Yazan Mustafa DÖNMEZ
28 Şubat davasının iddianamesini FETÖ savcıları yazdı. Davada sahte delil üretildiği belirlendi ancak yaş ortalaması 80’in üzerinde olan komutanlarımız cezaevinde. Üstelik Adli Tıp Kurumunun komutanlarımız hakkında sağlık durumları nedeniyle tahliye edilmeleri gerektiğini belirten raporu AKP Genel başkanı olan Cumhurbaşkanı önünde 9 aydır bekliyor ve imzalanmıyor. HDP'li Yıldırım: Adli Tıp, Ahmet Türk'ün tahliyesinin gerektiği yönünde rapor hazırladı demişti oysa İstanbul Adli Tıp kurumu tarafından hazırlanan raporda, Ahmet Türk'ün "Altı ayda bir tıbbi kontrollerinin yapılması şartıyla, cezaevinde bulunması hayati tehlike oluşturmayacağı" belirtilmişti. Ahmet Türk MHP başkanının bastırmasıyla sağlık nedeni ile tahliye edilmişti.
Çetin Doğan komutan dün cezaevinden bir mektubu yayınlandı. Diyor ki, ‘Ülkemizin içinde bulunduğu bu süreçte bana ne yapmalı’ diye soracak olursanız? Önerim Atatürk’ün Gençliğe hitabesinden güç ve ilham almak, yurdumun her yaştan güzel insanlarının kin ve nefreti bir tarafa bırakarak kuvvacı ruhla aydınlık bir Türkiye için dayanışmasıdır’ O ne söylüyor AKP’li Cumhurbaşkanı ve ekibi bugün ne söylüyor? Türk Milleti Türklük vasfından vazgeçmiş görünüyor. Zaten artık Türk Milleti diyemiyorlar CHP başkanı bile onlarla aynı minvalde konuşuyor. Türk Milletinin adı ‘Bu Millet’ oldu.
Ergenekon ve türevi kumpas davalarını hazırlayanlar FETÖ ve CIA idi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon davası için “Ben bu davanın savcısıyım” ifadesini kullanmadığını iddia ederken, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu, bu cümlenin Erdoğan tarafından söylendiğini onaylayan bir karara imza attı. İzmir’in Aliağa ilçesinde, Şakran Ceza İnfaz Kurumları’nda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan Ali Yaşar hakkında, 2018 yılında sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı, paylaşım nedeniyle soruşturma açıldı. Cumhuriyet’ten Ece Piroğlu’nun haberine göre, paylaşımında, “Bunun hesabını o dönem o alçak kumpasların savcısıyım, hâkimiyim diyenler verecek. FETÖ ile kol kola girip ülkeyi soyup soğana çevirenler, ülkedeki liyakat ve ehliyet sistemini çökertenler verecek” ifadesini kullanan Yaşar’a, soruşturma ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla açıldı.
DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARILDI
Adli soruşturmada, savcı “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verirken, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından yürütülen idari soruşturmada “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunun işlendiği sabit görülerek “devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cezalandırılması gerektiğine karar verildi. Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun gerekçeli kararında, Yaşar’ın sosyal medya üzerinden paylaşımlarının hepsinin ayrı ayrı değerlendirildiği belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “İnfaz ve koruma memuru Ali Yaşar’ın bir paylaşımı hariç yapmış olduğu tüm paylaşımların düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğu, ağır eleştiri sınırlarını aşmadığı şeklinde değerlendirilmiştir.
‘CUMHURBAŞKANI MUHATAP ALINDI’
Ancak; ‘Ergenekon kumpası çöktü...’ şeklindeki paylaşıma Ali Yaşar’ın ‘Bunun hesabını o dönem o alçak kumpasların savcısıyım, hâkimiyim diyenler verecek. FETÖ ile kol kola girip ülkeyi soyup soğana çevirenler, ülkedeki liyakat ve ehliyet sistemini çökertenler verecek’ şeklindeki paylaşımı ile Cumhurbaşkanı’nın muhatap alındığı, somut fiilde matufiyet koşulunun da oluştuğu tartışmasızdır.’’
Anılan paylaşımla FETÖ silahlı terör örgütü ile bağlantı kurulup Cumhurbaşkanı’nın haksız menfaat temin eden, deyim yerindeyse hırsızlık yapan kişi olarak somut madde isnadı suretiyle yaftalanması başlı başına eleştiri sınırlarının aşıldığını ortaya koymuştur.”
