MUTASYON SIRASI İNSANLARDA MI?

Evet, Şeytan Hz. Adem’le Hz. Havva’yı yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat yalanı ile kandırmıştı. Ve Şeytan “Ahir zaman”da (Moda tabiri ile ‘Tarihin sonu’nda) yine aynı yalanla insanlığı kandırmaya çalışıyor.

Lucifer’in dostları, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK; Media, akademi kim varsa hepsini seferber ederek son darbeyi vurmaya hazırlanıyor. Yine “islah edici” rolü oynuyor. Yine “Bozgunculuk” yapıyor. Yine “yeryüzünde bir cennet ve ölümsüzlük” vadediyor.

CoVID süreci aslında, “Great Reset’in işaret fişeği idi. Dünya test edildi. Artık herkes onlar için potansiyel bir siber kobay! Şimdi Mutasyon sırası insanlar da.

2025’i 2030 da çıkarttılar, nihai hedef için 2045’den söz ediyorlar. İddialarından vazgeçmiş değiller ama evdeki hesapları çarşıya uymuyor. Kendi aralarında da liderlik, yöntem ve nihai hedef konusunda anlaşmazlık var. Ama öte yandan geri dönüşü olmayan bir yola da girdiler. Geri dönmek, onlar için herşeylerini kaybetmeleri demek!

Neuralink (Nesneler arası iletişim ağı), 5G, Starlink, GENOM, Avatar, Humanoid, Trans Humanizm, Siborg, Kimera, Klonoid tam gaz devam ediyor. Uzay yalanları ile dünyaya oyalamaya devam ederken, öte yandan uzaydan dünyanın kuşatılması operasyonu büyük ölçüde tamamlandı. Artık “Büyük Gözaltı” gerçekleşti. Akıllı (!?) otonom sistemler, akıllı, evler, akıllı şehirlerle artık dünyanın hiçbir yeri güvende değil. 12 gün sonra Ağustos ayında 69.420 Alçak irtifa uydusu aktif hale gelecek.

Bu CoVID sonrası 2. Etap. Bu etap 5G ile tamamlanacak.

Artık dünyada hiçbir nokta, hava, kara, deniz ve 50m kadar yeraltında gizli hiçbir şey yok. RF ve Laser vuruşları için tüm dünya  açık hedef.. 12 Gün sonrası bir Milad olacak.

Sağda solda, dünyanın değişik ülkelerinden sebebi bilinmeyen yangınlar, patlamalar, kuş ölümleri, balık ölümleri, beklenmedik tabii olaylar başlarsa bu sürpriz olmamalı.

Biz CoVID ve Uzay yalanları ile oyalanırken dünyada başka şeyler oluyordu. Ve hala da oluyor.

Dünya bu akılsızların peşinden gitmeye devam ederse gelecek günler, geçen günleri aratabilir. Biz insanlara CoVID’ı bırakın maske yalanını, aşı yalanını bile anlatamadık, ötesini nasıl anlatacağız bilmiyorum. Gelişmeler doğru yönde ileri doğru da her geçen gün bu işin can maliyetini, siyasi maliyetini, ekonomik maliyetini artırıyor.

Bize siber dünyanın kolaylıklarından söz ediyorlar ama, gelen Siber sansür, siber diktatörlük, siber faşizm. Yani gerçek E-Devlet, E-Belediyeden ibaret değil.

Tek gerçek İHA’lar değil, İKA’lar, yani insansız Kara Araçları şoför’ler ne yapacak? Eczaneye de Eczacıya da gerek yok. Eczacının tüm yaptıklarını Humanoid de yapar. Eczacıları ne yapacağız. Atama Bekleyen öğretmenleri bırakın Humanoid öğretmenler gelince mevcut öğretmene, okula ihtiyaç kalmayacak. Neuralink ile bilgi zaten kafaya yüklenecek. Kimseye gerek yok  zaten, Avatarlar, Humanoidler, Siborglar, Kimeralar, Klonoidler her şeyi yapacak.

Sahi dünyanın o tüm zenginleri bir çiftlikte toplanıp ne konuştular?

Ne konuştukları belli değil mi: 2030 hayali! Neydi hayal Dünya Ekonomik Forumunun 2017’de dile getirdiği: 2030’a hoş geldiniz. Hiçbir şeyim yok. Mahremiyetim yok ve hayat hiç bu kadar iyi olmamıştı”. Ve tabi bu mesajı okuyanların çok bir bölümü de o günleri görmeyecekti zaten.

Hani şu tek dünya devleti hayali! Aslında o gün, bu hayale göre bugünkü gibi biyolojik insan da olmayacak. İstanbul sözleşmesinde ifadesini bulan “Toplumsal cinsiyet” kimlikli, “Gender”ler olacak, din, ahlak ve gelenekten bağımsız “Birey”ler olarak.

Aslında İstanbul sözleşmesi, Lanzarotte, Sentetik et ve Neuralink yolunda Hayvan Hakları Yasası, 5G, Starlink, GBT3, CoVID hepsi bu şeytani oyunun bir parçası.

Şimdi bazı şeyleri değil, bir çok şeyi yeniden düşünme zamanı. Selam ve dua ile.