Yazan Abdurrahman DİLİPAK
Ekim’in 13’ünde Cuma günü, “AKP’nin Papatyaları” davası var, İstanbul’da K. Çekmece 2 Nolu Asliye Ceza’da, saat 09.30’da. Bu karar duruşması olacak. Geçen duruşmada savcı mahkumiyet istemişti. Bu arada AK Partide büyük kongre oldu, bakalım kongre sonrası politikalarında bir değişiklik olacak mı? Bu arada Ekim’in 14’ün’de, Ay ortasında Cumartesi günü ay ve güneş tutulması varmış. Epey astroloji, Astronomi ve kehanet dinleyeceğiz demektir. Gerçekler, kehanetler kadar büyük hadiselerin eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. Kıyamete ilişkin dini metinlerde de bu günleri düşündüren bir takım işaretler yok değil.
Küresel Şeytana Karşı Büyük Uyanış Mitingi İçin 15 Ekim Pazar Saraçhane Olacağız İnşallah!
Geçen hafta AKP Parti kongresi vardı. Ne Uluslararası sistem, ne İklim, ne Hukuk, ne Aile, ne CHABAD ne de G20 kararları konuşuldu. CHABAD konuşulup oylansaydı keşke, İstanbul sözleşmesi ve Lanzarote’de, Hayvan Hakları da oylanabilirdi. Sahi bunlar konuşulmadan, oylanmadan nasıl oluyor bu kongreler. Mısır’la ilişkiler, Göçmen, Suriye politikası, Riba konusu, Depreme hazırlık, yolsuzluklar konuşulsaydı.
Görünen o ki, partiler artık politika üretmiyor, uygulanan politikaların topluma enjekte edilmesi için politik misyonerlik yapılıyor. Algı gerçeklerin yerini almış.
Hayır o gün biz orada başka başka bir şey için bir araya geleceğiz. Önce orada her kesimden insanlar olarak. Farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada olacağız. Söz konusu olan ortak geleceğimiz. Daha da önemlisi bu daha iyi bir dünyanın mümkün olduğu iddiasını taşıyor ve bunun için hep birlikte ahlak ve erdem temelli bir işbirliği, kendi içinde dayanışmayı, dışa karşı hep birlikte direnme kararlılığını ifade ediyor.
Sulh ve salah istiyorsanız, mücadeleye hazır olun. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan, Haklıdan yana birlik olmadan bu mücadeleyi kazanamayız.
Bunlardan değil, kendi cahilliğimiz, korkaklığımız, tembelliğimizden, dağınıklığımızdan korkalım.. Kafamızı kiraya verdiğimiz politikacılardan, ve Medya’dan, örgütten, Cemaatten izinsiz kılımızı kıpırdatamamaktan, hesap sormayı bırakın, soru bile soramamaktan, dava açma açamamaktan Allahtan korkalım bu anlamda Allahtan! Allah’ın gazabından rahmetine, bereketine, sorumasına sığınalım.
Allah’tan korkarım derken, onun yarattıklarına, kullarına, onun mazlum, dul ve yetimlerine sahip çıkmadığımız için Allah’ın bizi cezalandırmasından korkalım. Yoksa Allah korkunç olduğu, o meşru zeminde korkulacak bir şey değil. Kim zerre-i misgal bir acı üretti ise öbür dünyada onu tadacak, kim ki, o kadar iyilik üretti ise, o da onun karşılığını fazlası ile görecek.
Bakın bu CHABAD, Bill Gates’den, Elon Musk’dan, Klaus Martin Schwab’dan, Türecilerden, bunların ABD’deki, İngiltere’deki, Avrupa’daki, İsrail’deki diğer ortaklarından ve onların yerli ve milli işbirlikçilerinden, üstümüzdeki etki, baskı gücü ile DSÖ’den daha beter. Onlar uzakta, onların içimizdeki eli CHABAD. Yerli ve Milli Jeffrey Epsteinimiz, ya da Türkiş Rasputinimiz, Adnan Oktar’ın arkasında da onlar vardı.
Bu ilişkiler dün başlamadı. ‘Glokalizasyon Konferansı' Başbakan Erdoğan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in desteği ile 3 Ağustos 2006’da Ankara'da yapıldı. Araya biraz da “eski gömlek günlerinden şuuraltı” olarak “muhatabının yanlış anlamış olabileceği” dip notu ile “One Minute” vardı! Ama zaten daha ilk günden itibaren malum lobilerle ilk diresek temasından sonra bu temas hiç kesilmedi. Sonra kol kola girdik. G20 ve BM sonrası Kucak kucağıyız adeta.
Bugün Dr. Anastasia Maria Loupis soruyor: Bu çocuklardan biri çocukluğunun çalındığından şikayetçiydi. Bil bakalım kim? Ve soruyor bir başkası: Kız sen kimin sesisin: Dayan orada, Gretta. Hayallerimi ve çocukluğumu çaldın”la başladın!.. Bu gidiş nereye! Şimdi sıradaki çocuk, Abla ya da Anne’yi, Nine’yi bekliyoruz!
Bakın, birileri bizi iklim yalanları ile oyalarken, 5G’yi 6G+’ye çevirmek için planlar yapıyorlar. Türkiye’yi, Deccaliyet komitesi adına Şeytani bir senaryonun, merkez üssü, pilot bölgesi yapmak istiyorlar. Yargı bağışık, vergi ve diplomatik muafiyeti, serbest faaliyet imtiyazı ile özerk bir yapı ile icra-i faaliyet izni verilen DSÖ, UNWOMAN, İKLİM, GIDA programlarına HAYIR demek için 15 Ekim’de İstanbul’da olacağız. Bu plan, İngiliz, Fransız, Rus ve Yunan işgalinden daha büyük bir tehdittir, geleceğimize yönelik!
