Dışişleri bakanımız geçen hafta KYB’ye çok net PKK mesajı verdi ve uyardı PKK ile ilişkinizi sonlandırın. Bu mesajlar yeni değildir. Geçmişe bakılırsa bu uyarıların sayısı çoktur.
Talabani’lere yörede Kürtçe ‘Listok’ denilir. lîstok, livok anlamına gelmektedir. lîstok, livok ifadesinin telaffuzu listok, dur. Yani ‘her yanı oynak’ anlamındadır.
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), bir süredir PKK ile yakın ilişki içindedir. Türkiye’ye karşı düşmanca hareketlerde bulunarak çok tehlikeli sularda yüzüyor ve riskli hamlelerde bulunuyor. Türkiye en yetkili ağızdan uyarı üstüne uyarı veriyor… Yakın geçmişe bakalım;
1996'da KYB, İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun desteğiyle Barzani KDP’sine saldırdı ve Barzani'nin karargahına kadar ilerledi. PKK, Talabani yanında KDP'ye karşı savaşıyordu. KDP kuvvetleri yok olmak üzereyken, Türkiye devreye girdi ve KDP, 1996 Ağustos’unda, KYB'ye karşı büyük bir üstünlük elde etti. Süleymaniye dahil tüm bölgeleri KYB'den aldı. KYB, İran'a sığındı ve Türkiye’nin desteklediği KDP güçleri, KYP’i yok edebilecek durumda iken araya ABD girdi. Talabani ve PKK’lıları kurtardı. Olay yerinden bilgi ve görüntü veren BBC televizyonundan bir muhabir KYP ve PKK kayıpları için şu ifadeyi kullanmıştı. ‘Yüzlerce kamyon dolusu ceset taşıyorlar çok büyük hezimet yaşadılar’ Washington'da yapılan anlaşmadan sonra sınır ‘Koya’ olarak belirlendi ve çatışma durdu. 1998'e kadar KYB ve PKK, KDP'ye karşı birlikte savaşırken, KYB ile KDP çatışmaları sona erdirince, Talabani güçleri ile PKK arasında eroin ticaretindeki anlaşmazlıktan dolayı çatışma başladı. Yine Amerika araya girdi, her iki tarafı uzlaştırdı.
Celal Talabani öldükten sonra yerine oğlu Bafil geçti. Bafil; İran'a yakın grupların kurduğu Koordinasyon Çerçevesinde yer aldı ve Süleymaniye'de İran desteğiyle ayakta kalabileceğini düşündü. Kasım 2022'de Dükan'da düzenlediği toplantıya, PKK'den Cemil Bayık, PKK’nın türevi SDG’den Mazlum Kobani'yi davet etti. SDG'ye Talabaniler tarafından verilen helikopterler, tamamen ABD inisiyatifiyle olmuştur. KYB’nin böyle bir kararı tek başına verebilecek güçte ve kapasitede değildir. Bafil’in, PKK’yla iltisaklı YPG/SDG yapılanması ile sıkı iş birliğine gitmesi, Suriye’nin kuzeyine ziyaretler düzenleyip açıkça desteğini ifade etmesi o dönem dikkat çekmişti.
Bafel Talabani, PKK’a verdiği desteği ileri götürüp, Süleymaniye ile Kerkük arasında PKK’nın türevi YPG anti terör birimine (YAT) eğitim maksadıyla kullanması için 3 kamp oluşturması unutulmamalıdır. Nitekim geçtiğimiz günlerde Duhok’ta yaşanan helikopter kazası, bu iş birliğinin somut kanıtı oldu. Kazada Süleymaniye’den Suriye’ye uçan helikopterde bulunan ve içerisinde PKK’lı üst düzey yöneticilerin olduğu bilinen 7 kişi hayatını kaybetmişti. Kaza, gizemini korusa da KYB’nin PKK’ya açık desteğini gözler önüne sermiş oldu.
Nisan 2023 yılına geldiğimizde Bafil’in kardeşi Kubat Talabani krizi çözmek amacıyla 9-10 Nisan'da Bağdat'a gitti, orada Irak İstihbaratı ve MİT ile görüştü ardından da Ankara'ya o dönemde MİT Başkanı olan Hakan Fidan ile görüşmeye gitti. Kubat Talabani, MİT ile görüşmesinde PKK ile mücadelede iş birliğine hazır olduklarını bildirdi. Yani KYB 48 saat içinde isyan bayraklarını indirerek beyaz bayrak kaldırdı. Bugüne dönersek; Şimdi Türkiye'nin KYB'nin önüne koyacağı şartların tek tek yerine getirilmesine şahit olacağız hep beraber. Bunlar arasında PKK'nin Süleymaniye bölgesindeki faaliyetlerinin sonlandırılması, PKK’nın türevi SDG ile ilişkilere son verilmesi gibi bir dizi adım var. Bu yakınlarda PKK ile KYB'nin de karşı karşıya gelmesine tanık olmamız şaşırtıcı olmayacaktır. Talabaniler, PKK gibi listok’dur ve güçten anlarlar. KYB’nin arkasında İran, ABD ve Rusya vardır. Perde arkasındaki aktörler ile sorunlar çözülmeden Listok faaliyetler bitmeyecektir.
TÜRK ASKERLERİNİN BAŞINA ÇUVAL GEÇİRME HADİSESİNİN ARKASINDA TALABANİLER VARDIR.
