DNA’NIN İŞLETİM SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRMEK!
Yazan Gül TEMEL
Moderna'nın tıbbi şefi Tal Zaks, 2017 TEDx Beacon Street konuşmasında şunları söyledi: "DNA'dan RNA'ya ve proteine kritik bilgileri aktaran bir sistem mevcut ki bu, hücrenin ne yapacağını belirleyen kritik bilgidir. Bunu bir işletim sistemi olarak düşünüyoruz. Bunu gerçekten değiştirebilirsek, (DNA'ya) eğer bir kod satırı ekleyebilirsek veya (DNA'nın) bir kod satırını değiştirebilirsek, bunun gripten kansere her şey için derin etkileri olacaktır." (↳ Zaks’ın konuşmasına buradan ulaşılabilir.) Zaks'ın, "kod satırı" değiştirmeden veya eklemeden kastı ne olabilir? Bu, DNA’yı değiştirmek değil midir? Zaks ayrıca konuşmasında bunun nanopartiküller içeren mRNA aşılarıyla gerçekleşebileceğini iletiyor. Bu nanopartiküller nedir öyleyse? Bu soruların cevabını Covid-19’un pandemi ilanıyla başlayan süreç içerisinde buluyoruz.
Bill Gates’in 19 Mart 2020 tarihli röportajına göz atalım. Gates, Covid-19 tedavisinde kullanılacak ilaç ve aşılarda, “terapötik hızlandırıcılar” üzerine çalışmaların bulunduğunu ve tüm dünyada bunun test edilmesine ihtiyaç olduğunu söyledi. (↳ Gates'in röportajına buradan ulaşılabilir.) Bu röportajından birkaç hafta sonra da “terapötik hızlandırıcılar” ile sağlanacak tedavi metodu için 125 milyon dolarlık bir fon ayırdığını bildirdi. (↳ Forbes'ın haberi)
Nedir bu “terapötik hızlandırıcılar” ve yine Gates’in ifadesiyle “tedavi edici parçacıklar”? Bunlar, aktif hedeflendirilebilir "akıllı ilaçlardır.” Tal Zaks’ın bahsettiği nanopartiküller de, Bill Gates’in akıllı ilaçları da nanorobotlardan başkası değil. Nanorobotların, tıptaki kullanımı konusundaki çalışmalar, uzun yıllardır zaten sürdürülüyor. (İlgili çalışmalardan birine buradan ulaşılabilir. https://www.sciencedaily.com/releases/2018/05/180531102807.htm )
Üstelik nanorobotların tıptaki kullanımına yönelik çalışmalara Dünya Sağlık Örgütü de destek veriyor. Zira Dünya Sağlık Örgütü, "etkili biyolojik tehlike savunma sistemlerinin uygulanması için tıbbi nanorobotiklerin geliştirilmesi" yönünde sağlık kuruluşlarını ve aşı şirketlerini yıllardır motive ediyor. (↳ İlgili makale)
Bugün ise Bill Gates, biyolojik tehlikeye karşı en etkili savunma sistemi olarak nanorobotik aşılamalayı takdim ediyor. Gates'in iddiasına göre, “terapötik hızlandırıcılar” ile yani nanorobotlarla, mutasyona uğramış genler etkisizleştirilirken hatalı RNA yaratımı durdurulabilecek. Tal Zaks’ın iddiası da tam olarak bu. Zaks, mRNA aşılarıyla genlere müdahale edilirse, hastalıkların önüne geçilebilecek, diyordu. Neden birçok virolog ve mikrobiyolog, “aşılar insan genini bozabilir” uyarısında bulunuyor? Bu uyarının sebebi, nanorobotların, vücutta kendini yenileme/davranış değişikliği gösterme ve akyuvarlara kenetlenebilme, RNA ile DNA içinde çalışmak üzere programlanabilme özelliklerine sahip olması. DNA’nın kod satırının değiştirilebilmesi veya bu kod satırına ekleme yapılabilmesi de ancak nanorobotların bu özellikleriyle gerçekleşebilir.
