ABD Başkanlarından baba oğul Bush’ların akıl hocası tarihçi; Bernard Lewis, Kudüs için şunları söylemiştir. Tarihte Türkler Haçlıları bu topraklardan attı. İngilizler de Arap işbirlikçilerinin yardımıyla Türkleri bu topraklardan attı. Yahudileri 500 yıldır destekleyen İngilizleri bu topraklardan Siyonist Yahudiler attı. Bakalım şimdi buralara kimler gelecek? Yahudileri buradan kimler atacak? İsrail’i kışkırtan bir yazı. İsrail bugün topluca Filistinlileri öldürebilecek kadar gözünü karartan yöneticileri bu sözü çok ciddiye aldılar. Bu gidişle yaptıkları katliamların doğal sonucu oluşturdukları tiksinti ile kendilerini bu topraklardan attıracaklar.
Tarihte kim Yahudilere yardım etmişse ilginç bir şekilde ülkeleri batmış. Milletleri dağılmıştır. Tesadüf olabilir mi? Olabilir.
Yine ilginç bir bilgi; Tarih bütünlüğünde, Yahudileri hep koruyan hiç çatışmaya girmemiş iki Millet vardır. Persler (İran) ve Türkler. Ne ilginçtir ki şimdi İsrail’in ilk hedefinde Türk ve İran devletinin yıkılması vardır ve canhıraş çalışıyorlar. (İsrail içinde muhalif tarihçiler bunu sık sık hatırlatırlar ve başlarına garip, açıklanamayan kötü işler gelir ve etkisizleştirirler. Başlı başına ayrı bir kitap konusudur)
TÜRKLER GAZZE’Yİ İYİ BİLİR
Osmanlı askerleri 2’inci Gazze savaşında İngilizlerle savaşırken Filistinli işbirlikçileri sayesinde savaş mevzilerine sızan İngilizler, Yahudi bilim adamlarının ürettiği kimyasal bombaları ilk defa Türklere karşı kullandılar. Osmanlı’nı Harbiyesi bu konuda hiç bilgisi yoktu ve Türk askerleri topluca katledildi. Aynı tür bombaları 1920’de Irak’ta direnen Türkmen Şiileri karşı kullandılar. (Efrain Karsh 1996 yılında yayınlanan ‘Between War and Peace kitabında anlatıyor) Ayrıca o dönemi anlatan Komutan Kazım Karabekir. ‘Cihan harbine neden girdik’ adlı kitabında şöyle diyor. ‘Yahudiler Türkiye’de savaş ortamından yararlanarak hem büyük çıkarlar sağladılar hem de Siyonist idealler çerçevesinde Osmanlı devletini Dünya savaşına sokmaya çalışan kışkırtmalarda bulundular’
Bu arada, 1. Dünya Savaşı Osmanlı yönetiminde Türklerin oranı yüzde 20’i geçmiyorken 7 cephede savaşa sürülen 2.850.000 kişiyle savaşa giren (70 piyade, 2 süvari tümeni 24 Kolordu, 9 Ordu birliğinden oluşan) Türk Ordusunun yüzde 90’ından fazlası 2.675.000 bini Türk’tü. (Bu konu da ki çalışmaları yayınlayacağım. Coğrafyamızın her karışında dökülen Türk kanı vardır)
İSRAİL’İN ELİNDEKİ NÜKLEER BOMBALAR NASIL ÜRETİLDİ?
