5gvirusnews Haber Merkezi Cenevre / 10 Haziran 2022
DSÖ’nün Perşembe günü (9 Haziran 2022) yayınlanan raporuna göre, Covid-19'un nereden geldiğine dair hayati bir ipucu yok! Ama Wuhan’daki hastanelerde olabilirmiş!
Teorik olarak virüsün kökeni Rhinolophus türlerinden (at nalı yarasası) keşfedilmiş ama ara konakçısı ve sonraki bulaşlar hakkında yeterli tanımlama yok. Üstelik Çin’de solunum yolu yetersizliği neden olan 146 yarasa çalışması var!
Kökeni olmayan bir virüsün varlığını neye göre belirlediniz? -En basit bu soru buydu. Fakat DSÖ’nün Perşembe günü yayınlanan rapora göre olası bir laboratuvar olayı da dahil olmak üzere tüm hipotezlerin masada kaldı.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından toplanan 27 üyeli bilimsel danışma grubu raporunda, mevcut verilerin virüsün hayvanlardan insanlara bulaştığına ilişkin, önemli veri eksikliğinden dolayı pandeminin kökenleri konusunda tam olarak anlaşılmadığı bilgisi yer aldı.
DSÖ pandemiyi 11 Mart 2020 tarihinde ilan etti. İnsanlar virüsten korunmak için karantinaya girdi, maske taktı ve aşılarını oldu. Aynı DSÖ virüsün kökenlerini araştırmak için geçen yıl kurduğu Bilimsel Danışma Grubu (SAGO) olarak adlandırılan ekip, pandeminin kökenlerini için hazırladığı ön raporunu yeni yayınladı!.
DSÖ'nün Sağlık Acil Durumları Programı için Covid-19 teknik lideri Dr. Maria Van Kerkhove, "Herhangi bir yeni patojen veya pandeminin kökenini araştırmak inanılmaz derecede zor, Çin'de ve başka yerlerde yapılması gereken daha çok iş var." dedi.
44 Sayfalık ön rapordan önemli bölümler;
Mevcut veriler, SARS-CoV-2'nin zoonotik bir kökenini gösteriyor - bu, virüsün hayvanlardan kaynaklandığı ve insanlara sıçradığı anlamına geliyor.
SAGO'ya göre, genetik olarak en yakın ilişki, Çin ve Laos'taki yarasalarda tanımlanan beta koronavirüsler olduğu bulundu.
Raporda, "Ancak, şimdiye kadar ne virüsün ataları ne de doğal/ara konaklar veya insanlara yayılma olayı tanımlanmadı" dedi.
Grup, virüsün ilk tanımlandığı Wuhan'daki Huanan Deniz Ürünleri Pazarı'nda satılan hayvanlarla ilgili yayınlanmış çalışmalara dikkat çekildi. Burada da 2017 ve 2019 yılları arasında rakun köpekleri ve kızıl tilkiler gibi SARS-CoV-2'ye duyarlı olduğu bilinen birkaç türün pazarda bulunduğu ama Çinli bilim insanlarından bu hayvanlardan örnek alınmadan gösterildi. Onun için SAGO geriye yönelik bu hayvanları yetiştiren, satan vaya ticareti yapan kişilerden serolojik (tıbbi kan testi) araştırmalarının yapılmasını talep etti.
Tüm bunlara rağmen SAGO DSÖ’yü yadsımamak adına Raporunda, Aralık 2019'da ilk tespit edilen hastaların birçoğunun pazarla bağlantısı olduğu ve pazardan alınan çevresel numunelerin virüs için pozitif test ettiği belirtti.
Ancak, bir kez daha büyük boşluklar olan raporun devamında, virüsün kaynağının piyasaya nasıl tanıtıldığı ve insanlara ilk yayılmanın nerede gerçekleştiğinin net olmadığını ve hala takip çalışmalarının devam ettiğini belirttiler.
SAGO’un çelişkiler veya pandeminin üzerinden 2.5 yıl geçmesine rağmen raporunda, "Ocak 2020'de pazardaki belirli tezgahlardan ve kanalizasyonlardan toplanan ve canlı hayvan sattığı bilinen bölgelerde SARS-CoV-2 için pozitif test edilen çevresel örneklerin incelenmesine ihtiyaç var" dedi.
SARS-CoV-2 Laboratuvar Sızıntısı mı?
SAGO’nun ön raporunda yer alan SARS-CoV-2’nin laboratuvar sızıntısı olduğuna ilişkin, "herhangi yeni bir veri” yok. Ama grupta yer alan Rusya (Dr. Vladimir Dedkov), Brezilya (Dr. Carlos Morel) ve Çin’li (Prof. Yungui Yang ) üyeler den itiraz var. Grupta yer alan bu 3 bilim insanına göre SARS-CoV-2'nin insan popülasyonuna bulaşma olasılığı değerlendirildi. Halbuki ön rapordaki laboratuvar sızıntısı konusunda bir çalışma ve yeni bir bilimsel kanıt bulunmuyor.
Rapora göre, başlangıçta antikorlar için pozitif test edilen 200'den fazla numunede, tekrar test edildiğinde pozitif bulunmadı! Bunun üzerine SAGO, örnekleri analiz etmek için kullanılan veriler ve yöntemler hakkında daha fazla bilgi istedi.
Benzer şekilde grup, Aralık 2019'da Wuhan'daki ilk salgından önceki aylarda tanımlanan ve daha sonra indirime tabi tutulan 76.000 Covid hastasının daha fazla araştırılmasını önerdi.
Not edelim 9 Haziran 2022 Perşembe günü;
DSÖ Genel Direktörü Tedros, Covid-19'un ilk tanımlanmasının üzerinden iki buçuk yıl geçtiğini ancak "Henüz nereden geldiğine veya insan nüfusuna nasıl girdiğine dair cevaplara sahip değiliz" dedi. "
Tedros bilimsel çalışmanın siyasetten ayrı tutulmasının önemini vurgulayarak, "Bu bilimsel çalışmanın başarılı bir şekilde ilerlemesinin tek yolu, ilk SARS-CoV-2 vakalarının bildirildiği Çin de dahil olmak üzere tüm ülkelerin tam işbirliği ile olur." dedi.
Kaynağı olmayan bir virüs faali meçhul olduğu için Tedros, “siyasete alet etmeyelim” diyor.
Çünkü raporda, bugüne kadar hayvan çalışmaları hakkında ne virüs progenitörleri ne de doğal/ara konaklar tanımlanmamıştır. En yakın ilişkili SARS benzeri virüslere ve birçok hayvan türünün SARS-CoV-2'ye duyarlılığına ilişkin mevcut veriler, zoonotik bir kaynak olduğunu düşündürmektedir. İnsanlarda tespit edilen SARS-CoV-2 suşlarına yakın virüsler de dahil olmak üzere, bilinen en büyük çeşitliliğe sahip betakoronavirüsleri taşıyan Rhinolophus yarasalarının, en olası ata konakları olduğu düşünülmektedir (Tablo 1). Ancak, varsa ara konak(lar) ve insanlara yayılma olaylarının özellikleri hala bilinmemektedir. SARS-CoV için etoburlar (misk kedileri rakun köpekleri) ara konaklar olarak tanımlandı ve doğal yaşam için ekolojik bir emsal oluşturduğu yer aldı.
DSÖ Raporunun tam Türkçe karşılığı, SARS-CoV-2 yok, uydurulmuş diyor! Ancak çalışmalar devam edecekmişşş…