Dr. Cristiane Northrup'un, "5G ile aşılar insanı açık anten haline getirecek" uyarısını hatırlayalım. Nanorobotların ses ve elektrik dalgaları ile yönlendirilebildiği gerçeğini düşündüğümüzde bu, pekala mümkün görünüyor. Peki, 5G'nin rolü ne olur?
(↳ Nanorobotların özelliklerini anlatan makaleye buradan ulaşılabilir.)
Nanorobotların elektrik ve ses dalgalarından etkilenmesinin önemi ile 5G arasındaki bağlantıyı şöyle açıklayalım: Bugün insanoğlunun sadece fiziki bedeninin olmadığı, aura ya da eterik beden denilen bir çeşit manyetik alana da sahip olduğu Kirlian fotoğrafçılığı(*), Gaz Deşarj Görüntüleme Tekniği (GDV) vb. metotlar kullanılarak anlaşıldı. İnsanın biyolojik ve fizyolojik sağlığı esasta, biyoelektrik yüklerin hareketinden meydana gelen bu manyetik alanının dünyanın manyetik alanıyla olan uyumuna ve elektrosmog denilen teknolojik kirliliğe maruz kalmamış olmasına bağlı. Biyomaynetolojinin bildirdiği üzere insanın manyetik alanı, yoğunluğu ve şiddeti nispetinde elektromanyetik radyasyonu tolere edebiliyor. Fakat 5G frekansları - 60 ila 100 Ghz - tolere edilebilecek seviyenin çok üzerinde ve insan vücudu 15 Mhz’i geçince elektromanyetik radyasyonu absorbe etmeye başlıyor. Vücut içerisinde yüksek frekanslara maruz kalacak nanorobotların ki 1-10 Mhz'e bile hassas oldukları biliniyor, nasıl tepki vereceğini kestirmek güç.
Neden belli aralıklarla aşılama sürecek diyorlar? -Vücut, eliminasyonu ile nanorobotları atacağı için mi?
5G istasyonlarının tekmil açılışı mı bekleniyor? Nanorobotların dışarıdan gelebilecek etkilere, kendi manyetiksel alanı sebebiyle açık olması, yine dışarıdan mesaj/komut alabilmesi ve tüm vücutta etkinlik göstermesi vücut aktivitesine ait her bilginin ve verinin kontrolunu eline geçirmesini sağlayabilir. (↳ Exicure biyoteknoloji şirketinin yöneticisi David Giljohann nanorobotların vücutta her alanda dolaşabileceğini söylüyor.)
Bilindiği üzere Covid'in pandemi ilanından hemen sonra, 26 Mart'ta, WIPO, insan vücut aktivitelerinin (beyin aktivitesi, kan ve sıvı akışı, kas hareketleri, yüz hareketleri vb) veri madeni gibi işlenebileceğini, depolanabileceğini beyan eden WO 060606 nolu patenti Bill Gates'e verdi.
Vücut aktiviteleriyle dijital çevireler yapacak olan nedir? "Bir sunucu, sunucuya iletişimsel olarak bağlı olan bir kullanıcının cihazına bir görev sağlayabilir. ‘Sensör’, kullanıcının vücut aktivitesini algılayabilir." diyor. Biliyoruz ki nanorobotlar veri işleyip depolayabiliyor.
BBC’nin 22 Haziran 2020 tarihinde yayınlanan yazı dizisinde 2022 öngörüsünde bulunuluyor: "Yolcular gümrük memurlarına aşı kaydı sunacaklar. Aşılarla deri altına fışkırtılmış, kızılötesi tarayıcılarla okunabilen mikro iğneli yamalar aşı kaydını saklayacak." (↳ İlgili yazı dizisi) Aşılama geçmişi ve benzersiz bir tanımlama işareti, "Lusiferaz" adı verilen bir biyolüminöz enzimiyle sağlanabilecek.
ID2020 vurgusu neydi? "Genel aşılama ile sağlanacak dijital kimlik programı." Nasıl gerçekleşecek bu? Aşılarla enjekte edilecek nanorobotlar ve bu minik makinelerin vücuttaki varlığını temsil eden Luciferaz damgası: Dijital Kimlik.
Bu kimlik, dijital köleliğin kendisi.