Biri bizi işletiyor. Aslında CoVID lobisi çöküyor. NATO zirvesinde de olduğu gibi, hedefleri tutmadı ve 2025 hedefini 2030’a ertelediler.. Yapay zeka, NATO üyelerinin devlet başkanlarına geriye dön, maskeni çıkart mesajı vererek onları onları yap-boz şeklinde dizayn edilmiş bir DİJİTAL MONOLİT’e yönlendirse de, evdeki hesapları çarşıya uymadığı görülüyor.
İşin ilginç yanı DSÖ talimatlarına ilk ve en radikal şekilde sahiplenenlerden biri olan ülkemiz, bu halkadan en son kopacak bir ülke gibi gözüküyor. Bu ise büyük bir sorumsuzluk!
Dünya liderleri (!?) ,G7’nin patronları bir araya geliyorlar, havanda su döğüp dağılıyorlar. Halbuki, bunların 3’ü aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi üyesi. G7 ABD, Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada’dan oluşuyor. G7’nin 2’si Kuzey Amerika’da, 5 Avrupa grubunda. Nüfus zengini Çin, Hindistan ve toprak zengini Rusya bu gruba dahil değil. Bu ülkeler sonuçta batı kulübü üyesi Kapitalist ülkeler. Bunlar net küresel ekonomik büyüklüğün %64'ün, yani 263 trilyon $’ı kendi ülkelerinde bulunduruyorlar.
Japonya’yı saymazsanız hepsi Avrupa kökenli. Çoğu AB üye NATO üyesi. AB ve NATO üyesi olmayanlar da aslında aynı oyunun oyuncuları konumundalar.
Global çete 3 gün boyunca İngiltere'nin güneybatısındaki Cornwall'da bir araya geldiler ve bundan sonrasının yol haritasını konuştular. İngiltere ev sahibi idi ama asıl sorun da, ev sahibi ile büyük konuk arasındaydı. İngiltere ile ABD arasında uzlaşma da olmadı, restleşme de. Zaten her ülkenin kendilerine dair sorunları vardı. Almanya’nın ayrı, İtalya’nın ayrı, Fransa ve Kanada’nın ayrı sorunları vardı. Japonya da öyle. Aslında hepsinin zayıf noktaları vardı. Almanya ve Japonya işgal altındaki ülke statüsündeydi. Kanada İngiltere ve Fransa’ya bağlı idi. İtalya birliğin en zayıf halkasını oluşturuyordu.
Neyse 3 günün sonunda toplantı bitti. G7 ülkeleri NATO toplantısı için Bürüksele geldiler. Aslında orada da yapılacak fazla bir şey yoktu. Strateji belgesi 2030, NATO’nun yeni dünya düzenine göre yeniden yapılandırılmasını öngörüyordu o kadar! NATO içinde Türkiye’nin durumu, dışında Çin ve Rusya ile ilişkilerin geleceği üstünkörü konuşuldu. Zaten NATO konusu aynı zamanda bir AB sorunu idi. NATO ülkelerinin çoğu AB üyesi idi. Sıra geldi Cenevre’de yapılan Putin-Biden görüşmesine. Dağ fare doğurdu. Toplantılar başladığı gibi bitti.
Güya dünya liderleri, dünya sorunlarını konuşacaklardı, ne Global Reset’ten söz eden oldu, ne CoVID’den, ne 5G’den söz ettiler, Ne Neuralink’ten, ne Starlink’ten, ne kripto paradan, Global HealthPass. ya da Performans Pass’dan söz eden oldu. DSÖ’den FDA’dan söz eden de olmadı. Aşıdan söz eden de olmadı. “Lidercikler” maske ve sosyal mesafe şovu yapalım derken onu da yüzlerine-gözlerine bulaştırdılar.
Bugün düne göre daha kötü bir noktada değiliz ama daha iyi bir noktada da değiliz.
Lidercikler, dünyayı kasıp kavuran (!?) CoVID’den hiç söz etmediler, aşıdan da tabi! Great Reseti de ağızlarına almadılar. Zaten daha önce de ağızlarına almıyorlardı.