Karara ilişkin açıklama yapan Ali Yaşar ise, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçunu işlediğine dair hakkında bir dava açılmadığını, buna rağmen idari soruşturmayla meslekten ihraç edildiğini kaydetti…
HULUSİ AKAR’IN YAKIN ARKADAŞI ŞÜKRÜ KARATEPE
Şükrü Karatepe 1996 yılında Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı iken, Atatürk’ü anma programı sonrasında şöyle bir açıklama yapmıştı; ‘Süslü püslü görünüşüme bakıp da laik olduğumu sakın sanmayın. Bu düzen değişmeli, Bekledik biraz daha bekleyeceğiz. Gün ola harman ola, Müslümanlar içlerindeki hırsı, kini eksik etmesin’
Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan’da; ‘ Rejim bizim değildir kardeşlerim. Rejim ve Kemalizm başkalarınındır. Türkiye yıkılacak beyler’
Necmettin Erbakan’ın sözü ise daha keskin ve adres gösteriyordu. ‘Çok hukuklu bir sistem olmalı, vatandaş istediği hukuku kendi seçsin’ Herkesin kendi mezhebine göre bir hukuku seçmesi, laik sisteminin ortadan kalkmasını istemesidir.
Şevki Yılmaz ise Rize Belediye Başkanı seçilmeden önce yaptığı konuşmada, ‘Allah’ın size soru soracağı şöyle, Küfür düzeninde İslam devleti olsun diye niçin çalışmadın. Erbakan ve arkadaşları parti görüntüsü altında bu ülkeye İslam’ı getirmek istiyor.’
AKP’li Cumhurbaşkanı o dönemlerde Refah Partisi İl Başkanı idi. Belediye başkanı olduğunda Ümraniye merkezinin açılışında; ‘Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor. Bu Millet istedikten sonra tabii elden gidecek. Sen bunun önüne geçemezsin ki, … Bu ülkenin yüzde 99 Müslüman. Hem laik hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın ya laik. İkisi bir arada olursa ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil ikisinin bir arada olması. Niye? Çünkü Müslümanlığın yaratıcısı Allah, kesin hakimiyet sahibidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demek koskoca yalan’
Çok ilginç bu sözleri söyleyenler sandığa giderken egemenlik milletindir diyorlar. Gerçi ‘benim için demokrasi amaç değil araçtır’ demişlerdi. Anayasamızın 2 ve 4 maddeleri Cumhuriyetimizin temel niteliğini değiştirmek söz konusuymuş gibi..
Bugün AKP’li Cumhurbaşkanı Atatürk ile fotoğraflarını yan yana astırıyor. Ne Mutlu. Atatürk Din konusunu kullananları onu istismar edenler hakkında şöyle diyor; ‘’Türk Milletinin içtimai nizamını ihlale (müteveccih) soyunan didinmeler, boğulmaya mahkumdur. Türk Milleti kendisinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen (müfsid) ortalığı karıştırıcı, arabozucu, sefil, vatansız ve milliyetsiz sebeküm ağızların hezeyanlarındaki gizli ve kirli emelleri anlayamayacak ve onlara müsamaha gösterecek bir heyet değildir.’’ Nutuk’ta ise dini siyasi amaçlar için bayrak yapanlar için; ‘’ Bu bayrak yüzyıllardan beri cahilleri, bağnazları ve hurafelere inananları kandırarak özel çıkarlar sağlamaya kalkışmışların taşıdıkları bayrak değil miydi? Türk Milleti yüzyıllardan beri sonu gelmez felaketler içinde çıkmak için büyük fedakarlıkların gerekli olduğu pis bataklıklara hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemiş miydi? Cumhuriyetçi ve yenilikçi olduklarını zannettirmek isteyenlerin yine bu bayrakla ortaya atılmaları, dini bağnazlığı coşturarak milleti Cumhuriyete, ilerlemeye ve yenileşmeye karşı kışkırtmak değil miydi?’’
İçeride ki komutanları halkımız sahipsiz bıraktı. Onlar Kemalist, Türkiye Cumhuriyeti’ni, Atatürk devrimlerini, Anayasamızın değiştirilemez maddelerini savunuyorlar ve 7 göbekten Türk çocukları oldukları ile övünüyorlar. Neden bırakılmıyorlar? FETÖ tekrardan dirildi mi? Korgeneral Vural Avar gibi cezaevinde ölmeleri mi bekleniyor? Silivri’de aynı hücreyi paylaştığım eski MİT Başakanı Orgeneral Teoman Koman’ın son günlerini gördüm ve yaşadım kendi ihtiyaçlarını gideremiyordu. Yürüyemiyordu, tuvalete ve banyoya tek başına gidemiyordu.
Bu neyin kinidir?
kemalistler haksızlık yapınca iyi, kemalistlere yapılınca kötü... Komik oluyorsunuz...