Latince'den anadilimize, "gülün altında" şeklinde çevrilebilen ve "gizli saklı, sır tutulması gereken" anlamında kullanılan, mitolojik köken sahibi bir başka deyimdir.
Yunanlılar ve sonra da Romalılar, Mısırlılar'ın güneş tanrısı horus'u alıp harpocrates adıyla kendi kültürlerine uyarlamışlardır.
Harpocrates horus hiyerogliflerde eli dudaklarında, parmağını emen bir oğlan çocuğu şeklinde resmedildiği için üstelik, sessizlik ve gizlilik tanrısı olarak yorumlanmıştır
Mitolojinin Brezilya dizisi kıvamındaki ilişki ağlarının bir noktasında, aşk tanrısı cupid, eros'un romalı ikizi yani, annesi venüs'ün cinsel hezeyanlarıyla ilgili birtakım sırları açık etmediği için Harpocrates'e bir gül verir.
Bu gül biraz hediye, biraz rüşvet niyetinedir.
İşte orda olan olur ve ''GÜL'' batı dünyasında bir gizlilik, bir sır saklama sembolü rolünü üstlenir.
Yüzyıllarca yemek odalarının, toplantı salonlarının tavanlarına gül resmi çizilmiştir, konuşulanlar orada kalsın, sır olsun, gizem olsun maksadıyla.
Buradan da, "gülün altında" deyimi doğmakta gecikmemiştir. Latinlerin sub rosa dediğine, ''almanlar unter der rose, ingilizler under the rose demişler, aynı anlamda kullanmışlardır.''
GÜL ve HAÇ kardeşliğine uzanan mitolojik bağlantılar ezoterik sembollerde kendini gösterip, enigmatik çağ açıp yüzyıllarca gizemli şekilde devam edip, hipotetik tezleriyle de ülkelerde "GÜL" üzerinden dönüşümleri değişimleri sağlamış bir akıl ve sessiz derinden bir yönetim vardır.