Yazan Müge ALİEFENDİOĞLU
Kendinize bir savaş esiri muamelesi yapıldığını hissediyor musunuz? Mart ayından beri yaşananlar, hayatlarımızdaki değişiklikler, söylemler, durmaksızın pompalanan korku ve dalga dalga yayılan stres... Küresel ölçekli bir darbe mi yaşıyoruz? Dünyayı tamamıyla kendi çıkarlarına servis edecek şekilde yeniden tasarlayan bir grup insan ve bu insanların fonladığı kuruluşlar tek dünya devletini hedefliyorlar, hayatlarımızı mikro yönetmeye başladılar. Ne yazık ki dünya genelinde pek çok hükümet ve siyasi sistem, vatandaşlarını yüzüstü bıraktı.
Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, Bill ve Melinda Gates Vakfı, Dünya Ekonomik Forumu ve sayılı milyarderler tarafından organize edilen, global ölçekli bir darbe ile karşı karşıyayız. Amaçları oldukça açık, dünyayı yeniden düzenlemek ve eskiden beri hedefledikleri tek dünya hükümetini kurmak. ‘New world order’ yani ‘yeni dünya düzeni’. Problem şu ki, bizler için planladıkları gelecek alışık olduğumuz dünyaya hiç mi hiç benzemiyor!
‘Yeni normal’ kavramı oluşturuldu ve yaşantılarımıza ait neredeyse her şey, yeni yaratılan normlara uyacak şekilde yenilenmek isteniyor. Hepimiz üzerimizdeki ağır baskıyı hissediyoruz.
Her adımda interneti kullanmaya zorlanıyoruz. Düzenli olarak aşı olmamızı istiyorlar ve evimizden çıkmak, bir şeyler satın almak veya tıbbi yardım almak istiyorsak, dokunulmazlık pasaportu taşımamız hedefleniyor. Günün her dakikası takip edilmemiz ve izlenmemiz, alışverişlerimizde internet uygulamaları kullanmamız, hepimizin devlete bağımlı olması ve insanların, biyolojik robotlara yani ‘cyborg’lara dönüştürülmesi planlanıyor.
Koronavirüs, büyük planın önemli bir adımı. Yeni düzene sorgusuz sualsiz itaat etmemizin koşullarını yaratacak olan ‘pademi’ ile şubat ayından beri yüzleşiyoruz. Kısıtlamalar ve yaptırımlar psikolojik savaş tekniklerini hatırlatıyor. Yaşlılardan, orta sınıflardan, okullardan ve devlet için bir mal varlığı olarak görülmeyen herkesten kurtulmak istiyorlar. Çocukların internet üzerinden eğitilmesi planlanıyor, eğitimin kalitesi önemli değil. Çocuklar okullarda sosyal mesafe kurallarına uymaya ve maske takmaya zorlanıyor ve bu yaptırımların yıllara yayılmasından bahsediliyor. Bu yeni normallerin bilimsel bir dayanağı olmamasına rağmen, bu konuda son derece ısrarlı bir tutumla karşı karşıyayız. Duygusal olarak zarar görmüş, nevrotik ve psikotik çocuklar yaratma olasılığı büyük. Kötülüğün boyutunu kabullenmek çok zor.
Global nüfusun azaltılması, saklamak ihtiyacı bile duymadıkları eski bir hedef. Sosyal ilişkileri zorlaştırmak, bireyleri izole etmek, eğlence ve kültürel alanları kapatmak, aile kavramına yüklenilen negatif imajlar ve diğer kafa karıştırıcı yaptırımlar. Yetkililerin son yıllarda, eşcinselliği, transseksüelliği ve cinsiyet değiştirmeyi teşvik etmesi tesadüf değil gibi gözüküyor; çocuklara ve gençlere yönelik filmler, müzik grupları, bebek-çocuk-genç modası, oyunlar, aplikasyonlar,vd. bu teşvikleri destekler nitelikte. Bu hafta içinde, Kanada’nın baş halk sağlığı görevlisi Dr. Theresa Tam, öpüşmeyi bırakmanın en iyi çözüm olacağını söyledi ve cinsel birlikteliğin maske ile yapılmasını önerdi(1). Celin Dion’un bebek ve çocuklar için yarattığı giysi koleksiyonunu(2) ve bu koleksiyona dair tanıtım videosunu(3) anlamlandırmak için, global planlardan az da olsa haberdar olmak gerekiyor, bilgimiz yoksa eğer kafalarımızdaki soru işaretleri ile kala kalıyoruz.
Yayılan haberlerden anlıyoruz ki, yiyecek stoklarımız kontrol ediliyor ve özellikle dünyanın az gelişmiş bölgelerinde, kitlesel açlık ve paniğe yol açacak kıtlıklar planlanıyor. Tüm dünyada çiftlikler, gıda paketleme ve dağıtım merkezleri kapatılıyor çünkü çalışanlar (genellikle asemptomatik) test ediliyor ve pozitif olarak gösteriliyor. Neden özellikle gıda işçilerinin test edilmek üzere hedef alındığını düşünmeliyiz? Çok başarılı bir şekilde manipüle edilen iklim değişikliği sayesinde, büyük ölçekli enerji sıkıntısı ile karşılaşılması söz konusu, uzun süreli elektrik kesilmeleri sonucunda, ısınmak ve yemek pişirmekiçin yeni alternatifler yaratmak gerekli olabilir. Bir diğer çarpıcı konu, Black Lives Matter gösterileri ile birlikte, polisin, orduyla, insansız hava araçları ile ve robotlarla değiştirilmesi önerisinin gündeme gelmesi.
