Size bugün fütüristik bir hikaye anlatayım. Hikayenin adı “GLOBAL RESETTEN ‘BİREYSEL’ RESET”e olsun.
Hep yazıyorum, bu bizim hani şu dün savaştığımız, bugün başımıza bela edilen darbeler ve terör örgütlerini destekleyen, yarım asırdır bizi kapılarında bekletenler, şu İstanbulun sözleşmesinin arkasındaki şu müttefiklerimiz var ya, onlar, “Dünyada yaşayan dört ırktan birini yok ettiler, birini köleleştirdiler, birini sömürdüler. Şimdi de şeytani bir akılla 'Great Reset’e hazırlanıyorlar.' Hedefleri; Öjenik Uygarlık! Dünyadaki insan sayısını azaltıp kendi seçilmiş ırklarının önünü açmak!..”
Great reset sonrası dönemin adı “Yeni Normal Dönem” olacak. Eskiyi unut, yeni yolu tut.
Hani biz diyorduk ya, “Tek devlet” diye, “Tek Devlet”e giden yolda, “tek vatan””, tek millet”, “tek bayrak”. Onlar da aynen öyle diyorlar. Dahası da var, önce “tekil birey”. Yani “din, ahlak ve gelenekten bağımsız, ideolojisiz, hatta cinsiyeti bile olmayan” bir BİREY!
“İstanbul sözleşmesi” ile “Toplumsal cinsiyet” kavramı ile bunun temellerini attık. Sonda “GENDER” kelimesini “kimlik”sizlik belgesi olarak Kimliklerimize çaktık. HES kodumuz zaten Global Sağlık Pas kodu, bir de “Performans kodumuz olacak, tepsi de ID kodumuzun içine gömülecek. Farkında mısınız bilmem ama, Pasaportlarınızda vize stickerlerininaldında uzun bir seri numara var, o aslında sizin global “securitycode”niz.
“Göreceksiniz, size daha neler edeceğiz. Tek devlet, bu kez global ölçekte olacak. Parası, ordusu, hukuk’u olmayan devlet mi olur. Ailesi, cinsiyeti olmayan birinin “millet”i mi olur! O yapının adı “Eyalet” olur. Euro gibi bir tek para, adına “Norm Hukuk” dedikleri tek hukuk sistemi, siber ordulardan oluşan “Güvenlik Görev Gücü”!
“Kurbağa haşlaması” gibi yavaş yavaş haşlanıyoruz. Mafsallarımız gevşetiliyor. CoVID ve CoVIIID! CoVID büyüklerin ÖCÜ’sü oldu. Sonra CoVID gelir sizi ham eder!.. “Ayyyyanneee!”
Tek dil konuşacağız, o da emoji dili. Kağıda kaleme gerek yok, bu gidişle. Önce Klavye, ardından şimdi moda sesli haberleşme, daha sonra düşünce transferi. Hele bir Neuralink gelsin, görürsünüz.
Mahkemedesiniz, müşteki, Partneri hakkında;
-Benim hakkımda iyi şeyler düşünmüyor efendim, korkuyorum.
Hakim, “tamam” diyor. “Bir dakika, GPT3’ü arıyorum, düşünce kaydını alacağım.” Kafanıza Chip takında düşünceleriniz de izlenip, sakıncalı olanlar kayıt altına alınabilir.Tamam, “o düşüncelerin resetlenmesine, başka uyumsuz durumlar tekrarlarsa, sanığın uyutularak performans Pass.’ına el konulmasına karar verildi.
