Yazan Abdurrahman DİLİPAK
Şeytan İnsanoğluna ”yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat” vadetti. Oysa insanları yönlendirdiği akıbet “yeryüzünde bir cehennem, kan ve gözyaşı” idi. Şeytan’ın adamları “biz ıslah edicileriz” diyorlardı. Gerçekte ise onlar “bozguncuların ta kendileri” idi. Şeytan’ın bu yalanına uyanlar, sanal bir cennet uğruna, kendi sırtlarında, kendi cehennemlerine odun taşıyorlar.
Ve tabi burada Şeytan, kendi peşinden gidenleri kandırmak için “cehennemin yollarını iyi niyet taşları ile döşüyor”
Sahi, “Transhumanizm” nasıl bir şeydi? 5G, Starlink, Neuralink, GENOM hepsi insanlığın sağlığı, mutluluğu, ölümsüzlüğü için bilimin geliştirdiği teknolojiler değil mi idi!
Akıllı telefonlar, akıllı otomobiller, akıllı evler, akıllı şehirler, Humanoidler yeryüzünü cennete çevirecekti. İnsanoğlu bilimle Tanrısal bir güce erişmişti, bunlara göre!?
Oysa gerçekler dünyayı bir “maymunlar cehennemi”ne döndürebilirdi. Nesnelerarası iletişim ile maymunlar ya da herhangi bir hayvan insan aklı ile aklını eşitleyebilirdi. Madem o da “canlı”, “insan” da! Aslında eşitleniyoruz bu akla göre. Yani sadece “TransHumanizm” yok, bir de TransAnimalizm” var!
Güç bazan insanı sapıtabilir. Güçlendikçe insanları kaybetme korkusu sarar ve o zaman da herkesten, herşeyden şüphelenmeye başlarlar. O gücü elde etme yolunda ilerlerken, kendilerinin başkalarına yaptığını, başkalarının kendine yapması endişesine kapılırlar. Bu gün Bill Gates sanırım böyle bir sorun yaşıyor ve Güç Şizofrenik bir paranoyaya dönüşüyor.Aslında bu gün ABD’yi, Çin’i yöneten akıl böyle bir akıl değil mi? CoVID komplosunu üereten akılın peşine takılan siyasetçi, bürokrat, akademisyen ve sermaye, Sivil toplum ve media da bir yere gelecek bu korkuya kapılacak.
Lütfen 19 Haziran 2021 tarihli The Economist’in şu sloganla çıkan kapağındaki resme bir bakın: “Broadbandits: The surging cyberthreat from spies and crooks” Burada kapak zaten basit bir grafikle herşeyi anlatmış. Geçen gün bu konuyu yazmıştım bir makalende ve demiştim ki, “Siz cep telefonunuzun SAR değerine baktınız mı? O telefonu siz, manyetik olarak steril bir ortamda günde 4 saat kullanırsanız, size zarar vermez. Ama siz evde kaç kişisiniz ve kaç kişinin cep telefonu var. Evinizde Wifi var mı? Telefon ya da bilgisayarınıza bakın bakalım, kaç kaynaktan sinyal alıyorsunuz. Radyo, tv, laptop, masaüstü, akıllı tüm sistemler, Note Pad hepsi radyasyon yayıyor. Bunların hepsini toplayın, herkes bu toplam kadar radyasyona hem de gün boyu, hatta gece de maruz kalıyor. Dahası, hackerler sisteme sızarlarsa, onlar sistemi manipüle edip, bu etkiyi birkaç kat artırabilir, ayrıca kişiye özel RF dalgaları ile canlılara ölümsüz darbeler indirebilir, cansız ortamı tehlikeli hale getirebilir. Cyber Gun alnınızın çatına hedef almış bekliyor. Tüm “Akıllı sistemler”, “akılsız ve vijdansızinsanımsılar”ın elinde, insana karşı bir tehdide dönüşebilir. Sadece kişisel bir tehditten söz etmiyor. Bölgesel, ülke çapında bir çok tehdit ve tehlike sözkonusu. Artık akıllı sistemler, GIS/CBS, HES kodu ile adres teslim saldırılar mümkün.”