Karantina ve lockdown süresinde, dünyanın pek çok yerinde hekimler ameliyatları beklemeye almışlardı ve hastalar doktorlarına ulaşabilmek için telefon etmeye zorlandı. Ne tuhaftır ki, bazı acil servisler için, telefonla arayıp randevu almak gerekli hale geldi.‘2 gün sonra ayağımı kıracağım, öğleden sonra dört için randevu almak istiyorum’ diyebilir miyiz? Hekim muayenehanelerine ve hastanelere yalnızca internet üzerinden erişilmesi planlanıyor olabilir mi? Yüz yüze tıp geçmişte mi kalacak? Geleneksel tıbbın yerini yapay zekanın ve tele tıpın devralması yeni dünya düzeninin bir başka hedefidir, gelecekte tıbbi işlemlerin robotlar tarafından gerçekleştirilmesi planlanıyor. Doktorlar ve hemşireler bu hedeflerin farkındalar mı acaba?
Mağazaların ve küçük işletmelerin yaptırımlara karşı direnç göstermesini anlamak zor değil; herkesi maske takmaya zorlamak ve mekanlarda yere sosyal mesafe bantları koymak, alışverişi tatsız bir deneyim haline getirdi, sonuçta, gittikçe artan oranda kişi internetten alışveriş yapıyor ve Amazon karını max. oranda arttırdı. Ayrıca, dükkanlara nakit para almamaları söyleniyor!Küçük işletmelerin,bütün bu yeni normlardan olumsuz etkilenmeleri kaçınılmaz. Büyük çok uluslu şirketlerin tüm ihtiyaçlarımızı karşılayabilmesi için, küçük şirketlerin ortadan kalkması lazım.
Bize sürekli olarak, başka ülkelerde yada bölgelerde uygulanan acımasız önlemlerden bahsediliyor, ve kurallar bir bölgeden diğerine değiştiği için, hangi cezalardan kaçacağımızı kestirmek zor. Sistemi memnun etmeye hevesli muhbirler ise, kitle gözetleme sisteminin bir parçası haline geldiler. Maske kullanımı bunun en belirgin örneğidir. Maskeler dünyanın pek çok yerinde zorunlu hale gelmiştir, aksini yapanlar ceza alıyor ve polis baskısı ile karşılaşıyorlar; ironik olan gerçek ise, bir kutu tek kullanımlık maske aldığımızda, kutunun yan tarafında basılı olan bir uyarının olması ve bu uyarıda, maskelerin covid-19 ve diğer virüslere karşı koruma sağlamadığının yazılmasıdır!
Yönetimlerin ısrarla yaptığı şey, korku pompalamak, endişelendirmek, bizleri gergin ve depresif bir halde tutmak. Günümüze değin, hükümetler ve ana akım medya pek çok konuda yalan söylediler. Vietnam? Küba? İkiz kuleler? Var olmayan kitle imha silahları? Ancak, 2020 yılının ‘yalan çıtası’ kabul edilemeyecek bir sınıra yerleştirilmiştir. Yeni dünya düzeninde, her şeyin kontrol edilmesi ve birebir yönetilmesi hedefleniyor, bedenlerimiz, zihnimiz ve ruhumuz. Olup bitenin farkına varıp, hipnoz halinden biran önce çıkmalıyız. Direnip alternatif çözümler yaratamazsak, yeni dünya düzeninin basit köleleri haline dönüşeceğiz.
Unutmamalıyız ki, özgürlük doğuştan gelen en temel hakkımızdır. Yazıyı bitirirken Mustafa Kemal Atatürk’ün ilham veren sözlerini hatırlamakta fayda var: ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.’
Yol ayrımı yakın gözüküyor...
Ümit 4 Yıl Önce
On numara tespit.gunumuzdeki ilahlık çabaları böyle birşey demekki. Köleler ve efendi ler
Ahmet 4 Yıl Önce
Tam bir komplo teorisi. Alternatif çözümler üretmezsek demişsiniz. Bu ne demek. Virüsten korunmak için alınması gereken tedbirler sürekli vurgulanıyor buna rağmen insanlar yeterince uymadıkları için virüs yayılmaya devam ediyor. Siz alternatifte bir önermeden böyle bir yaklaşımda bulunursanız insanların aklına alternatif tedbir olarak maske takmayıp normal yaşantısına devam etmeye çalışması olacaktır. Siz alternatifte bir önermeden böyle bir yaklaşımda bulunursanız insanların aklına alternatif tedbir olarak maske takmayıp normal yaşantısına devam etmeye çalışması olacaktır. Yangına körükle gitmeyin.
BU ne 4 Yıl Önce
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=4341589465911345&id=100001810031220
Dünya Bankası 2018 covid19... 4 Yıl Önce
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=4328388813898077&id=100001810031220&sfnsn=scwspwa&extid=UrFSSclCkcRgiKeP
Tuba 4 Yıl Önce
Asıl amaç islama yöneliktir bunun farkına varın. Ilahlik iddia ediyorlardı zaten ama şimdi tam ilahliklarini ilan ediyorlar ve tam kölelik istiyorlar.Bizde bu düzenin ve işbirlikçilerinin ilahliklarini red ediyoruz.Bizim Rabbimiz Allah'tır. Sizden korkmuyoruz eyyy kafirler.Savasa hazırız...