ÜÇÜ DE DOLANDIRILDI!

YAZARLAR

SORUN, KORKUYU YENMEK ve SORGULAMAK!

Yazan Muammer KARABULUT

Derin hipnozdan uyanmamız için, 5gvirusnews de 11 Mart 2021 tarihinde yazdığım yazı yine gündemimizin ilk sırasında.

Dünya’da, “pandemi” ile yaşatılanların bir benzerini, Türkiye’nin üç önemli meslek dalında ve üç saygın insan ile yaşadık.

Birincisi, konusunda herkesin takdirini kazanan tanınmış tıp profesörü olan Canan Karatay’dır. Kendini telefonda savcı ve polis olarak tanıtan şüphelilere inanarak bankadan 50 bin dolar ile 10 bin lirayı çekip onların istediği yere bıraktı. Karatay, “Nasıl oyuna geldim bilmiyorum. Herkes bir konuda cahildir. Ben de bu konuda cahilim.” dedi.(bkz)

İkincisi, dolandırıcılar Türkiye’nin en ünlü ceza profesörü olan Prof. Dr. Erdener Yurtcan’a, “Terör örgütü hesabınızı ele geçirmeye çalışıyor, paranızı orada tutmayın, bize aktarın, biz de Merkez Bankası’na yatıracağız.” dediler. Yurtcan, hesabındaki 4.5 milyon lirayı dolandırıcının verdiği hesaplara aktardı. (bkz) Yurtcan’da 4,5 milyonunu kaptırdı. Dolandırıldığına inanmak istemeyen Yurtcan’ın damadı durumdan şüphelenince gerçek ortaya çıktı.

Üçüncüsü, Emekli General Hurşit Tolon vardı. Ona da, "FETÖ, adınıza kayıtlı sabit hat üzerinden yurtdışına para transferi yapmış, bu nedenle bankadaki paranız bloke edildi. Blokeyi kısa sürede kaldıracağız. Güven timinden bir arkadaş gelecek, parayı çekip ona verin. Ardından biz operasyon başlatacağız." dedikten sonra, Tolon yanında getirdiği 13 bin doları dolandırıcılara teslim etti. (bkz)

Anlaşıldığı üzere ortada gerçektene ne hakim, ne savcı ne de polis var. Ama konusunda zirvede olan bu üç kişi dolandırıcıların tuzağına düşerek birikimlerini istediği yerde teslim etme konusunda hiç tereddüt yaşamadılar.

Üçünün de ortak refleksi, devletlerine bağlı insanlar olduklarından dolayı devlete yardımcı olmak, devletin kendilerini koruduğunu düşünmek ve bir terör örgütü ile yan yana gelmeme korkusudur.

Şimdi bu üç saygın insanın neden böyle dolandırıldığını Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Tıbbi Hipnoz Uzmanı Ali Eşref Müezzinoğlu’ndan öğrenelim.(bkz)

Müezzinoğlu, telefonla dolandırıcılık yapan kişilerin iki hipnoz türünden biri olan klasik hipnoz yöntemini kullandıklarını söylüyor. Ve uzaktan verilen komutlarla kişilerin uyarılması olan telefon dolandırıcılığının klasik hipnoz türüne girdiğini belirtiyor.

Müezzinoğlu, “Çünkü bir şeyi görmesek de duyarak da o komutlara uyabiliyoruz. Klasik hipnoza benzer davranışlarla kişinin ilgi ve dikkatini dağıtarak kontrol mekanizmasının bozulmasına ve paniklemesine neden oluyorlar.” diyor.

Telefonla dolandırıcılık yapanların dışarıdan alarm, polis telsiz sesi ve birtakım yönlendirmelerle kişinin ilgi ve dikkatini dağıttığını söyleyen Müezzinoğlu, “bu durumun, hipnotik (*) etki yaratıyorlar. Bu durumda aranan kişi panikliyor, davranış kontrolünü kaybediyor. Verilen komutları yargılamaksızın yerine getiriyor.” diye konuştu.

Gelelim Bill Gates’in, uzunca zamandır çalıştığı ve insanları kontrol etme uğruna var ettiği, “pandemi” dolandırıcılığına.

Dünya televizyonlarında, Çin’de yeni koronavirüs salgını ile yere düşen insan görüntüleri, sağlık personelinin kıyafetleri, ambulans sesleri ve hastane acilindeki hasta görüntüleri ve sonrasında da mezarlıklarda sıra sıra bekleyen insan ölüleri. Sonra da bu görüntülerin neden olan COVİD-19 adı verilen virüsün dünyaya yayılmasını sağlamak için de, aman PCR testi olun, bu çok bulaşıcı, kesin belirtisi bilinmiyor, aniden ölebilirisiniz korkusunu yaymak. Tabii ki herkes kendi ülkesinde sağlık personeline ve TV’lere çıkartılan bilim insanlarına güvendiği için, tedbir adı altında ne istedilerse yaptılar. Hiç kuşku duymadılar. Yaşananlar, aynen üç saygın insana gelen bir telefon ile görmeden, bilmeden dolandırıcıların oyununa gelip dolandırıldığı gibidir.

Bizlerde Çin’den gelen görüntüleri hiç sorgulamadan biranda, “klasik hipnozun” etkisine girdik. Hipnoz olmamızın en önemli etkisi ise bütün TV kanallarının aynı görüntüyü vermesi oldu. Yine, o TV kanallarında bilim insanı veya uzman diye konuşturulanların hepsi özellikle teorik konular ile beynimizi dumura uğrattılar. Farklı düşünen, sorgulayan hiç kimseyi TV’lere çıkartmadılar. Ortalıkta hipnozun etkisinden uyandıracak kimseyi bırakmadılar. Olanları da etkisiz hale getirdiler. Şimdi, o derin hipnoz durumu çoğumuzda hala devam ediyor.

Ve eğer o saygın üç kişi sokak dolandırıcıları tarafından korku ile kandırıldıysa, dünyanın tüm bilimsel araç gereçlerini kullanan, yaygın medyayı kontrol eden ve paranın sahibi olan o güçlerin tüm insanlığı kandırması sıradan bir iş olarak karşımızda duruyor!..

Şimdi geriye o korku nasıl gider veya o hipnozdan nasıl uyanırız sorusu kaldı.

Tekrar o üç kişiye dönmemiz gerekiyor. O üç kişi, dolandırıldıklarını ancak gerçek polise başlarından geçeni anlattıktan sonra fark ettiler ve uyandılar. Bir daha o kişileri bu şekilde kimse uyutamaz!. Çünkü beyinleri, bağışıklık sistemimiz de olduğu gibi bir savunma bariyeri oluşturdu.

Şimdi biz de gerçek bir doktora gidelim ve COVİD-19 adı verdikleri virüs izole edilmeden virüsün varlığından bahsedilir mi onu soralım veya google de kısa bir araştırma yapalım.

O üç kişi gibi dolandırıldığımızı anlayacağız. Onlar polise giderek paralarını kurtardılar, hiç değilse biz de daha fazla zaman geçmeden sağlığımızı ve ülkemizi kurtaralım.

Şimdi devam eden hipnozdan, eskisinden daha fazla uyanmaya ihtiyacımız var.

(*) Hipnotik; Merkezi sinir sisteminin yavaşlamasına hipnotik ismi verilmektedir.

Yorumlar (1)

Yasin Ufuk 2 Yıl Önce

Yazı 5gvirus farkı ile böyle yazilir

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.