Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’a hitaben 24 Ocak 2021 tarihinde PCR testi ile hileli pandemi ilan edildiğine ilişkin bilimsel görüşleri, Portekiz Mahkemesinin verdiği kararları CİMER üzerinden ilettik.
Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları ve Biyoloji Ürünleri Dairesi Başkanlığı tarafından 2 Nisan 2021 tarihinde yanıtladı.
Verilen yanıtta, “başvurma esas olan tüm konulara https://covid19.saglik.gov.tr/ adresinden” ulaşabileceğim yazılıydı.
Böylesi bir yanıt açıkçası Cumhurbaşkanı makamına hakarettir. Çünkü Sağlık Bakanlığı bu yanıtı Cumhurbaşkanı adına vermektedir. Yanıt olarak verilen uzantının hiçbir yerinde, PCR test ile ilgili Cumhurbaşkanına sunduğumuz bilimsel görüşlerin bir tanesinin yanıtı bulunmamaktadır. Ama beni aptal yerine koyarak, ilgili uzantıda yanıtı var demektedir.
O zaman, Cumhurbaşkanına sunduğumuz bilgilerin doğruluğu karşısında ilgili makam, verdiği yanıt ile konunun olağanüstü kötü bir üslupla üstünü kapatmak istemiştir.
Eğer söylediklerimiz yanlış olsaydı. Çok açıkça neden yanlış olduğu yazılırdı. Demek oluyor ki Türkiye Cumhuriyeti Devletini ilgili kuruluşlarında PCR ile Covid-19 adı verilen virüsü tespit edilmediği biliniyor ya da bilgi olarak verdiğimiz konulara karşı algıları kapalı!..
Ama bir gerçek var. O da Cumhurbaşkanına adına verilen bir yanıt aynı zamanda Erdoğan’ın şahsına da verilmiş bir yanıttır. Ortaya çıkan sonuç Erdoğan “aldatılıyor.” Sağlık Bakanlığı da CİMER aracığı ile Cumhurbaşkanını aldattığını doğrulamıştır.
Cumhurbaşkanına 24 Ocak 2021 tarihinde CİMER üzerinden yollanan müracaatımız.
Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN
Cumhurbaşkanı
Tarih: 24 Ocak 2021
Sayın Cumhurbaşkanım,
Bugüne kadar pandemi adı altında yaşadığımız artık “aldatmaca” olarak farklı kesimlerin eleştirilerine konu olan olayların temelinde, vaka sayısı ve bu vaka sayısını da belirleyen PCR testi yatmaktadır. Bir kişinin C19 olup olmadığı PCR testi sonucu belirleniyor. Sonuç ya negatif ya da pozitif çıkıyor.
Ancak sonuçların ne kadar doğru olduğu dünyada tartışma konusudur. Bu tartışmalar da C19’un varlığına derin şüphelere düşürdü. Hatta sürekli tanısı değişen C19’u da bu kapsamda değerlendirmekte fayda var. Ve hiçbir belirti göstermeyen bir hastanın test sonucu pozitif de gelebilir. Tam tersi de olabilir. Bu da C19’un bilinmezliğini artırmaktadır. Bu durum, Dünya Sağlık Örgütü’ün 11 Mart 2020 tarihinde hangi testler sonucu C19’u salgın hastalık olarak ilan ettiğini de ciddi bir şekildi sorgular duruma getirmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün elinde böyle bir veri bulunmadığı iddiasına karşı, varsa kanıt sunması istenmektedir.
C19 ile hayatımıza giren PCR, polimeraz chain reaction (poliemeraz zincir reaksiyonu) kelimelerinin baş harflerinin kısaltılmışıdır. Moleküler bir tanı tekniğinin adıdır. PCR tekniği, şu anda tanı alanındaki en ileri teknik durumundadır. PCR tekniğinin üstünlüğü, çok az sayıdaki bir mikrobu da tespit edebilmesidir. Ama C19'u tanımlamak için örnek bir test yapıldığında bile soruları devam etmektedir. C19'u test etmek için yaygın olarak kullanılan gerçek zamanlı PCR testi çok güvenilir görünmemektedir. Uzmanlar ise PCR testinin virüsleri tanımlamak için, bir teşhis aracı olarak tasarlanmadığını söylemektedir.
