Evet, Ankara’da hep birlikte hem DSÖ’ye hem de sağlık bakanlığına şu soruyu sorduk: Yarasa nerede? Aşı yaptık diyorsunuz da, virüsü ne zaman nerede nasıl izole edildi? Virüsü izole etmeden nasıl aşıyı buldunuz?
Sahi, o PCR’yi yapan savunmuyor, uygulama sonuçları ortada. Peki bu PCR ile neyi arıyorsunuz. Aradınız şey aradığınız yerde yok..
Bakın bazı ülkeler, artık aşı olanları almıyor. Bu aşı, maske, mesafe, 5G, tedavide kullanılan ilaçlar mikrobu güçlendiriyor. Mikrop onları yenilgiye uğratıyor ve Mikrop daha ölümcül olabiliyor. Dünyada daha az oksijen alarak daha sağlıklı yaşayan hiçbir canlı türü yokken nasıl oluyor da bu mikrop yuvası ve bulaşı artıran maskeyi herkese dayatıyorsunuz.
M. Okan Özdemir yazmış: Sahi Maske işe yarıyorsa mesafe niye, Mesafe işe yarıyorsa Maske niye. Her ikisi de işe yarıyorsa eve kapanma niye, Bunların 3’ü de işe yarıyorsa aşı niye. Aşı güvenli ise “firmanın sorumluluğu yoktur” maddesi niye!
Birileri aşı olup hastalıktan korunuyorsa, bizim aşı olmamamızdan niye bu kadar rahatsız oluyorlar.Alın size bir mutasyon daha. Bu defa Çin’den değil İngiltere’den. Daha tehlikeli, çünkü daha hızlı yayılıyor.Hem PCR test kiti bozukmuş zaten. Daha test yapamıyorsunuz, ilaç ya da aşı nasıl yapıyorsunuz?
Bir arkadaş şu notu göndermiş: Kitaplarda nasıl Wuhan dan çıkacak bir virüsten tesadüf bahsetmek. Veya 2015 yılında CoVID patentleri yapılması, birde 3% olum oranı olan bir hastalığın olan üstü bir medya gücüyle bunu sanki kara vebaymış gibi , ve bir ülkeden başka sınır ülkenin olum oranları bu kadar farklı olması acaba virüs gümrükte mi takıldı veya verileri istekli olarak oynanıyor mu, "PCR-CT" virüsü çoğaltarak tespit edilmesi. Fransa 50 döngü yaparak oran yüksek görünür ama Almanya 25 döngü yaparak az görünür, birde test dediğimiz alet kola ile bile hasta olduğumuzu gösteriyor. Dolayısıyla rakamsal olarak hiç bir veri doğru olamaz. Daha garip bir olay, otopsi yasak, ölenlerin bir çoğu CoVID diye söylenene, kalp krizi veya kan pıhtısı olsa dahi öyle söylenmiyor. İstatistik olarak CoVID deniyor.
KORONA’YA SERANAD
Serenat, geceleyin, açık havada sevgi duyulan biri için bir müzik aracıyla verilen küçük konsere verilen bir ad ya da orkestralar için bestelenmiş uzun müzik eserlerine verilen bir addır. Orhan Kural (Prof.Dr) (Kural (9.12.1950-23.12.2020). O ünvanlardan büyük bir insan olduğu için o ünvanları sona italikle yazdım. Bazıları Ünvanından koltuğundan şan alır, bazıları o makama ve ünvana şan verir) O, İTÜ Maden Fakültesi E. Öğretim Üyesi , İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi , İstanbul Esenyurt Üniversitesi Öğretim Görevlisi , Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Muhasip Üyesi. Benin Cumhuriyeti Fahri Başkonsolosu, Vanuatu Cumhuriyeti Fahri Konsolos Yrd. Sarıay Derneği Başkanı, Türkiye Gezginler Kulübü Kurucu Başkanı.
Bir insanı anmak için ille de onun doğum ya da ölüm gününü mü beklemek gerek. Onun bana hediye ettiği ağaçtan oyma kediyi saklıyorum ve o kediyi her gördüğümde Orhan Kural hocayı hatırlıyorum. Son karşılaşmamış, Konya’da bir oteldeydi sanırım. Orhan Kural “Türk gezi kitabı “yazarı, yüksek mühendis, gezgin ve aktivistdir. Orta öğrenimini Kadıköy Maarif Koleji'nde tamamladıktan sonra, 1968-1969 yılında girdiği İTÜ Maden Fakültesinden 1972 Haziran döneminde olarak mezun oldu.
Onun “Yağma Yok” adlı videosunda sözünü ettiği, bir “Korona” mesajı var.
Sizi, onun bu mesajı ile başbaşa bırakıyorum:
“Korono’ya Hayranım ve Şimdi Sıra Bende! Zaten aylar önce “yağma yok” adlı videoda anlatmıştım ve bir milyon seyredildi!Korona’ya teşekkür ederim, Ekolojiyi, masumları düşünmeden tüketen, sürekli çöp yaratan hayvanları oyuncağa çeviren, dünyamızda günde 22 bin kişi açlık ve susuzluktan ölürken sesi çıkmayan, iki bavul dolusu bikini ile Bodrum’a giden sanatçı bozuntularının, milyarlarca dolar alıp vergi vermeden lüks araçlarla gezinen profesyonel futbolcular, Oskar töreninde bir defalık kullandıkları on binlerce dolarlık elbiselerle kırmızı halıda yürüyenler!Korona teşekkür ederim. Onlara da acımadın, yağma yok. Tüm dünyayı korkuttun. Pes ettirdin. Seninle başa çıkamadılar. Şimdi ben Koronayım ama inanın hiç korkmuyorum. Son iki ayda 5 ülkeyi ziyaret ettim. Acaba birileri sürekli pizza atıştırırken, malın mülkün değerinin olmadığını herkesin bu virüs karşısında eşit olduğunu ne zaman anlayacak ve ders alınacak mı ? Hiç sanmam!”
HALİ PÜR MELALİMİZ BU EFENDİM. Arzederim. Selam ve dua ile.
