5gvirusnews Haber Merkezi Melbourne / 27 Temmuz 2023
Almanya’da başlayan Covid-19 tazminat davaları Avustralya’ya ulaştı. Açılan dava mRNA konusunda rekabet eden Dr Julian Fidge, Pfizer ve Moderna'nın mRNA Covid aşıları için Avustralya Gen Teknolojisi Düzenleyicisi Ofisi'nden lisans başvurusunda bulunmadıklarını iddia etmektedir. ve Moderna’nın sıvılarında Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) kullandıkları iddiası taşıyor..
DSÖ’nün planlı salgın ilan etmeden (11 Mart 2020) önce ki tarih olan 21 Şubat 2020 tarihinde SARS-CoV-2 için klinik çalışmaları başlatan Moderna’dan hemen sonra da BioNTech&Pfizer 27 Nisan 2020 tarihinde klinik çalışmaları (Faz1)başlatmıştı.
İşte bu iki ilaç şirketinin modRNA sıvıları ile ilgili başlattığı klinik çalışmalarınden LNP teknolojisi kullandığını bilen bilim çevreleri bunun ancak, “teknolojik sıvı” veya “gen terapisi” olacağını ve vücuttan da hemen atılmayacağını söylemişlerdi. Yani ortada genlere hasar vererek değişime neden olacak bir sıvı vardı. İşte bu bağlamada, Avustralyalı GP, mRNA Covid aşılarındaki onaylanmamış GDO'lar nedeniyle Pfizer ve Moderna'ya dava açtı.
Kısaca bu sıvılardan için, Victoria'lı bir doktor ve eczacı, “İnsan genomu kalıcı olarak değiştirilebilir.” dediler.
İddialarını Avustralya Federal Mahkemesi'ne taşıyarak, BioNTech&Pfizer ve Moderna'nın mRNA Covid aşılarının dağıtımını durdurmak için tedbir kararı talep ettiler.
Böylelikle modRNA sıvıları ile ilgili ilk kez, belki de olması gereken bir dava Avustralya’da açıldı ve ilgili davanın bütün ayrıntılarını 5gvirusnews olarak takip ettiğimiz, iletişim alanında lisans sahibi de olan Rebekah Barnett yaptı. Şimdi onun kaleminden açılan bu davanın ayrıntılarını, her satırını dikkatlice okuyarak takip edelim; (bkz)
Dr. Julian Fidge, hem monovalent hem de bivalent aşıların, Pfizer ve Moderna'nın uygun lisansı almadığı genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) içerdiğini iddia ediyor.
Gen Teknolojisi Düzenleyicisi Ofisi'nin (OGTR) onayı olmadan Avustralya'da GDO'lu ürünlerin satılması veya dağıtılması 2000 tarihli Gen Teknolojisi Yasası uyarınca ciddi bir suçtur. Ancak Pfizer ve Moderna, Covid aşı ürünleri için yalnızca Avustralya'da GDO'lu ürünleri onaylama yetkisi olmayan Terapötik Ürünler İdaresi'nden (TGA) onay istedi.
TGA, geçici onay ve Moderna'nın SPIKEVAX'ı söz konusu olduğunda tam tescil vermeden önce genotoksisite veya kanserojenlik testlerine gerek duymadı. Bu testler GDO'lu ürünlerin OGTR tarafından onaylanması için gerekli olacaktı.
Davanın hukuk danışmanı Julian Gillespie, bunun önemli güvenlik sonuçları olduğunu söylüyor.
Gillespie, "Pfizer ve Moderna, Gen Teknolojisi Düzenleyicisi Ofisi'nden uygun lisanslar için başvuruda bulunmayarak, bu ürünlerin güvenliğini belirlemek için gerekli olan çok ciddi risk değerlendirme sorularından ve süreçlerinden kaçınmışlardır." diyor.
GDO'lu ürünler, normal aşılar değil!
Avustralya'da türünün ilk örneği olan dava, mRNA Covid aşılarında bir değil iki GDO bileşeni olduğunu savunuyor.
Bunlardan ilki LNP-mRNA kompleksleridir. Sentetik (modifiye) mRNA'nın lipid nanopartiküller içinde verildiği ve bunun bu aşıların geliştirilmesini sağlayan en önemli teknolojik ilerlemelerden biri olduğu hakkındaki konuşmayı hatırlıyor musunuz? Burada sözünü ettiğimiz şey de bu.