Biden toplantılara gelirken, ABD’nin tarihi rolüne geri dönmeye hazırlandığı mesajını vermişti, ama toplantı sonrası daha sessizdi. Putin’e “Katil” derken, ayrılırken “Hasım” demeyi tercih etti. Putin de Biden’e cevabını verdi. Yine de ilişkileri daha da gerçekten yana değildi. Bu toplantının kendileri için en olumlu yanı “geri çekilen elçiliklerin görevlerine geri dönmeleri yönünde aldıkları karar” oldu. Yoksa ne Ukrayna sorunu çözüldü ne de Ortadoğu sorunu. Hatta bir çok sorunun adı bile anılmadı.
Yeni uluslararası düzenin yeni yol haritası öyle anlaşılıyor ki, bir kez daha revize edilecek. Kendi aralarında liderlik, yöntem ve nihai hedef konularında bir uzlaşma sağlamış değiller.
Bu gelinen noktada CoVID ve aşı kampanyalarının akıbeti de belirsiz hale geldi. Bu iş Bill Gates ya da ElonMusk’ın gevezelikleri ile daha uzun bir süre devam ettirilemez. Bu yoldan geri dönülecek olursa, bir çok ülkede siyasetçiler, bürokratlar, akademisyenler, bazı STK’lar ve medya mensupları için yargı yolu açılabilir. Bu anlamda bu topluluklar için gelecek günler geçen günleri aratabilir. Bir çok ülkede bu işler siyasi bir hesaplaşmaya dönüşebilir.
Bundan sonrası için bir öngörüde bulunmak kolay değil. Ancak birileri bu yoldan geri dönüşün faturasının kendilerine çıkartılmasından korkarak, bir takım emrivakilerle daha da saldırganlaşabilirler. Yani görüntüde düne göre daha kötü bir durum söz konusu olmasa da yarın ne olacağı belli değil. Selam ve dua ile..
Sevgili link izleyicileri yazımdan sonra Atatürkün gençliğe hitabesinin ingilizcesini tüm dünya gençlerine hitaben yazdığım kısmını bir sonra ki kutucukta aktaracağım Bize ve tüm dünya devletllerine bağımsızsizliklarina ekonomilerinin gelişip insanlarının mutlu yaşama kavuşmalarına engel bir sistemin çetenin varlığını hepimiz biliyoruz En son aşı ve chiple esir aldıkları kendi yarattıkları pandemi ile ınsanlığı nereye goturduklerine nasıl zehirlediklerine hepimiz sahidiz Elimiz kolumuz bağlı diyenler yazdıklarımı okumasinlar . Ulus devletleri bitirip yerine yönetmesi onlar için çok kolay şehir devletleri planı yaparken insanlar koyun ve kobay yerine konulurken , elbette elimiz kolumuz bağlı değil . Tarih hep bize yol gösteriyor hep büyüklerimizin yaptığı mücadele bize yol gösteriyor Biz cenazesi kaldırılacak bir milletken nasıl ayağa kalktiysak Yine kalkacağız Bütün dünya milletleri kardesimizdir Bütün devletlerin egemenlik haklarına saygılıyız En kısa zamanda 202 devlet mi var hepsiyle barış anlaşmalarını derhal hayata geçirirken Ataturkun veciz sözünü unutmadan hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır o satih bütün yeryuzudur şeklinde uygulayacağız Onun hitabesi bütün dünya gençliğine okutulmalidir çünkü temel sorun aynıdır. Içeri de türlü müdahale ve provakasyonlarla ayağa kalkmamiz engelenmeye çalışılırken bizim en güzel savunmamız saldırıları yurtdışında engellemekse bundan daha güzel eser olamaz O ki düşmanın bayrağına ayak basmadı O ki düşmanın bizde ölen gençlerine onlar bizim evladimizdir bizim bagrimizda yatmaktadirlar deyip annelerine babalarına seslenip en büyük insanlık değerini gosterdiyse bizde devam ettirmeliyiz Su savaşlarından seyrettiğimiz evliya ötesi Çağlar Demirkapi ve Hakan Girginer gibi iki evladımız varken ve onlar dünyada 25000 nin üstünde yerde su çıkartıp susuzluktan kurtarırken hiç gözüm arkada değıl Kayıp Z kuşağı hem ülkemizde görevinin bilincine varacak hem de dünyada en büyük müttefikimiz olacaktır Bu yazdıklarımın çerçevesinde