Yazan Abdurrahman DİLİPAK
“Bir felaket bin nasihat’tan daha değerlidir.” “Pandemi yalanı” uyanış için bir milat olabilir mi?
Birileri yalan söylemekten, birileri de o yalanlara inanmaktan bıkmıyor, usanmıyor, utanmıyor, yorulmuyor. Farkındasınız birileri hala maske takıyor. Maskeyi çıkartmaktan korkuyor. Yeni yalanları hazır. Bu kez önceliği iklimle ilişkilendirilmiş bir şekilde kıtlığa verdiler. Bir adım sonrası yiye yeni bir salgın, yine maske, mesafe, kapanma, ilaç, aşı ve ölüm istatistikleri.
İngiliz çevre bakanı George Eustice demiş ki; “gıda krizine tek çözüm genetiği değiştirilmiş üretimi hızlandırmak şart”. Tabiatın fıtratını değiştirmek için yola çıkan inkarcılar aslında “münafıklık” yapmıyorlar, bir şeyi gizlemiyorlar, yani, iki, yüzlü de davranmıyorlar. Sağı ile, solu ile, liberali, milliyetçisi, dindar ya da laik geçineni ile İki yüzlü davrananlar içimizdekiler. Çoğunluk böyle. Çevrenize bakın onları göreceksiniz. Sayıları giderek azalsa da hala çoğunlukta olanlar onlar. Onların da önünde politikacılar, Bürokratlar, Akademisyenler, İş adamları, basın mensupları, meslek odaları ve STK temsilcilerini göreceksiniz. Hepsinin arkasında da tanrılık iddiasında bulunan Davos’cular, Bilderberg’ciler, ElonMusk, Bill Gates’giller ve malum finans kapital. DSÖ, FDA, FAO gibi örgütlerin temsilcileri.
Bunlar “Tanrıyı, dini, ahlakı, parayı ve mülkiyeti tedavülden kaldıracağız, fıtratı değiştireceğiz” diyorlar. “Bu kadar insan fazla, çöp insanları temizleyeceğiz, bizimle birlikte tanrı olmak için tekamül yolculuğuna çıkacak olan TransHuman’larla yolumuza devam edeceğiz” diyorlar. Buna karşı dindarlardan ciddi bir “La ilahe” sesi yükselmiyor. Ne oluyor. Ahiretteki cennetten vazgeçip, Metaverse’nin yeryüzü cennetine razı mı oldunuz yoksa! Yoksa Elon Musk’ın Mars cennetine göçe mi hazırlanıyorsunuz. Eğer öyle düşünüyorsanız, onlarla birlikte haşr olacaksınız.
Huu, Ankara, sesim geliyor mu? BTK, Digital dönüşüm ofisi, YÖK, ilgili bakanlıklar, bilim kurulları, politika kurulları, MİT beni duyuyor musunuz!Adamlar fıtrat’a meydan okuyor. Değiştirilecek olan sadece hayvan ve bitkilerin genetiği değil, sizin genetiğiniz. mRNA da zaten bir genetik manipülasyon ajanı değil mi idi. Yediklerinizi başına gelen sizin de başınıza gelecek. Havanın, suyun, toprağın, arıların ve kelebeklerin başına gelen sizin de başınıza gelecek.
Bir Twitter kullanıcı geçenlerde şöyle bir mesaj atmıştı: “Mers” ve “Sars” grubu virüsler Corona virüsüdür. Bu virüsler geçmiş dönemlerde zaten tanımlanmış, hayvan’dan insana bulaşmış olan virüslerdi” diyor. Tamam artık C0VID’19 değil SARS CoV-2 diyorlar. DSÖ de kabul etmek zorunda kaldı böyle bir mikrop olmadığını. Güya bir yarasadan insana geçmişti. Ortada yarasa yok. Hikayenin başlangıcında anlattıklarına göre,deveden SARS, kedi’den MERS bulaşmıştı. Güya yara’dan bulaşan ise CoVİD’19 idi. Buyurun Cumhuriyet, Haber A ve daha bir çok mediada birden 20.6.2022’de yayınlanan bir haber: “Tayland'da kediden insana geçen ilk Covid-19 vakası”.. Yine Asya’dan, bu kez Çin değil sıra Tayland’da: “Tayland’da ilk kez bir kediden insana Covid-19 bulaştığı tespit edildi.” Bu haber sadece bizde değil, BBC çok daha önce yazmış: Covid-19: Kediler ve köpekler de hastalığa yakalanabiliyor” (Kaynak: https://www.bbc.com › haberler-dunya-57688199).
2 Temmuz 2021 tarihli başka bir haber: “Araştırmacılar Covid-19'a yakalanan kişilerin kedi ve köpeklerinde de bu hastalığın yaygın bir şekilde görüldüğünü buldu.” İlk kez kayda geçti: Bir kedi Covid-19 nedeniyle öldü – NTV (https://www.ntv.com.tr)
Bakın haber ciddi: 23 Nis 2021 tarihli NTV’den bir haber: “Dünyada Covid-19 sebebiyle tespit edilen ilk evcil hayvan can kaybı yaşandı. İngiltere'de hayatını kaybeden 4 aylık Ragdoll cinsi bir kedi. Covid-19 tahmin edilenden daha fazla kediye bulaşmış – NTV Habere geeel, habere!.. “Antikor bulunan kedilerin Covid-19 testinin negatif çıktığı” tesbit edilmiş.
Aha, size bir haber de Japonya’dan:“Japonya’da evcil hayvanlarda ilk kez CoVID’19 görüldü!” Sağı ile solu ile hepimizi kandırdılar. Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanıdır.
Sevgili yurdum insanı, sahi siz, kedisi CoVID olanı gördünüz mü, ya da kedinize CoVID aşısı mı yaptırdınız yoksa. Bu süre içinde evinde kedisi olan ne yaptılar merak ediyorum. Sokak kedileri, sokak köpekleri hep çöplüklerin etrafındaydı, bunlardan hayatta kalan olmaması gerekirdi ya da çöpçüler, çöp toplayanların hepsi, mikroplu maskelerle dolu çöple uğraşan hemen herkesin ölmeleri gerekiyordu.
CoVID’19 yalanına inananlara soruyorum: Hala akletmeyecek misiniz! Bakın bu gün, iklim, gıda, sentetik et, geni ile oynanmış gıdalar, 5G-6G diye gelecekler. Bu defa bu oyuna gelmeyin bari. Ben öyle ümid ediyorum ki, insanımız bu kez oyunun farkına varacak ve tüm dünyadaki akıllı, cesur ve dürüst insanlar bu kirli oyunu bozacaklar. Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Ben bugün, o günün eşiğinde olduğumuzu düşünüyorum. CoVCİD’den öldü denilen yakınlarınıza otopsi, istemediniz, şimdi aşı olanlar kalpten, kan pıhtılaşmasından gidiyor, yine sesiniz çıkmıyor. Neden, nereye kadar bu sessizlik!? Selam ve dua ile.
A.Dilipak / URL: www.dilipak.com / Twitter: @aDilipak / YouTube: Abdurrahman Dilipak & Panorama Media http://Facebook.com/dilipakabdurrahman…http://instagram.com/abdurrahmandilipak