Dava, onlarca yıllık bilimsel araştırmaların LNP-mRNA komplekslerinin insan genomuna entegre olma kapasitesine sahip GDO'lar olduğunu gösterdiğini savunuyor.
Davada adı geçen ikinci GDO bileşeni ise sentetik DNA kontaminasyonu.(*)
Genomik uzmanı Kevin McKernan, mRNA monovalentleri (tek değerli) ve bivalentleri (**) üzerinde yapılan testlerde, yasal sınırların 18-70 kat üzerinde tehlikeli derecede aşırı DNA kontaminasyonu seviyeleri tespit etti. McKernan'ın bulguları şimdi diğer bilim adamları tarafından da doğrulanıyor.
PJ O'Brien & Associates'ten avukat Katie Ashby-Koppens şöyle diyor: "Dava son derece basit. Bu ürünler mekanizma ve bulaşma yoluyla GDO'dur."
İnsan genomu kalıcı olarak değiştirilebilir.
LNP-modRNA komplekslerinin GDO'lu yapısı, McKernan'ın mRNA Covid aşılarında DNA kontaminasyonuna ilişkin bulgularıyla birleştiğinde, Avustralya ve dünya için derin sonuçlar doğurabilir.
Pfizer Covid aşısı mRNA'sının insan karaciğer hücre hattına girebildiğini ve in vitro olarak (yani bir laboratuvar kabında) DNA'ya ters transkripsiyon yapabildiğini gösteren en az bir hakemli bilimsel makale bulunmaktadır.
Dava materyallerinde, insan hücrelerinin çekirdeğinde Covid aşısı mRNA'sının varlığını gösteren ve edinilmiş bağışıklık özelliklerinin Covid aşısı mRNA-LNP platformuna önceden maruz kalan farelerin yavrularına geçtiğine dair kanıtlar sunan ek çalışmalara atıfta bulunulmaktadır. Bu durum, aşı mRNA'sının çekirdeğe girdikten sonra kromozomal DNA'ya aktarılıp entegre edilebileceğini düşündürmektedir.
Ashby-Koppens, "Bu ürünlerin enjekte edildiği her bir kişi, bu ülkedeki uzman düzenleme sürecinden geçmemiş bir GDO almış olurken, İnsan genomu kalıcı olarak değiştirilirken kimse bilgilendirilmedi." diyor.
mRNA Covid-19 aşıları asla onaylanmamalıydı!
Çoğu Avustralyalı gibi, 60 yaşındaki Dr. Fidge de Covid aşıları ilk piyasaya çıktığında kolları sıvadı.
Halen Wangaratta'da pratisyen hekimlik yapan Dr. Fidge, "Bu mRNA Covid-19 aşılarıyla aşılandım ve kendi çocuklarım da dahil olmak üzere binlerce hastamı aşıladım, ancak o zamandan beri bu ürünlerdeki düzenlenmemiş GDO'lar, özellikle de sentetik DNA kontaminasyonu konusunda çok endişeliyim." diyor.
ÇOCUKLARI KORUYUN
Dr. Fidge, “artık çocuklarına bu aşılardan bir doz daha yapılmayacağını” söylüyor.
Ayrıca Dr. Fidge, Terapötik Ürünler İdaresi'nin mRNA Covid-19 aşılarını, özellikle de çocuklarda kullanılmak üzere onaylayarak korkunç bir hata yapıldığını düşünüyor. Ve mRNA Covid-19 aşılarının Gen Teknolojisi Düzenleyici Ofisi tarafından değerlendirilene kadar derhal askıya alınacağını umuyor.
Düzenleyiciler harekete geçmekte başarısız oldu.
Avustralya’dan, Dr. Fidge ve hukuk ekibi, Moderna ve Pfizer'in ürünlerinin GDO içerdiğini artık biliyorlar Dahası, her iki düzenleyici kurum da 2022 yılında GDO içeriği konusunda bilgilendirilmiş olmalarına rağmen harekete geçmediğini de belirtiyorlar.
Ashby-Koppens, "Bu davayı üstlendik çünkü ilgili düzenleyici kurumların hiçbiri bu konuda bir şey yapmıyordu," diyor.
