AMAN AVCI VURMA BENİ!

Bu yazımı, siyasilere, bürokratlara, akademisyenlere, STK’la, İlahiyatçılara, Medyaya ve Kanaat önderlerine armağan ediyorum.

Bir şarkıda şöyle denir: ”Aman avcı vurma beni / Ben bu dağın ay balam maralıyım / Maralıyım, hem yaralı / Avcı vurmuş ay balam, yaralıyım”

İyi mi, “yurdum insanı”nı ile birlikte “insanlığı” savunalım derken bir de “vatan haini” olduk!

Mutasyona uğrayan biz değildik aslında. Birileri sanal bir mutasyonla, insanoğlunun fıtratına müdahele ederek, CoVID’e karşı daha dirençli bir genetik yapı için mRNA bazlı bir aşı geliştirdiğini iddia ederek yola çıkan bir müfsid’in komplosuna karşı insanları uyaralım derken mutantların hedefi olduk!Kınayanların kınamamalarına aldıracak değiliz. “ıslah edici” maskeli müfsitler topluluğunun yalanlarına karnımız tok.

Eskiden kılıçlarla kesilirdi baş, tüfek icat oldu, mertlik bozuldu. Bir kıta dolusu insanı tüfeklerle avladı beyaz adam. Bir kıta dolusu kara deriliyi ya öldürdüler ya da teslim alıp köleleştirdiler. Ve otomatik silahlar yapıp, bir kıta dolusu sarı deriliyi sömürgeleştirdiler. Şimdi aynı işi küçücük iğnelerle deniyorlar. Yakın gelecekte o küçük iğnelere de gerek kalmayacak. Bu olanlar, “eski normal” dönemin işleri idi. O döneme ait bilim adamları, o döneme ait teknolojiler ürettiler. Bugün yeni bir dünyaya adım attık. Şimdi, izin verin size bir chip taksınlar. Yoksa bunu başka şekilde de yapacaklar. Elektro manyetik dalgalarla yapacaklar yapacaklarını. Ve ondan sonra her canlı gibi önce din, ahlak ve gelenekten izole bir bireye dönüştürecekler, ki bu süreç İstanbul sözleşmesi ile başlamıştı. İkinci adım da hayata geçirildi. “Biyolojik cinsiyet” yerine, “toplumsal cinsiyet” sistemi kabul edildi ve nüfus cüzdanlarımıza, pasaportlarımıza, “Gender” yazıldı. Bizler devletimizin gözünde alenen aşağılanarak “LGBTİQ+” gibi harflerle ifade edilen bir nesne ye dönüştürüldük. Şimdi “Nesneler arası bir network” üzerinden, İnsanımsılar, Hayvanlar ve Makinalar birlikte yeni bir “nesnesel kimlik” oluşturacağız. İnsanımsı Genomik’lerin yeni adı Siborg olacak.Zaten ondan sonra beynimizi okuyan bir makine, beynimize bilgi yükleyip, silecek. Kontrol dışına çıkanların bir “tık”lık canı olacak.

İşte CoVID dedikleri bu sürece geçişte bir “korku pandemisi” için  kullanılan ve bir biyolojik ajandı.

Hatırlayın, önce bitkilerin geni ile oynandı, sonra sıra hayvanlara geldi. Bugün sıra bizde.

Derdimi hangi tıp adamına, biyoloğa, gen mühendisine, ya da ziraat mühendisine, veterinere kime anlatayım. Bilgisayar mühendislerine mi, yoksa atom fizik mühendislerine mi, kime. Fizikçileri de mi, kimyalılara mı, iktisatçılara mı, politikacılara mı! Kime, kime.

2020 nasıl geçti diyorlar. 2020 diye bir şey yok ki. Farklı bir Zaman boyutunda, önünü-sonunu bilmediğimiz bir mekanda çevirimsel bir süreçte, bazan tekamül ve çoğu zaman tereddi şeklinde, bir hercümerç içinde meçhul olmayan bir yere doğru gidiyoruz. Başlangıç, geçen zaman bizim parmak hesabı ile yaptığımız izafi hesaplardan başka bir şey değil. 2020 dediğimiz o zaman dilimini çok kötü geçirdik. Bunun suçlusu, sorumlusu biz hepimiziz. “İnniküntüminezzalimin” dememiz gerek. Çünkü gerçekten cahillerden ve zalimlerden olduk. Ebu Cehillerin peşine takıldık. 2021 dedikleri zaman için “iyi yeni yıl” dileklerinden daha fazla bir şeyler yapmamız gerek. Aynı yolda ilerlersek, Allah işlerimizi sarp dağlara sardırır, üstümüze pislik yağar. O zaman daha kötü bir yıl bizi bekliyor olabilir. Eğer biz kendimizi değiştirmezsek gelecek yıl, geçen seneyi aratır. Beterin de beteri var. Bulut’larasu’yu“tut”, yer’e, suyu  “yut” denirse, o zaman görürsünüz dünyanın halini. Bizim ahlaksızlığımızın sebeb olduğu fesadımız yüzünden hava, su, toprak kirlendi. Gökse, yerde, suda ve toprak altında ne kadar canlı varsa bizim fesadımız yüzünden bu işten zarar görebilir. İnsanoğlu bu hali ile sadece kendi nesline değil, diğer canlılara da zarar veriyor. KapitalistKalkınmacıve rekabetçi akıl, iktidar ve piyasa ilişkileri saf bir din ve saf bir ahlaktan bağımsız hareket ettiği an Şeytanın emrine girer. Kapitalizm, Komunizm, Faşizm, Siyonizm buna örnektir.

2021’de Great Reset’le, yeni normal dönemle tanışacağız. Chip ve Neuralink’i konuşacağız.Eğer bu fasit yolda yürümeye devam edersek, Allah’ın yardımı bize ulaşmazsa, kıyamete ilişkin alametlerden sayılan bir çok şey gerçek olabilir. Humanoidleri ve Siborgleri daha çok duyacağız. Ve tabi Starlinklerle eş zamanlı 5G, 6G’yi de. Yer depreşecek, şimşekler, volkanlar göreceğiz. Tabii afetlerden kurtulmak isteyenler önce tevbe etsinler, sırtlarındaki haram mal ve makamlardan kurtulsunlar, Allah’ın ipine tutunsunlar. Cahillik etmesinler, zulümden vazgeçsinler, kalabalıklar da haksızlıklar karşısında susanlardan olmasınlar ki, rahmet melekleri onları kucaklasınlar ve bu ateşten korusunlar. Yoksa, CoVID’i aratacak yeni mutasyonlar, yeni mikroplar kapıda. Kuzeyde su baskınları yaşanırken dünyanın nüfus yoğun bölgelerinde Susuzluk ve iklim değişikliğine dayalı göçler çok daha büyük felaketlere sebep olabilir.

Bana sorarsanız, insanlığın çok büyük bir bölümü kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor. Bozguncular ıslah edicileriz diye ifsatlarına devam ediyorlar ve birileri de onların peşinde gidiyorlar.

Milli piyango, eğlence, alkol. 2020ye veda 21’e merhaba derken dünyanın büyük bir bölümünde ekranlara yansıyan manzara bu! Cami avlusunda milli piyango gişesinde oluşan gişede günde 30.000 bilet. Kumar parası ile cami, Caminde dua edip, piyango gişesine koşan başörtülü teyze, sakallı amca! İşte halimiz bu! Ya Rab, bize, akıl, iman, sabır, güç ve cesaret ver. “Durun kalabalıklar, bu sokak çıkmaz sokak, haykırmak istiyorum kollarımı makas gibi açarak.” Selam ve dua ile.