İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze’de yaşattıkları hemen akıllara, KKTC’yi ve beraberinde Kıbrıs’ın Güneyi’nde 2003, Kuzeyinde ise 2008 yılında faaliyete geçtiğini bilinen CHABAD örgütünü getirdi. Onun için küresel güç odaklarını sahaya sürdüğü CHABAD’ın Kıbrıs’ın iki bölgesinde yürüttüğü faaliyetleri daha iyi anlamak için, adanın askeri açıdan az bilinen yönlerine bakmak gerekiyor.
Kıbrıs Adasının uzunluğu 224 km. Eni 96 km.dir. Türkiye ana karasına 65 km. Yunanistan’a 770 km. Mısır’a 400 km. Suriye’ye 96 km. uzaktadır.
Türklerin sahip sahil şeridinin uzunluğu Rumlardan fazla olup 396 kilometredir. Rumların sahip olduğu kıyı şeridi ise 308 kilometredir. İngiltere’nin Ağrotur ve Dikelya da bulunan iki egemen üs bölgesinin toplam sahil uzunluğu ise 79 kilometre civarındadır.
782.5 kilometre uzunluğundaki adanın toplam sahil şeridinin de yaklaşık %10'luk kısmını İngiltere kontrol etmektedir.
Kıbrıs; Türkiye, Irak, Suriye, Lübnan, İsrail ve Mısır sahillerindeki boru hatlarının çıkış noktalarını kontrol eder. (1956 yılında İngiltere Başbakanı Anthony Eden'in Lordlar Kamarası'nda yaptığı bir konuşmada "Kıbrıs yoksa petrol de yok. Petrol yoksa İngiltere'de açlık ve işsizlik olacaktır. Bu kadar basit "diyerek Kıbrıs adasının kendileri açısından ne denli önemli olduğunu ortaya koymuştur) Birinci Dünya Savaşı sürecinde İngiltere’nin bu bölgeyi kontrol edebilmek amacıyla sadece Kıbrıs adasında 49 dinleme istasyonu kurduğu ve işlettiği unutulmamalıdır.
1974 KIBRIS BARIŞ HAREKATINDA İNGİLTERE NE YAPTI?
1- 1974 yılında İngiltere Türklere karşı Türkiye’nin ikinci harekâta geçmesiyle beraber farklı askerî operasyonlar üzerinde bir değerlendirme yapan İngiltere, Kıbrıs ile Türkiye arasındaki bölgeye İngiliz donanmasıyla bir set çekmek ve adadaki İngiliz üslerine takviye maksadıyla, içinde komando askeriyle dolu Hermes savaş gemisini adaya sevk etti. Ayrıca İngiliz zırhlısı Devonshire ile Onslaught denizaltısı ile Rhyl ve Andromeda savaş gemileri de Kıbrıs’a getirdi. TSK’nin harekatı durdurmaz ise Türkiye’ye müdahale edeceklerini bildirdiler.
2- 1974 yılında sözde Süveyş bölgesindeki mayınları temizlemek maksadıyla bölgeye gönderilen 1.500 civarındaki Amerikan deniz piyadesini Kıbrıs’a getirdiler. Amerika askerleri bugün bile İngiliz üslerinde kalmaktadır. Ayrıca 1997 itibarıyla ABD'nin Delta Force adı verilen çok özel birliğine bağlı bir grubu da Ağrotur Üssü'ne getirdiği ve orada konuşlandırdığı bilinmektedir.
3- Ada topraklarının 254 kilometrekarelik bir kısmı olan %2.76'lik bir kısmını işgal etmekte olan İngiliz üslerinde yaklaşık 10.000 asker bulunmaktadır.
4- İngiltere'de Cheltenham istihbarat merkeziyle bağlantılı olarak çalışan hassas dinleme, haberleşme ve gözetleme sistemleriyle donatılmış olan üslerde nükleer, biyolojik ve kimyasal silah depoları olduğu yönünde güçlü iddialar vardır ancak İngiltere bu iddialara karşı sessiz kalmaktadır.
Gittikçe küçülmekte olan ve zaman içinde sömürgelerinin neredeyse tamamını kaybeden İngiltere'nin hangi bilinmeyen sebeple bu küçücük adadaki iki üs konusunda bu kadar ısrarcı ve tavizsiz olduğu sorgulanması gereken bir konudur. Ancak konu ciddiyetle gündeme getirilmez.
