“Bir gün bir rezene sapı içinde çaldım götürdüm insanlara ateşin tohumunu. Bu tohum bütün sanatların anahtarı oldu; bütün yolları açtı insanlara. Suçum bu işte benim tanrılara karşı, bu yüzden zincire vuruldum bu göklerin altında.” (Zincire Vurulmuş Prometheus, Aiskhylos).
Yazan Dr. Nurfer TERCAN
Titanları yenen Olymposlular evreni kendi aralarında bölüşürler. Artık insanlarla anlaşmazlıkların bir yolunu bulup, buldukları bu yolun alternatifsiz tek olduğunu açıklama vakti gelmiştir. Ve hemen ölümsüzlerle, ölümlü insanlar Mekone’de toplanırlar.
Toplum bir ilişkiler ağıdır ve her dönemin egemen iletişim biçimi o toplumun yapısını belirler. İnsanın toplumsallaşma sürecinde, hâkim iletişim biçimlerine göre sergilenen tutum ve davranışlar zamanla kalıcı hale gelir, bireyin ve toplumun dünya algısını ve yaşam biçimini değiştirir.
Mitoloji’den Aydınlanma’ya, Aydınlanma’dan günümüze kadar olan süreçte bilgi. Prometheus’un tanrılardan “çaldığı” Bacon’un “güç” atfettiği bir vasıta. Prometheus efsanesi üzerinden bilginin/ateşin mücadelesi ile ve izinsiz biçimde alınması veya “çalınması” anlatımı, bilginin bugünkü pragmatik hâlini mi anlatır yoksa Prometeus Bilginin Zincirlenemez ÖZGÜR temel Güç olduğuna mı işaret etmek ister? Prometheus bilgiyi çalmış mıdır yoksa özgürleşip, özgürleştirip sonsuz olduğunu mu kanıtlamak istemiştir?
Tam Bilgi toplumu olabildiğimizin sevincini yaşıyorken, PANDORA’nın kutusu açıldı, su testisi su yolunda kırıldı, kısa sürdü bu özgürlük. Çünkü bilgiye kırılmaz bir zincir geçirdiler ve böylelikle simülatif- siber toplum sürecini başlatabildiler, sonu belirsiz!
Düzleştiriciler, dünyanın herhangi bir yerinden bilgi merkezlerine ağ aracılığıyla bağlanmayı, küresel düzeyde bilgiye erişimi ve bilgi paylaşımı münkün kıldılar, ama kırılmaz zincirin yasaları ile!
Fransızca’da Kaos (chaos) mutlak düzensizlik hali, Yunanca’da büyük boşluk, açıklık, uçurum… Kaos teorisinin yaratıcısı olan Lorenz (1963)’e göre ise kaos rasgele davranan düzgün yapılı bir düzendir. Kaos, Lorenz’in 1960 yılında hava tahmin sonuçlarını incelerken; başlangıç verilerindeki değişikliğin anlamlı sonuçlar yarattığını keşfetmesiyle ortaya çıkar. Kaotik sistemlerin tanımlayan yani yaşamımızı şekilden şekile sokan, yerden yere vurup, renk yelpazesinden renk beğenmeyen buluş. Lorenz buluşunu, kaotik sistemlerde değişimin belirli sınırlar içerinde olduğunu ve değişim hareketlerinin belirlenemez olduğunu ifade ederek geliştirir. Kaotik sistemlerde, değişimleri kendi taraflarına çeken olasılık odaklarını da açıklama getirmeyi ihmal etmez. Bu odaklar, kaotik çekerler olarak adlandılır. Bu çekerlere, garip çekerler de denilmektedir ve grafiksel olarak da ifade edilir. Bu çekerlerin en ünlüsü, en bildiğimiz, kelebek biçimli Lorenz çekeridir.
Yaşamlarımızı maskeleyip, evlerinize sığın pandemisinin ilk zamanlarında, özellikle Çin’de büyük ölçüde üretimin durmasıyla birlikte, sağlık sektörü küresel tedarik zinciri kırıldı. Düz Dünyanın içiçe geçmiş tedarik zincirleri, sınırların kapatılmasıyla halkalarından ayrıldı ve inceldiği yerden koptu. Kırılan sadece zincir değildi, hızla işsizlik ile sonuçlanan işgücü ve gıda ile birlikte nefesin yaşamdan kopuşu idi.
Kelebek biçimli Lorenz kılığına girip, sığamadığımız evlerimize sızan 19’lu Kovid; aşılarının ötesinde, teknoloji klinik araştırmalarda bilginin en değerli hazine olduğunu öğretti. Öncesi ise; paraya para demeyip Dolar’ın önünde eğildiğimiz, bilgiyi hunharca çarçur edip pahasını bilemediğimiz, şimdi kıymetini anlayıp da bulamadığımız zamanlardı.
