Yazan Sabahattin İSMAİL
Başta Rum Komünist Partisi AKEL olmak üzere Rum liderliği, siyasileri ve partileri, yarım asırdır hem kendi halklarına, hem Kıbrıs Türklerine, hem de dünyaya büyük yalanlar söylüyorlar...
Ve, yarım asır sonra yalanları, Rum, gazetecilerinden, araştırmacılarından, ölümün eşiğindeki eski EOKA’cılardan gelen itiraflarla ve eski liderlerinin yayınlanan anılarıyla belgeleniyor...
KLERİDES'İN İTİRAFLARI
Nitekim, 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi Başkanı olan, HİPERİDİS kod adlı EOKA siyasi bölüm sorumlusu, AKRİTAS Planı Kurmay Başkanı ve eski Rum yönetimi Başkanı Klerides yazdığı 4 ciltlik İFADEM adlı anı kitabında Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ENOSİS için kendilerinin yıktığını, bu amaçla gizli bir ordu oluşturduklarını ve AKRİTAS Planı’nı yaptıklarını itiraf etmiş ve planın tam metnini de kitabında yayınlamıştır.
Klerides, 2010 yılında Fileleftheros gazetesinde yayınlanan bir başka ifşaatında şöyle diyordu:
- “Teslim olmalarını ve diz çökmelerini sağlamak için Kıbrıs Türklerini gettolara kapattık. Bu büyük bir hataydı. 1968’de başlayan görüşmelerde Türkler Anayasanın değiştirilmesini, otonomiyi ve devlete katılımın %30’dan %20’ye düşürülmesini kabul etti ama Makarios ENOSİS’i önleyen lider olmamak için bu anlaşmayı imzalamayarak fırsatı kaçırdı ”
Sadece bu itirafı bile, Rum liderliği ile içimizde tarihi gerçeklerden habersiz olan ahmak ve cahil Rum sevicilerin “Türk liderliği ve TMT, TAKSİMİ gerçekleştirmek için Kıbrıs Cumhuriyeti’nden çekildi, Türk köylerini boşalttı ve kendi kendilerini gettolara kapattı…Türkiye Cumhuriyeti yıktı, 1974 öncesinde anlaşmayı engelledi vb…” şeklindeki safsatalarını yerle bir etmiştir…
HRİSTOS SAVVAS’IN İTİRAFI
Rum devletinin madalya vererek onurlandırdığı 24 bin EOKA’cıdan biri olan Hristos Savvas adlı eski bir EOKA’cı da 14 Nisan 2008 tarihinde Fileleftheros gazetesinde yayınlanan itiraflarda, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, gizli ordu kuran Rumlar tarafından yıkıldığını, kendilerine “100 bin Türkü, kedilerine kadar kesin” talimatı verildiğini şöyle anlatıyordu:
- “Kasım 1963’de, yani 21 Aralık Kanlı Noel saldırılarının başlamasından birbuçuk ay önce Yunan Alayı'nda ( ELDİK) görevli Yunanlı subaylarla, ( %60’ı Rumlardan, %40’ı Türklerden oluşan) karma Kıbrıs ordusunda görevli Rum subaylar, Pedagoji Akademisi’nin ( öğretmen okulu) 120 öğrencisini silahlı eğitime aldılar…(Büyük ihtimalle bu öğrenciler 17-20 yaşları arasındaydılar) Eğitim sırasında Türkler aleyhine düşmanlık dolu söylevler verdiler…Ve bu sırada “ 25 Aralık 1963’de, Türklere saldırılacağı, 100 bin Türk’ün, kedilerine kadar katledileceği söylendi…Nitekim daha sonra saldırılar başladı ancak Makarios, (Türkiye'nin müdahale kararı ve ada üzerinde uçaklarını uçurtması üzerine, S.İ) “Türkiye müdahaleye hazırlanıyor, saldırıları durdurun” talimatı vererek saldırıları durdurdu. ABD ile Rusya da devreye girerek Türk müdahalesini önledi…O ana kadar 500 Türk öldürülmüştü… Rumlar, 1974’de kendi aralarındaki iç savaşta da binden fazla Rum’u öldürmüştü…Bugün de Rum Halkı içinde hala HRİSİ AVGİ ve EFEN gibi örgütlerle Rum gençleri aynı kafada gitmektedir…Bunun sorumlusu tarihi gerçekleri gençlere öğretmeyen Kilise ve Rum öğretmenlerle Rum eğitim sistemidir… Gençlere, 15 Temmuz 1974’de darbeciler tarafından yakılan Makarios’un sarayının bile Türkler ve Makarios’un kendisi tarafından yakıldığı öğretilmektedir…Rum Medyası, 1963’deki savaşta “ toplumlararası çatışmalar” diye söz etmek yerine “ Türk ayaklanması-Türk isyanı-Türk anarşisi” ifadelerini kullanmaktadır, bu yanlıştır ve son verilmelidir...”
