Yazan Abdurrahman DİLİPAK
Maske korumuyor. Aşı da öyle. İlacın da faydası yokmuş. “Hapı yuttuk” anlayacağınız. Peki bunca zaman, bunca ölüm, acı ne içindi.
Ölümlerin %87’si CoVID’den değilmiş. Yani size o hergün korku pompalayanlar sizi kandırmışlar.
Siyaset, bürokrasi, STK, Akademi, Media birlik olup size yalan söylemişler. Peki ne olacak şimdi!
Adamlar Varyantları da planlamışlar. Nasıl olsa insanlar bu propoganda ve siyasi manipülasyon ve mobing sonunda belli merkezlerin mobinglerine karşı direnç göstermiyorlar. Emir tekrarı yapıp, verilen emri harfiyyen yerine getiriyorlar.
Adliyeye girerken HES kodu kontrolü var. Ama adliyeye girip çıkanlar, memuru, ziyaretçisi, oradan çıkıp camiye giriyor. HES kodu yok. Peki biz bu işten ne anladık. “Dostlar alışverişte görsün” Aynı kişi yakında lokantaya gidiyor, yiyip içiyor, geri dönüyor.
Mevzuat akılı by-pass ediyor yani.
Buna biz alışığız zaten. Bu memlekette şapka yasası var. Bu yasanın değişmesi dahi teklif edilemez. Ama kimse de şapka takmaz. Politikacısı da takmaz, Hakimi, savcısı da. CHP’liler şapka giyiyor mu?
Ya da Hacı, hoca, bey, efendi demek de yasak ama devlet hac yönetmeliği yayınlar, her yer bey, efendi, hacı, hoca ile dolu. Çağdaşlarımız, inkılabçılarımız bu noktada birden muhafazakar olurlar.
Peki dünden bu güne ne değişti. Bu körükörüne yapılan işler “Taassub”tur.
Yılbaşında Delta, Alfa, Beta, Gamma varyantlarını konuşuyorduk, yıl sonunda NU varyantı ile tanıştık. 2022 deki Varyantları isimleri daha şimdiden belli. Biri bizi kandırıyor. Bu kadar kolay kanan bir dünyada kandırıcıların işi zor değil. Siyaset, bürokrasi, STK, Akademi, Medya’nın dayanılmaz hafifliği, o birilerini kışkırtıyor. Nasıl olsa hesap soran da yok, gün onların günü. Parayı veren düdüğü çalıyor. Papağanlar da seküler kutsalların peşinde kurşun asker gibi. Yarın Chip takacağız deseler, birileri şimdiden kuyruğa girmeye hazır sanki. Bu durum da o birilerinin iştihasını kabartıyor, vurdum duymaz bir şekilde saldırganlıklarını, cür’et ve cesaretlerini artırıyor.
Bu global tehditlere karşı global ölçekli direniş göstermemiz gerekiyor. Onun içinde olimpik helozonlar ve ayrıkotunu modelleyerek genişlememiz gerekiyor. Dışımızdakileri kazanmak için onların suali mukadderlerine cevaplar hazırlamalıyız. Bu anlamda daha görünür olmak için rozetler, üzerinde konuyla ilgili sloganlar ve görseller olan T-Shirt’leri üretecek konfeksiyonculara destek sağlamalıyız. Klipler, emojiler, görseller, sanatsal ürünler geliştirebiliriz. Sembolik anlamda ironik maskeler de olabilir. Mesela, üzerinde “Maske takmak istemiyorum, ama, fakat!?” yazan, mecburen (!?)maske takmak zorunda kalanlar için maske de üretebilir birileri.
Herkesin bu mücadeleye, bulunduğu yerden ferden ferda katılması gerekir. Bizle “ayrı ayrı dillerde aynı şarkıyı söyleyebiliriz” Aramızda erdem üzere, ortak bir kelime buluruz. Oradan farklılıklarımıza rağmen, barış içinde bir arada uzun bir yürüyüş için yola çıkabiliriz.
Önümüzdeki günler, aralık ve ocakta iki önemli toplantı var. Radikal globalistler, daha yakıcı, yıkıcı tehditlerle çok yönlü saldırılara kalkışabilirler. Ama öte yandan hala kendi aralarındaki liderlik, yöntem ve nihai hedef konusundaki ihtilaflarını çözmüş değiller. İnsanlık da bu gün düne göre oynanmakta olan kirli oyunlara karşı daha duyarlı. İnşallah Allah yardım edecek ve kazanacağız. Adaletten, barıştan, özgürlükten yana yeni bir dünyanın inşası için yeni bir başlangıç yapacağız. Gün gelecek zalimler hesap verecek inşallah.
Selam ve dua ile.
Amin inşAllah,