Endüstri, bir ürün ticarileşmeden önceki klinik deneyler, tedarik zinciri kontrolü, ürün doğrulaması ve kalite kontrolü gibi noktalarda, güvenli veri tabanına ihtiyaç duyar. Güvenli veri tabanının da hızla büyüyen veriler dünyasında KIRILMAZ bir ZİNCİRE ihtiyacı vardır. Blokzincir teknolojisi, verileri, veri kaybını ve manipülasyonunu engelleyecek şekilde kaydeden, dağıtık ve merkezi olmayan dijitalleştirilmiş bir işlem defteri artık yeni yaşam biçimimiz. Her ne kadar nasıl yaşayacağımızı henüz bilmesek de…!
Milyonlarca makinede tekrarlanan ve gece gündüz bu makinelerde kalan uzun bir veri kaydı hayal edin. Eskisi gibi olmayan Normal’imizin yeni biçimi; 2008 yılının sonlarında Satoshi Nakamoto ismi ile bir kişi ya da grup tarafından kurulduğu bilinmektedir. Bir başka fısıltıya göre ise; Nakamoto kelimesinin dört Asya teknoloji devinin baş harflerinden oluştuğu da söylenmektedir. Yeni sistemde artık kaç paranız olduğunu öğrenmek ya da istediğiniz kişiye para göndermek için bir bankaya güvenmeniz gerekmiyor. Blockchain bu işlemleri daha önce hiç olmadığı kadar hızlı, ucuz ve doğru bir şekilde gerçekleştirmeyi vaat ediyor. Bu yeni kaydetme ve en önemlisi tasdikleme sisteminde, bilginin finansal hizmetler sektöründe çok geniş kapsamlı etkisinin vazgeçilmezliğini ise yaşayarak öğreneceğiz.
Henüz bilmediğimiz zincire vurulmuş normalimize, birkaç yıl içinde geri dönüp baktığımızda KIRILMAZ ZİNCİR teknolojisinin bir veri devrimi olduğu inancının yeni tapınağında bulacağız kendimizi!
Baba Oğul Kutsal Ruh – KOD : Blockchain temelli hizmetlerde programlama yeteneğinin önemi giderek artacak. Tartışmaları hep KODlama kazanacak ve herhangi bir kişisel kararalma prosedürünü dahil etmeden KIRILMAZ ZİNCİR’in içine yerleştirilecek.
Değişmezlik: Everledger, elmas ticareti endüstrisinde kullanılan bir dolandırıcılık tespit sisteminin adı. Hesap defterine makul sözleşmeler eklenerek, ürünün menşei ve tarihçesi garanti altına alınabilir, dolandırıcılık ve yasadışı ticaretin önüne geçilebilir. Bu seviyede bir hesap verebilirlikle çalışanların şirketi sadece yaratmaya çalıştıkları imaja göre değil, olduğu gibi görebilmeleri sağlanır. Geleceğin iş ortamında yeni yetenek çekebilmek için şirketlerin ünü her zamankinden daha önemli bir araç haline gelecek.
Şeffaf çalışma prensibi: Şimdiden birkaç farklı endüstride operasyon yürüten Project Provenance Ltd, blockchain teknolojisini kullanarak kahve çekirdeklerinden kumaşa kadar her türlü ürünün menşeini garanti etmek için herkesin kullanabileceği bir sistem yarattı. Blockchain çözümlerinde geçerli olan bu şeffaflık seviyesi, şirketlerin bundan sonra çalışmalarında belirli bir seviyede hesap verebilirliği tutturması gerektiği anlamına da geliyor.
Kendi kendine yürürlüğe giren sözleşmeler: 2017 yılında kurulan EOS bir işletim sistemi. Burada, önceden belirlenen kurallara göre işleyen akıllı sözleşmeler üzerinden çeşitli uygulamalar aktive edilebiliyor. Gelecekte program geliştiriciler, bu işletim sistemini kullanmak konusunda avukatlara baskı yapabilir. Çünkü verilere dayalı sözleşmeler insandan çok algoritmalara güvenmeye başlayacak.
Uçtan uca bir yaşam kazanmak: Steemit, blockchain teknolojisi kullanılarak geliştirilen bir sosyal ağ. Bu ağda içerik üretenler, yaptıkları çalışmalar karşılığında “jeton” kazanıyor. Şirketlerin jeton yapısı ile çalışması, değer yaratanların gelirini ortaya koyuyor bu da kişilerin uçtan uca bir ortamda, bir şirkete bağlı olmaksızın kendi yaşamını idame ettirebilmesi anlamına geliyor.