Ne kadar güzel, kolay bir yargılama değil mi. Kimse yalan söyleyemiyor, mahkemeler öyle yıllarca sürmüyor. Ceza evi, gardiyan yok. “Çağdaş dünya” çok farklı olacak. Zaten biz de o zaman “insan” olmayacağız. Sistem bizi nesneye dönüştürecek, adımız siborg olacak. Nesnelerarası iletişime açık olacağız. “Yeryüzünde bir cennet”ten söz ediyorlar ya, böyle bir şey. Düşünüyorsunuz ve o gerçekleşiyor. Hayal ediyorsunuz, elbiseniz o şekle dönüşüyor ya da siz veya başkası, onu o şekilde görüyor. Bir sanal galerisinde bir tabloya bakıyorsunuz, tablo ve siz karşılıklı etkileşimle size göre şekil ve anlam kazanıyor. Tablodaki meyve resmini kokluyorsunuz onun kokusunu duyuyorsunuz, damağınızda onun tadını duymak istiyorsunuz o da oluyor. O meyve bahçesinde olmak istiyorsunuz, o taplodan ayrılıp, artırılmış gerçeklikle çok uzaklarda Himayalayaların eteklerinde bir yerde o meyve bahçesinde dolaşıyorsunuz.
Fazla mı abarttım. Yooo! Sadece sizin algınızı manipüle ederek bir eroinmanın, esrarkeşin sarhoşkenki algısı gibi bir şey bu. Heyecan duymanız, mutlu olmanız hormonlarınızla ilgili biolojik bir reaksiyondan ibarette bunu psikolojik, biolojik yöntemlerle de bu gün de yapabiliriz.
Yeni bir dünya kuruluyor. Bakın bir CoVID korkutmacası ile, evden okul, evden iş, camilere yeni düzen, nasıl büyük gözaltı, yargısız infazla tüm bir ülke halkını ev hapsine mahkum etmek olabildi ise, bu gidişle, emin adımlarla varacağız yer burası. Bu gün garip gelen 10 yıl önceki insana, bugünü anlatsanız ona da garip gelecekti.
Siz 2023’ü hayal ederken, varacağız gerçek çok farklı olabilir.
Şeytan bize yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vadetti. Oysa Şeytan yalan söyledi. O yeryüzünü Ademoğulları için bir cehennem ve acılarla dolu bir dünyaya çevirmek istiyor.
Şimdiden Şeytanın vadinin peşinde koşan, insanları onun cehennemine çağıran Lady Gaga gibi, bir çok sanatçı var. Unutmayın onların meşhurlarının her birinin “cemaatı” olarak peşine takılanların sayısı Türkiye’nin toplam nüfusundan daha fazla! Geliyorum diyen felaketin farkında mısınız!
CoVID daha ne ki, Global reset, Starlink, Neuralink, Chip, Global Performans ve sağlık Pass.’ı, 5G Aşı komplosu ve daha niceleri.
Unutmayın , karanlık aydınlığın yokluğudur. Uyanın uyan! Bu kez, 1. Dünya savaşı yıllarındaki örneklik üzerinden bugünü düşünerek İstiklal Marşımızın şairi Akif’in sesine kulak verin: "Artık ey milleti merhume, sabah oldu uyan! / Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan? / Ne Araplık ne de Türklük kalacak, aç gözünü! / Dinle Peygamberi zîşânın ilahi sözünü. / Türk Arapsız yaşayamaz, kim ki yaşar der delidir./ Arap'ın Türk ise hem sağ gözü hem de sağ elidir. / Veriniz baş başa, zira sonu hüsranı mübîn, / Ne hilafet kalıyor ortada, billahi ne din! / Medeniyet size çoktan beridir diş biliyor, / Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor. / Arnavutlar size ibret olacakken hâlâ, / Ne bu şûrîde siyaset ne bu fasit dava? / Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz, / Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz! / Bunu benden duyunuz, ben ki Arnavut'um, / Başka bir şey diyemem. İşte perişan yurdum!" “Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! / Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? / "Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; / Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
Biz buralara şiir okuyarak geldik. Şiir okuyarak devam edemeyiz, O şiirin ruhuna vakıf olup, onu hayata geçirmekle mükellefiz. Yoksa yarın birileri bizim arkamızdan yine şiir yazarlar, ama bir destan değil, korkarım “Endülüs’e ağıt” gibi bir ağıt olur. Vakit çok geç olmadan “Kum fe enzir!”
Yeni bir başlangıç için; Euzubillahimineşşeytanirracim. Selam ve dua ile.
Şu halde ne yapmak, nerden başlamak gerekli?