Yazan Sabahattin İSMAİL
Gaziveren Osmanlı döneminden beri hep Türklerin yaşadığı, Güzelyurt Körfezi’nde çok verimli toprakları olan, sulu tarımın yapıldığı, narenciye bahçeleri ile kaplı, 1964 ve 1974’de şehitler pahasına Rum saldırılarına direnen kahraman bir köyümüz.
2004’den sonra, bu köyümüzün orijinal Türk tapulu Tarım alanlarını, AMİCAM MAHROOM ve YUVAL MİCHAELY adlı iki İsrail vatandaşı satın almaya başladı.
Ne yazık ki bazı köylüler de normal değerinin çok üstünde teklif edilen fiyatların cazibesiyle topraklarını bu İsraillilere satmaya başladı.
Dönümü 10-15 bin sterlin olan topraklar bugün dönümü 100-150 bin sterlin civarında satılmaya devam ediyor. Hükümet ise seyrediyor
İki İsrail vatandaşının sahibi olduğu ve Girne’nin Doğusundaki ESENTEPE, TATLISU, KAPLICA bölgelerinde de binlerce dönüm arazi alıp onlarca dev site inşa eden EVERGREEN DEVELOPMENT GROUP adlı şirket, Gaziveren’de de deniz sahilindeki çok verimli tarım alanlarını satın aldı. Burada, adını Yunan güzellik tanrıçasından alan, onlarca apartman, yüzlerce daireden oluşan AFRODİT SİTESİ’ni yapmaya başladı.
Bölgede 3 kat sınırı olmasına karşın, çok katlı apartmanlar yapıldı.
Bunların açtığı yoldan giden başka inşaat şirketleri de şimdi o güzelim yemyeşil bahçelerin olduğu köyde 20-30 katlı apartmanlar dikmeye başladı. Bölge sivil toplum örgütlerinin gösterdiği onca tepkiye ve bölgenin daha önce SAHİL KORUMA ŞERİDİ ilan edilmiş olmasına karşın, hükümetler buna göz yumdu ve kılıfına uydurdu. Yüzlerce Rus, Ukrayna, İsrail, İran, İngiliz, AB vatandaşı satılan Konutları aldı.
Önceki yıl AMİCAM MAHROOM kanserden ölünce sahile heykeli ve anma anıtı dikildi. Köy Şehitlerinin bile anıtının olmadığı yerde bir İsraillinin anıtının dikilmesine köylülerle birlikte büyük tepki gösterdik ve dikilen anıtın kaldırılmasını sağladık.
Ancak yapılan inşaatlar halkın denizle irtibatını kopardı.
Halk, bölgenin yerel dokusuyla yüzde yüz ters olan EVERGREEN inşaatları ile deniz arasında, denize ulaşımı sağlayacak bir kamu yolu ve yanına yürüyüş/bisiklet yolu yapılması için girişim yaptı.
Esasen KKTC Anayasasına göre sahiller halkın malıdır ve 100 metrelik sahil Şeridi içine inşaat yapılmaması gerekir. Ama, siyasiler göz yumunca dinleyen kim?
Bölge gelişim Planlarında, sahilde yol yapılması da var. Lefke Belediyesi 26 Ekim 2023 tarihli bir yazı ile yol yapılmasını uygun gördü.
Şehircilik Dairesi ve Karayolları Dairesi de 11 Aralık 2023 tarihli bir uygunluk yazısı ile yol yapımına destek verdi .
İçişleri Bakanı da gerekli önergeyi hazırlayıp Bakanlar Kurulu’na sundu.
Ne ki İsrail vatandaşlarının sahibi olduğu EVERGREEN adlı şirket, AFRODİT SİTESİ ile deniz arasına kamu yolu yapılmasına karşı çıktığı için önerge Başbakan Ünal Üstel tarafından görüştürülmedi. İsraillilere ait şirket kamu yolunu engelleyerek sahili özel Plajı olarak kullanmak istiyor. Başbakan Ünal Üstel de bu şirketin yanında yer alarak önergenin Bakanlar Kurulundan geçmesini engelliyor.
Bunun üzerine Halk kamu Yolunun iptal edilmek ve sahil ile bitişikteki hali arazilerin İsraillilerin şirketine peşkeş çekilmek istendiğini belirterek yol vb. taleplerini içeren bir imza kampanyası başlattı.
Toplanan onlarca imza Hükümete verildi.
Dikkate alınmayınca yerel basın konuyu manşetlere taşıdı.
Soru şu: KKTC Başbakanı niye halkın isteklerini değil de ülkeyi parselleyen İSRAİLLİLERİN isteklerini dikkate alıyor?