Bir Türk subayı hiçbir durumda teslim olmamalıydı, emrindeki askerlerle beraber sonuna dek gerekeni yapmalıydı. Türk askerlerinin başındaki tim komutanı Binbaşıda ‘listok’ çıktı. Kendisini, birliğini, TSK’ni, Milletimizi rezil etti. Tabi ki bu benim şahsi düşüncemdir. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök bunun tersini söyledi. «Ben Amerikalıların Çuval Olayının bizi bu kadar rencide edeceğini de bildiklerini zannetmiyorum. Çünkü onlar için bu çok normal. Göz bağlamak yerine tamamen pratik bir çözüm. Bu çuval da değil, görmesini engelleyecek bir poşet.» Nitekim kendisi gibi kıvrak olmuş Binbaşıyı koruyup kolladı. Rezaleti de Türk Milletine sırtına bırakıp gitti. (Ergenekon davasında da aynı kıvraklığı göstermişti Hilmi Özkök, bir gazetecinin, “Darbe günlükleri ile ilgili ifade vermeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna, “Ben kasaptaki ete soğan doğramam. Büyüklerimden öyle duydum. Günü gelir konu olursa o zaman bakılır” yanıtını vermişti. Kimsede merak edip sormamıştır. Sizin büyükleriniz kimdir? Soruyorum.)
Türk askerlerinin başına çuval geçirme hadisesinde ABD ile iş tutan Bafel Talabani vardır. Çuval hadisesinin perde arkasında ise gizli yazışmaların ortaya serildiği, Wikileaks belgelerine göre Celal Talabani olduğu ortaya çıktı. Amerikalı işgal güçlerinin Kerkük Valisi olarak atadığı bir Kürt'e Türkler tarafından suikast düzenleneceğini Amerikalılara ihbar etmiş. Olay Celal Talabani'nin oğlu, Bafel Talabani tarafından kameraya alınmıştı.
848 MİT MENSUBUNU KATLEDENLER KİMLERDİR?
'Türkler tarafından suikast düzenleneceği’ cümlesini yazarken Bülent Arınç’ın TSK’ne ve Gizli İstihbaratımıza komplo kurulmasında söylediği gerçek olmayan beyanlarının Talabanilerle birebir benzerliği dikkatimi çekti. O dönem Bülent Arınç, “suikast ’da hedefin kendisi olduğunu” şu sözlerle ifade etmişti: “Biliyorum ve inanıyorum ki hedef alınmış bir insanım. Bunları görmek için MİT’e bile ihtiyaç yok. Ailem ve ben halen endişe içindeyiz’’ Bülent Arınç’ın gerçek dışı beyanlarının, Türk Milletine ve Devletine verdiği zararı yıllar sonra Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, 3 Mayıs 2020'de Halk TV'ye yaptığı açıklamada şöyle açıklıyordu. ‘Kozmik odaların açılıp aranması sonrası devletin yabancı istihbarat servislerine ve terör örgütlerine yerleştirdiği görevlilerin ifşa edildiğini ve ifşa olmaları sonucu 848 Türk devlet görevlisinin şehit edildiğini’ belirtti. Kozmik oda kumpasının arkasından Yunan gazetelerinde Türk devletinin savaş planları sayfa sayfa yayınlandı.
Gizli görevlerde çalışanlar sahada her an öleceklerini bilirler. Tek endişeleri deşifre olmaktır. Saha da deşifre olanlar ağır işkencelere maruz kalırlar adeta ölümü özlerler. 848 Gizli istihbaratçımız deşifre edilip katledildikten sonra Bülent Arınç ne demiştir? Bunu Eski MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’ndan dinleyelim. Kendisine Bülent Arınç’ın "Biliyorum, bunun bana yapılacağı söylenen suikastla alakası yok ben bundan faydalanıyorum" (Erkan Yılmaz Büyükköprü (Kasım 2020). KOZMİK ALBAY. 19 Aralık 2009'da yaşananlar. Kırmızı Kedi Yayınevi. ss. 20-22., "Bülent Arınç'ın gerçek yüzü!." Korkusuz Gazetesi. 27 Aralık 2020)
Merak edenler için; Bülent Arınç ile birlikte hareket edenler kimlerdi?
2009 yılında soruşturmayı yürüten savcılar, suikast gerçekleştireceğine dair hazırlanmış olduğu iddia edilen belgeler hakkında kriminal inceleme yapmadı. Fakat daha sonra 2014 yılında dosyaya yeni bir savcı atandı. Yakalanan subaylara ait olduğu iddia edilen suikast planları ve krokilerinin aslında o subaylara ait olmadığı, soruşturmayı yürüten polisler tarafından hazırlandığı kriminal inceleme sonucu tespit edildi. Bununla beraber suikastın yapılacağına dair TEM’e yapıldığı iddia edilen telefon aramasının da aslında hiç yapılmadığı, savcılığın HTS kayıtları incelemesi sonucu ortaya çıkmıştır.
Kozmik Oda soruşturmasını yürüten savcı Mustafa Bilgili, darbe girişiminin ardından Fetullahçı yapılanmaya mensup olduğu için kayıplara karıştı ancak 9 Kasım 2016 günü sahte kimlikle yakalandı. Kozmik odada arama yapan hâkim Kadir Kayan'ın ise; soruşturma esnasında elde edilen CD, dosya ve hard diskten oluşan devletin en gizli belgelerini yabancı şahıs ve kurumlara sızdırdığı ortaya çıktı. Aynı hakim, 2005 yılında da örgüt elebaşı Fethullah Gülen’e yönelik açılan davada beraat kararı veren hakimdir. 2016 Darbe girişiminin ardından hakim Kayan firar etti. Fethullahçı hâkim ve savcıların kozmik odada arama yapmasını sağlayan, Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse; 15 Temmuz’dan sonra tutuklandı, darbe girişiminin planlayıcılarından olduğu tespit edildi ve müebbet hapis cezası aldı. Unutulanların dışında başka bir konu yoktur.