Öne Çıkanlar PFİZER Chabad İsmail Haniye Simon Mistriel Aykut İbrahim Reisi

68 MİLYON STERLİN’İ ABDULLAH GÜL ÖDESİN

Yazan Sabahattin İSMAİL

SAVAŞ SONRASI MAĞDUR, GALİP VE HAKLI TARAFIN, SALDIRGAN, MAĞLUP VE HAKSIZ TARAFA TAZMİNAT ÖDEDİĞİ DÜNYADAKİ TEK ÖRNEK KKTC’DİR

MÜLK SORUNU BİREYSEL BAZDA TMK'DA DEĞİL, İKİ DEVLET ARASINDA TOPLU TAKAS VE TAZMİNATLA MASADA ÇÖZÜLÜR. BU DENKTAŞ FORMÜLÜDÜR

Başbakan Ünal Üstel önceki gün yaptığı açıklamada, TMK üzerinden 200 Ruma 68 milyon sterlin daha ödeneceğini " müjdeledi!"

Bu açıklaması üzerine, önceki gün Twiterde paylaştığım ve iki günde 180 bin kişinin okuduğu uzun bilgiselin birleştirilmiş halini bilginize getiriyorum.

Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)

Rumların AİHM'de Türkiye aleyhine açtığı binlerce davadan bunalan AİHM'in davalara bakmaktan kurtulmak için Türkiye'ye yaptığı baskı sonucu kuruldu.

AİHM, Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanlığı döneminde, binlerce davaya bakacak zamanı olmadığı için Türkiye'ye "Rumların başvuracağı bir iç hukuk yolu"

yarat" diye baskı yaptı.

Çünkü Türkiye'yi adada "işgalci" olarak görüyor ve 1974'de durup dururken adaya gelip "Rumların topraklarını zorla işgal ettiğini, onları evlerinden kovduğunu, KKTC'nin bağımsız bir devlet değil, Türkiye'nin ALT YÖNETİMİ olduğunu ve KKTC'de olan herşeyden

Türkiye'nin sorumlu olduğunu" varsayıyor.

Bu yönde kararlar da üretti.

AİHM, bu nedenle KKTC mahkemelerinin aldığı kararları beğenmeyen Kıbrıs Türklerine de, AİHM'de Türkiye aleyhine dava açma hakkı tanıdı.

Gelmiş geçmiş Türkiye hükümetleri, Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olana kadar AİHM'in Türkiye aleyhine verdiği kararları uygulamadı.

"Ben işgalci değilim. Orada KKTC diye bağımsız bir devlet var. O devlet benim alt yönetimim değil, egemen bir devlettir, Rumlar o devlete gitsin" dedi.

Ancak Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olunca AİHM kararlarını uyguladı ve güya "bir defaya mahsus" olmak üzere Loizidu adlı Rum kadına, eski evi için 1.2 milyon euro üzerinde maddi, manevi tazminat yanında 40 yıllık kullanım kaybı tazminatı ödedi.

Ne ki "bir defaya mahsus" denmesine karşın bu iş bitmedi.

Tazminat alma hevesiyle 4 bin Rum AİHM'e baş vurunca, bunalan AİHM Türkiye'ye baskı yaparak bir iç hukuk yolu yaratmasını istedi.

Abdullah Gül ise bunu reddedip " Bu hukuki değil, siyasi bir sorundur, Güneyde Türklerin de mülkleri var, mülk sorunu bireysel bazda mahkemelerde değil, adadaki iki devlet arasında toplu takas ve tazminatla masada çözülecektir. Sadece Rumların mülk talepleri için bize baskı yapamazsınız." diyeceğine, KKTC'ye baskı yaparak, Rumların tazminat ve mülk iadesi için başvuracağı bir iç hukuk yolu olarak federasyoncu Talat ve CTP iktidarı döneminde TMK'yı kurdurdu.

