Yazan Selçuk ERENEROL (Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü)
Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi olarak, Türk ulusunun ve Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin uzun süredir istihbarattaki, özellikle Fetullahçı ve Siyasal İslamcı klikler tarafından hedef alındığını ve bu durumun bizleri ve desteğini esirgemeyen milletimizi derinden yaraladığını belirtmek istiyoruz.
Bu klikler tarafından yürütülen operasyonlar, başta Patrikhanemizin Balkanlar, Rusya, Kırım ve Yunanistan gibi bölgelere açılmasını engellemek amacı taşımakta ve kalbi bizlerle atan soydaşlarımızın da bizlere ulaşmasını engellemektedir. Türkiye'ye Gagavuzya'dan getirilen yüzlerce Türk Ortodoks gencin çeşitli yöntemlerle Patrikhanemizden koparılması, bu kliklerin ne denli sistematik ve organize bir şekilde çalıştığını gözler önüne sermektedir. Lakin, kibrinden gözü dönen bu klikler bir bir deşifre olmakta; haklı mücadelesini sürdüren bizler ise en başından beri ayrılmadığımız doğru yolda Milli Mücadele’nin ve Ebedi Komutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefte yaptığımız uyarılar doğrultusunda haklı çıkmaktayız.
Dünya’da “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünü kendine rota belirlemiş ve hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın kalbi Atatürk’ün ilke ve inkılaplarıyla atan tüm Türk Ortodoksların temsiliyetini taşıyan Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi, kurulduğu 21 Eylül 1922’den beri Anadolu’nun kalbinden tüm Türk Ortodoksların haklı mücadelesini; Türklüğe ve Türkçe ibadete bağlılıklarını duyurmuştur.
Yürüttükleri asimilasyon ve tarih sahnesinden silme emellerine ulaşamayan başta Fener Rum Kilisesi olmak üzere, tüm emperyal güçler ve içimizde onların doğrudan veya dolaylı şekilde temsilciliğini yapan kullanışlı aparatları hiçbir zaman haklının karşısında muzaffer olamamıştır.
Bu klikler yalnızca bir olamasak dahi beraber aynı ülküyü soluduğumuz soydaşlarımızı bizden koparmamışlar; aynı zamanda aynı al bayrak altında asırlardır beraber mücadele ettiğimiz Müslüman Türk kardeşlerimizi de bizden inanç kisvesi altında uzaklaştırmaya çabalamışlardır.
Halbuki, Sayın Alparslan Türkeş’in de Atatürk gibi hıyanet ocağı olarak adlandırdığı Fener Rum Kilisesi’nin ihanetleri karşısında, milli kilisemiz olan, Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi’ne verdiği destekler tarihe kaydedilmiş; yalnız ve yalnız Türklük bilincinde buluşan büyük kalabalıklar oluşumuz her daim bu klikleri rahatsız etmişizdir.
Birçok büyük Türkçü düşünür ve yazar, inançlarımızın farklılığı ne olursa olsun, hepimizi birleştiren yegane konunun Türklük ülküsüne adadığımız hayatlarımızın olduğunu biliyor ve dile getiriyorlardı.
Yıllar boyunca ektikleri nifak tohumlarıyla istedikleri ekini alamayan bu klikler, Ergenekon kumpas davası adı altında başta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin asil ve kahraman askerlerini halkımızın gözünde marjinalleştirilmeye çalıştılar. Cumhuriyetimizin kurulmasıyla beraber Türk ulusuna emanet edilmiş Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin de bu kumpaslarda Türk Silahlı Kuvvetleri ile yan yana getirilmiş olması asla bir tesadüf değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’nı, Lozan’da alınan kararları ve tüm iç hukuk normlarını yok sayan Fener Rum Kilisesi’nin yıllardır hayalini kurduğu ekümenikliğin önünde bulunan en büyük engel Anadolu’nun sindirilemeyen Türk Ortodokslarının Papa Eftim’e destek vererek, Milli Mücadele’de Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında olmalarıydı.
Bu kumpas operasyonlarıyla Türk Ortodoks ailemizin itibarsızlaştırılması hedeflenmiş ve halkımızın korkutulması amaçlanmış olsa da bu kara propaganda ve manipülasyon girişimlerine rağmen, Patrikhanemiz ve Türk Ortodoks ailemiz dimdik ayakta durmaktadır.
Türk Devleti’nin varlığına bile göz dikmiş bu kliklerin hafife alınmaması gerektiğini bir dakika dahi unutmamak elzemdir. Yıllardır emperyalist oyunlarından bir an bile vazgeçmeyen harici bedhahlar ve onların dahili işbirlikçileri, türlü maskelerin ardında birçok kurum ve kuruluşa sızmaya çalıştılar. Bunlara aldananların olduğu gibi durdurmaya çalışanlar da bir hayli mücadele vermiştir. Lakin, artık it izinin at izine karıştığı puslu havalar geride kalmaya başlarken, camdan duvarları yıkılan Cumhuriyet düşmanı bu klikler giderek deşifre olmaktadırlar.
Bizlere düşen yegane görev, Milli Mücadele’de yakılan meşaleyi daha ileri taşımak ve eksiklerimizden ders alarak harici bedhahların ve dahili işbirlikçilerinin oyunlarına karşı daha hazırlıklı olmaktır.
Kliklerin kurduğu bu kumpas süreçleri boyunca Türk Ortodoks Patrikhanesi’ni her koldan zayıflatmaya çalıştılar. Bu zayıflatma ve itibarsızlaştırma oyunlarının üzerine giderek, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirdik. İçimizdeki dayanışma ruhunu pekiştirdik, dışarıdan gelen saldırılara karşı daha hazırlıklı hale geldik ve bu saldırılara boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha herkese gösterdik.
Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi olarak, Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yoldan asla ayrılmayacağımızı ve her ne olursa olsun Türk Birliği'ne duyduğumuz inancımızı her daim koruyacağımızı belirtmek isteriz. Atatürk'e ve Türklüğün kaderine kesilemeyen cezaları şimdi bizlere kesmeye çalışan şer odaklarının işbirlikçi beslemeleriyle mücadele edecek kadar güçlüyüz.
Türkiye Cumhuriyeti, bütün emperyal oyunlara rağmen birlik ve beraberlikteki kararlığımız ile kurulmuş; aynı kararlılık ve azim ile yüz yılını tamamlamıştır. Bu nedenledir ki bütün bu kliklerin yegane amacı birlik olma ülküsüyle mücadele eden Türkleri bölerek birbirlerinden uzaklaştırmaktır.
Bu zorlu süreçler asla bir yenilgi olarak görülmemeli aksine bizlere güçlenmemiz için fırsat olmalıdır. Birlikte hareket ederek, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve onun kurumlarından biri olan Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin varlığını ilelebet daim kılmak adına var gücümüzle çalışacağız. Hep birlikte daha güçlü ve dayanıklı yarınlar inşa edeceğimizden emin olabiliriz.
“Türk, Türk'ü korusun. Tanrı, Türk'e yar olsun.”