TÜRKİYE’DEKİ AĞIR TARAFLILIK SORUNU

YAZARLAR

Prof. Dr. Vedat MİLOR'un Üç Üniversite Diploması var! “Orda Burada Yemek Tadarak Karnını Doyuran Birisi Değil”

Yazan Muammer KARABULUT

Türkiye’de yıllardır çözülmeyen bir çok sorun var. O sorunlardan birisi de Cumhurbaşkanlığı için aranan üniversite diplomasıdır.

O sorunmuzun bir tarafında, ERDOĞAN’ın Cumhurbaşkanı olmadan önce başlayan ve hala mahkemede devam eden, “sahte üniversite diploması”, diğer tarafında da İMAMOĞLU’nun Cumhurbaşkanı adayı olması ile birlikte diplomasının geçersiz olduğu iddiasıyla savcılığın başlattığı bir soruşturma var.

Ne hikmetse her iki sorunun kaynağında da Cumhurbaşkanlığı var.

Geçen günlerde o sorun yuvarlandı, yuvarlandı ve sonradan sosyolog olduğunu da öğrendiğimiz yemek eleştirmeni Vedat MİLOR'ün, “sıra bekleyerek” İstanbul Üsküdar’daki Kent Lokantası'nın kapısından içeri girmesi ile başladı. 

GELİRE UYGUN YEMEK!

Yemek eleştirmeni olarak tanıdığımız MİLOR’un merakı, “40 Liraya 4 çeşit yemek olur mu”, ile başlamış. Anlaşılan bu mucizeyi merak etmiş.

Kent Lokantasında parasını ödedikten sonra, tekrar sıraya girerek aldığı mercimek çorbası, makarna, soğanlı patatesli rosto et, tatlı olarak tavuk göğsü, bir adet portakal ve sudan oluşan menüyü tepsiye koyarak boş bulduğu bir masaya beraberindekiler ile oturmuş.

Yemek eleştirmeni olarak, yediği yemekleri övmüş ve aynı zamanda bir sosyolog olarak da bir Ramazan pidesinin 20-30 TL olduğu ülkemizde, lokantanın kapsamında olan sosyal mesajları da “çalıp çırpma” dahil YouTube kanalında yayınlamış.

MİLOR Kent Lokantasını, “Esnaf Lokantası” olarak yorumlamış ve dar gelirliye böyle bir kapı açtığı için de İMAMOĞLU’nu biraz övmüş.

Bugüne kadar binlerce lokantada yemek yiyen MİLOR’ün Kent Lokantası’nda yediği yemek nerdeyse burnundan gelmiş. Vay sen nasıl olur da Kent Lokantası’nda yemek yersin ve onun reklamını yaparsın diyerek, yemek yedikten iki ay sonra Ticaret Bakanlığı’na bağlı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’ne aykırılık teşkil ettiğini öne sürülerek hakkında soruşturma açılmış.

Davanın ana konusu, Kent Lokantası'nda yediği yemeği YouTube kanalında yayınlayarak, “örtülü reklam" yapmakmış. Bu arada MİLOR’un Kent Lokantasında yediği yemeğin vidosu bugün (12 Mart) itibarı ile YouTube’de ancak 268 bin kez izlenmiş. Ancak asıl reklam yemek dava konusu yapılınca ortaya çıkmış. Ve açılan dava sonucu MİLOR’un yediği yemeği milyonlarca kişi duymuş. 

Ve MİLOR’un Kent Lokantası'nda yediği yemek, daha önceki yediği yemeklerden farklı olarak ülke gündemine oturmuş. Ülke bir anda, üniversite diplomaları adliyelik olan, ERDOĞAN ve İMAMOLU taraftarları, Vedat MİLOR’un yediği yemeğin kavgasını ederek konuşmaya başlamış. Çünkü 40 TL’ye yemek verilen Kent Lokantaları Cumhurbaşkanı adayı olan İstanbul Belediye Başkanı İMAMOĞLU’nun, karşı çıkanlar ise Türkiye’nin en kudretli idarecisi olan Cumhurbaşkanı ERDOĞAN taraftarlarıdır.

ERDOĞAN , Kent Lokantalarını idare eden İMAMOĞLU’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını, daha doğrusu karşısında güçlü bir aday çıkmasını istemiyor

YEMEK DE SİYASALLAŞTI

ERDOĞAN taraftarlarına göre yemek siyasete alet edilirken, İMAMOĞLU taraftarları yemeği bir sosyal sorumluk projesi olarak görüyor. Türkiye’deki tüm basın yayın organları da açılan davayı hangi tarafdaysa ona göre haber yapmaya başlıyor.

Nihayet söz hakkı Vedat MİLOR’a geldiğimde, “Son gelişmeler vesilesiyle prensiplerimi hatırlatmak isterim: Tarafsız ve bağımsız kalmak için hiçbir lokantadan davet kabul etmiyorum. Gideceğim yerleri tamamen kendim seçiyor ve hesabı ödüyorum.” dedi.

