Yazan SABAHATTİN iSMAİL
Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde, geçmişi ENOSİS mücadelesi ile dolu olan AKEL’den aday olan gafil Niyazi’nin geçmişte buna şiddetle karşı olduğunu ve aday olanlara saldırdığını bilir miydiniz?
İŞTE BELGESİ
Niyazi, 21 Mayıs 2004’de KIBRISLI Gazetesi'nin manşetindeki demecinde, Güneyde AP seçimlerinde bağımsız aday olan Mehmet Hasagüler’i eleştirerek şöyle diyordu:
"Toplum kendi seçtiği üyelerle, kendisi için ayrılmış bulunan AP'deki 2 sandalyeyi doldurmanın kavgasını vermeliydi. Bireysel haklar yerine, federal olgu korunarak toplumsal hakların ön planda tutulması gerekir. O nedenle AP için bu adaylıkları doğru bulmuyorum”
TALAT VE CTP DE KARŞI ÇIKMIŞTI
Aynı gazetede dönemin Başbakanı ve CTP Genel Başkanı Mehmetali Talat da şöyle diyordu:
“ AP seçiminde aday olarak Rumların gaspını mazur göstermeye çalışmak doğru değil, adaylık Rumların bu yaptığına destek olmaktır”
Dönemin CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk de şöyle konuşmuştu:
“AP seçimlerine katılmak söz konusu olamaz, AP’a göndereceğimiz 2 temsilcimizi bizim, KKTC’de kendi seçim kurallarımıza göre seçmemiz gerekmektedir”
SİYASİ SAHTEKARLIK
Peki o zaman sormak gerekir:
Ne değişti ki dün böyle konuşan gafil Niyazi, fırıldak gibi dönerek 2020'de ve 2024'de AKEL'den AP adayı olmuştur?
Ayda 20 bin Euro maaş, beleş Brüksel biletleri, şahsi harcamalar için on binlerce euroluk özel bütçe çok mu tatlı gelmiştir?
Ne değişti ki, dün böyle konuşan CTP yetkilileri şimdi AP seçimlerine katılmaktan, Niyazi’ye oy vermekten söz etmekte, bu amaçla kampanya yürütmekte ve CTP'lileri Güneydeki sandıklara taşımak için organizasyon yapmaktadır?
Ne değişmiştir ki, CTP Genel Başkanı ve Başbakan Erhürman, 4 yıl önceki seçimler öncesinde Meclis’te yaptığı konuşmada “ AP seçimlerinin KKTC’yi ilgilendirmediğini, aday olmanın Niyazi’nin kendi kararı olduğunu, Kıbrıs Türklerini temsil etmeyeceğini ve kendisinin güneye geçip oy kullanmayacağını” söylerken, partisinin eski ve şimdiki yöneticileri/milletvekilleri, CTP gazetesi, televizyonu ve partiden ödenen gazetecileri tam kadro AKEL seçim kampanyasına destek verirken; kendisi de seyrederek sessiz kalmaktadır…?
Bu tavır, tutarsızlık, iki yüzlülük, siyasi sahtekarlık, AKEL kuyrukçuluğu değilse nedir?
AKINCI DA DESTEK VERMİŞTİ
En büyük siyasi sahtekarlık ise, 2020'de KKTC Cumhurbaşkanı olan Akıncı'nın da bir yandan “AP seçimleri KKTC’yi ilgilendirmez, seçilecek kişiler bizi temsil etmez” derken, diğer yandan da Rum devletinin AP seçiminde AKEL'den aday olan Rumcu Niyazi’nin, Büyük Han'da çekilen reklam klibinde rol alarak onunla sarmaş dolaş olması, arkasını sıvazlayarak başarılar dilemesiydi
GAFİL BAŞTAN SONA TUTARSIZ
Gafil Niyazi başka söylemlerinde de büyük tutarsızlık sergiliyor…
“Seçilirsem Türk Toplumunu temsil edip haklarını koruyacağım , bana oy vererek kimliğinizi özgürleştirin ( her ne demekse)” diyor.
Oysa geçen seçimlerde, " Uzun yıllardır Güney'de yaşıyorum, Rumlar beni kendileri ile sevinen, kendileri ile üzülen, kendilerinden biri olarak görüyor, seçilirsem Kıbrıslı Türkleri değil, bana oy verenleri temsil edeceğim" dediğini unutmadık.
AKEL'in eski lideri Kiprianu da geçmişte yaptığı bir açıklamada "Niyazi 31 yıldır Güneyde yaşıyor, AKEL listesinden Kıbrıslı Türk olarak değil, KIBRISLI olarak adaydır" demişti
Ne ki, Kıbrıs Türk Halkından oy istemeyi ve seçim kampanyasını Güney yerine, reddettiği KKTC 'de yapmayı sürdürdü.
