Yazan Sabahattin İSMAİL
28 Ekim günü, Fatih Altaylı'nın YouTube kanalında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i dinledim.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürt kökenli vatandaşlarıyla ilgili görüşlerinde
4 temel yanlışı olduğunu gördüm.
4 TEMEL YANLIŞI
Birinci ve en büyük yanlışı, "KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE İKİ TARAF"tan ve "TARAFLARIN BİRARAYA GELİP GÖRÜŞMESİNDEN" söz etmesidir.
Bu "TARAF"LARDAN biri Türkiye Cumhuriyeti Devleti, diğeri de Kürtlermiş! "Bu İKİ TARAF, en geniş katılımla biraraya gelerek KÜRT SORUNUNU çözmeli!" demiştir.
Bu konuda, hiçbir benzeyen yanı olmamasına karşın, çok yanlış bir paralellik kurarak, İngiltere ile İRA görüşmelerini de örnek göstermiştir.
İkinci temel yanlışı, ısrarla bir " KÜRT SORUNU"nun varlığından söz etmesidir!
Üçüncü temel yanlışı ise, " KÜRTLER SORUN VAR DEDİĞİ SÜRECE SORUN VARDIR!" demesidir.
Dördüncü temel yanlışı ise etnik bölücü terörün EMPERYALİZMİN MAŞASI olduğunu gözardı etmesidir.
Yanlışları sırasıyla değerlendirmek istiyorum:
1. YANLIŞ
Herşeyden önce, Türkiye Cumhuriyeti'nin savaş halinde olduğu bir "TARAF" yoktur ki o TARAF ile barış müzakeresi yapsın!!!
Türkiye, teröre karşı mücadele etmektedir. Teröristler, görüşülecek TARAF değildir.
Kendilerini KÜRT hisseden kişiler de, Türkiye Cumhuriyeti'nin müzakere edeceği bir TARAF değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasada belirtildiği şekilde eşit haklara sahip vatandaşlarıdır.
Türkiye'yi parçalayıp ayrı bir devlet kurmak isteyen eli kanlı etnik bölücü terör örgütü PKK ve onun siyasi uzantısı DEM gibi partiler, bölücü etnik sivil toplum örgütleri, Etnik bölücü mezhepçi HÜDAPAR vb.. Türkiye Cumhuriyeti'nin KÜRT kökenli vatandaşlarının temsilcisi ve sözcüsü değildir.
Tüm KÜRT kökenli TC vatandaşları adına konuşamazlar.
Onları, Türkiye Cumhuriyeti devletiyle müzakere edecek eşit bir "TARAF" olarak görmek, Anayasaya aykırı olduğu kadar, Türkiye'nin bölünmesine de zemin hazırlar
2. YANLIŞ
İkinci olarak Türkiye'de bir "KÜRT SORUNU" yoktur.
Türkiye'yi bölmeyi amaçlayan EMPERYALİZMİN güdümündeki bir ETNİK BÖLÜCÜ TERÖR SORUNU ve etnik bölücü mezhepçi gericilik vardır.
"KÜRT SORUNU VARDIR" diyenler, PKK ve Hüdapar gibi bölücülerdir.
Bunlara bağlı olmayan Kürt vatandaşların ezici çoğunluğunun böyle bir sorunu yoktur.
Bölücü Terör örgütleri, eli kanlı teröristler ve etnik, mezhepçi bölücülerle müzakere edilmez, yok edinceye kadar mücadele edilir.
3. YANLIŞ
Üçüncü olarak, " Kürtler sorun vardır dediği sürece, sorun vardır" demek, "HANGİ KÜRTLER?" sorusuna yanıt gerektirir.
PKK, DEM ve HÜDAPAR, tüm Kürtlerin temsilcisi ve sözcüsü değildir.
