TIBBİ KENEVİR

YAZARLAR

Yazan : Dr. Erdem Ulaş ASAM Kendir Enstitüsü Başkanı

Kenevir son zamanlarda ABD’de ve tıbbi marihuanayı yasallaştıran ülkelerde çok fazla ses getiriyor. Tıbbi kenevir dünyanın bir çok yerinde büyüyen bir bitkidir ve kadim zamanlardan bugüne bildiğimiz Milattan önce 8000lere uzanan yıllara uzanan tarihte tıbbi amaçlarla kullanılmaktadır.

Cannabinoid’ler adı verilen bileşenleri içeren bir reçine üretir. Bu Cannabinoid’ler Kenevirdeki aktif kimyasallardır, bu kimyasallar merkezi sinir sistemi ve bağışıklık sistemi de dahil, bedende tedavi ile sakinleştirici benzeri etkilere neden olur.Bu cannabinoidlerin bazıları psikoaktiftir ve ruh halini veya bilincini değiştirerek beyni etkilerler.

Kannabinoid maddesi, Kenevirdeki aktif bileşen, laboratuvar hayvanları üzerine yapılan deneylerde tümörün yayılmasını önleyip kanser hücrelerini öldürüyor. Batılı hükümetler bu bilgiye uzun süredir sahip ve gizlemekte idiler, sosyal medya, STKlar ile bu bilgilere artık ulaşmak çok daha kolaylaşmıştır.

Kannabinoid reseptörleri CB1 ve CB2 yi hedef alan THC maddesi, vücutta doğal olarak üretilen ve bu reseptörleri aktifleştiren endokanabinoid anandamide maddesine benzerdir. Araştırmacılara göre, THC ya da bu reseptörleri aktifleştiren diğer tasarlanan maddeler birçok kanser tedavisi için kullanılabilir.

Kenevir’in Tedavi Özelliklerinin Araştırılması

Kenevir ve cannabinoidler laboratuvarda ağrının, bulantının ve kusmanın, endişenin ve iştah kaybının giderilmesi için araştırılmaktadır. Dronabinol ve Nabilone ABD Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) tarafından onaylanan ilaçlardır.

Kenevirin tedavici edici potansiyeli neredeyse sınırsız görünüyor, çünkü sadece ölümcül hastalarda bulantıyı veya ağrıyı gidermenin çok daha ötesine uzanıyor bu durum.

Madrid’deki Compultense Üniversitersinden moleküler biyolog Christina Sanchez 10 yıldan fazladır cannabinoidlerin moleküler aktivitesini incelemektedir ve bu süreçte çalışma arkadaşlarıyla kenevirin ana psikoaktif bileşeni olan tetrahydrocannabinol’ün (THC) sağlıklı hücreleri yalnız bırakırken tümör hücrelerini “intihar ettirmeye” sevk ettiğini öğrendiler.

Sanchez ve ekibi aslında nasıl işlev yaptıklarını daha iyi anlama amacıyla beyin kanser hücrelerini incelemekte oldukları için, bu keşif beklenmedik gelişmelere sebep oldu. Bu süreç sırasında, THC’ye maruz kaldıkları zaman tümör hücrelerinin sadece çoğalmayı ve üremeyi durdurmadıklarını aynı zamanda kendilerini yok ettiklerini gözlediler, hem laboratuvar testlerinde hem de hayvan denemelerinde bu bulgularda mucize sonuşlara ulaşıyorlar. Bu durum ilk kez 1998’de bildirildi ve Avrupa biyokimya dergisi FEBS Letters‘da THC’nin anti-kanser etkileri üzerine bir çalışmada yayınlandı.

Endocannabinoid Sistem, bir çok biyolojik fonksiyonu düzenlemektedir. İştah, besin alımı, motor davranış, beyin kontrol merkezi, üreme ve bir çok diğer fonksiyonları endocannabinoid sistem düzenlemektedir ve bitkinin çok geniş tedavi edici potansiyelinin olmasının nedeni tüm sistemleri düzenleyen ana sistem merkezi tabir edilen endocannabinoid sistemdir. Bu sistemdeki CB1 ve CB2 reseptörleri de kannabinoid grupları ile düzenlenip, kan-beyin bariyerinden geçen moleküllerle vücut dengesizlikleri dengelenmektedir.

Fare ve sıçanlardaki araştırmalar cannabinoidlerin hücre büyümesini bloke edip hücre ölümüne neden olarak tümör büyümesini kısıtlamaya ve tümörlerin büyümesi için gerekli olan kan damarları gelişimini kısıtlamaya yardımcı olduğunu gösterdi. Laboratuar ve hayvanlarda yapılan araştırmalar cannabinoidlerin normal hücreleri korurken, kanser hücrelerini öldürebildiklerini göstermeye devam etti.

Hebrew Üniversitesi bu konuda ileri düzeyde çalışmalar yapmakta ve bulgular ile birlikte dünyada yeni tıbbi gelişmelerinin oluşacağı aşikar gözükmektedir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.