Kıbrıs adası; 1967 ve 1973 İsrail-Arap savaşlarında, Araplara karşı kullanılan İsrail uçaklarını hedef tespit yönlendirmede kullanılmışlardır. Ağrotur üssündeki radarlar. (Sandra Projesi) vasıtasıyla elde edilen bilgiler Amerika, İsrail ve İngiltere’ye dağıtılırken bu konuda bilgi ulaştırılan bir başka önemli merkez ise Akdeniz'de seyir halinde olan 6. Filo olur.
İngiltere'nin diğer üslerinden farklı olarak yaklaşık 4.000 millik (6400km.) bir alanda etkili olan radarlar, antenler ve uydu sistemleriyle Kıbrıs'taki üsleri; Türkiye’nin tamamı, Balkan coğrafyasından "füze rampalarının bulunduğu, ayrıca füze ve savaş uçaklarının test edildiği alanların bulunduğu "Rusya'nın güneyine kadar etkili olabilmektedir.
Ağrotur üs bölgesinden Cobra Shoe kod adıyla ve Amerikan RCA şirketinin "over-thehorizon/OTH" denilen sisteminin istihbarat çalışmaları yapılmaktadır. "Ortadoğu'nun en hassas noktalarını dinleyebilecek kapasitedeki "İngiltere'nin olur vermesiyle Amerikalılar üsler bölgesinde İngilizlerin Sandra'sından çok daha güçlü ve çok daha modern olan bu istasyonu kurmuşlardır. Bunu hemen yakınlarda bir füze erken uyarı istasyonu takip etmiştir.
Kıbrıs hükümetlerinden gizli olarak tesis edilen ve Amerikalılar adına İngilizler tarafından işletilen bu tesis Asya’yı içine alacak şekilde o güne kadar tesis edilmiş en gelişmiş istihbarat merkezi olarak adlandırılır. Amerika buradaki istihbarat faaliyetleri için 160 milyar dolar İngiltere’ye ödeme yapmıştır. (İngiltere Kıbrıs’taki üslerinde askeri faaliyetlerini bu yolla finanse etmektedir)
Ağrotur üssü İngiltere'nin İngiltere sınırları dışındaki en büyük hava üssüdür ve 1960 yılından bu yana çeşitli askeri operasyonlarda savaş uçakları ve askeri birliklerin ileri karakol, ara bölge ve konaklama noktası olarak kullanmalarının dışında Ağrotur üssü Amerikalıların U-2 casus uçaklarına ev sahipliği yapmaktadır. Muammer Kaddafi'ye karşı Libya'da, Afganistan’a düzenlenen ABD güdümlü harekâtta da U-2 uçakları kullanılmıştır.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın resmi davetlisi olarak Amerika'ya giden ve 28 Ekim 2005 günü bir görüşme yapan KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın ziyareti sonrasında, KKTC'yi resmen tanımamakla beraber durumu meşru olarak nitelendiren Amerikan hükümeti geleceğe yönelik olarak Kıbrıs'ı bir askeri üs olarak kullanmanın ilk sinyallerini de vermiştir. Adada Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargo ve uluslararası izolasyonların kaldırılması konusunda hiçbir adım atmayan, adadaki iki toplumun eşit haklara sahip olarak bir araya gelmeleri konusunda fazla bir gayret sarf etmeyen Amerika'nın Kıbrıs'la ilgili geleceğe yönelik planlan bu adadan daha fazla ve sıkıntısız istifade etmeye yöneliktir. Kıbrıslı Rumları her ne kadar meşru hükümet olarak tanıyor olsa da, Amerikan hükümetinin Kıbrıslı Türklere olan bu suni ilgisi bölgesel bir sorunun çözümlenmesinden ziyade, adanın Amerikan çıkarlarına hizmet eden bir deniz üssü olmasındandır
İsrail’in Türkiye’yi geçen hafta tehdit edebilmesinin arkasında da Kıbrıs’taki üslerin rolü büyüktür. Kıbrıs Ada topraklarının 254 km2’lik (Gazze’nin yüzölçümü 45 km2) bölümünü işgal eden İngiltere, burada yaptığı gizli faaliyetlerle Türkiye’nin, Türk ve İslam dünyasının bekası önünde en büyük tehdittir.
