumar makinesinin en sağ kısmına. Aşağından yukarı doğru bir kez daha bakıldığında korona, kamera, orman yangınları ve enflasyon karakterize ediliyor.Yani bu görseller ile de koronavirüs sonrası online hayata geçileceği, orman yangınlarının devam edeceği, dünya genelinde enflasyonun yükseleceği analizi yapılıyor.NEDEN KUMAR MAKİNESİ? İlgili makine ile 2021 yılının felaketler yılı olacağı ve 'felaketlerden felaket beğen, seç al, bekle bakalım şansına ne çıkarsa!' mesajı veriliyor.”
Hatırlayın, daha önce tüm dünyada yanan ormanları “Time” kapak yapmadı mı! Adamlar davul çalarak çala yapıyorlar. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
Ozan 26 Kasım 2000’de büyük kıtlık projesini yazmış.
“Büyük Kıtlık projesi için birçok hayvan katledilecek! Ormanları oksijeni yok etmek için yakıyorlar. Hayvanları gıda yok olsun diye çeşitli bahanelerle yok ediyorlar! Virüs Kıtlık Nükleer Yapay et, yapay gıda endüstrisi.” Bunlar hep komplo, ama Bill’in adamları yazarsa “bilim” oluyor.
Ozan’ın 29 Kas 2020 mesajı şöyle:“1-Fransa yanıyor! Bu görüntü/olaylar 2021'deki Sinemanın fragmanı! Filmin adı: Sokakta kaos! Yönetmen: Büyük Sıfırcılar Halk, ulus devletleri ile karşı karşıya gelecek. Maske, aşı protestoları "Aç kaldık" diyenler Hastalık bahanesi ile toplu hayvan katliamları ve Nükleer! 2-Hepsi ve daha fazlası 2021 Ocak sonrasında!”
Neyse durum ortada. İktidar sahipleri ise bu kirli oyunun aslında kendilerine karşı kurulan bir komplo olduğunun farkında bile değil. Maske, Mesafe, Musluk, aşı, Mars hikayeleri ile Siber diktatörlük yolunda emin adımlarla yürüyoruz. Kaçtığımızı sandığımız şeye doğru koşuyoruz. Korkarım bu gidişle gelecek günler, Allah korusun geçen günleri aratır. Allah encamımızı hayreylere. Selam ve dua ile.
İktidar sahipleri hak olan bir düzen icindemi ki onlara komplo kurulsun. Şirk üzere kurulu olan bir sistemi yönetmeye devam ediyorlar. Muhalefetten farkları yok. Ya Hak vardır ya Batıl ortası olmaz. İktidar sanki sütten çıkmış ak kaşık. Bu batıl düzenin bir parçası o kadar.