Ünlü bilim adamlarımızdan PrOf. Dr. Bingör Sönmez şanına yakışır bir üslupla şöyle diyordu o dehşetli CoVID günlerinde, “Herkes Köpek gibi aşı olacak”.. Memorial’daymış, Kalp Damar cerrahisi uzmanıymış, Kars’lı imiş. Ben Veteriner filan sanmıştım, oradan mı “Köpek”e taktı dedim ama değilmiş. Biliyorsunuz birileri Sivas’ın Kangal ilçesindeki Kurt köpeklerine de Chip takındı. Bu memlekette biz öz yurdunda garip, öz vatanında parya durumuna düşürüldük “Beyaz” bir takım adamların eli ile. Herkes Kenevir ekiyor, bizde yasak. Bir “öz yurdun garip, öz vatanında parya” durumundayız sanki. Bir el Kenevir ekimini engelliyor, ama, Erbakan’ın deyimi ile “gavur aşıkları” parayı verince bütün kapılar açılıyor. Bursa Karacabey’de de atlara Chip taktılar, Koyunumuzu, sığırımızı aşılamaya devam ediyorlar, o ne idüğü belli olmayan sıvılarla.
Hani Bingör ağa, “sığır gibi”, “at gibi”, “eşşek gibi” de diyebilirdi. Neyse “kem söz sahibine aittir” der geçeriz. Üstad- azam Mehmet Ceyhan beyefendi hazretleri de neler demişti neler. O bilimsel anlamda söyledikleri yazmakla bitmez.
Bakan Koca beyefendi hazretleri ne buyurmuşlardı: “Türkiye bu kadar zavallı mı, sonuçlarını bilmediğimiz aşıyı 83 milyona yapacağımızı mı sanıyorsunuz”. Sonuçlarını söylediler, onlar da öğrendi ve yaptılar! Neyse bu konuda saçmalardan seçme yapsak, bu köşe yerlisine de, yabancısına da yetmez.
Şimdi yine maske, PCR, mesafe, HES kodu, ilaç, aşı falan demeye başladılar. Eylül gibi filan diye ortamı test ediyorlar. Bazı ülkeler şimdiden başladı bile.
Bana kalırsa Maske takmak isteyen taksın. İsterse iki tane üst üste taksın, hatta bir de separatör taksın. Parası varsa gaz maskesi de taksın.
Ama onlara maske takma adamı hakkında bir çift sözümüz var. İyi takın da, maskenizi çöpe atmayın. Kedi-köpeğe, kargalara hastalığınızı bulaştırmayın. Yazıktır, günahtır.
Maske takan eldiven de taksın. Öyle maske takip, sonra cebinize, masaya koymayın, kolunuza takmayın, çantanıza koymayın, onun tıbbı atık statüsünde imha edilmesi gerekir.
Takmasanız daha iyi, ama siz bilirsiniz. Dünyada daha az oksijen alarak daha sağlıklı yaşayan bir canlı türü yok. İki, bu havadan solunup yolu ile geçen mikroplar tek mikropla değil, yoğuşma ile daha kolay bulaşır. Yani maske takan daha çabuk hasta olur, daha ağır geçirir hastalığı, hatta bu bazı durumlarda başka hastalıklara ve ölümlere de sebep olabilir. O sentetik maskelerin sağlık açısından ne yapacağı belli olmaz.
Hem zaten bu mikrop sağ dibinde, gözden, kulaktan da bulaşır. Size tavsiyem takacaksanız, gözünüze de, hani şu zirai ilaçlamada kullanılan gözlükler var ya, yanları kapalı, ya da denizde kullandığınız gözlükler, onlardan takın, kulaklarınızı da kapatın, saçınıza da bone takın. Zaten elinizde de tıbbi lateks eldiven olmalı. Yani o naylon ya da bulaşık eldiveni bir şeyden söz etmiyoruz.
Küçük bir not daha, öksürüp hapşırınca maskenizi hemen değiştirin. Ayrıca bir maskeyi yarım saatten fazla takmayın, günde 2 saatten fazla da maske takmayın. Maskenizle birlikte eldiveninizi de kapalı bir plastik torba ile birlikte en yakın hastahanenin tıbbı atık merkezine götürün. Gün sonunda aynı şekilde bonenizi de tıbbı atık olarak imha etmek üzer aynı yere götürün. Canlarım benim.
Bakın, arada bir kontrollü olarak, yılda bir iki defa mutlaka grip, nezle gibi basit hastalıklara yakalanın ve evdeki antiviral gıdalarla kendi kendinizi tedavi edin ki, vücudun bağışıklık sistemi aktive olsun. Çok fazla steril, hijyenik ortamlarda uzun süre kalırsanız, sonra ilk hastalıkta “hapı yutarsınız.”
Diyorlar ki, 2023 ortalarına kadar 500 milyona yakın maymun çiçeği vakası, 30 milyona yakın ölüm bekliyorlarmış. 2023 sonuna kadar dünya nüfusunun yarısına yakın vaka, nerede ise ABD’nin nüfusu kadar da ölüm bekliyorlarmış. 100’eyakın ülkede karantina planları var ve bu ülkelerdeki Pandemi sürecinin DSÖ’nün gözetiminde yapay zeka tarafından yönetilmesi planları yapılıyor.
Bu Great Reset senaryolarından sadece biri İklim, gıda senaryoları da bu süreçte aktif hale getirilecek. Tabi bu onların hesabı. Evdeki hesap çarşıya uyar mı? Bu insanların zeka, cesaret ve çabalarına bağlı olarak ve tabi Allah’ın takdiri ile şekillenecek. Eğer biz yeteri kadar akıllı, dürüş, cesur ve birlik olmazsak, biz Allah’ın ipini bırakırsak, korkarım Allah da bizim ipimizi bırakır, o zaman da Allah işlerimizi sarp dağlara sardırır, üstümüze pislik yağdırır, karşılarında sessiz kaldığımız zalimlerin eline bırakır bizi. Yoksa Allah kimseye zulmedecek değildir.
Sahi, insanlar kalpten patır patır ölürken, birileri hala bu yalanlarını nasıl bu kadar kolay ve cür’etse söyleyebiliyor. Yoksa kitlesel bir ipnozmu yaşıyor insanlık.
Selam ve dua ile.
