BAŞÖRTÜ SENDROMU

-Siyonistler tarafından çocukların öldürülmesi sorun değil, ama çocukların başörtüsü takıp takmaması sorun mu?

-TARİH, KKTC’Yİ BAŞÖRTÜSÜ İLE KAYBEDİLDİĞİNİ YAZAR MI?!

Haber Merkezi Lefkoşa / 2 Nisan 2025

-KKTC’de bayramdan önce başlayan başörtüsü gerginliği devam edecek mi?

-Eğer devam ederse ne olur?

-Görünürde başörtüsü olarak gözüken gerginlik bir anda nasıl siyasi mesajlar vermeye dönüştü?

-Yoksa KKTC’de 74 öncesi, yaşayan ve gelen Türkler mi karşı karşıya getirilmek isteniyor?

-KKTC’de ki başörtüsü sorununda en çok dikkat eden 14 yaşındaki kız öğrenci başını açtığında, karşı çıkanlar siyasal İslam’ın gelmesini mi engelleyecek veya açmadan okula devam ederse siyasal İslam mı gelecek?

İSRAİL’İN KİLİT ORTAĞI, ABD VE İNGİLİZ ORDULARIDIR

-İsrail’in  7 Ekim 2023 tarihinde Güney’deki üsleri kullanarak Gazze’deki masum insanların üzerine bomba yağdırırken ses çıkartmayanlar, konu başörtüsü olunca neden bu kadar yükseldiler?

-İngiliz Savunma Bakanlığı Rum kesimindeki Akrotiri askeri üssünden İsrail'e askeri nakliye uçuşları gerçekleştirdiğini kabul etmesine (bkz)rağmen, Kuzey’de neden bir tane protesto gösterisi yapmadı?

-Siyonistler tarafından çocukların öldürülmesi sorun değil, ama çocukların başörtüsü takıp takmaması sorun mu?

- Kıbrıs Rum kesiminde İngiltere, ABD ve İsrail’in askeri üsleri, istihbaratı ve dinleme tesisleri olduğu halde, KKTC’de ki öğretmenler sendikasının birleşik Kıbrıs’tan bahsetmesi ne kadar özgürlükçü olacak?

- ABD'nin Kıbrıs'ta dört casusluk tesisi bulunuyor ve bunların İsrail ile "kapsamlı" istihbarat ilişkisinin bir parçası olduğu biliniyor.

-İsrail, ABD’nin casusluk tesislerinin "genişletilmiş coğrafi erişiminden”  faydalanıyor.

- Sızdırılan gizli belgeler, ABD casuslarının Kıbrıs'taki İngiltere üslerine geniş erişime sahip olduğunu ve İsrailli mevkidaşlarıyla, 'her gün' bilgi paylaştığını ortaya koyuyor.

- İngilizlerin Kıbrıs'taki Egemen Üs Alanları (SBA) olarak adlandırılan ve adanın kara kütlesinin %3'ünü oluşturan yerler olup Gazze'den sadece 200 mil uzaklıktadır. Üslerin, Birleşik Krallık dışındaki en büyük İngiliz istihbarat tesisidir.

- ABD'nin Kıbrıs'taki İngiliz topraklarında faaliyet gösteren başlıca casusluk teşkilatı Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) bütün bilgileri İsrail ile paylaşmaktadır.

-Bu arada, bir başka üst düzey gizli belgede, NSA'nın İsrail SIGINT(*) Ulusal Birimi (ISNU) ile "erişim, müdahale, hedefleme, dil, analiz ve raporlama konusunda bilgi paylaşımı" yaparak "geniş kapsamlı teknik ve analitik bir ilişki" sürdürdüğü belirtiliyor.

(*)SIGINT; insanlar arasındaki iletişimin veya diğer elektronik sinyallerin dinlenmesini tanımlayan sinyal istihbaratı anlamına gelir.

GÜNEY KIBRIS İSRAİLİN KONTROLÜNDE

-Belgelerde, NSA ile İsrailli mevkidaşları arasındaki istihbarat ilişkisinin alışılmadık derecede yakın olduğunu gösteriyor.

-ABD ve İsrail istihbarat paylaşımını resmileştiren üst düzey gizli anlaşmada, "NSA ile ISNU arasındaki özel bir iletişim hattının, ham madde değişiminin yanı sıra günlük analitik ve teknik yazışmaları da desteklediği" belirtiliyor.

-“NSA'nın rutin olarak ISNU'ya en aza indirilmiş ve en aza indirilmemiş ham koleksiyon [istihbaratı] gönderdiği” de ekleniyor.

İlişki yakın zamanda “CIA [ve] MOSSAD gibi diğer İsrail ve ABD istihbarat örgütlerini de kapsayacak şekilde genişledi”.

-Belgede “bu SIGINT ilişkisinin giderek Amerika Birleşik Devletleri ile İsrail arasında daha geniş bir istihbarat ilişkisinin katalizörü olduğu” ifade edildi.

-Belgede, ABD-İsrail işbirliğinin "iç hükümet, askeri, sivil ve diplomatik iletişimlerin ve...istihbarat örgütlerinin kullanılmasını kapsadığı" belirtildi.