Evet, “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az”. Bir çok kişi “akılsızca” akıllı telefonlar, akıllı araçlar, sistemler, akıllı arabalar kullanıyorlar. Akıllı evler, siteler, şehirler yapıyoruz. Bize hem “kolaylaştırıcı” yönü anlatılıyor. Evet doğru, ama bu sistemlerden kaynaklanan tehditler konusunda çok bilgisiziz.Bu konu ülkemiz için de hayati öneme sahip. “Özellikle 5G ve Alçak irtifa uydularının, akıllı ev, akıllı şehir, otonom akıllı sistemler konusunda bu sistemin kullanıcılarının bu konu üzerinde yeniden düşünmesi gerekir. Miami felaketi bu anlamda bizim için ders olmalı.Bakın bu akıllı sistemler ölümcül ve çok kapsamlı bir felaket aracına dönüşebilir. Akıllı otomobiliniz sizi uçurumdan aşağı atabilir. Yani ölümünüz akıllı arabanızın elinden olmasın istiyorsak aklımızı başımıza toplayalım. Bu işler kulağa hoş geldiği ya da size sunulan imkanlarla sınırlı olmayabilir.Dikkat! Ağuyu bal içre sunarlar, bal da onun suç ortağı.” Selam ve dua ile.
Sayın Editör Puccanın günlüğü desem daha mı fazla ilginizi çekecek , ama ben ısrarlıyım okurlarım elbette beni değerlendirecek . Evet bugün corona temaslılığımın 1. gününde Balcalı karantina yurdundayım . Allaha şükür bir sokak adamı olarak turp gibiyim. Kendi bağışıklık sistemi mi arttırıcı , D vitaminimi güneşin öğle saatlerinde alan kendi beslenme sistemimle ayaktayım . Dün Temaslı olduğumu söyleyip bana ulaşmak için her tarafı ayağa kaldırmışlar Ben de sokak adamı olarak evinde sağolsun bir süredir misafir kaldığım abinin yanındayım ne onu ne de komşularını tedirgin etmemek için belirlenen karantina süresini karantina yurdunda geçirmek için beni arayanlara ricacı oldum birde ne göreyim benim talebim memleket meselesi haline gelmiş maliyesi filyasyon ekibi , bu hariç bir de kaldığım yere polisler geldi bütün sokak teyakkuzda ne hakları var terörist mi kovalıyorlar anlamadım .Bir uygulama nasıl bu kadar abartılır . Sonunda akşam getirildim yurda daha temaslılığım 4. Gün , 7. Günde test yapacaklar . 10 gün daha buradayım .Ama her gelene plandemi düzenini dünya genel kaba ölüm istatistiklerinden tutun sıfır kadın ölümü projeme kadar olan sizde 7 yazının altına geniş geniş yazdığım sayfaların altındaki verileri anlatıyorum . DERDİM Atatürkün gençliğe hitabesinde anlattığı cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş bütün tersanelerine girilmiş bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir Ailelere yönelik olarak da ailerin namahremine girmiş düşmanlar cebren ve hile ile aziz ailenin bütün ailelerin topraklarını evlerini dükkânlarını iş makinalarını zaptetmiş bütün ekmek teknelerine girilmiş olabilir bütün ailelerin namehremine girilmiş herşeyleri icra ile haczedilmiş olabilir Bütün aileler dağıtılmış ve bütün değerlerine tecavüz edilmiş olabilir.IŞTE DERDİM bunları anlatmak FARKINDA DEGILMISINIZ Hukuk sistemimiz ne yana duruyor VATAN SAVUNMASI için genç evlatlarımız yurt içinde yurt dışında canlarını seve seve