Yazan Abdurrahman DİLİPAK
Şüphesiz ki, barış daha iyidir. Ama adalet yokken bizi size barışı dayatıyorsa, bu teslimiyettir. Zaten adalet ve barış yoksa hiçbir özgürlük güvende değil demektir.
Haksızlıklar karşısında susmak dilsiz şeytanlıktır.
Tamam, ilk saldıran taraf biz olmayacağız. Amma, “Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum / Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum.”
Biz onları tanıyoruz. Onlar da bizi. Bu kez üstümüze aynı şekilde gelecek olurlarsa görecekleri de var. Hem zaten önümüzde bir seçim var. Uyarıyoruz, 5G Virüs, sentetik et, iklim falan diye ıslah edici maskesine bürünmüş bozguncuların yerli işbirlikçileri ayaklarını denk alsınlar. Seçim sonuçları üzerindeki en büyük etki bu yönden gelecektir.
Bu hafta sonu 15 Temmuz’un yıldönümü. 15 Temmuz’un alaca karanlıkta sokaklara çıkan kesimi, bugün burada. Herkesimden insanlar sağ-sol, alevi-sünni, Laik-Şeriatçı, liberal, milliyetçi. Bugün herkes burada elele, tıpkı 15 Temmuzda olduğu gibi. Hayır, aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları, acıları üzerinden kendilerine neşe, servet ve iktidar üretenlerin kirli ve karanlık oyunlarına alet olmayacağız. Plandemide suçüstü oldular. Bugün toplumun, siyasi dengeleri altüst edecek büyük bir çoğunluğu bu yalanlara artık inanmıyor.
Siyasi emellerini Global Pedefolik satanist çetelerin siyasi emelleri ile tevhid eden, şahsi çıkarlarını global finans kapital oligark’ların çıkarları ile tehdit eden siyasetçi, bürokrat, akademisyen, medya mensubu, STK temsilcileri, sermaye sahiplerinden hukuk içinde kalarak hesap soracağız.
Meşhur bir sözdür, “istersen sulh-u salah, hazır ol cenge”. Şair Abdulhak Molla 1,5 asır önce ilk mısraı şöyle olan bu beyti söyler: “Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felah”. Savaşa çıkıyor değiliz ama, kim bu insanların üzerine nasıl gelecekse misli ile karşılığını görecektir. Kula kulluğa karşı çıkan, Kuva-i milliye ve müdafayı hukuk geleneği dün 15 Temmuzda kendini göstermişti. Yarın15 Temmuz ruhunun nerede nasıl tecelli edeceğini kestirmek birileri için kolay olmuyorsa, bir daha düşünsünler derim. Bu yükselen ses, Soros, Strafor ya da yabancı vakıfların cömert fonları ile destekleri ile Gezideki kalabalıkların sesi değil.
Starlinklerle uzay işgal edildi, kimseden bir ses yok. “Tanrıyı tedavülden kaldıracağız” diyorlar Cemaat yapıları sessiz. NeuraLink ve 5G ile, Humanoid askerler ve otonomi insansız sistemler yeryüzünde her noktayı kontrol edecekler, istihbarat, savunma, güvenlik birimlerinin sesi çıkmıyor. Bio hackerler artık yapay zeka ve yapay bilinçle donatılıyor. Akıllı evler, iş yerleri, santraller, trafolarla herşey bir anda çökertilebilir. Bunun için bir yazılım ve tek tık yeterli. Bu bir Milli güvenlik sorunudur oysa. Biyolojik cinsiyete savaş açıldı, toplumsal cinsiyet çerçevesinde LGBT meşrulaştırılmanın ötesinde, pozitif ayırımcılığa tabi oldukları yetmiyormuş gibi, artık kimliklerimizde GENDER yazıyor. Din ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetinden bağımsız BİREY’ler her yerde.
14 Yaşındaki çocuklar bile artık tüm dünyada kendi cinsiyetlerini yönelim / eğilim, deneyim ve tercihlerine göre belirleyebilecekler. Subliminal mesajlar ve Radyo Frekans yöntemleri ile artık insanın aklı ve biyokimyasına müdahale edilebiliyor. mRNA ile başlayan süreçte Gen terapisi artık mutasyona uğrayan biziz biz! Yani insanlar. Bitki, hayvan, hava, su, toprak, aslında herşey tehdit altında.
15 Temmuz sonrası siyasiler meydanlarda olacak. Biz de meydanlarda olacağız. Onlara soracak sorularımız var. Seçime kadar da durmayacağız.
Hayır hayır domates fiyatları, ekmek fiyatları, asgari ücret, TL’nin değeri, emekli maaşları, erken emeklilik, hatta yolsuzluk, rüşvet, torpil de değil sadece. Onları başkaları da soracak. Biz daha hayati daha temel sorularla geleceğiz.
Siz nasıl Mecliste grubu bulunan tüm partiler, AK Parti, CHP, İyi Parti, MHP, HDP, Globalist çetelerin dayatmaları karşısında tek bir koro gibi davranıyorsunuz, mesela bunu soracağız. AİLE’yi, CoVID’i, bu Sağlık, Gıda, İklim, teknoloji üzerine soracak sorularımız var. CoVID’i soracağız mesela.. Eğitimi soracağız, soracak o kadar çok sorumuz var ki, her partiden kim çıkarsa karşımıza ona soracak sorularımızı şimdiden hazırlayacak ve sosyal medyada paylaşacağız. Biz farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşama iradesine sahip, erdemliler ittifakı olarak bir aradayız. “Farklı farklı dillerde de olsa aynı şarkıyı söylüyoruz.
Hadi, gelin, bekliyoruz! Sadece grubu olanları değil, bu yapı içinde ittifak kurum bu koroya katılan herkes bekliyoruz. Bu kez meydan boş değil, alkışçılarınız da duysunlar. Tamam Polis barikatları ile engelleyin bizi, sosyal medya üzerinden ve pankartlarla sorularımızı partilerinizin kapısına bırakacağız. Biz esnafız, esnafımız soracak aynı soruları, biz pazarcıyız, bir öğrenciyiz, medya mensubuyuz, hukukçuyuz.. Biz Türkiye’yiz.
Bekliyoruz. Geleceksiniz. Geleceğiniz varsa göreceklerinize hazır olun. Dersinize iyi çalışın, suali mukadderlere cevabınızı hazırlayın. Vekalet ettiğiniz ve vekalet istediğiniz halkın ferasetinden korkun. Selam ve dua ile.
A.Dilipak / URL: www.dilipak.com / Twitter: @aDilipak / YouTube: Abdurrahman Dilipak & Panorama Media http://Facebook.com/dilipakabdurrahman…http://instagram.com/abdurrahmandilipak
Ayakta alkışlandı gerekiyor bu sözlerin