İlginç değil mi, tüm dünyada parlamentolar, medya, merkezi hükümetler ve akademi, yargı CoVID rezaletinin üzerine giderken, İslam dünyası derin bir sessizliğe gömülmüş durumda. Tek tük “ne oluyor, nereye gidiyoruz” gibi itirazlar yükselse de yasama, yürütme, yargı cephesinde yeni bir durum yok. Her gün ölüm istatistikleri yayınlayanlar sus pus. Yaşanan ölümlere karşı bir açıklamaları da yok. Bir yandan da kısık bir sesle, “çocuklara da mRNA yapmaktan” söz ediyorlar.
Bu kirli oyunun için karanlık ilişkiler, pazarlıklar, tehditler, şantajlar, çıkar ilişkileri de söz konusu.
Sahi, o her gün ekranda boy gösteren sözde bilim adamları nerede. O bilim kurulları nerede. Sanayi ve teknoloji bakanı 6G’den söz ediyor. Yarın 5G, o Grafen projelerinden söz edenler, onların nerelerde nasıl kullanıldığına/kullanılacağına ilişkin bilgiler ortaya çıktığında..
O birileri çocukları bile aşılamaktan söz ederken bu cür’et ve cesareti nereden alıyorlar bilmiyorum.
Yok mu bizden bir grup başkan yardımcısı, şöyle: Aşı-Miyokardit İlişkisi Alman Federal Meclis Başkan Yardımcısı Wolfgang Kubicki, Korona aşısı olduktan kısa bir süre sonra ölenler için otopsi yapılmasının, aşı ile Kalp Kası İltihabı ve ölüm arasındaki bağlantının araştırılmasının zorunlu olduğunu söyledi.
Herkes aşıların yan etkilerini ani ölümlerini sorgularken Gamze Akkuş İlgezdi diye biri çıkıp 12 yaş altı çocuklar aşılansın diyor ya, kime ne diyeceksin.
mRNA aşıları kullanıma sunulduktan sonra “VAERS düşük ve ölü doğum raporları”nda %4070 artış olmuş, kimin umurunda.
Bu doğru mu: Tayyip Erdoğan Yahudi Kalman Chaim Sporn’la ‘Strateji Danışmanı‘ olarak anlaştı. Anlaşma Washington Büyükelçisi Murat Mercan’la Sporn arasında imzalanmış. Kılıçdaroğlu Jeremy Rifkin ile anlaşmıştı kıyamet kopmuştu. Mc Kinsey de eskilerde kaldı. Ne yapacağız şimdi. Aynı gün İsrail büyük elçisi Beştepe’de itimatnamesini sundu.
Davudoğlu’nun ya da Babacan’ın da dışarıdan bir danışman arayışı içinde olup olmadığını bilmiyorum. Hiçbir siyasi la yüs’el değildir. Onların ne yaptıkları kadar, toplumda o işlerin nasıl anlaşıldığını da hesaba katmaları, toplumun zihninde oluşabilecek sual-i mukadderlere cevap vermeleri gerekir. Ben yaptım oldu, olmaz yani.
Aslında bu anlaşmalar yapılmaz değil de, kimle, hangi şartlarda ne için anlaşma yapıldığı ve sürece ilişkin biraz daha şeffaf olunamaz mı? Bir de başkaları yapınca o zaman onlar ile ilgili olarak daha dikkatli olmak gerekmez mi? Yarın bu görüşmelerin arka planı ile ilgili bir takım iddialar gündeme gelirse ne olacak?
Ayrıca dışarıdakiler böyle de, içerideki müşavirler nasıl ki!
Bir süredir KKTC’de yaşanan Habad örgütü ile ilgili haberler konusunda ne iktidar, ne de muhalefet kanadından tek bir ses yok.
İlginç sanatçı kesiminden bu mRNA konusunda itiraf ve eleştiriler gelmeye devam ediyor. İktidar, muhalefet, akademi, medya uyumaya devam.
Ya hu İsrail, İsviçre gibi ülkeler bile toplumsal cinsiyet konusunu, bu mRNA rezaletini gündeme alıp tartışıyorlar,Türkiye başka olmak üzere, nerede ise hiçbir İslam ülkesinden tık yok!
Hala bakanlık, Okullara, “toplumsal cinsiyet eğitimi” talimatları gönderebiliyor. Türkiye Belediyeler Birliği, aynı yönde Belediyelere gönderdiği genelgesini geri çekmiyor. Bunu nasıl anlamalıyız.
Yeni yıla bu tartışmalarla giriyoruz. Seçim sürecinde bu tartışmalar daha da şiddetlenecek. Bana kalırsa sandığın üzerine CoVID gölgesi düşecek. OYUN’u görmeden OYunu verme! OY için sana gelecekler. SORU sor, HESAP sor! UYSAL KOYUN olma, AKLINI ve OYunu kiralama, satma! OYUN NAMUSUNDUR UNUTMA! OY vermek, VEKELET VERMEK gibidir, ne yaparlarsa senin adına yaparlar. SUÇ ORTAĞI ya da İYİLİKte ortaklık! SUÇ ORTAĞI OLMA.. Bak DÜRÜST mü; bak BİLGİLİ mi, bak CESUR mu, söz verdiğinde sözünde duruyor mu, adil mi, güvenilir mi? İÇİNİZDEN BİRİ mi?
Kimileri için anlaşılan CoVID bir kutsal inek, birileri için ise iyi bir sağmal inek, dünyada milyarlarca insanı sağmaya devam ediyorlar.
Kaç yıl oldu, Şeytani bir planın zebunu olduk. Sanki birileri ölüm uykusuna yatmış gibi. Batıda uyanış başladı gibi, Yasama, yürütme, yargı, STK’lar, medya sorgulamaya başladı. Bizde de çok zayıf da olsa homurdanmalar başladı. Görelin gelecek günler ne gösterecek. “Uysal atın çiftesi pektir” denir, bakalım ne olacak?. Selam ve dua ile.