Eve sığdırılan yaşamın “Esnek ekonominin yükselen gücü”: Akıllı sözleşmelerin “anında öde” devrimini kolaylaştırması, freelancerların sadece tüketici talebi olan saatlerde çalışmasını sağlayan “esnek ekonomi” sisteminin de güçlenmesine yardımcı olacak. Sabah uyandığında akıllı sözleşme yardımıyla kendi yeteneklerine göre o günkü çalışma rutinini takip edebiliyorsan, neden tek bir işverene bağlı kalasın? Kısa vadeli sözleşmeler ve freelance çalışanların oluşturduğu ekonomi geçen 10 yılda tüm dünyada büyüdü. (L.Katz ve A.Krueger, 2016 araştırmasına göre) Sadece ABD’de yüzde 50 büyüme gösterdi. Esnek ekonomi sistemine girmek için öne sürülen en temel motivasyonlar ise, esnek bir şekilde çalışabilme ve iş-yaşam dengesini daha rahat koruyabilme olarak öne çıkıyor.
Komisyon Sistemini Meslekleştirenlerin Sonu : Bir faaliyetin kayıtları şeffaf ve güvenli bir şekilde tutulabildiğinde, arabulucuların kendi değerlerini göstermek için gittikçe daha fazla çalışması gerekecek. Blockchain’in yaygınlaştığı bir dünyada, arabulucular bilginin onaylatıldığı ve güvenilen bir aracı olarak başvurulması gereken kişi anlamını yitirmeye başlayacak. Çünkü birebir iletişim, hali hazırda internette olduğu kadar riskli olmayacak.
Mekanikleşmiş gerçekler: Geleneksel otorite kaynaklarına duyulan güvenin azaldığı bir toplumda, ticari doğruluk ve güven inşa etmek için yeni yollara daha sık başvurulur oldu. Blockchain teknolojisi sayesinde gerçeğin daha somut ve mekanik olduğu bir gelecek mümkün olacak. Şirketler, çalışanlar ve müşteriler arasında yeni ilişkiler oluşturulabilecek.
Açığı kapama: Değer üreten ve bu değerden yararlananlar arasında sorunsuz bir ilişki oluşturan, bunun için uğraşan yeni kurumsal yapılar ortaya çıkacak. Kişiler kendi kendilerinin patronu olabileceği müjdesi! Uber aracının hem sahibi hem sürücüsü gibi…
Kelebeğin kanatlarının arasındaki Kaos teorisinin rüzgarı “Kripto para birimlerinin kullanımı” : Kaotik sistemler; doğrusal değildir, başlangıç koşullarına karşı hassastır, boyutsuzdur, garip çekerlere sahiptir ve evrenseldir. Son zamanlarda popülerliği artan ve en köklü kriptopara birimi olan Bitcoin! Hani Maskeli Elon’ın “paraya para demeyin, gelin yatırımlarınızı “Bitekoyin” Mars’tan dutluk bedava” dediği, kızıl diji. Açık kod olarak piyasaya sürülen ve blok zinciri teknolojisine dayanan ilk kriptopara birimi.
Kripto paraların avantajı merkezi olmayan yapılar olması ve merkez bankasına ihtiyaç duymamasıdır. Bu sayede işlem maliyetleri çok daha az olmaktadır. Kriptopara birimleri, kriptografiye (şifreleme bilimi) dayanmaktadır. Kriptoloji, paranın yaratımında ve yapılan işlemlerin güvenilirliğini sağlamada kullanılan, kriptolama (şifreleme) teknolojisini kullanan dijital veya sanal olarak tanımlı bir para. Güvenlik kriterlerinden dolayı kriptoparanın deşifre olmasının imkansızlığı, bu nedenle çok güvenli olduğu anlatılıyor. Kırılmaz zincir, şifrelenmiş işlem takibi sağlayan bir dağıtık veri tabanı olarak tanımlanıyor.
Ah Prometheus! Biliyormusun, insan, artık gerçeğin temsilini gerçekleştirme arzusunu terketti, gerçekliğin hiç olmadığı Dijital bir dünyada tasarlanabilen bir aktör olmayı kimimiz seçti, kimimiz ise zincirli. Diji dünyasının son parlak çocuğu ise AI! E-devletinin verdiği, Diji kimliğinde resmi olarak yapay zekâ ismini taşısa da biz kendi aramızda ona Sanal Zeka diyoruz, şimdilik. Artık yaşamımızın tüm kararlarını “BİG DATA” alıyor ve bize bildiriyor. Günlük kullanacağımız elektrik, iletişim süremiz ve kullandığımız dil, harfler dahil onun elinde. Hergün içeceğimiz su ve alacağımız gıda türünün miktarı değişiyor, yaşam biçimimiz BiG Data KoD uygulamasına teslim...
“Al sana bir sürü parlak, yuvarlak söz! Tanrı uşağı dediğin böyle konuşmalı. Siz yeniler yeni bir yönetim kurdunuz, Kalenize dertler giremez sanıyorsunuz; Ama ben iki kral gördüm O kaleden sürülmüş, kapı dışarı edilmiş, Üçüncüsü ki efendisidir bugünkü dünyanın Bu gözlerim görecek onun da En büyük utançla kovulduğunu.”
Gök bir daha gürler ve kayalıklar devrilir. Prometheus, Okeanos kızları ile birlikte gözden kaybolur