KKTC DİNGONUN HANI DEĞİL, EGEMEN BİR DEVLETTİR. RUM PARTİLERİ ADAYLARININ KKTC’DE SEÇİM FAALİYETİ YAPMASI YASAL DEĞİLDİR, HÜKÜMET BUNA GÖZ YUMAMAZ..
Yazan Sabahattin İSMAİL
Kendi kendini, “Türkçe konuşan Kıbrıslı” olarak niteleyen, AP seçimlerinde ENOSİS’çi AKEL’DEN aday olan Niyazi Kızılyürek, Mehmet Hasgüler’in 2004 yılında Güneyde yapılacak AP seçimlerinde aday olmasına şöyle karşı çıkıyordu: "Toplum kendi seçtiği üyelerle, kendisi için ayrılmış bulunan 2 sandalyeyi doldurmanın kavgasını vermeliydi. Bireysel haklar yerine, federal olgu korunarak toplumsal hakların ön planda tutulması gerekir. O nedenle bu adaylıkları doğru bulmuyorum.”
Şu sözler de o dönem Başbakan olan CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’a ait:
“AP seçimlerinde aday olarak, Rumların gaspını mazur göstermeye çalışmak doğru değil, adaylık Rumların bu yaptığına destek olmaktır..Rum listelerinden aday olmak kişisel bir tercihtir, Kıbrıs Türklerini temsil etmez. Kıbrıslı Türkler’e ait olan iki sandalye Rumlar tarafından gasp edildi. AP Milletvekilliği adaylığına başvurmak Rumların yaptıkları gaspa destek olmaktır”
Bu da KKTC ve Türkiye düşmanı KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in sözeri:
“AP seçimlerinde aday olmak Kıbrıs sorununun yetersiz analizinden doğan ideolojik bir eylemdir. Rum listelerinden aday olmak, Rum liderliğinin “Bu şemsiye benim. Gelin altına girin” politikasına alet olmaktan başka hiçbir işe yaramamaktadır”
TÜKÜRDÜKLERİNİ YALADILAR
Bu açıklamalar 21 Mayıs 2004 tarihli Kıbrıslı gazetesinin manşetinde yayınlandı, ben de oradan aktardım..
Ve, tümü 2019'da tükürdüklerini ballandıra ballandıra bir güzel yaladılar
“Türkçe konuşan Kıbrıslı” Niyazi, yalamakla kalmadı, ENOSİS’ci AKEL’den aday oldu..
Hasbelkader Cumhurbaşkanlığı da yapan Mehmet Ali Talat ve 2019'da iktidarda olan CTP, 2004'de söylediklerini 2019'da yalayıp yutmakla kalmadı, AKEL'den aday olan Niyazi'ye destek çıktı..CTP, kendi yayın organını ona destek olmakla görevlendirdi..BRT’nin başına atadıkları müdür vasıtasıyla devlet televizyonunu AKEL adayının seçim propagandasını yapmakla görevlendirdi. Haftanın 2 günü onu ekranlara çıkardılar
Bu da yetmedi, CTP İlçe başkanları ve milletvekilleri, başta Gazimağusa İlçe Başkanı Oktay Kayalp, milletvekilleri Asım Akansoy, Doğuş Derya ve eski CTP milletvekili Okan Dağlı olmak üzere CTP milletvekilleri, AKEL'in diğer 2 Rum adayını da alıp sokak sokak, dükkan dükkan dolaştırarak halktan seçim günü güneye geçmelerini ve AKEL listesi için oy vermelerini istediler
Devlet üniversitesi DAÜ’yü de menfur emellerine alet ederek üniversitede Niyazi’nin bir propaganda konferansı vermesini sağladılar.
Devletin TAK Ajansı'nı, AKEL adayının seçim faaliyetlerini izleyip haber yapmakla görevlendirdiler
Rum seçimlerine katılan AKEL adayının dev propaganda afişleri, polisin gözü önünde yurdun dört bir yanına asıldı. Gördükçe kahrolduk...
AKINCI DA DESTEKLEDİ
O dönem hasbelkader Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Akıncı da Niyazi’nin AKEL adaylığına ve kampanyasına destek verdi. Propaganda filminde bile rol almaktan sıkılmadı.
AKEL’ci Niyazi, kendisinin gayrı resmi danışma gurubunda yer almasına ve Rumca tercümanlığını yapmasına karşın, onun ENOSİS’ci bir Rum partisinden aday olmasına karşı çıkmadı.
AKEL’in KKTC’de CTP’lilerin organizasyonu ile kapı kapı gezip seçim kampanyası yürütmesi, KKTC yasalarına açıkça aykırı olmasına karşın hiçbir tepki göstermedi, Yasalarımızın bir Rum partisi ve dönemin KKTC iktidar partisi CTP tarafından çiğnenmesine seyirci kaldı.
Daha da ötesi Akıncı, Niyazi’nin adaylığına, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Barış Burcu’nun evinde AKEL lideri Kiprianu ile yaptığı yemekli gece toplantısında karar verildiğine ilişkin basında yer alan iddiaları da yalanlamadı.
Cumhurbaşkanı ve hükümet Rum seçimlerine katılan, "Türkçe konuşan Kıbrıslı"yı destekleyince, Polis ve Başsavcılık da gafleti ve yasadışılığı seyretmekle yetindi.