Kıbrıs'la ilgili herhangi bir tartışma başladığı anda ilk etapta ortaya atılan fikir, adanın 1974 yılında ikiye ayrıldığı ve adada iki toplumun bulunduğudur. Oysa ada fiili olarak üçe bölünmüş durumdadır ve göz ardı edilen bölüm İngiltere'nin özel hükümranlık alanı olan üsleridir. Ortadoğu bölgesindeki neredeyse bütün İngiliz mevcudiyetinin yavaş yavaş ortadan kalkması ve İngilizlerin bir çekilme süreci yaşamalarına rağmen adadaki İngiliz üsleri varlıklarını korumaktadır. Her ne kadar adada söz sahibi olan Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar bu İngiliz üslerine tepki gösterseler de İngiltere'nin bu toprakları bırakmaya niyeti yoktur.
KIBRIS BARIŞI ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGEL İNGİLTERE VE AMERİKADIR
2002 yılından itibarense Voice of America (Amerika'nın Sesi) burada iki güçlü vericiyi kullanmaktadır. İngilizlerin propagandaya yönelik yayınları ise doğrudan Zigi köyü yakınlarında bulunan Doğu Akdeniz İngiliz İstasyonu ve bunun ikizi durumundaki Limasol'da Lady's Mile plajının batısındaki istasyon vasıtasıyla yürütülmektedir. Her iki istasyon da çeşitli dünya dillerinde BBC Dünya Servisi (World Service) yayınlarını aktarmaktadır. Bütün bu istasyonlar Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı çevreleyecek geniş bir bölgeye yayın yapabilmektedirler. İsrail’in Gazze’de insanlık dışı katliamlarının üstünü örten yayınlar buradan yapılmaktadır.
Ayrıca Trodos Dağlarındaki Olimpos Dağı'nda bulunan radar halen Kıbrıs adası çevresinde, Suriye, Irak, İran, Lübnan, İsrail, Mısır ve Türkiye'nin sivil ve askeri hava trafiğini yakından takip etmektedir.
Dinleme istasyonlarının gücünü göstermesi açısından Lefkoşa ile bazı başkentler arasındaki mesafeyi vermekte fayda olacaktır. Buna göre Lefkoşa-Ankara arası 537 kilometre, Lefkoşa-Aşkabat/Türkmenistan arası 2.248 kilometre, Lefkoşa-Astana/Kazakistan arası 2.259 kilometre, Lefkoşa-Atina/Yunanistan arası 915 kilometre, Lefkoşa-Bağdat/Irak arası 1.036 kilometre, Lefkoşa-Bakü/Azerbaycan arası 1.058 kilometre, Lefkoşa-Beyrut/Lübnan arası 241 kilometre, Lefkoşa-Belgrad/Sırbistan arası 1.530 kilometre, Lefkoşa-Berlin/Almanya arası 2.488 kilometre, Lefkoşa-Bern/İsviçre arası 2.519 kilometre, LefkoşaBişkek/Kırgızistan arası 3.636 kilometre, Lefkoşa-Brüksel/Belçika arası 2.901 kilometre, LefkoşaKahire/Mısır arası 602 kilometre, Lefkoşa-Kopenhag/Danimarka arası 2.772 kilometre, LefkoşaŞam/Suriye arası 326 kilometre, Lefkoşa-Helsinki/Finlandiya 2.843 kilometre, Lefkoşa-Kudüs/İsrail 243 kilometre, Lefkoşa-Kabil/Afganistan arası 3.250 kilometre, Lefkoşa-Londra/İngiltere arası 3.218 kilometre, Lefkoşa-Moskova/Rusya arası 2.310 kilometre, Lefkoşa-Paris/Fransa arası 2.949 kilometre, Lefkoşa-Wahington DC arası 9.109 kilometredir.
Cezayir bağımsızlığını savunan BM Genel Sekreterin Dag Hammarskjold'un 1961 yılında öldürülmesi Kıbrıs İngiliz üslerinden 5.340 km. den naklen izlenmiştir. 62 yıl öncenin teknolojisiyle 5.340 kilometre uzakta olup bitenleri takip edebilen gücün bugün neler yapabileceği değerlendirilmelidir.
