Yazan Sabahattin İSMAİL
Mustafa Akıncı'nın eski askeri danışmanı, Annan Planını savunmak için kurulan Barış ve Demokrasi Hareketi (BDH) Kurucularından Emekli Albay Halil Sadrazam, 8 Nisan 2024 tarihinde Prof. Ulvi Keser'in Mavi Köşk ile ilgili yazısının altına yaptığı yorumunda Beşparmak dağlarındaki efsane tank olayı için "bir korkaklık ve ihanet belgesi" ifadesini kullandı. "Tank personelinin savaşmayıp kaçtığını" iddia etti. Ona verdiğim yanıt şöyle:
Halil Sadrazam,
Tank mürettebatının o geceyi anlattığı videoları youtube'da izleseydiniz veya o kahramanlarla KKTC’ye gelişlerinde konuşmuş olsaydınız veya benim onların anlattıklarını paylaştığım yazımı okuma zahmetine katlansaydınız iddialarınızın yanlışlığını görürdünüz.
2 Ağustos 1974 gecesi, iki tank, 2 ZPT ve en arkada bir kamyon içindeki askerlerden oluşan birlik Lapta üzerindeki yolda taaruzdaydı. Rumlar, bugün tank paketlerinin bulunduğu virajda çapraz mayın döşemişti. Öndeki tankın sağ paleti mayına bastı ve palet koptu. Tank hareketsiz kalarak dar yolu tıkadı. Sol palet mayına bassaydı tank sağdaki uçuruma yuvarlanacaktı. O anda pusuya yatmış Rumlar, dört bir yandan ateşe başladı. Karşıdaki Kornos tepesinden top ve ağır makineli atışı yapılırken sağdan soldan orman içinden yağmur gibi kurşun yağıyordu.. Tankın arkasındaki ZPT GTT ile vuruldu. Bende fotoğrafı var.. Onun arkasındaki bir ZPT ve Tank dar yolda manevra yapıp geri dönmek imkansız olduğu için, (sağ taraf uçurum, sol taraf ormanlık tepe) terk edildi. Sabah olunca Rumlar büyük vinç getirerek yolu tıkayan tankı şimdiki yerine itti. Vurulan ZPT'yi ve hasar gören diğer ZPT ile hasarlı diğer tankı aldı. 1 tank ve ZPT'yi tamir ederek daha sonraki günlerde kendileri kullandı. Bende Rum basınında çıkan fotoğrafları var...O tank ve ZPT içindeki askerler gece bilmedikleri bir ormanda cehennemi andıran ortamda savaştı. Daha sonra karanlıktan da yararlanarak savaşarak geri çekildiler. Öndeki tank mürettebatı iddia ettiğiniz gibi kaçmadı, yoğun ateş içinde tanktan çıkmadı ve 4 saat boyunca çarpıştı. Topun ağzı iddia ettiğiniz gibi geriye dönük ve bağlı değildi. Mayına bastığı an patlama nedeniyle elektronik sistemler bozuldu. Top sağlamdı. Sabit olarak cornos tepesine doğru cephanesi bitene kadar atış yaptı. Cephaneci Recep Doğanyiğit ve doldurucu Hamdi Bal doldurdu, onbaşı Gürler Erdağ ateşledi.
Şoför Abdülkadir Kurt ve Er Hamdi Bal silahları ve makineli tüfekle atış yaparak Rumları yakına yanaştırmadılar. Atışlardan dolayı Tank içine dolan gazı, alt kapağı açarak tahliye ettiler. Saat 21.30'da başlayan çatışma saatlerce sürdü. Rumların sesleri yanaşınca ve cephaneleri de bitince alt kaçış kapağından 4 mürettebat çıkıp kurtuldu. Şehit yok. Daha sonra bir mürettebat ( dağdaki kitabede ismi olmayan Hamdi Bal) içeride unuttuğu günlüğünü almak için geri döndü ama Rumlar tanka girdiği için ormana daldı karanlıkta kayboldu.. Lapta'ya kadar yürüdü. Orada Rumlarla karşılaşınca geri ormana döndü. 2 gün sonra ormanda onu arayan ekiple karşılaştı. Boğaz'daki karargaha getirildi. Durumunu anlattı. Psikolojisi çok bozulduğu için geri hizmete alındı. Birliği ve arkadaşları ile tüm bağı koptu. Tedavi gördü. Sonra terhis edilip geri gönderildi. İzmir/ Ödemiş/Beydağ Halıköy 'deki evine döndü. Evlendi çocuk sahibi oldu. Çocuklarına bile hiçbirşey anlatmadı. Yıllar sonra Rumlar sosyal medyada onun ele geçen ve müzede olan günlüğünü paylaştı. Barış Harekatı araştırmacısı/ belgeselci dostum Emekli asker Hasan Taş o paylaşımları gördü. Rumlarla yazıştı ve sosyal medya üzerinden günlüklerin kopyalarını aldı. Günlük üzerindeki bilgilerden hareketle köyünü öğrendi. İstanbul'dan Ödemiş/Beydağ Halıköy'e gidip onu buldu. Artık 70 yaşını geçmiş yaşlı bir adamdı
O gece başından geçen herşeyi ona anlattı. KIBRIS ŞEHİTLERİNİ ANMA PLATFORMU BAŞKANI Hasan Taş, gazi askerler için düzenlediği Kıbrıs gezisi kapsamında geçen yıl onu tankın olduğu yere getirdi. 59 yıl sonra o gece tank içinde birlikte savaştığı 3 diğer arkadaşı ile buluşturdu. Gözyaşları ile sarıldılar ağladılar. Tek tek o gece yaşadıklarını anlattılar. O da ilk kez, 59 yıl sonra yaşadıklarını anlattı. Ben 12'şer dakikadan 2 kayıt yaptım. Sonra ben de şahsen konuştum. Sorularımı yanıtladı. Rumların ele geçirdiği günlüğünün kopyası bende. Rumlar sosyal medyadan Hasan Taş'a gönderdi. O da bana verdi. Yakında sosyal medyada paylaşacağım. Tankın olduğu yerdeki kitabedeki bilgiler ve isimler yanlıştır. Hamdi Bağ'ın adı eksiktir. Orada şehit yoktur. O bilgilerin düzeltilmesi için geçen yıl sosyal medyadan ilgililere çağrı yaptım. Sanırım ilgililer görmedi. Bu konuda ilgililerle görüşeceğim.
Durum budur.
Siz önce Twiterdeki ilk paylaşımımı okuyun. Size linki attım. Okumadınız. Aynı iddiaları ileri sürmenizden belli. 4 tank mürettebatı herşeyi anlatmışken, o gece orada bulunmayan siz, hala neyin iddiasında bulunuyorsunuz? Olayı yaşayanlar hayatta. Konuşunuz. Twiterde Profilime sabitlediğim bu konu ile ilgili bilgiseli okuyun. Kulaktan dolma yanlış iddialar yapmayın. Mürettebat hayatta. Anlattıkları youtub'da. Girin dinleyin. Hem hiçbirini dinlememek, hem tank mürettebatı ile konuşmamak, hem yazdıklarımı okumamak ama sanki o gece ordaymışsınız gibi hala ahkam kesmek çok yanlış
Foto: tank şoförü Abdülkadir Kurt ve tank onbaşısı Gürler Erdağ o geceyi anlatırken…
İsmet 8 Ay Önce
Teşekkürler