O dönem CB olan Denktaş, UBP ve ben dahil mukavemetçiler, "Bu, Türkiye'nin işgalci, KKTC'nin de alt yönetim olduğunu kabul etmektir" diyerek bu dayatmaya karşı

çıktık.

"Bu, Türk mülkleri Rum işgalinde iken Rumlara 100 milyarlarca dolar tazminat ödemek demektir. Dünyada savaşlar sonrası, savaşan taraflar arasındaki mülk sorunu mahkemelerde değil, müzakere masasında çözülür, yapmayın, etmeyin. Rum yönetimi Güneydeki mülkünü isteyen Türklere 'çözümden sonra gelin' diyor. Biz de aynı şeyi söylemeliyiz. Bizim tazminat haklarımız konuşulmadan, çözüm olmadan, ateşkes koşullarında Ruma tazminat ve mülk iadesi yapmayın" dedik ama dinletemedik.

Federasyoncu, işbirlikçi Talat ve CTP

ile işbirliği içinde TMK yasasını geçirdiler.

Böylece hem Anayasanın Kuzeyde kalan tüm Rum mallarını KKTC devleti mülkiyeti kabul eden ilgili maddelerini çiğnediler, hem de Anayasaya göre vatandaşlara verilen KKTC tapularının saygınlığına ve güvenilirliğine darbe vurdular.

Tek savunmaları " ama TMK kurulmazsa Türkiye AİHM'de mahkum olacak Rumlara tazminat ödeyecek" şeklindeydi.

Ne ki, işte TMK' yı kurarak tazminat ödüyorlar. Çünkü TMK, AİHM kararları temelinde karar alıyor, kararlarını AİHM'e gönderip onaylatıyor. Onları dava yükünden kurtarmak ve rahatlatmak için taşeronluğunu yapıyor. Yüz Milyonlarca sterlin tazminatı da Türkiye ödüyor. Yani değişen bişey yok.

Rumların sorumlusu oldukları ve kaybettikleri bir savaşta kan dökerek özgürleştirdiğimiz toprakları bir de üstünden şimdi ikinci kez para dökerek alıyoruz.

TMK, AİHM'in taşeronudur. AİHM'in dayatmasıyla içinde 2 yabancı uyruklu yargıç vardır. Sadece Rumların tazminat başvurularını kabul ediyor.

Bugüne dek 7 bin civarında Rum TMK'ya başvuruda bulundu. Bu Rumlara 550 milyon sterlin civarında tazminat ödendi

Bazılarına hem mülk iadesi yapıldı, hem üstünden 50 yıllık kullanım kaybı tazminatı ödendi. Bazılarına hem Güneydeki Türk mülkü verilerek takas yapıldı, hem de manevi tazminat ödendi.

TMK kararını beğenmeyen Rumlar KKTC mahkemesine itiraz edebilir. Ama KKTC Mahkemesi kararını da beğenmezse KKTC aleyhine değil, Türkiye aleyhine AİHM'e dava açabilir. Orada Türkiye'yi mahkum ettirebilir. Çünkü TMK, AİHM tarafından "Türkiye'nin, işgal ettiği topraklardaki alt yönetiminde kurduğu bir iç hukuk yolu" olarak kabul ediliyor. Tazminatları da Türkiye ödüyor.

Sadece AİHM'in bu kararı nedeniyle bile TMK kurulmamalıydı. Ama AB ve AİHM'den ödleri kopan işbirlikçi teslimiyetçilerin umurunda olmadı.

Bu rezalet ve skandaldır.

Dediğim gibi, deniyor ki "TMK'yı kurmasaydık, AİHM'de çok ağır tazminatlar ödeyecektik" Oysa zaten AİHM adına taşeronluk yapan ve kararları AİHM tarafından denetlenip onaylanan TMK üzerinden büyük tazminatlar ödeniyor.

Her Ruma mülküne göre 1 - 5 milyon euro arasında maddi manevi tazminat ödeniyor.