İngiltere Kıbrıs’ta oluşacak bir barışın önünde Amerika ile birlikte en büyük engeldir. Temmuz 1954 tarihinde İngiltere’de Lordlar Kamarası'nda yapılan Kıbrıs'la ilgili bir görüşme sırasında ortaya atılan "Kıbrıs hiçbir zaman tam bağımsız olmayı beklememelidir." düşüncesi yaklaşık 69 yıldır doğruluğunu koruyan bir düşünce yapısı olduğu ortaya çıkmıştır. Adada her dönem "böl ve yönet" stratejisi içerisinde emperyalist bir politika takip eden İngiltere bugün Amerika’yı yanına alarak adada kendi çıkarları ve varlığını devam ettirebilmek amacıyla üslere azami özen ve dikkati göstermekte ve son derece başarılı bir taktikle de kamuoyunun gözünden uzak tutmaktadır.
TÜRKİYE NE YAPABİLİR?
İsrail’in bölge ile ilgili aldığı önemli bilgiler Kıbrıs’taki İngiliz üslerinden sağlanır. Lojistik desteği ise havadan; İncirlik-Kıbrıs-İsrail güzergahını takip eder. Kilit Türkiye’nin elindedir. Türkiye bugüne kadar havadan yapılan ikmale müdahale yapmamıştır.
Dikelya İngiliz üssü Türk bölgesinde kalmaktadır. Dikelya'daki üs bölgesinde bulunan dinleme ve haberleşme istasyonu doğrudan İngiltere'de Cheltenham istihbarat merkeziyle irtibatlı çalışmaktadır.
Dikelya üsler bölgesinde bulunan Beyarmudu (Pergamos) halkı bu sıkıntıları en yakından yaşayanlar arasındadır. Beyarmudu ve Pile Türk köylerinde yaşayanlar ise genellikle ikiye bölünmüş durumda olan kendi köylerinde bile hareket serbestileri yoktur. Dev anten ve radarların, elektronik harp vasıtalarının yaydığı radyasyonun ağır saldırısı altında sağlıklı yaşamları tehlikededir. Türkiye bu iki köyü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle anlaşarak daha sağlıklı ve güvenli bir yere taşıyabilir. Boşalan bu alanda Elektronik harp tesisleri kurabilir. Başta karıştırma ve dinleme olmak üzere Amerika, İngiltere, Fransa ve İsrail’den gelecek bir tehditte caydırıcı konumda olabilir.
Ayrıca İngiltere Akdeniz’de tüm üslerini kaybetmiştir. Adeta Kıbrıs’a yapışmıştır. En son Malta’da ki tesislerini Malta hükümetinin parlamentosunda aldığı kararla çıkmıştır. Malta, İngiltere’ye askeri üslerinde kalmak istiyorlarsa kira vermelerini teklif etmiştir. İstenen miktar Malta’nın tüm dış borcunu kapatacaktı. Uzun tartışmalardan sonra İngiltere 1979 yılında Malta’daki egemen üslerini boşaltmışlardır. İngiltere'nin özellikle Filistin'de Sarafand, Irak, Mısır'da Heliopolis'de İkinci Dünya Savaşı sürecinde ortaya çıkan kargaşa ortamında istihbarat merkezlerini kaybetmesinin ardından Akdeniz'de iki ülke için kala kala sadece Kıbrıs adası kalmıştır.1947 yılında kapatılan bu üslerdeki malzemelerin Kıbrıs adasına taşınmasıyla da üsler bölgesi ve özellikle de Ayios Nikolaos ön plana çıkmıştır.
Türkiye İnsansız hava araçları için Kıbrıs’ta kuracağı hava limanını uçaklarımızı da dahil edecek büyüklükte bir hava limanı kurmak zorundadır. Türkiye’nin bekası ve KKTC’nin varlığının devamı Kıbrıs’ta bulundurulacak askeri gücün niteliğine bağlıdır.
Güney Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 25 milyar dolar yıllık geliri vardır. Dış borcu yıllık gelirinin 10 katından fazladır. Bu haliyle dış borç batağında Türkiye’nin dış ülkelere olan devlet borcunu aşmıştır. Kıbrıs Türkleri ve Rumlar Kıbrıs konusunda anlaşabilirse, Adanın gerçek işgalcileri olan emperyalistleri kovabilirse belki dünyanın en zengin, yaşam standartları en yüksek ülkesi olabilir. (DEVAM EDECEK)
Muhteşem bilgiler. Gündemimiz magazin konularının işgali altında bu konular neden gündeme getirilmez tartışmaya açılmaz. Pes doğrusu. Minnettarız emeğinize.