Bakın, bunlar G20’de, bir de bütün faaliyetlerin tek elden yönetilmesi için YENİ BİR PAKT kurmaya hazırlanıyorlar. İnşallah bu Şeytani örgütlenmede KURUCU olmayız. Ülkemizi MERKEZ yapmazlar ve diğer bağışıklık, Muafiyet ve İmtiyazları, Statüleri onlara tanımazlar.
Bakın bunlar mRNA’dan, NEURALİNK’den, Sentetik ET’den, Böcek yedirip kendi atığınızı yedirip, içtirmekten daha vahim bir senaryo ile geliyorlar. O da, Likid/Jel Chip! Sizi insan olmaktan çıkartacakları, tek aşı ile bütün sorunlarınız çözeceklerini söyleyecekleri, aslında sizi BİYONİK ROBOT’a dönüştürüp, uzaktan kumanda ile yönetebilecekleri, atta Hackleyebilecekleri bir senaryo için hazırlık yapıyorlar.. 2012’de zaten bu işin patentini bile almışlar.
Buyurun belgesi:
Grafeni geçtik, bu Jel onunda üstünde bir tahrip potansiyeline sahip. Bu anlamda Grafen Oksit, DARPA patentli hidrojellerin ana bileşeni likit Chip görevi yapabilecek bir materyal. Bu da tabii ki, bilimsel ve hatta Fetvası da alınmış olabilir. Bu başvuru, ABD Geçici Protokolü'ne öncelik talep etmektedir. Patent Başvurusu Ser. No. 61/569,028, 9 Aralık 2011 tarihinde yapılmıştır, ve ABD Geçici Patent Başvurusu Ser. No. 61/697,121, 5 Eylül 2012 tarihinde dosyalanmış olup, her birinin tüm içeriği referans olarak buraya dahil edilmiştir. Hükümet tarafından “W911NF-12-2-0036 numaralı hibe” programı ile ABD hükümeti tarafından desteklenmektedir. Bu materyal, mikrobiyal transglutaminaz ile çapraz bağlanmış hidrojellerin (mTO) ve çeşitli blumlara sahip. Bu malzemelerin (jelatin hidrojeller)in davranış modelleri hazırlanmıştır. Bu projede Hidrojell türevlerinden “Aljinat hidrojeller” grubundaki Young modülü farklı CaCl çapraz bağlama konsantrasyonları kullanılarak farklı biçimlerde manupile edilebilmektedir.. Bu şekilde doğal miyokardın mekanik özelliklerini eşleştirerek Dium, kültürdeki primer kardiyak miyositlerin canlılığı artmış ve birincil kardiyak miyositlerin işlevselliği kültür olarak muhafaza edilmiştir.. Özel desenli aljinat hidrojeller üzerinde kardiyak miyositlerin anizotropik büyümesini göstermektedir Dokunun immün boyanması, bu mikro desenli hidrojellerin konfluent anizotropik dokuların oluşumu için iyi Substratlar olduğunu göstermektedir. Bu Şekil ayrıca, hidrojel üzerinde anizotropik kas dokusu tarafından üretilen kasılma streslerinin ölçülmesi için mikro işaretli aljinat Substratlar kullanılarak bir kontaktilite deneyinin yapımını göstermektedir. Bu işlevsellik özellikleri daha 12 paragraf sürüyor. Burada çok önemli, ilginç bir durum daha söz konusu: Grafen Oksit, DARPA patentli hidrojellerinin ana bileşenleri üzerinden implante edilebilir "Sinir Tozu" sinir aktivitesini hassas bir şekilde kablosuz şekilde kaydını mümkün kılıyor. Bunun anlamı şu, sizin bedeniniz bu şekilde veri yüklenen, veri alınan, veri depolanan ve dışarıdan manüpile edilen bir NESNE’ye dönüştürüyor. Evet, evet, ilk “in vivo test”ler, ultrasonun kaslara ve sinirlere cerrahi olarak yerleştirilen milimetre ölçekli cihazlara kablosuz güç sağlamak ve bunlarla iletişim kurmak için kullanılabileceğini gösteriyor.
Daha 10’larca sayfa yazmak mümkün de, durum anlaşılmıştır umarım. Aklınıza, dininize canınıza, malınıza, paranıza, namusunuza, ailenize, şerefinize, ülkenize, milletinize sahip çıkın. 15 Temmuz’u unutmayın, başkalarına da hatırlatın lütfen.
Gel, kim olursan ol gel. Bu yürüyüş, insan olan herkesin, insanlık ve dünyamızın geleceği için başlatılan bir yürüyüştür. Akıllı, dürüst, cesur herkese bir çağrıdır bu.
Aşı olsan da gel. Hangi partiye, hangi cemaate veya cemiyete üye olursan ol yine gel.
İster kadın, ister erkek, Türk, Kürt, Boşnak, Arnavut, Arap, Çerkez, Gürcü, Göçmensen gel
Bu yürüyüş Ah-iş Evran / Evrensel barış yürüyüşüdür.
Kim olursan ol, Sen de gel. Bu bir umutsuzluk, çaresizlik buluşması değildir. Aklını, yüreğini, cesaretini kuşan gel, Merhametimiz öfkemizden, sevgimiz nefretimizden büyük olacak..
Dün ayağımıza taş atıp, yolumuza diken dökenler, arkamızdan küfredenler, siz de gelin..
Selam ve dua ile.
3 cü dünya savaşni hiç kimse durduramaz nedense genetik virüs biyolojik silahla olup genetik temizlik olup yeni dünya düzeni ni ve üstün ırkını ortaya çıkaracaklar. Kendileeini diğer insanlardan üstün
ırk olarak yarattıklarını kabul edenler herkes biliyor