Yazan Muammer KARABULUT
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Dr. Özlem GÜRKUT dün (9 Mart 2021) yaptığı açıklamada, “SARS CoV-2 virüsünün ve COVID-19 hastalığının varlığını, test (PCR) yöntemlerini ve hekimlerin uyguladığı tedavileri sorgulayarak akıl bulandıran” kişilerden bahsetmiştir.
Bu akıl bulandıranlara ekleme yapan GÜRKUT, “bağnaz düşüncelerden uzak” durulması gerektiğini de özellikle belirtmiştir. Tabii ki bağnaz dediği düşünceye sahip kişiler arasında ben de varım.
Şimdi ilk önce BAĞNAZ’ın kelime karşılığına bakalım. BAĞNAZ, “bir inanca, bir düşünceye aşırı ölçüde bağlanıp ondan başkasını düşünemeyen, ondan başka her öğretiye, her inanışa karşı olan (kimse).” anlamında kullanılıyor.
O zaman bilim alanında etkinliği olan GÜRKUT gibilerinin BAĞNAZ olmaması ve konuştuğu zamanda mutlaka doğru, aydınlatıcı ve bilimsel temeli olan ifadeler kullanması gerekir.
Fakat kendisi ne diyor, “sorgulayarak” kafa bulandıran insanlar var diyor!
Evet sorguluyorum, o senin bahsettiğini bağnazlığı sana iade ederek de soruyorum, -senin çok inandığın, sorgulamasını istemediğin ve kutsal olarak kabul ettiğin o COVİD-19 virüsü ne zaman, nerede ve kim tarafından izole edilmiş ve saflaştırılmıştır?
- İlk önce buna yanıt vermek zorundasın!.. Ve hatta bundan sonra da mecbursun.
Ayrıca sizin gibi düşünen Jale Refik ROGERS de katıldığı bir TV programında, dünyada ilk kez COVİD-19’un PCR tanı kitinde olmayan, altın oranından bahsetti. Siz de KTTB başkanı olarak aynı paralelde , “Altın standart PCR testlerin bizleri SARS-CoV-2 bulaşından kurtarması için tanıda önemli bir yeri bulunmaktadır.” dediniz!
Sayın BAĞNAZ ROGERS ve GÜRKUT bilim dünyasının kabul ettiği hiçbir yayında “RT-PCR Testinin işlevselliği, temel bir bilimsel altın standart olan pozitif bir kontrol (izole SARS-CoV-2 RNA) kullanımıyla gösterilmemiştir.” uydurmayın!
Zaten izole edilememiş bir virüsün PCR tanı kiti mi olur?
- Hangi okulda okudunuz?
Savundukça batacakçasınız. Ne olur devam edin, biz bu fırsatı 300 yıldır bekliyoruz. Bu mücadele Bill Gates çetesi, küresel güçlerin her dayatmasına inanan, inanmaktan başka çare bulamayanlar ve onun altına ezilenler ile karşılarında dimdik duran İNSANLARIN mücadelesidir.
Bizde bilmediğiniz Kuvayı Milliye ruhu var. O ruh 100 yılda bir ortaya çıkar.
Bu Plandeminin en önemli ayrıntısı CIA laborlarında çalışılan MK Ultra nın tüm toplumlara uygulanması. Korkutmak, yalanlamak, ifadelerde zıtlıklar, iftira, umutlandırmak ve darbelemek...yani kişilikleri sıfırlamak. Çünkü onlarda biliyorlar ki aşı dedikleri genetik silahtır ya öldürür ya dönüştürür. Canlılar eğer uyum sağlama yeteneği olmasaydı hayatta kalamazlardı.Fakat ruhunu öldüremediği insana hükmedemezler. Hepimiz wlan, tv vb. sürekli saldırılara maruz kaldığımız halde, bunca yıldır doktrine ettikleri beyinsizlere rağmen bakın bizi ikna edemiyorlar. Yani kurusıkı attıkları kadar güçlü değiller. Aslında Rogers ve Gürkut Bağnaz değil kendilerine verilen rolü oynayan işkencecidirler. Psikolojik ve fizyolojik işkenceden tümünün yargılanması gerekir. Onlar ortaya kanıt koyamaz. Fakat insan hakları ve halkların haklarına aykırı sözleşmelerle DSÖ ile gizli bir devlet kurdukları ve işkence yaptıkları için yargılanabilirler. Üstelik vakit geçirmeden bunu yapmak lazımdır. Başarılar