Üstelik siyasi olarak milli politikamız darbeleniyor...Bu uygulama ile 1974'den beri savunduğumuz milli tezler darbeleniyor...

Çünkü AİHM kararları temelinde Rumlara tazminat ödemekle, " Türkiye'nin adada işgalci olduğunu, Rumların mallarını durup dururken işgal ettiğini, onların dönmesine izin vermediğini, KKTC 'nin de bağımsız egemen bir devlet değil, Türkiye'nin ALT YÖNETİMİ" olduğunu zımnen de olsa kabul

etmiş oluyorsunuz.

Üstelik Türk Ulusunun boğazından kestiğiniz ve Türkiye ile KKTC’nin kalkınması için kullanacağınız milyonlarca sterlini Rumlara akıtmış oluyorsunuz.

Başbakan Üstel önceki gün TMK üzerinden 200 Ruma 68 milyon sterlin daha ödeneceğini "müjdeledi!!!" .

Bunun ne anlama geldiğini düşünmeyen basın da manşete çekiyor.

İşbirlikçi teslimiyetçi CTP ve tazminat bekleyen 200 Rum buna çok sevinmiştir.

Kimse sorgulamıyor.

Oysa o para ile birçok okul yapılır, yollar genişletilip aydınlatılır, bütün okullar bilgisayarlarla donatalır, gençlere sosyal konut veya halka söz verilen 500 yataklı hastahane yapılırdı.

Başlangıçta buna karşı çıkan Denktaş, Eroğlu, UBP ve mukavemetçiler dinlenmediği için, çok yanlış bir yola girilmiştir ve bu yanlışta hala ısrar edilmektedir.

Daha sırada 120 bin Rum göçmen vardır. Tümü TMK'ya müracaat edecek olsa 100 milyarlarca dolar tazminat ödenecektir.

Bunu övünerek ödeyecek misiniz?

Bu parayı nereden bulacaksınız ?

Türk hazinesini boşaltırken Rumun cebini dolduracaksınız!

Bu yanlıştan mutlaka dönülmelidir.

Biz bu toprakları AB ve AİHM izni ile vatan yapmadık. Savaşarak, kan dökerek, 11 yıl çok ağır bedeller ödeyerek ve hala ambargolar altında bedel ödemeye devam ederek özgürleştirdik, karşılığında Güneyde çok değerli mülklerimizi onlara bıraktık ve Kuzeyi vatan yaptık.

Mülk sorunu 2. Dünya Savaşı sonunda yapıldığı gibi, mahkemelerde değil adadaki iki Devlet arasında müzakere masasında toplu takas ve tazminat yolu ile çözülmelidir

Bu Denktaş formülüdür.

Buna göre Güneydeki Türk mülkleri Rumlara verilecek, Kuzeydeki Rum mülkleri bizim olacak. Arada Rumların alacağı kalırsa, o da 1963-1974 döneminde bize yaptıklarının tazminatı ve hakkımız olan SAVAŞ TAZMİNATI alacağımız ile dengelenecektir.

Alacak verecek işi bu şekilde mahsuplaşarak sıfırlanacaktır.

Yaptıkları toplu katliamlar, 103 köyümüzü işgal edip malımızı mülkümüzü yağmalamaları, 11 yıl bizi adanın yüzde 3'üne sıkıştırıp açlığa ve sefalete itip üretimden kopardıkları, bizi devletten atıp bütçeden dışladıkları, dış yardımlardan payımıza düşene el koydukları, 60 yıldır ambargolar altında yaşattıkları vb...için

Rumlardan ağır tazminat talep edeceğimize onlara tazminat ödüyoruz... Galip devlet olarak Türkiye, savaşa zorlandığı, öldürülen askerlerimiz ve yaptığı masraflar nedeniyle onlardan SAVAŞ TAZMİNATI isteyeceğine, yanlış yapmış ve suçluymuş gibi onlara 50 yıllık kullanım kaybıyla birlikte milyarlarca Dolar Tazminat ödüyor.

