Yazan Muammer KARABULUT
Sosyal medyada kullandığı adı ile Shimon Shishi Levi, Vershi, eşi ve kendisi İsrail vatandaşı. Vershi Group’un merkezi İsrail’de bulunuyor. Grubun sahibi Vered Baks Levi geçmiş bağlantılarında CHABAD mensubu olduklarını Girne’deki CHABAD örgüt evinin önünde tanıtım videosu çekerek, örgüt mensuplarına mesaj yollamışlardı..
Şimdi ise Afik grubunun emlak pazarlamacısı, Simon Mistriel Aykut Kıbrıs Rum kesiminde tutuklandıktan 1 hafta sonra KKTC’ye geldi. Şimdi sosyal medya sayfasında İbranice Rum kesiminden emlak satıyor!
Bu kişi KKTC’ye her zaman olduğu gibi Güneyden giriş yaptı. Eğer Rumlar için, Simon’un satışlarında sorun varsa, o zaman bu kişi de mutlaka biliniyordu. O zaman CHABAD bağlantılı Vered Baks Levi’nin hem KKTC’de hem de Rum kesiminde nasıl emlak pazarladığından yola çıkarak, Simon’un tutuklanmasına paradoksal bir bakış atmak gerekiyor.
İSRAİL’DE YAHUDİ OLMAYAN BİRİSİ TAŞINMAZ ALABİLİR Mİ?
O bakışın kırılma noktalarından birisi de açıkça KKTC’de resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Yabancıların Taşınmaz Mal Alma Yasasından yapılan değişikliktir. Kabul edilen değişikliğe göre bir yabancı mal aldıktan 6(altı) ay içerinde bakanlar Kurulunda onay çıkartarak tapusunu almak zorunda. Eğer bu işlemi 6 ay içersinde yapmaz ise alınan karar iptal olacak.
Şimdi yasa çıkara çıkmaz Rum kesiminde tutuklu duruma düşen Simon Aykut’un sattığı ev ve villalar için tapu vermemesi, geçmişte ve gelecekteki göstermelik satışları büyük bir risk oluşturduğu gibi, asıl olan kolonileşme veya tapulu işgal planlarının da köken bozulmuş oldu.
Yasanın çıktığı günlerde, hakkında bilinen bir soruşturma olmasına rağmen Rum kesiminde yüzüne karşı dava okunarak göz altı süresi devam ettirildi. Onlar için en iyi yol tapulu işgaldi. O da bozuldu.
Eğer Kıbrıs adasını kendi söylemlerine göre, Yahudi merkezi yapacaklarsa, yapsatcılık yaparak üstelik tanınmayan ve kendilerinden olmayan insanların adaya doluşmasına neden vesile olsunlar?
Dünyayı idare eden bu zihniyetin böylesi bir kazanca ihtiyacı var mı?
-Tabii ki yok.
Bunlar başından itibaren KKTC’de göstermeli, gerçek ve gerçek olmayan isimlere sözleşme ile ev sattılar. Onun için de tapu kayıtlarında görünmediler. Ve o evleri bir de Güney’den elini kolunu sallayarak gelenlere devre mülk gibi kiraladılar.
-Satıldığını gösterdikleri evlere 1 yıl içinde kaç ailenin geldiği ve bunların nereden geldiği bilinmediği gibi hiçbir yerde kayıtları da bulunmuyor.
Açıkça, o evler CHABAD oligarkların kara parası ile yapıldı. İşte bu bağlamda da 25-35 bin pound maliyeti olan evler bir anda KKTC’de 200-300 bin pounda yükseldi.
Ve arsasını sattıkları yere yapılan evler için, KKTC vatandaşları artan fiyatlardan dolayı “ev almanın hayal olduğunu” söylemeye başladı. Fakat kendi evlerini 250-350 bin pounda satamadılar. Yani evi yapanda satan da Siyonist Yahudilerdi. KKTC’de hızla demografik yapı bozuluyor ve bir illüzyon yaşanıyordu.
KKTC’de görünürde yaşanan yapsatcılığın dümeninde ise yalnızca Siyonist Yahudiler vardır. Onlar da görünürde ev satıyorlardı. Görünürde sattıkları evler paranın dağıtım kaynağı olan CHABAD mensupları ile gerçekte o evi almayan kişilere satılmış gibi görünüyordu. Zaten bu durumu Simon, NTV’ye verdiği demeçte 3.500, kendi web sitesinde 5.700 konut yaptığını ve son olarak(inşası devam eden projeler hariç), 8.676 konuttan haraç gibi para topladığını açıkladı.(bkz)
AFİK Grup gibi bir şirketin direktörü olan Simon'un, yaptığı konut sayısında 3.500 ile 8.676 gibi bir yanılgısı olur mu?
İsrail’in kısa tarihinde hiç Yahudi olmayanlara taşınmaz mal satılmadığı gibi fiyatlarda oldukça yüksektir. Hatırlayacağınız gibi Bill Gates’de dünyanın çeşitli yerlerinde taşınmaz alıyor. KKTC'de bu mülküsüzleştirme operasyonunu mikro düzeyde bütün ayrıntıları ile görebilmemiz mümkün.
Ve Simon çetesinin şu anda istediği tek şey, KKTC’de yabancılara konut satışı ile ilgili yeni çıkan yasanın iptal edilerek yerine istedikleri düzeni devam ettirecek yasal zeminin sağlanması olabilir.
KKTC’de Simon çetesini yatırımcı gören beslemeler, onların Rumlarla işbirliğini yaptığını görmeyecek kadar körleşmiş oldukları gibi bu sürecin devamı olan manzarada ABD’nin Yunanistan’a yaptığı askeri yığınaktan sonra Kıbrıs’daki Rumları stratejik ortak görmesi ile de noktalamışlardır. Artık bu alanda konuşurken dikkat etmek gerekiyor.
Bakın sosyal medya hesaplarında paylaşıyorlar, dün KKTC’de CHABAD’ın önünde resim çektirecek kadar açık oynayan ve taşınmaz mal satanlar bugün kendilerini “Kıbrıs Cumhuriyeti’nde” mutlu hissediyorlar.
Hadi gerçek tapulu işgali görmek için KKTC’de bir komisyon kurarak Simon’un sattığı evlerin sözleşmelerini tek tek tespit edelim…
-Var mısınız?
Not: KKTC'de Simon çetesi hakkında kamuoyuna yansımamış bir dava var. Ve dava canını çok sıktı. Açılan davayı ortadan kaldırmak için başka işler de bulaştı. Eğer muhataplar açıklama yaparlarsa ortalık gerçekten karışır ve Simon savunucuları da kızarır.
Yaşar T 6 Ay Önce
Vay beee tam ters köşe
K. T 6 Ay Önce
Sizden başka gören veya yazan yok mu size mi kaldı
Refik x 6 Ay Önce
Sabattin Ali sayesinde farkindamigimiz artiyor
Talat Görköy 6 Ay Önce
KKTC de neler oluyor?