Yazan Tan CAN
Hazarlar’ın tüm Kafkas Coğrafyası’nda, bir volkan patlaması gibi saçtığı, bıraktığı izler vardı.
Örneğin Kaspiyan Denizi, Hazar Denizi olarak biliniyordu.
Her iki isim de zaten “Hazar” demekti.*
Çünkü Hazar'ın gerçek ismi Hazar değil Kazar (Khazar) ve Kasar idi!
Arap ve Farsi gezgin ve tarihçilerin dilinde ise bu Hazar olmuştu ve bizim tarihçilerimiz de Fars ve Araplardan çok etkilendiği için Türkiye'de de “Hazar” olarak yazılıp söylenmişti.*
Hazar'ın etkisi ve kültürü, Volga'nın Batısı’ndaki ovalar ve Kırım için de geçerliydi.*
Hazarya'nın dağılışı sonrası, zamanla Kafkas Bölgesi’nde, Hazar ismi yavaş yavaş ortadan kalkarken, unutulmaya, unutturulmaya terk edilirken, Çerkez isminin hakim olmaya başlaması bir rastlantı değildir.*
Hazarya'da bastırılan kanlı isyan sonrası, Kabarlar’ın bir kısmı Hazarya'dan Rostov'a hicret etmek zorunda kalan Kağan ile beraber Volga kıyısına geçerler ve İsveç'den gelen Varengiler ile beraber Rus Devleti’nin temellerini atarlar.*
En az üç Kabar boyu Macarların içine katılarak Balkanlara göçerken, diğer kısmı Kafkasya'ya yayılır ve Kafkas halkları arasında karışırlar.*
Kabar isminin Çerkezler’de Kabardin/Kabardey olarak çıkması ve Kabarlar’ın diğer Çerkez Boyları’na göre asaletlerine çok daha düşkün oluşları tesadüf değildi!*
Coğrafyayı dolaşmış Batılı gezgin tarihçiler de yörede Kabardin yerlilerinin adlandırılışlarının Kabar olduğunu 18’nci yy.'da çıkan eserlerde yazmışlardır.
1836'da basılan Alman Kronikleri’nde, Kabardinler’den Kabar olarak Abazalar’ın komşuları olarak bahsedilir*.
Bu kroniklerde çok önemli bir bilgi de verilir; Kuban Bölgesi’ndeki Kabardinler’in atalarının buraya Kırım'dan göçtükleri!*
Anlıyoruz ki Kabardin veya Kabardey ismi ayan beyan Hazarlar’ın kurucu boylarından olan ve Hazarya'da iç isyana da ismini veren Kabar isminden türemiştir.
Eski Bizans ve Arap Coğrafyacıları’nın kitaplarında Çerkez adına rastlayamayışımızın sebebi işte budur!
İngiliz Kraliyet Cemiyeti üyesi ve British Museum Mütevelli Heyeti’nden bir coğrafyacı ve tarihçinin de değindiği gibi "Çerkesler’i başka bir isim altında aramalı idik !".*
Ve o isim Kabar'dı!
Çerkezlerin en asil boyu Kabadin/Kabardey'lerdir.
Bunlar Çerkez Tarihi boyunca tüm Çerkez Boyları’nın efendisi olmuşlardır.
Adige dediklerimizin %70'i Kabardin'dir!
Evet tüm soruların cevabı, Hazar'ın iç savaşı olan Kabar isyanında gizlidir.
Bugüne kadar Hazar konusunda kitap yazanlar Golden'e dayanarak bu isyanın hiç önemli bir isyan olmadığını yazdılar, söylediler!
Golden bunu bilinçli yapıyordu.
Kabar isyanı ve neticesi tüm Kafkas Coğrafyası’nı ve hatta Rus Devleti’nin ortaya çıkışını, hatta Viking Çağı'nı ve bu süreç sonrası Batı Avrupa'nın yeniden şekillenmesine yol açmıştı!*
Herkesin anlayabileceği bir dille söylemek gerekirse, Kabar isyanı tüm bu hadiselerin çözümlenmesinde, elinize verilen bir çorap söküğü oluyordu.
Yapmanız gereken tek şey vardı:
Bu çorap söküğünü kendinize doğru çekmek!
Çektikçe elinizde yumak yumak çoğalan çorap söküğü, karşı tarafı çıplak bırakıyordu!
İşte bu yüzden Hazar Tarihi’ni kontrolde tutmanın birinci kaidesi Kabar isyanını önemsizleştirmekti!
Netekim de yıllar boyu hep öyle oldu!
Kabar İsyanı, Hazar kitabı yazdığını sananların sayfalarında birkaç satırla ve hatta "çok önemsizdi" ifadeleri ile geçiştirildi!
Kabar sözcüğü bu yüzden lûgatlerimize "isyan, yanık, yara, kabarmış yara." olarak geçti!
Kabarmak -kaynamak, taşmak olarak geçti!
Kavurmak da Kabarmak ile aynı köktendir!
Tüm bunlar önemsiz diye atfedilen bir isyanın hayatımızın her alanına saçtıklarıdır.
Bu önemsiz dedikleri isyan yaklaşık on (10) Yıl sürmüştür!
Konudan dem vuranların konuya hakimiyeti bu kadar işte!
Kabar ve türevleri ile nice toponim vardır ayrıca!
Günümüzde bazı ayrılıkçı Çerkez hareketi içinde bulunanlardan, ayrılıkçı kürtçülük hareketine destek olan bazı çerkezleri düşündüğümde ve bunların atalarının, elit kısmının Hazar Kökenli olduğu gerçeği ile yüzleşildiğinde acı bir tebessümdür mimiklerime takılan!
Hazar tarihi midye gibidir.
Midye denizin dibinde yaşar ve koruyucu bir kabuğu vardır.
O midyeye ancak denizin dibine indiğinizde ve kabuğundan sıyırdığınızda ulaşırsınız!
Hazar tarihide böyledir işte!
Diplerde, derinliklerde arayacaksınız gizemini!
Yani hak edeceksiniz onun hakkında konuşmayı ve yazmayı!
İşte bu yüzden Hazar Tarihi’nin yazma zahmeti 5,5 ay değil, 7,5 hatta 8 Senede oluyor!
Ve bu bir kitapla da sınırlı kalmıyor!
(Hazarya'da Çiçekler Kızıl Açar kitabında Hazar'a dair pek çok konuda olduğu gibi Çerkez ve Kabar konusunada hak ettiği değeri verdik.)
_______________
* Tüm kaynaklar, “Hazarya'da Çiçekler Kızıl Açar” kitabımda ..
Sevgili hocam, yanlış okumadıysam, çerkezlerib "HAZAR TÜRK'"lerinden olduklarını belirtmişsiniz?
Ancak; genetik olarak incelendiğinde çerkezlerin dahil oldukları Haplo grup, "TÜRK" lerin değil, ermeni, kürt ve farisi'lerin haplo grubuna dahil olduğunu genetik bilimciler belirtmişlerdir.
Diğer tarafta, Irki özellikleri bakımından da "TÜRK"lere benzer bir özelliklerini görmek mümkün değildir...
Saygılarmla