Dünya’da Kimyasal Silahları, Nükleer bombayı bulanlar, geliştirenler Yahudi fizikçilerdir. İsrail’in nükleer tesislerini Fransa kurdu. İki ülkenin istihbaratı arasında yapılan anlaşmanın temel öğe; MOSSAD; Fransa nükleer gücünün niteliğini o dönem dünyanın en gelişmiş nükleer güç olan Amerika seviyesine çıkaracak. Buna karşın Fransa’nın gizli servisi DGSE’de İsrail’in Necef çölünde Dimona adı verilen bölgede yeraltında nükleer tesis kuracaktı. El sıkışıldı. Mutabakat zaptı imzalandı. Anlaşma büyük bir gizlilikle uygulandı. Binlerce Fransız mühendis ve teknisyen Dimona’da çalıştı. Bölgede ki hareketlik her dikkat çektiğinde İsrail buranın Manganez yatakları için zengin bir bölge olduğu için modern bir işletme tesisleri kurma peşinde oldukları yalanını söyledi. Bu kadar kalabalık kişilerin çalıştığı yerde maden işçi sayısı abartı olmaz mı? Sorusuna bu defa, dünyada ki tüm haber kanallarına büyük bir tekstil fabrikası inşa ediyoruz yalanına sarıldılar. Dört sene geçti tesis tamamlandı. 2 Aralık 1960’a kadar hiçbir açıklama yapılmamışken New York Times, İsrail’deki nükleer tesisin bütün bilgilerini yazdı. Sonuçta İsrail Devlet Başkanı David Ben-Gurion açıklamak zorunda kaldı. Kısa konuşması şöyleydi; ‘Evet. Nükleer Santralimiz İşletmeye açılmış, çalışmalarını sürdürmektedir’
Mısır, Libya, Irak ve İran o günlerde nükleer tesis kurmak için çalışmalara başladılar. Türkiye bu yıllarda Amerika’nın dümen suyundaydı. Yurtsever aydınların baskısıyla konu basında tartışılırken, Amerika ben size yardım eder tesisinizi kurarım dedi ve Küçük Çekmece gölü çevresine uyduruktan bir santral inşa etti. İki yıl sonra 1962 yılında büyük bir törenle açıldı. Üzerinden 62 yıl geçti kocaman sıfır. Amerika’yla iş tutmak onlara güvenmek, dümen suyunda gitmenin sonucu budur.
SAVAŞ CEPHESİNDEN “AY AMAN OFF, OF” NİDALARIYLA KAÇAN İSRAİL ASKERLERİ VARDIR
İsrail orduları, 1973 savaşında Mısır ordusu tarafından Golan’da kuşatılmış yok edilecekken ve binlerce İsrail askeri Mısır ordusuna teslim olmuşken, İsrail nükleer bombalarını hazırlamış, Uçaklarına yüklemişti. Amerika o gün C-130 Hercules uçaklarıyla İsrail ordusunun yardımına geldi ve Çembere alınmış İsrail ordusunu kurtardı. (İsrail askerleri sanılanın tersine korkaktır. Cephede ki başarıları ateş gücüne ve arkasındaki ülkelerin bitmek bilmez lojistik desteğine bağlıdır. İsrail ordusu eşit sayıda veya denk birlik savaşlarında cephede esamesi okunmaz. Anlatılan koca bir balondur. Bir yazımda bunları belgeleriyle anlatacağım. Bırakın askerlerini Subayları cepheden ‘ay aman off off diye’ kaçarlar. Tüm bunlar gizli servis raporlarında yüzlerce kriptoda geçer. Şaka gibi korkak, cepheden kaçan orduları vardır.)
İsrail ordusu, arkasındaki medya orduları ile gerçek dışı savaş kahramanlık destanları yarattığı günlerde bu haberlerin uydurma olduğunu bilen ülkeler, durumun farklı olduğunu ve İsrail’in topyekûn yok olmasını Amerika’nın önlediğini yazıyordu. Nitekim ABD’nin Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’e bu durum sorulduğunda ‘Evet haberler doğru. Ancak biz yardım etmeseydik İsrail nükleer bomba kullanmak üzereydi’ açıklamasını yaptı.
Nükleer sırları açıkladığı için İsrail kendi vatandaşı Mordehay Vanunu’yu İtalya’dan kaçırdıktan sonra 12 yıl tek kişilik hücrede tutan ve sonuna delirmesi için akıl almaz işkenceler yapan Chabat’ın emir eri MOSSAD ve İsrail, Türkiye’de ne kadar bilinir?