Hong Kong Üniversitesi Queen Mary Hastanesi, Mikrobiyoloji Bölümü'nden yapılan bir çalışmada RT-PCR doğruluğunda olağan dışı değişiklikler bulunduğu nasıl uygulandığına bağlı olarak, %22-%80 arasında güvenilir olduğu ortaya konulmuştur. Diğer bir ifade ile bugün(24 Ocak 2021) açıklanan 96 milyon 200 vaka sayısının karşılık 2 milyon 60 bin kişinin ölümünü bu orantılar ile değerlendirmek gerekiyor.
PCR test sonuçlarına karşı bu genel güvenilmezlik diğer çalışmalarla da doğrulanmıştır. Daha ileri çalışmalar, RT-PCR test sonuçları ile bilgisayarlı tomografi taramalarının klinik endikasyonu arasında net farklılıklar olduğunu da göstermektedir. Bu çalışmaların çoğu semptomatik hastalarda, “yanlış negatif” testler olarak adlandırılan RT-PCR'nin başarısız olduğunu doğrulamaktadır.
Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Bölümü Halk Sağlığı Okulu'ndan Çinli araştırmacılar, hastalık belirtileri sonra ortaya çıkan hastalara yapılan RT-PCR testlerinin veri analizini yaptığında % 80 yanlış pozitif oran buldular.
PCR testleri ile ilgili yapılan araştırmaları içeren makalelerin ise yayınlanmadan geri çekildiği de bilinmektedir. İddia edilen geri çekilme nedeni, tüm veri analizlerinin artık tamamen yararsız olduğunu düşündürmektedir. Görünüşe göre C19 sayıları veya istatistikleri hafife alındığı iddiaları iyi, fazla tahmin ettikleri iddiaları iyi değil. Her iki şekilde de, yanlış negatif veya yanlış pozitif olsun, C19 tanısı için RT-PCR testinin güvenilirliğini sorgulamak için birçok kanıt oluşmuştur. İşte böylesi bir ortamda DSÖ’ye Berlin Charite Viroloji Enstitüsü Başkanı Prof. ChristianDrosten tarafından sunulan PCR testi tanı protokolü, 17 Ocak 2020 tarihinde 45 Ct-döngüyü olarak kabul edilerek, web sitelerinde yayınladı.
Bunun üzerine Covid-19’u DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Tüm ülkeler için basit bir mesajımız var: test, test, test. ” diyerek açıklama yaptı.
O günden sonra tüm medya ve sağlık bakanlıkları PCR testi ile elde edilen vaka sayılarını açıkladı. Ve test artıkça vaka sayısı artı, arttıkça kapanalım, okulları, işyerlerini kapatalım,“Hayat Eve Sığar” dediler. “Maske, sosyal mesafe ve hijyen”sloganını her gün 40 kez söylediler, nerdeyse yazmadıkları bir tek dağlar kaldı.
Fakat PCR’ı geliştirerek Nobel kazanan bilim adamı Karry Mullis, HIV'i tespit etmek için PCR kullanımı hakkında konuştu : “Kantitatif PCR bir oksimorondur. (1) PCR, kalitatif (2) olarak maddeleri tanımlamayı amaçlamaktadır, ancak doğası gereği sayıları [viral yük] tahmin etmek için uygun değildir. Bu testler, hiçbir şekilde serbest, bulaşıcı virüsleri tespit edemez. Testler, virüslerin genetik dizilimlerini tespit edebilir, ancak virüslerin kendisini tespit edemez.” dedi. Ama vaka sayısını artırmanın başka yolunu bulamayanlar, bilimin söylediklerini duymazlıktan geldi. Çıkan gürültüde de PCR’ın işe yaramadığı fazla duyulmadı.
Türkiye’de de Prof.Dr. Harun ALBAYRAK’ın PCR teknikleri konulu powerpoint sunum (3) da, PCR testlerinin olumsuz sonuçlarını engellemek için nasıl olağanüstü tedbir alınması gerektiğini anlattı. Şöyle ki, C19 gibi bir salgının PCR testinde eğer gerekli önlemler alınmadığı takdirde, yalancı pozitif ve negatif sonuçlar almak kaçınılmazdır. Üstelik, pozitif ve negatif testler için alınan önlemler de birbirinden farklı olabileceğini söyledi.