Halk onu ikna edemezken, İSRAİLLİLER onu nasıl ikna etmiştir?
Şu İsrail vatandaşları ve şirketleri nasıl bir güçle ve hangi ikna metodu ile bu ülkenin Başbakanını ikna edip halkın, basının,
Lefke Belediyesinin, Şehircilik Dairesi'nin, Karayolları Dairesi'nin ve İçişleri Bakanının ortak talebinin dikkate alınmamasını sağlıyorlar?
KKTC'yi savunan herkes bu ikna metodları üzerinde çok ciddi şekilde düşünmelidir.
Bu bağlamda AMİKAM MAHROOM VE YUVAL MİCHAELY ‘e ait, benim tespit edebildiğim tam 9 şirket bulunduğunu, bu şirketlerin şimdiye dek binlerce dönüm toprak alıp 5000’den fazla konut yapıp yabancılara sattığını belirteyim. Ne ki satılan çok sayıda konutun tapuda devirlerinin yapılmadığı, şirketlerin kurumlar vergisi listelerinde ve sahiplerinin gelir vergisi listelerinde çok alt sıralarda olduğu, konutların gerçek satış fiyatlarının çok düşük gösterilmesi nedeniyle ödenmesi gereken Tapu vergi ve harçlarının dörtte birinden az ödeme yapıldığı yönünde çok güçlü iddialar var.
Ne ki hükümet İsraillilerin şirketleri ile ilgili bu iddiaları araştırmaya yanaşmıyor.
NİYE ACABA?
İşte, İsrail vatandaşları AMİKAM MAHROOM VE YUVAL MİCHAELY’in veya Türk avukatlarının sahibi göründüğü 9 şirket.
Bunlar sadece iki İsrailli’ye ait olanlar. KKTC’nin içine düşürüldüğü kahreden durumu varın siz düşünün!
1- EVERGREEN DEVELOPMENT GROUP
AMİKAM MAHROOM ( İSRAİL VATANDAŞI)
YUVAL MİCHAELY ( İSRAİL VATANDAŞI)
2- ÇATALKÖY HEİGHTS PROPERTİES LTD.
YUVAL MİCHAELY ( İSRAİL VATANDAŞI)
AMİKAM MAHROOM (İSRAİL VATANDAŞI)
3- HERMAVİ PROPERTİES LTD.
AMİKAM MAHROOM ( İSRAİL VATANDAŞI)
YUVAL MİCHAELY (İSRAİL VATANDAŞI)
4- İSLA PROPERTİES LTD
AMİKAM MAHROOM (İSRAİL VATANDAŞI)
YUVAL MİCHAELY (İSRAİL VATANDAŞI)
5- SWEET WATER BAY PROPERTİES LTD
Direktör : YUVAL MİCHAELY
ABD, İsrail vatandaşı
Paravan şirket ortakları: Avukat Akan Gürkan, Avukat Mustafa Şener
6- İTACARE PROPERTİES LTD LTD.
Sekreter : AMİKAM MAHROOM ( İSRAİL vatandaşı)
Hissedar: YUVAL MİCHAELY ( İSRAİL vatandaşı)
Paravan şirket ortakları : Avukat Mustafa Şener, Avukat Akan Gürkan)
7- SLEEPING ELEPHANT PROPERTİES LTD.
Direktör : YUVAL MİCHAELY ( İSRAİL, ABD VATANDAŞI)
Paravan şirket ortakları : (Avukat Akan Gürkan ve Avukat Mustafa Şener)
8- PAUSA PROPERTİES LTD
Direktör : YUVAL MİCHAELY ( İSRAİL, ABD VATANDAŞI)
Paravan şirket ortakları : ( Avukat Akan Gürkan ve Avukat Mustafa Şener
9- SAPA PROPERTİES LTD
Direktör : YUVAL MİCHAELY (İSRAİL, ABD VATANDAŞI) ve Avukat Ayhan Şener
Paravan şirket ortakları: (Avukat Akan Gürkan ve Avukat Mustafa Şener)
Kapak: KKTC Başbakanı Ünal Üstel'in şapkası photoshop !
Aynı konuya yakın bir araştırmanın da güney doğu Anadolu daki 2004 den sonra yapılan toprak satışlarının da incelenmesi gerektiğini düşünüyorum
Sebebi ise 2004 yıllarında o bölgede doğum yapan İsrailli kadınların çocuklarına verilen TC kimlikleri ile rahat bir şekilde toprak alımı gerçekleşmiş olabileceğini düşünüyorum.
Sonraları Filistin'in durumuna düşmemek adına.