Bu söylem, Anayasanın eşit yurttaşlık öngören maddelerini yok saymaktır, Kürt kökenli vatandaşların eşit haklara sahip olduğunu inkar etmektir, bölücü terör örgütünün ayrı devlet talebine meşruiyet kazandırmaktır.
Çünkü Türkiye'yi bölmek isteyen emperyalizmin maşası olan terör örgütü ile siyasi uzantısı ve etnik, mezhepçi, gerici bölücüler, AYRI DEVLET, ÖZERKLİK VEYA FEDERASYON talepleri gerçekleşene kadar, "KÜRT SORUNU ÇÖZÜLDÜ" demeyecektir.
4. YANLIŞ
Dördüncü temel yanlışı ise,
"KÜRT SORUNU" dediği bölücü tanımın emperyalizmin ürünü olduğunu ve bu tanımın arkasına sığınarak Türkiye'yi bölmeye çalışan PKK terör örgütü ile siyasi uzantılarının, emperyalizmin maşası olduklarını gözardı etmesidir.
Bu konuda emperyalizmin belirleyici rolünü gözardı ederek doğru politika üretmek olası değildir.
Nitekim 1 saat süren konuşması içinde bir tek kez bile bölücü etnik terörün arkasındaki asıl gücün ABD/AB/İNGİLİZ emperyalizmi olduğunu ve hedeflerinin Türkiye'yi bölüp, kendi güdümlerinde ayrı bir Kürt devleti ( ikinci bir İsrail ) kurmak olduğunu ifade etmemiştir.
Bu gerçeği görmeden ve Türkiye'yi bölmeyi hedefleyen emperyalizme karşı mücadeleyi öne çıkarmadan "KÜRT SORUNUNDAN VE İKİ TARAFTAN" söz etmek, emperyalizmin rolünü perdelemektir.
SONUÇ
Bölücü terör örgütünün bebek katili, eli kanlı lideri ile müzakere etmek, onu Gazi Meclis'e getirmek ve yeni bir sözde "çözüm süreci" başlatmak kadar, Özgür Özel'in bu yaklaşımları da çok yanlıştır.
Sözünü ettiği konuda 4 temel yanlışı olan biri, doğru politikalar üretemez.
Bir kez daha vurguluyorum:
Terör örgütleri, teröristler, onların siyasi uzantıları ve etnik, mezhepçi, gerici bölücü partiler, müzakere yapılacak TARAF değildir.
Teröristlerle müzakere yapılmaz, onlarla, çok boyutlu olarak, her alanda ve tüm imkanlar kullanılarak topyekün mücadele edilir.
TC Anayasası'nın eşit yurttaşlık kavramı tüm TC vatandaşlarını yasalar önünde eşit tutmakta ve eşit haklar tanımaktadır.
KÜRT kökenli cumhurbaşkanları, başbakanlar, Bakanlar, milletvekilleri, subaylar, öğretmenler, memurlar, işadamları, belediye başkanları azımsanmayacak sayıdadır.
Kürt kökenli vatandaşlar, diledikleri her kentte özgürce yerleşme, diledikleri her işte özgürce çalışma, yurdun her parçasında özgürce seyahat etme, diledikleri işi özgürce kurma, diledikleri her siyasi partiyi/ sivil toplum örgütünü kurma, üye olma ve yönetme hakkına sahiptir.
Kürtçe konuşmak, Terör örgütü propagandası ve bölücülük yapmamak şartıyla Kürtçe yayın, Kürtçe gazete, dergi, kitap yayınlama, Kürtçe TV/Rd. kurma, Kürtçe eğitim verme yasak ve suç değildir.
Bölücü terör örgütü ile bağı olmayan herkese tüm makamlar, işler ve görevler açıktır.
Bu gerçekler ışığında " KÜRT SORUNU" denilen şey, emperyalizmin hedefi olan Türkiye'yi bölmek, AYRI DEVLET kurmak veya ÖZERKLİK değilse nedir?
Bunların hayati yanliş