PCR test sonucu; Masum birisinin en ağır caza alması, suçlu birisinin ise hiçbir ceza almaması gibi bir durum da yarattı. Bilim insanları sayısız açıklamalarda bulundu. O da olmadı. Nihayet PCR testi ile ilgili davalar açıldı. Portekiz’de mahkum oldu. Mahkeme şu sonuca varmıştır: "Bir kişi PCR ile pozitif test yaparsa, 35 döngü veya daha yüksek bir eşik kullanılırsa (Avrupa ve ABD'deki çoğu laboratuvar), bu kişinin enfekte olma olasılığı
Ayrıca Mahkeme şu anda Portekiz'de yapılmakta olan PCR testleri için kullanılan döngü eşiğinin bilinmediğini kaydetti. Dava metni; https://crlisboa.org/wp/juris/processo-n-o1783-20-7t8pdl-l1-3/
Ancak laboratuvar koşullarında tüm ön koşullar yerine getirildiğinde, testlerin sonuçlarının neredeyse yüzde 100 güvenilir olduğu kabul edilir. Her hata, her kirli iş bu güvenliği düşürür. Örnek olarak yapılan 100.000 testte yüzde bir hata oranıyla 1.000 kişiye yanlış pozitif veya yanlış negatif olarak teşhis edilebileceği gerçeği vardır.
İkinci davanın açıldığı Almanya ise işi biraz daha sıkı tuttu ve Berlinde dava açıldı. (Dava metni PDF olduğu için eklenemedi.) Açılan dava da aynı zamanda Almanya Sağlık Bakanlığı danışmanı olan Berlin Charite Viroloji Enstitüsü Başkanı Prof. Christian Drosten’ın DSÖ’ye sunduğu protokolün hatalı olduğu ileri sürüldü. Normali 20-25 Ct-döngü yerine protokolde 45 Ct-döngü kabul edilmişti.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Tartışmanın odağında artık döngü sayısı vardı. C-19’da vaka sayısını abartılmasının nedeni de bu döngü sayıs ile yapıldığı açıklanıyordu.
Onun için ülkemizde de sözü edilen, “COVİD-19’un tespitinde” bilimin doğruladığı, sağlık Bakanlığı’nın ve DSÖ’nün de fazla bulduğu döngü hızını 25Ct’ye sabitleyelim.
Çünkü DSÖ 14 Aralık 2020 tarihinde,yayınladığı,“Tıbbi ürün uyarsında” aylardır tartışılan PCR testlerindeki yüksek döngü(Ct 40-45) itirafında ve PCR döngüsünün az olması gerektiği konusunda uyarı da bulundu. Böylelikle PCR Testleri ile ilgili DSÖ 17 Ocak 2020 tarihinde kabul ettiği 45 Ct-döngüyü fazla bulduğunu açıkladı.
Tabii ki bu açıklama yavaş yavaş kamuoyu ile paylaşılınca DSÖ’nün vaka saylarının da doğru olmadığı anlaşıldı. Ve 16 Mart 2020 de “test, test, test. ” diyen DSÖ Başkanı bu sefer 14 Aralık tarihinde yaptığı açıklamanın üzerini biraz örtmek için, 20 Ocak 2021 de bir açıklama yapan Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un PCR testi döngüsünü değiştiğini hatırlattı.
Asıl felaket ise DSÖ ardında iz bırakmamak için,14 Aralık 2020 tarihli açıklamalarını sildiler. DSÖ açıkça kendini kurtarmaya çalışıyordu.
O zaman dünyayı kilitleyen, diğer bir ifade ile DSÖ’ye pandemi ilan ettirilerek yaşatılan “Küresel Darbe”nin amacı neydi; Bunların hepsi Dünya’nın yeni bir tehditle karşı karşıya olduğunu gösterdi. Ülkemizde çalışmaları bir şekilde devam eden 5G, Starlink, Neuralink, mRNA, İnsanların Chiplenmesi, Great Reset, Sentetik et, “Yeni Normal dönem”, Transhumanizm artık, BM’de belli kurullarda uluslararası forumlarda açıkça tartışılan ve konuşulan konuların başında gelmektedir. ABD’de yaşanan ve devam eden, Rusya’da başlayan süreç, Çin’de yaşananlar bu konuyla ilgilidir. Çin’de CoVID ile ilgili açıklanan rakamlarla bir yılda ölen insan sayısı ABD’de bugün bir haftada olmaktadır. Çin Pandeminin bittiğini aşıdan önce açıkladı. Çin doğru söylemiyor. O zaman gerçeği bir takım örgüt ve lobilerin gösterdiği yerde değil, başka yerde aramamız gerektiğini düşünüyoruz.