Bu akıl tutulmasıdır.

Başbakanın bunu büyük bir müjde olarak açıklaması ve çok güzel bir iş yapıyormuş gibi basının manşetlerine taşıması ise ne yaptığını bilmemektir.

Rumlar ENOSİS için bir savaş başlatmış ve bu savaşta mağlup olmuştur.

Haksız ve suçludurlar...

Savaşı kazanan galip, haklı, mağdur ve masum tarafın, mağlup, haksız, suçlu tarafa AB/ AİHM korkusu ile tazminat ödemesi Dünya tarihinde bir ilktir.

Yanlıştan dönün!

Ruma verdiğiniz milyarlarca TL tazminatı Türk Ulusu ve KKTC için harcayın!

Nereye isterlerse gitsinler, kime şikayet ederlerse etsinler...

Gitsinler tazminatlarını, adayı ve insanlarını mahveden kendi devletlerinden alsınlar.

2. Dünya Savaşı sonunda böyle olmuştur . Galip devletler, Almanya'yı yakıp yıktıkları halde savaş suçlusu ve mağlup olduğu için Almanya'ya tazminat ödememiş, tam aksi tazminat almıştır.

İsrail öldürülen yahudiler için hem milyarlarca euro tazminat almış, hem de öldürülen yahudilerin yakınlarına tazminatlar ödenmiştir.

Almanya dönüp kendi vatandaşlarını da tazmin etmiştir...

Bu mantığa göre haklı ve galip taraf olan Azerbaycan da mağlup ve haksız taraf olan Ermenistan'a savaş tazminatı mı ödemelidir?

Rusya, Ukrayna Savaşını kazandığı zaman Ukrayna'ya savaş tazminatı mı ödeyecektir?

Bunları örnek göstererek AB, AİHM ve Avrupa Konseyi baskılarına boyun eğmeyin.

Haklı ve galip tarafken, haksız ve mağlupmuşuz psikolojisi ve ezikliği ile hareket etmekten kurtulun

Teslimiyetçi ve korkak değil, cesur olun , dik durun!

Bunları yıllardır anlatıyorum, vurguluyorum ama AİHM, Avrupa Konseyi ve AB korkusu ile dikkate alınmıyor.

Korkmayın!

Sadece Rumların tazminat taleplerini tatmin için kurulan ve sadece Rumlardan başvuru kabul eden, Türklerden başvuru bile kabul etmeyen AİHM taşeronu TMK'yı bir an önce kapatın. Ruma ödediğiniz tazminatları KKTC 'nin kalkınması ve halkımızın refahı için kullanın!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Kubilay Uzkan 7 ay önce

Kıbrısın Anayasal düzenini bu düzeni garanti eden Yunanistan silahlı darbe girişimi ile kendisi bozmuş ve diğer garantör ülke olan Türkiye Cumhuriyeti anayasal müdahale hakkını kullanarak garanti ettiği anayasal düzeni korumak için görevini yapmıştır. Rumlar ve Yunanistan anayasal düzenin tekrar kurulması için müzakerelerde Kıbrıs Türklerine ve Türkiyeye yardımcı olmamıştır. Bu yüzden, harp tazminatı dahil, mtüm tazminatları Rumlar ve Yunanistan ödemelidir. Enosis kararı hala Rum Yönetimi Meclisinde geçerliliğini korumaktadır. AB ve BM'lere duyurulur.
Akritas ve İfestos soykırım planları Kıbrısın yakın tarihine kaydedilmiştir. Okusunlar, toplu mezarları, 16 günlük bebeklerin katillerini AİHM'de yargılasınlar ve hizaya gelsinler, KKTC yöneticileri ile TC hükümetleri de kendi ayaklarına kurşun sıkmasınlar.