Kendini Türk değil " Türkçe konuşan Kıbrıslı" görüyorsan, Rum seni "kendilerinden biri" olarak tanıtıyorsa, kendini Rum Halkına ve devletine bağlı görüyorsan, Türk Halkından niye oy istiyorsun?
Rum seçimlerine katılacak olan 2-3 bin kişinin “kimliği özgürleşecekse”, katılmayacak olan 450 bin Kıbrıs Türkü’nün kimliği tutsak mı olacak?
Kimliğimizin özgürleşmesi, Rum devleti seçimlerinde, Rum partilerine oy vermemize, Rum devletini ve egemenliğini tanımamıza mı bağlıdır?
GÜNEY’DE BAŞKA, KKTC’DE BAŞKA
Birkaç yıl önce Güney’de “Newsbomb.com.cy” adlı haber sitesinde yayınlanan “Tuz Sütunu” adlı bir haberde şöyle denmişti:
“Niyazi, AKEL ile birlikte özgür Kıbrıs’ta seçim kampanyasına çıktığında AKEL’in bildiğimiz programından söz ediyor. GARANTİLERE HAYIR. ATİLLA DIŞARI diyor… Ancak işgal bölgelerine geçtiğinde Türklerin duymak istediği gibi siyasi eşitlikten söz ediyor…”
Aynı iki yüzlülüğü AP toplantılarında da sergiliyor.
KKTC'de Türkiye'ye laf etmemeye dikkat ederken, AP'de Türkiye'yi "adanın demografik yapısını değiştirmekle" suçluyor.
Bu da ne denli iki yüzlü, tutarsız ve siyasi sahtekar olduğunu gösteriyor…
KKTC YETKİLİLERİ DE SESSİZ
Ne kadar acıdır ki, KKTC Cumhurbaşkanı, Başbakanı, hükümeti, partileri, Yüksek Seçim Kurulu ve diğer yetkilileri de Rum Partilerinden aday olan Türkiye ve KKTC düşmanı 3 işbirlikçinin KKTC 'de sürdürdüğü seçim kampanyasına, tüm eleştirilerimize ve çağrılarımıza karşın seyirci kalmaktadır.
Halka Rum seçimlerine katılmaması yönünde uyarıcı ve bilgilendirici bir açıklama bile yapmamışlardır.
Oysa Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nda bile, her halkın temsilcilerinin, kendileri tarafından ayrı seçimlerle seçileceği yazmakta ve birleşik seçimler dışlanmaktadır.
Bu gerçeği bile halka duyurup " güneye geçmeyin, oy kullanmayın, bu Rum egemenliğini tanımak anlamında yorumlanacaktır. Buna alet olmayın" diyemeyen KKTC yetkilileri, KKTC 'yi nasıl savunmaktadır?
Ya büyük tehlikenin farkında bile değildirler, ya da inanılmaz bir gaflet ve dalalet içindedirler..
Rum yönetiminin siyasi saldırısına, Halkı bölmeyi amaçlayan 5. KOL faaliyetine göz yummakla, asli görevleri olan KKTC 'yi savunmamaktadırlar.
Geçen seçimlerde de aynı gaflet gösterildiği için 5300 kişi güneye geçerek Rum devleti seçiminde oy kullanmıştı.
Bu seçimde Rum partileri 3 gafil işbirlikçiyi aday gösterdiler.
Hedefleri 20 bin kişiyi güneye taşıyıp oy kullandırmaktır.
Bunu başarırlarsa KKTC, büyük bir zemin kaybedecektir.
Ama KKTC 'yi yönettiğini sanan gafiller, Rum devletinin bu saldırısını sadece seyretmektedir...
O zaman hepimiz Rum Devletini tanıyalım, Rum egemenliği altına girelim, onların seçim listelerine yazılalım, onların partilerinden aday olalım, KKTC de tabela devlete dönüşsün!
Bu mu istediğiniz?
Hiçbir önlem almamanızın, susmanızın, bir açıklama ile bile olsa, halkı uyarmamanızın bu anlama geldiğini de mi görmüyorsunuz?
Bu nasıl bir siyasettir?
Bu nasıl bir gaflettir?
Bu nasıl bir milliyetçiliktir?
Bir de kendilerine " siz sahte milliyetçisiniz, demeç ve nutuk milliyetçisisiniz, gafilsiniz " dediğimizde kızıyorlar!!
Rum yönetimi yetkilileri " ne kadar Türk güneye geçip oy kullanırsa, o kadar iyi olur. Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdığı ve birleşme istediği anlamına gelir. Bu Dünya’ya çok güçlü bir mesaj olur" diye açıklama yapıyor
Bu bile sizi uyandırıp harekete geçiremiyorsa, o koltuklarda niye oturuyorsunuz?