-İsrail Şubat 2012’de Baf'taki Andreas Papandreu hava üssüne askeri jetler konuşlandırmak için,  Güney Kıbrıs Rum Yönetiminden izin istedikten sonra bugün hava savunma sistemleri bile kurdu. Kıbrıs adası dünyanın en büyük sabit uçak gemisi olarak kullanılıyor. Akrotiri'deki İngiliz askeri üssünden Gazze,  Yemen bombalanırken, yakında İran’da bombalanacak. Bu durum Rum kesimindeki AKEL Partisi tarafından protesto edilmektedir. Aynı durumu KKTC’deki Türk askerinin durumu ile kıyaslamak ancak İngiliz, ABD ve İsrail’in isteği olabilir. KKTC’den Türk askerinin çıkmasını istemekle Türkiye’den istemek arasında hiçbir fark yoktur.

Ayrıca Kıbrıs’daki askeri üsler kadar  tehlike arz eden, daha doğrusu askeri üslerin emrine gireceği bir de CHABAD örgütü var. 2023 yılında 20. yılını kutladı. Yeni Ortadoğu haritası ve hakimiyet alanını kurucusu olan CHABAD’dır. Başörtüsü yüksel bu tarafların hiç CHABAD’a karşı eylem yaptığını duydunuz mu?

Ne Güney’de ne de Kuzey’de askeri üsler ve CHABAD konusunda başta siyasiler olamak üzere, oluşturulan taraflar açıklama yapmaz, halkın aydınlanması için hiçbir çaba göstermez ve göstermez!

SORUN OLAN BAŞÖRTÜSÜNE YASEMİN ÖZTÜRK’DEN AÇIKLAMA GELDİ

KKTC UBP Milletvekili Yasemin Öztürk yukarıdaki sorular ışığında başörtüsü konusunda basın açıklaması yaptı.

Yasemin Öztürk yaptığı basın açıklamasında;     

Ülkemizde her yönü ile yıllardır tehdit unsuru olarak kullanılan sorunlarımız var. Bunların hiçbirini masaya koyup tartışmıyoruz. Fakat bir tarafta başörtüsü takarak okula gelmek isteyen 14 yaşındaki bir kız çocuğuna taraf olanlar… Diğer yanda kız çocuğunu başörtülü okula almak istemeyen, başını öğretmenler sendikasının çektiği bir grup, sanki birbirlerini pusuda bekler gibi hemen harekete geçiyor.

Topluluğumuzda her iki tarafın kavga ederek başlattıkları bu eylem sebebiyle ortaya çıkan gerginliği, çatışmaya dönüşebileceğinden dolayı eleştiriyor ve doğru bulmuyorum. Çünkü tartışmanın en son geldiği nokta, 1974 öncesi ve sonrası adaya gelen Türklerin ayrımına kadar gelmiştir. Bu ayrımı sonradan ortaya çıkmış reaktif bir hareket değil, önceden sonuçları bilinerek ortaya çıkartılan proaktif bir eylem  olarak değerlendiriyor ve tehlikeli buluyorum.

Ayrıca bu iki eylemde tarafların, dini ihtiyaçları veya “siyasallaşmış İslam’a” karşı duruşları ön planda görünse de arka planında toplumu ayrıştırmak isteyenler olduğunu da biliyorum. Toplumda çok hızlı karşılık bulan bu türden çatışmaları kullanarak, ülkemiz üzerinde emelleri olan güçlerin değirmenine su taşımayalım.  

AMERİKA, BBC VE CHABAD

Biliyorsunuz, ülkemizde kamuoyuna ısrarla, “yabancılara mülk satışı” olarak gösterilen hadisenin arkasında, dünyanın en büyük mafya yapılanması olan Siyonist CHABAD örgütünün, örgütlü mülk alımı olduğunu göstermiş ve bunların hedefinin kolonileşmek olduğunu belirtmiştim.  Ülkemizde yasal bir kaydı bulunmayan bu örgüt, kendi ifadeleri ile yuvalandıkları evin balkonuna İbranice, “Kuzey Kıbrıs CHABAD Yahudi Merkezi” yazacak kadar cesaret bulmuşlardı.

KKTC küçük bir toplum olmasına rağmen, CHABAD’ın 2008 yılından itibaren ülkemizde gösterdikleri faaliyetler, başörtüsü tartışmasına katılan taraflarca görülmemiştir. Fakat yaşanılan bu son olayda taraflar birbirlerini yaşadıkları toprakları terk etmeleri isteyen  söylemlerde bulunmuşlardır. Ben bu söylemlerde bulunanlara aynı gemide olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Asıl sorunumuz, bulunduğumuz gemiden bizi uzaklaştırmak isteyenler olmalıdır.

Onlar, Amerika’da din özgürlüğü adı altında hazırladıkları Kıbrıs raporunda ağrırlıklı olarak CHABAD’a yer verenlerdir.

Onlar,  dört gün önce ülkemize Yunan bir  tercümanla gelen BBC örneğinde olduğu gibi, Siyonistlere karşı verdiğimiz tepkileri ve “yabancılara mülk satışını”  eleştirmemizi antisemitsizim ile özdeşleştirerek bizleri suçlayan sorular soranlardır.

Açıkça istekleri, KKTC’yi, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde olduğu gibi, finans güçlerini  askeri üslere dönüştürerek işgal etmektir.

UBP Milletvekili Yasemin Öztürk yaptığı basın açıklamasını şöyle tamamladı, “Provokasyona gelerek yüzlerce yıldır yaşattıkları ayrıştır, böl parçala  ve yönet siyasetlerine hizmet etmeyelim.”