SAVVAS BELGELERİ TEYİT ETTİ
Savvas’ın verdiği bu bilgi, altında Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı Makarios’un, Meclis Başkanı Klerides’in, İçişleri Bakanı Yorgacis’in ve Çalışma Bakanı Papadopulos’un imzalarının bulunduğu AKRİTAS Planı ile doğrulanmaktadır…
Çünkü, Rum ortağımız tarafından hazırlanan o soykırım planına göre, Türklere ani bir taarruz yapılacak ve Türkiye adaya müdahale imkanı bulmadan, aynen Girit’te olduğu gibi, tüm Türkler 6 saat içinde kedilerine kadar toplu bir soykırımdan geçirilecekti…
Ve, bu durum Dünyaya “ Türkler hükümete isyan ederek devletten çekildiler, devlete karşı Taksim amacıyla ayaklandılar, hükümetin meşru kuvvetleri ise isyanı bastırdı, bu Kıbrıs’ın bir iç sorunudur” şeklinde duyurulacaktı…
Savvas’ın verdiği bu bilgi, Rumların 3 yıllık Cumhuriyet döneminde bu hedefi gerçekleştirmek için silahlandıklarını, gizlice eğitildiklerini ve işin içinde Garantör Yunanistan’ın da olduğunu kanıtlamaktadır…
Nitekim, 1964’de Rum ordusunu kuran Yunan Generali Karayannis, 3 yıllık Cumhuriyet döneminde 5000 kişiyi eğitip Yunanistan’dan gelen silahlarla silahlandırdıklarını ve güçlü bir gizli ordu kurduklarını açıklamıştı…
Bu arada EOKA terör örgütü yanında katil Samson, Makarios’un özel doktoru Lissarides, İçişleri Bakanı Yorgacis ve Çalışma Bakanı Papadopulos’un kendilerine bağlı çeteleri de örgütlenme ve silahlanmalarını 3 yıllık Cumhuriyet döneminde tamamlamıştı…
Yani ortaklık devletinin bakanlarının her birinin gizli terör çeteleri vardı….
Ama Rum yönetimine ve içimizdeki devşirme papağanlarına göre “cumhuriyeti biz yıktık!!!”
SOYKIRIMI TMT VE GARANTÖR TÜRKİYE ÖNLEDİ
Rumların toplu soykırım planını bozan, bugün içimizdeki Rum işbirlikçilerinin “faşist-terörist” diyerek karalamaya çalıştıkları TMT ve “işgalci” diye saldırdıkları GARANTÖRÜMÜZ TÜRKİYE olmuştur..
RUM ORTAĞIMIZ, “kedilerine kadar 100 bin Türkü topluca katletmek için” saldırıya geçtikleri zaman onları durduran, Kıbrıs Türk Halkının bağrından çıkan Türk Mukavemet Teşkilatı oldu. TMT’nin sert direnişi ve Türk uçaklarının Lefkoşa üzerinde ihtar uçuşları karşısında 103 köyümüzü işgal etmelerine ve 500 Türkü katletmelerine karşın toplu soykırım hedefini gerçekleştiremediler…
Nitekim, 25 Aralık 1963’de Türk Savaş uçaklarının Makarios’un Sarayı üzerinde alçaktan ihtar uçuşlar yapması, Girne açıklarında 3 savaş gemisinin görülmesi ve Türk Alayının kampını terk edip Lefkoşa-Girne yolu üzerine mevzilenmesi üzerine, müdahale olacak korkusuna kapılan Makarios, eli kanlı çapulcularına o gün için DUR emri vermek zorunda kalmıştır…( saldırılar daha sonra Ocak’ta Lefkoşa’da, Şubat’ta Limasol’da, mart’ta Baf’ta, nisan’da St. Hilarion’da, mayıs’ta Mağusa’da, Haziran’da Larnaka’da ve Ağustos’ta Erenköy bölgesinde devam etmiştir…)
TARİHİ ÇARPITANLARA YANIT VERİLMELİ
İşte bugün cahilce “yıkılmayan son Berlin Duvarı” benzetmesi yapılan Lokmacı sınırı da o direniş günlerinde TMT’nin, soykırım amaçlı Rum saldırılarını durdurduğu savunma hattıdır…
Ve, o noktadan geçen Yeşil Hat da, 30 Aralık 1963’de İngiliz General Young’ın, harita üzerinde keçeli yeşil kalemle çizdiği, Makarios’un da Türk müdahalesini önlemek için kabul etmek zorunda kaldığı hattır….
Bunları bilmeden TMT’yi ve Türkiye’yi Cumhuriyeti yıkmak, adayı bölmek ve Türkleri Taksim için Cumhuriyeti terk etmekle suçlamak, KKTC sınırlarını “Kıbrıs Halkını bölen ikinci bir Berlin Duvarı”na benzetmek büyük bir cahilliktir…
“Barışçı-çözümcü” görünmek adına, yalana dayalı Rum propagandasına hızmet etmektir…Rum’a ajanlık yapmaktır…
Rum tarafında, Savvas’ın da dediği gibi Rum gençlerine yalanlar öğretilirken ve onlar Türk düşmanlığı ile doldurulurken, bizim gençlerimizin bu yalanları çürütecek bilgilerle donatılmaması, tam aksi Rum yalanlarının okullarda, sendika, parti ve dernek merkezlerinde, iki toplumlu faaliyetlerde, gazetelerde, ekranlarda, sosyal medyada gençlerimize gerçekmiş gibi sunulması, gerçekleri tahrif etmektir, tarihimize ve Halkımıza karşı bir suçtur, bir cinayettir, bir ihanettir,
Her aydının görevi, Türkiye’nin garantörlüğünün gereksiz olduğunu iddia edenlere ve TMT ile ordumuzu suçlayanlara karşı, Klerides’in, Savvas’ın ve diğer Rumların ifşa ettiği bu gerçekleri kullanarak onları teşhir etmektir…
Devamla, garantörlüğün bizim için ne denli önemli ve vazgeçilmez olduğunu, AKRİTAS VE İFESTOS soykırım planları uyarınca 120 bin Türkün katledileceği mutlak bir soykırımı Anavatan Türkiye’nin ve ordumuzun önlediğini vurgulayarak, garantörlüğün, müzakere ve pazarlık konusu yapılmasına karşı çıkmaktır