Yıllar önce bir oyun izlemiştim. Zengin bir ailenin konağında hanımefendi her sabah kedi ve köpeklere, su ve yiyecek vermekte, kuşlara yem atmakta, ama konaktaki hizmetçi kadının çocuklarına karşı kaba ve acımasız davranmaktadır. Kadıncağız eve et alamadığı için çocukları bahçeye gelen güvercinler caddeye çıktıklarında onları avlamaktadırlar. Bir gün çocukları avlanırken görür ve gözyaşlarına boğulur. Oysa konaktan biraz ötede karşı yamaçla insanlar aç ve yoksuldurlar.
İlginçtir, kimileri insana göstermediği ilgi ve sevgiyi hayvanlara gösterirler. Bazen da bu merhamet gösterisi aynı zamanda bir paradoksa dönüşür. Kürk severler ya da deri çanta, deri kemer, deri elbiseler giyerler, derin ayakkabı zaten herkes için tercih edilen bir giyecek. Kebap düşkünüdürler ya da balık severler.
Mesela ava karşıdırlar ama, ava karşı olan bir çok kişi balık avına karşı değildir. Kara canlıları ile su’da yaşayanlara farklı bir gözle bakılır. Uçan kuşlara karşı da öyle. Mesela haşerat da canlı aslında, fare, sivrisinek ya da tarım zararlılarına gelince kimse onlara “hayvan” gözü ile bakmaz. Oysa onlar da can taşıyorlar.
Asıl yazmak istediğim konu bu değil. 5G kitlesel kuş ölümlerine sebep olabiliyor. Ya da rölelerin bulunduğu yerlerdeki ev hayvanları ve diğer hayvanlarda agresif tavırlar gözlemlenebiliyor. Tabi, arı, kelebek gibi canlılar, karıncalar bundan en çok zarar gören hayvanlar. Ve kimse bu konuda bir hassasiyet göstermiyor. Ben bugüne kadar Türkiye’de 5G’nin, ev hayvanları, evcil hayvanlar ve vahşi tabiattaki canlılar için tehdit oluşturduğuna dair bir tepki görmedim ve duymadım.
Aslında İnsan Hakları açısından da bu 5G konusu hayati öneme sahip. Bu konu kadın-erkek, çocuk ve yaşlı fark etmiyor, herkes için bir tehlike, bir tehdit oluşturuyor.
Bırakalım hayvanları, bitkilerin tabii gelişimi açısından da risk oluşturuyor. Hatta RF dalgalarına maruz kalan bitkiler, kendilerini savunma için yapraklarındaki reçine ve suları yüzeye çıkartıyorlar, bu da onları susuzluktan kurumalarına ya da üzerilerine benzin püskürtülmüş gibi yanmaya hazır hale getiriyor. Sadece, insan, hayvan, bitki değil, oksijen atomlarının frekansını etkileyerek, hem radyasyon etkisi ile hem de RF etkisi ile canlı hayatı olduğu gibi canlı hayatın vazgeçilmezi olan, inorganik, ama canlı hayatın vazgeçilmezi olan havayı da olumsuz yönde etkiliyor.
5G konusu, bir insan hakları sorunudur. 5G konusu en temel haklardan olan Yaşama hakkı ile ilgili bir sorundur. Bu işte hayır yoktur. Bu iş dine de, ahlaka da aykırıdır. Bu iş kamu yararına aykırıdır. Bu iş Çevreye karşı, tabii hayata karşı bir suçtur.
“5G dünya tarihinin en aptalca (tehlikeli) fikri”dir. Tokalak’ın ifadesi ile bu konu, Covid ile birlikte, “Toplumsal aymazlığın ve küresel oyuncuların yarattığı kaos“tur.
Tokalak’ın kitabında alıntıladığı bir bölümde ayrıca şu ifadelere yer verilir: ABD Columbia Üniversitesi’nde Fizyoloji ve Hücre Biyolojisi Bölümünde öğretim görevlisi olup moleküler düzeyden hücre, doku, organ, sistem ve organizma düzeylerine kadar fonksiyonu ve bu fonksiyonun altında yatan mekanizmaları araştıran, Dr. Marin Blank elektromanyetik alanın tarihsel gelişimine dikkati üzerinde bizde yarattığı olumsuzluklara kısaca şöyle dikkat çekiyor: “Biz bize zarar veren bir şeyler yarattık ve bunun kontrolü artık elimizden kaçıyor. Ortamdaki bu radyasyon vücudumuzdaki hücrelerimizi tahrip ediyor erken ölümlere neden oluyor. (…) Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya değil görünmez tehlikerle dolu bir kaos bırakıyoruz.”
Prof. Dr. Selim Şeker’in yakın zamanda yayınlanan, “5G Nesnelerin İnterneti ve Sağlığımız” isimli kitabında çarpıcı tespitlere yer verilir. 5G dalga boyları kısa olduğundan 5G bazları çok sık şekilde fazla belli olmadan yaşadığımız her alanda çok yakın mesafelerde bulunacak.
Her 150 metrede evimizin dibindeki cihazlardan yayılan elektromanyetik radyasyona maruz kalacağız. Dünyada radyasyonsuz yaşanacak yer kalmayacak. 5G’den korunmak için standartlar yok. Elektromanyetik alanlarında kanseri ve diğer hastalıkları tetikliyor. Çocukların gelişmekte olan sinir ve diğer sistemleriyetişkinlerden iletken olduğu için RF enerjisini kafada daha fazla yutarlar. Bu yüzden cep telefonunun yaydığı EM radyasyon, çocukların beyin aktivitelerinde değişimlere neden olabilir. Öğrenme eksikliklerine, konsantrasyon bozulmalarına ve agresif davranışlara yol açabilir. 2017’de 35 ülkeden 180 -bilim adamı ve doktorlar 5G ile ilgili çalışmaların, bilhassa çocuklar ve hamile hanımlar için güvenli olduğunu ispat edilene kadar durdurulmasını istediler. Bu konuda ilk defa Nisan 2019 yılında Belçika başşehri ve Avrupa Birliği Parlamentosu’nun da bulunduğu yer olan Brüksel’de 5G karşısında tedbir alındı. Yüksek derecede radyasyon yayması, bu radyasyonun Belçika’da tespit edilen radyasyon limitlerini aştığı ve halk için sağlık sorunları yaratabileceği nedeniyle bu şehirde 5G alt yapısı oluşturulması durduruldu.
Yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vadedenler, yeryüzünü cehenneme çevirmek istiyorlar. Buna fırsat vermeyelim. Selam ve dua ile.
Daha fazla bilgi için bakınız: Prof.Dr. Selim Şeker / 5G Nesnelerin İnterneti ve Sağlığımız / Hayy kitap ve İsmail Tokalak / Covid 19 Gerçekleri ve Gelecek / Ataç Yayınları
yaratmak Allah ü Teala'ya mahsus. bu kelime yerine başka kelime kullanalım