BİR GARİP TARTIŞMA; VAR MI? YOK MU? DRAMEDİ’ Sİ
- bazıları şaka gibi, İsrail’de nükleer bomba var mı? Yok mu? Açıklayabilir misiniz? diye tartışa dursunlar burada İsrail’in elindeki bomba listesini yazayım. Kaynaklar; (Valery; sf.807-809. Cohen;’ İsrael and the Bomb sf 273-274’, Burrows and Windrem sf.306, Michail Ottonberg, ‘Estimating İsrael’s Nuclear Capabilities’ sf.6-8)
31 Atom bombası,
31 adet Plütonyum bombası,
10 adet Hidrojen bombası.
108 adet nükleer başlığa sahip 3 topçu taburu
Orta ve Uzun Menzilli Balistik Füzeleri
Menzili 500km. Balistik Füze. Uçuş Ağırlığı; 4.5 ton ve bomba ağırlığı 1 ton olan Jericho-1
Menzili 1500 km. Balistik Füze. Uçuş Ağırlığı;6.5 ton ve bomba ağırlığı 1 ton olan Jericho-2
Menzili 3.000-6.500 km. Balistik Füze. Uçuş Ağırlığı;7 ton ve bomba ağırlığı 1.3 ton Jericho-3
Balistik Füze toplamı yaklaşık 500 adettir. Türkiye dahil tüm Ortadoğu ülkelerini vuracak menzildedir.
AÇIKLAMAYAN NAMERTTİR!
Bugün bazıları şaka gibi, İsrail’de nükleer bomba var mı? yok mu? Açıklayabilir misiniz? Tartışmasına son harcı koyan Cumhurbaşkanı oldu. Üst perdeden konuştu. ‘Ey İsrail, sende atom bombası var mı, yok mu? Sıkıysa açıkla ama açıklayamaz.’’
İsrail’in 2014’ de ölen Başbakan Ariel Şaron, ‘elinizde nükleer silah var mı? Sorusuna, gülerek şöyle yanıt vermişti; ‘Arapların elinde petrol olabilir ancak kibrit bizim elimizde’
İsrail Parlamentosunda Milletvekili, İssam Mahoul kürsüde yaptığı konuşmada ‘İsrail’in 200-300 nükleer bomba üretmiş olması deliliktir. Bölgeyi ateşe atmaktır’ demişti.
İsrail’in en önde gelen askeri tarihçisi Martin Van Creveld, İsrail Nükleer tesislerinde 10 yıl çalışmış Yahudi asıllı Mondehay Vanunu, Daniel Ellsberg, İsrail Milletvekilleri, Başbakanları, Cumhurbaşkanları, hatta ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger konuya net bir açıklık getirmişler, bizim Medya bunlardan bihaber hala tartışıyor. Var mı? Yok mu? 40 yıldır tanıdığım Yalçın Küçük’e herhangi bir konuda soru sorulduğunda ilk cümlesi sabittir. ‘Her şey apaçık ortada efendim, göremiyor musunuz’ olurdu. Gerçekten her şey apaçık ortadadır…
Aziz Nesin’in yıllar önce yayınlanan, “Nutuk Makinesi Fıkralar” adlı Mizahi eserindeki gibi saçma sapan modaya ben de dahil olayım ve suya yazılmış yazı gibi ciddi ciddi hatta üst perdeden nutuk atarak sorayım; ‘Eyyyy İsrail, elinde nükleer bomba var mıdır? Yok mudur? Delikanlıysan, yüreğin yetiyorsa açıklarsın! … Açıklamayan namerttir!
İçerde Şaka gibi, komik bir toplumuz. Dışarıda ise Türkiye’yi ciddiye almalarını bekliyoruz.