Kutsal bilgi ve kadim medeniyetlerimizin beşiği olan bir coğrafyada yaşan insanların Cumhurbaşkanı olarak, bir takım lobilerin “Yeni dünya düzeni” adına insanlığı “dijital köleliğe“ mahkum etme planları konusunda, sizin insanlığa söyleyecek önemli sözleriniz, misyon ve sorumluluklarınız olduğunu düşünüyoruz.
Dün “Tarihin sonu”ndan bahsedenlerin, Uğruna “Tanrıyı kıyamete zorlamak”tan söz eden “Medeniyetlerarası bir çatışma”nın stratejisi için yola çıkanların bu gün dünyayı getirdikleri nokta ortada. Bu anlamda sizin ifadenizle “Hesabi değil, Hasbi olmak gerek”. Biz bu mektubu bu duygu ve düşüncelerle gönderiyoruz.
Açıklanan bilgiler ışığında, bugüne kadar CoVID ile ilgili olarak alınan kararlar ve yapılan uygulamaların yeniden gözden geçirilmesi zarureti doğmuştur. Evet bir sorun var. Ama bu gerçekler ışığında sorunun tanımı ve çözüm yollarının saklanmaya çalışıldığı da apaçık bir gerçek. Biz konuyu başından beri ilim adamlarımızla ve hukukçularımızla birlikte izleyen bir grubuz. Bu güne kadar da, konu ile doğrudan ve dolaylı ilişkisi vesilesi ile 5G, Maske ve AŞI konusunda açtığımız davalar yargıda derdesttir.(4) Bu dava dosyalarındaki ileri sürdüğümüz görüşleri de ayrıca bilginize sunarız.
Ayrıca arzu ederseniz, eğer zamanınız varsa, takip ettiğimiz konularda size grup olarak ya da uzman kişiler seviyesinde bilgi arz etmeye de hazırız.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Bu bağlamda tek istediğimiz yalnızca PCR testi ile yapılan hileli vaka sayısı konusunda çok ufak bir araştırma yaptırmanızdır. Bu araştırmanın sonucu, ülkemiz de DSÖ aracılığı ile yaşatılan Küresel Darbenin bozulmasına neden olacaktır.
Bu tarihin en büyük “komplo”su karşısında zatıalilerinizin konuyu yeniden değerlendirerek gerçeğin ortaya çıkartılarak ilanını arz ve talep ederim.
Saygılarımla
Muammer Karabulut
5gvirusnews Platformu
Sözcüsü
1) Oksimoron, birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade. Bazen anlamı kuvvetlendirmek için veya edebî sanat yapmak amacıyla kullanılır; bazen de halihazırda kullanılan bir kavramı eleştirmek veya alaya almak için kullanılır.
2) Kalitatif, analitik kimyada maddenin analiz edilmesi için kullanılan iki işlemden bir tanesidir. Analiz, kalitatif ve kantitatif diye ikiye ayrılır. Kalitatif analiz; maddenin ne olduğunu anlamaya yönelik yapılan bir analizdir.
3)https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/harun.albayrak/121582/Molek%C3%BCler%20Teknikler.pdf
4) Açılan Davalar :
-Antalya 1. Tüketici Mahkemesi Esas: 2020 / 139, Microsoft ve Huawei İnsan Sağlığına Zararlı Üretim Yapmak
-Danıştay 10. Daire Esas : 2020 / 4961, Maske Yürütmeyi Durdurma
-Aşı Danıştay Yürütmeyi Durdurma İstemi.
https://thepostmillennial.com/who-warns-that-pcr-covid-tests-are-more-likely-to-give-false-positives
https://doi.org/10.1093/cid/ciaa1491
Bu yazı Cumhurbaşkanına başka yollarla gönderilemez mi? Kendisinin veya danışmanlarının e_posta hesabına yada kargo ile?