Ayrıca Vedat MİLÖR’e soruşturma sırasında kamuoyunun hakkında bilgi sahibi olmasını da şu sözlerle açıkladı. MİLÖR dava açanları kastederek, “Allah razı olsun. Sayelerinde, 3 ayrı fakülteyi bitirdiğimi, bir profesör olarak ve halen Koç Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptığımı, bütün Türkiye öğrenmiş oldu. Herkes, orda burada yemek tadarak karnını doyuran bir adam sanıyordu” diyerek de ekledi.

40 TL’YE YEMEK YİYEN BİLİM İNSANLARI

Kent Lokantası’nda yemek yediğini YouTuba kanalında yayınlarken yakalan, İstanbul doğumlu MİLÖR, Lise eğitimim Galatasaray Lisesi’nde tamamlamış ve Boğaziçi Üniversitesi'nde Ekonomi okuyarak mezun olmuş.

Yüksek lisansını University of California, Berkeley’de yapmış.

Pariste yaptığı doktora tezi, ‘Planning and Economic Development in Turkey and France: Bringing the State Back in’ 1990 senesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde, American Sociological Association (Amerikan Sosyoloji Derneği) tarafından o senenin en iyi doktora tezi seçilmiş.

Doktora sonrası World Bank’ta (Dünya Bankası) işe başlamış. Sonrasında da, Brown University sosyoloji bölümüne asistan profesör olarak girmiş.

Princeton’daki Institute For Advanced Study’e davet edilmiş ve bir yıl Albert O. Hirschman’ın yanında araştırma yapmış.

Yetmemiş Stanford University’e girerek hukuk okumuş. Burayı da ilk yüzde 10’a girerek JD derecesi ile bitirmiş.

Bir şirketin hukuksal işlerine baktıktan sonra Georgia Institute of Technology’de ‘kamu yönetimi’ bölümünde öğretim üyeliğine başlamış.

Ve 2005 yılında Koç Üniversitesi’nde misafir profesör olarak ‘uluslararası politik ekonomi’ dersleri vermeye başlamış.

Ve Prof. Dr. Vedat MİLOR’un evli olduğu kişi de, Prof.Dr. Linda Susan MİLOR’dur.

Kent Lokantası’ndaki yemeğe eşi ile birlikte gelmiş. Eşi Linda Susan Milor, Entegre devrelerin tasarımı, üretimi, test edilmesi ve verimi konusunda uzmanlaşmış bir Amerikalı elektrik mühendis olduğunu da öğrniyoruz. 

Yeri gelmişken, 40 TL’ye 4 kap yemek yiyen bayan MİLOR’un uzmanlaştığı Entegre devre (IC), mikroçip veya basitçe çip olarak da bilinir, çeşitli elektronik bileşenlerden (transistörler , dirençler ve kapasitörler gibi) ve bunların ara bağlantılarından oluşan bir dizi elektronik devredir.

Bu bileşenler genellikle silikon olan küçük ve düz bir yarı iletken malzeme parçasına ("çip") kazınır. Entegre devreler, bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve televizyonlar dahil olmak üzere çok çeşitli elektronik cihazlarda bilgi işleme ve depolama gibi çeşitli işlevleri yerine getirmek için kullanılır. Cihaz minyatürleştirmesini ve gelişmiş işlevselliği sağlayarak elektronik alanını büyük ölçüde etkilemişlerdir. Entegre devreler, ayrı bileşenlerden oluşanlara göre çok daha küçük, hızlı ve daha ucuzdur; bu da çok sayıda transistöre izin verir.

Böylelikle anlıyoruz ki Kent Lokantası’nda yemek yiyen aslında iki bilim insanıymış. Tartışanlar ise üniversite diploması adliyelik olan, bir Cumhurbaşkanı diğer Cumhurbaşkanı adayı olan İMAMOĞLU’nun taraftarları.

Burada tartışmamız gereken, Kent Lokantaları’nın ortaya çıkış nedeni olması gerekirken, üç üniversite mezunu Prof.Dr. Vedat MİNÖR üzerinden İMAMOĞLU’nu hedef almamız, Türkiye’de sorunların çözülmesini nasıl karıştırdığımızı ve çok daha fazla büyümesine nasıl neden olduğumuzu gösteriyor.

Kayıtsız şartsız taraflı olmak, bizleri hep yanlış yerlere götürüyor. Taraflılık gözlüğü ile olayları yeteri kadar göremiyor ve önümüzdeki engelleri bir türlü aşıp sonuca gidemiyoruz.

Türkiye’de ki sorunlar, ERDOĞAN ile İMAMOĞLU’nun Kent Lokantası’nda sıraya girerek, yemeklerini alıp yemek yerken konuşması ile çözülür.

Neyse bu arada, eşi ve kendisi profesör olan MİNÖR’ün bedava, “orda burada yemek tadarak karnını doyuran birisi” olmadığını da öğrendim.

Yorumlar (1)

Talat 12 Saat Önce

Biraz ayıp olmuş

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.