Yazan Muammer KARABULUT
İsmet İNÖNÜ, 5 Temmuz 1931 Pazar günü TBMM’de yaptığı konuşmada; “Arkadaşlar; eğer bir memlekette erbabı namus lâakal eşirra kadar sabur olmazsa, o memleket behemehal batar (Sürekli alkışlar). Halk idaresi, hepimizin idaresi, millet idaresi diyoruz. Bu iddiada bulunan herkesin millete taallûk eden meselelerde hissesi ve mesuliyeti olmak lâzımdır. Eğer bir Hükümet bütün meseleleri halledecekse onun kurunu vüsta padişahından ne farkı vardır…” (1) sözleri bugün için çok daha fazla önem arz etmektedir.
Şöyle ki; İsmet İNÖNÜ burada namuslu insanların, çok kötü olan yani namusuz insanlar kadar sabırlı olmazsa batacağını söylerken, ilaveten de yeni kurulan Cumhuriyet rejimini anlatmıştır.
-Nasıl anlatmıştır?
Cumhuriyetin tek kelime ile “Halk idaresi” olduğunu belirterek, devlet idaresinde halkın ilgisi ve sorumluluk sahibi olarak hissesi bulunduğu ifade etmiştir.
Ve bu mesuliyetin ise padişahlık değil Cumhuriyet ile kazanıldığını söylemiştir. Sıkça kullandığımız bir ifade ile eğer bugün, “kötü durumdayız, memleket battı” gibi laflar ediyorsak, bunda sorumluluk sahibiyiz. Günümüzde bu ayrım yeteri kadar anlaşılmadığı için ne yazık ki namusuz insanlar sabırlı davranarak, o memleketi (Türkiye’yi) ne yapıp edip batar duruma getirmiştir.
Kötü insanların azmi sayesinde memleket kabaca geneleve dönmüş, namuslu insanlar genelev sistemine girmediklerinden dolayı parasız kaldığı için aptal yerine konulmuştur. Hatta, “o siyaseti bilmez, namuslu ve dürüst insandır.” söylemi de parti liderliği için nerdeyse tek kriter olmuştur.
Şimdi önümüzde daha çetin bir dönem var. O namusuz küresel güçler gelecek dönemde toplumda kendisi gibi düşünen namusuz işbirlikçiler ile kontrol ettikleri hükümetleri de istemiyorlar. Hedefinde İNSAN var. Küresel boyutta var ettikleri, ülkelerin katılımı ile meşru kıldıkları BM, DSÖ, Dünya Bankası, NATO gibi kuruluşların seçilmemişleri ile insansız yeni dünya düzeni kuruyorlar. Teknolojinin insan için olduğunu unutturularak, insansız ne kadar araç ve gereç varsa devrimci bir çıkışla kabullenmemizi istiyorlar. Yeni sistemin, nüfusu azaltmanın nedeni olacağını ise nerdeyse hiç görmüyorlar veya konuşmuyorlar. Aslında konuşulması gereken tek hadise İNSAN ve onun geleceğidir. İnsanı geride bırakıp, teknolojiyi ileriyi götürecek yeni dünya sisteminin kabullenilmesi ilericilik değil İNSAN soykırımdır.
Arkadaşlar; eğer sahibi olduğumuz Cumhuriyet bilincini sabırla bir tarafından tutarsak insanları ve bu devleti ancak o zaman, o küreselcilerin bataklığından çıkartırız.
Yoksa, o namusuz insanların oluşturdukları bataklık, yetiştirdikleri namusuz insanlar ile birlikte bizleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini de içine çekecektir.
ATATÜRK hayattayken İsmet İNÖNÜ’nün Cumhuriyet rejimine ilişkin sarf ettiği sözler bugün için çok önemli olup, yarını kurtaracak tek bilinçtir. Diğer bir ifade ile 100. yılında Cumhuriyet evimizdir. O ev için ne gerekiyorsa onu yapmalıyız.
(1) İsmet İNÖNÜ, T.B.M.M. Zabıt Ceridesi, Cilt:3, Yirmi ikinci İnikat, 5 Temmuz 1931 Pazar.