Tüm dünya’da olduğu gibi, Avustralya Terapötik Ürünler İdaresi ve Gen Teknolojisi Düzenleyici Ofisi 2022 yılında bu ürünlerin GDO içerdiği konusunda uyarıldı ve harekete geçmediler. Avustralya Hükümeti'nin yapmadığını yapmak vatandaşlara kaldı.
Dava’da AstraZeneca'nın Vaxzevria ürünü için TGA'dan geçici onay almadan önce OGTR'den bir GDO lisansı istediğini belirtiyor.
İnsan DNA Madenindeki Kanaryalar başlıklı hakemli bir makale yayınlayan Gillespie şunları söylüyor, "Bu alanda kırk yıllık yerleşik bir bilim var ve ne yazık ki artık bu ilaçları alan Avustralyalıların ve onların çocuklarının DNA'larının kalıcı olarak değiştirildiğini varsaymak zorundayız. Bu yıkıcı bir durumdur ve daha önce hiç görülmemiş geniş kapsamlı olumsuz sağlık sonuçlarına yol açacaktır. Gen Teknolojisi Yasası 2000 tam da bunu önlemek için yürürlüğe konmuştur."
Tıp Uzmanlarından Soruşturma Çağrısı.
Avustralya Tıp Uzmanları Derneği (AMPS), Avustralya'nın tıp ve bilim kolejleri ile derneklerine, Pfizer ve Moderna'nın mRNA Covid aşılarında onaylanmamış GDO bulunduğu iddialarını araştırmaları çağrısında bulunuyor.
Bu yılın Ocak ayında Kardiyolog ve AMPS Başkanı Dr. Christopher Neil, Sağlık Bakanlığı Sekreteri Profesör Brendan Murphy'ye bir mektup yazarak Covid aşılarından elde edilen mRNA'nın ters kopyalanma potansiyeline ilişkin endişelerini dile getirdi.
Mektupta, İsveçli araştırmacıların Pfizer Covid aşısı mRNA'sının DNA'ya in vitro ters transkripsiyonunu gösterdikleri yukarıda bahsi geçen çalışmaya atıfta bulunulmuştur.
Prof Murphy bu endişeleri reddederek şu cevabı verdi, "mRNA aşılarının gen tedavileri olduğunu yanlış bir şekilde ifade ettiniz - TGA ve OGTR'yi yöneten yasal çerçeve kapsamında değiller. mRNA aşıları hücre çekirdeğine girmez veya DNA ile etkileşime girmez ve onları bu şekilde tanımlamak yanıltıcıdır."
Ancak, Prof Murphy bu iddiasını destekleyen herhangi bir belge sunmadığı gibi, AMPS tarafından atıfta bulunulan çalışmadaki bulguları da çürütmemiştir.
Dr. Neil, ihtiyatlılık ilkesi ve 'önce zarar verme' şeklindeki tıbbi düstur ışığında, GDO iddialarının göz ardı edilemeyeceğini ve araştırılması gerektiğini söylüyor.
Dr. Neil, “Üyelerimiz bunu yasanın hem ruhuna hem de lafzına uymak için gereken asgari özen olarak gördüğünü” söylerken, "Hem sağlık profesyonellerinin hem de bilim insanlarının, Devlet kurumlarının hataya düşme olasılığı olduğunda ve bu hatalar nüfusun ve gelecek nesillerin sağlığını ve yaşamını riske attığında kamuoyunu bilgilendirmek gibi etik ve profesyonel sorumlulukları vardır." dedi.
Eğer bu iddialar doğruysa ki doğru olma olasılığı kendi itirafları olan, LNP teknolojisinden dolayı bu eşi benzeri görülmemiş bir durumdur ve bu ürünlerin kullanıldığı her yerde insan DNA'sının bütünlüğüne yönelik açık ve mevcut bir tehdidi temsil etmektedir.
(*) Kontaminasyon; radyoaktif maddelerin bir alana bulaşması anlamına geliyor. Bu radyoaktif maddeler ise zararlı atıkları bünyesi içerisinde barındırıyor. Bu sebeple de bir yere bulaşması durumunda tıp dilinde kontaminasyon ya da radyoaktif kontaminasyon olarak ifade ediliyor.
(**) Bivalent; Sentromeri ile henüz bağlı iki homolog kromozomun kardeş kromatitler oluşturmak üzere kendilerini eşlemesi sonucu oluşan grup; mayozda kiyazma ile bir arada tutulan kendini eşlemiş iki homolog kromozom.
Tabii ki GDO