Yazan Dr.Bilgehan BİLGE
1983...
Yıl 1983 Tıp dünyasına bir öğrenci olarak adım attım.
Adım attığım tarihte, Hipertansiyon hastalığının %98'inin sebebi bilinmiyordu. Yani bu hipertansiyon denilen illetin %98’inin nereden kaynaklandığı bilinmiyordu.
Geride kalan %2’nin sebepleri hakkında da kesin bir kanaate varılmış değildi.
Ve elbette hipertansiyonu vücuttan tamamen uzaklaştıracak bir tedavi de bulunamamıştı. Semptomatik ilaçlar ile idare ediliyordu. Kürabl(*) tedavisi de bilinmiyordu.
Diabettes Mellitus Tip -II , yani kazanılmış, yetişkin şeker hastalığı için de üç aşağı beş yukarı durum aynıydı. Kan şekeri yükseliyordu ve biz onu düşürmeye çalışıyorduk ilaçlarla.
Migren için durum daha da vahimdi. Ne sebebi biliniyordu ne de tedavisi.
Bu ve buna benzer yüzlerce hastalık vardı 1983 yılında. Ne sebebi belli ve doğal olarak ne de tedavisi belli olan.
Sebebi bilinmeyen derdin, şifası olmaz!
Aynı tarihlerde analog telefonlar vardı. Dijital dünya Casio hesap makinaları ve Atari oyunlarından ibaretti.
Bankalarda hala hesaplar mekanik Facit’ler ile yapılıyordu.
Bilgisayarlı Tomografi çok az üniversite hastanesinde mevcuttu ve adeta görüntüler fön makinası ile çekilmiş gibi olabildiğince karmaşık, gerçekten uzak ve hatta komikti.
Yıl 2024... Kuantum işlemciler, AI'ler, Mars seyahat planları gündemde. İnsan DNA 'sı bile çözüleli kaç yıl geçti.
Artık tıbbi araştırmalarda adeta uzay teknolojileri kullanılıyor.
Görüntüleme teknolojisi o kadar ilerledi ki! Kılcal damarlarınıza kadar ne olup ne bittiğini görebiliyoruz. Ve hatta uykunuzda gördüğünüz rüya’nın ana teması nedir? Onu bile görüntüleyip, kaydedebiliyoruz.
Laboratuvarlar çağ atladı. İnsan vücudunda mevcut milimikron düzeyinde kimyasal maddeler, moleküller tespit edilebiliyor artık.
Bir saç telinizden o tel derinizden çıktığı andan itibaren maruz kaldığınız tüm ilaçlar, maddeler tespit edilebiliyor.
Gen haritanızı çıkartabiliyoruz. Sizi hangi hastalıkların beklediğini bile bir falcı gibi önceden görebiliyoruz.
Ve daha neler neler.
Tıp bir bilim dalı değildir ama pek çok bilim dalının uygulama alanıdır. Ve istese de istemese de diğer bilim dallarına paralel olarak gelişir.
Ama hala Hipertansiyon, Şeker, Migren gibi milyarlarca insanı ilgilendiren hastalıkların ne sebebi bulunabildi ne de kürabl tedavisi.
Bunların üzerine yüz tane daha aynı karakterde hastalık eklendi.
Ne sebebi belli olan ne de tedavisi!
Ve dünya tıp ve ilaç sektörü maalesef bu hastalıklardan besleniyor.
Bu bana çok garip geliyor.
Çok endişe verici.
Ben bu hastalıklar nedir? Necidir? Cevabı biliyorum.
Zaman zaman kamuoyunu bilgilendirmek için de cevabı söylüyorum ama sizlere de yeterince garip ve endişe verici hale gelmeden anlatmakta zorlanıyorum.
(*) Kürabl; Tedavisi olan hastalık.