2019'da tanık olduğumuz korkunç gaflet ve hatta ihanet işte böylesine korkunç bir boyuttaydı.
20 BİN KİŞİYİ SANDIĞA GÖTÜRECEKLERDİ
KKTC Cumhurbaşkanını, Başbakanını, hükümetini, teslimiyetçi işbirlikçi partilerini, sendikalarını, AB'nin FONLADIĞI dernek ve basını arkasına alan AKEL, 20 bin KKTC vatandaşının Rum seçimlerine katılmasını sağlamayı, böylece KKTC 'nin temelini dinamitlemeyi hedeflemekteydi.
Bunu gördüğümüz için VOLKAN gazetesi ile birlikte adeta tek başımıza büyük bir mücadele verdik.
Halkı Rum seçimlerine katılmaması için uyardık ve neticede milyonlarca euro akıtılarak yürütülen KKTC Cumhurbaşkanı, KKTC hükümeti destekli Rum seçim kampanyasına ancak 5 bin kişi katıldı.
Sonuç onlar için büyük bir hüsrandı...
Halk tuzağı görmüş ve seçime katılmamıştı.
Ancak Rum oyları ile Niyazi seçimi kazandı, AKEL AP milletvekili oldu.
İlk iş olarak KKTC'de bir irtibat ofisi açtı. Oraya maaşlı memurlar koydu. Ofis AKEL irtibat bürosu oldu.
Ardından 200 Derneği toplayıp
"3. TOPLUM FORUMU" adlı bir çatı örgütü kurdu, kendisi de yönetim kuruluna girdi.
AP'de "Kıbrıs Cumhuriyeti içindeki AZINLIK TÜRK CEMAATİ " temsilcisi gibi davrandı...AP'de Rum milli tezlerini savundu.
İşbirlikçi CTP bu ihanete tam destek verirken, KKTC'yi yöneten sözde "milliyetçiler" de bu rezillikleri sadece seyretti.
AYNI TUZAK KURULDU
Şimdi Haziran 2024'de yeniden Rum devletinde seçim var. Türklüğünü inkar eden ve "Türk adı taşıyan Kıbrıslı" olmakla övünen Niyazi, yine AKEL’den aday.
2019'da başaramadıklarını şimdi başarmak ve 20 bin KKTC vatandaşının Rum seçimlerine katılıp AKEL adayına oy vermesi hedefini koydular
İşbirlikçi, teslimiyetçi, federasyoncu CTP yönetimi yine devrede.
Yasalarımıza aykırı olmasına karşın, CTP destekli AKEL adayı, her ilçede kitle toplantıları yapıp halkı Rum seçimlerine katılmaya çağırıyor.
AKEL, sosyal medyada Türkçe olarak oyun nasıl kullanılacağını anlatan paralı ilanlar yayınlıyor.
TATAR, ÜSTEL, HÜKÜMET SEYİRCİ
Ve ne acıdır ki, bu kez Cumhurbaşkanlığı makamında ve hükümette "milliyetçi" olduğunu ve egemenliğimize sahip çıktığını iddia eden bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan, bir hükümet olmasına karşın Akıncı ve CTP hükümetinden farksız davranmıyorlar!!!
KKTC 'nin egemenliğinin çiğnenmesine, OSMOSİS anlamına gelen bu sürecin ileri götürülmesine ve yasalarımızın çiğnenerek Rum partisi adayının devletimizde seçim kampanyası yapmasına seyirci kalıyorlar.
Başsavcılık, polis ve KKTC Yüksek Seçim Kurulu da bu rezil durumu seyretmekle yetiniyor...
Bu mu sizin milliyetçiliğiniz?
KKTC'yi, Anayasayı, yasalarımızı ve egemenliğimizi böyle mi savunuyorsunuz?
Onların yaptığını siz de yaptığınıza göre, o zaman Akıncı ve CTP'den ne farkınız var?
Yazıklar olsun!!!
OSMOSİS SÜRECİ VE ÜNİTER DEVLET PROVASI
Rum yönetimi ve AKEL’in ÜNİTER DEVLET provası teşkil eden ve Dünyaya, “Bakınız Kıbrıs Türkleri bizim vatandaşımızdır, seçimlerimize katılarak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdıklarını oylarıyla kanıtladılar, vatandaşlık haklarını kullandılar, Türklere eşit vatandaşlık hakları tanıyoruz, ayrı devlete, egemen eşitliğe ve garantörlüğe gerek yok” mesajı vermek amacı taşıyan bu senaryoya göz yumulması, KKTC’nin altını oymaya yönelik büyük bir ihanet teşkil etmektedir.
Halkımız göz göre göre ÜNİTER KIBRIS CUMHURİYETİ'ne, birleşik seçim sistemine, Rum partilerinin kendi devletimizde propaganda yapmasına, Rum partilerinden aday olmaya, Rum partilerine ve adaylarına oy vermeye alıştırılmaktadır..
Böylece Rum yönetimine “İki devlete ve egemen eşitliğe gerek yok, Türklere eşit vatandaşlık hakları vermek yeterli.” deme fırsatı veriyorlar...
Bu OSMOSİS SÜRECİ'dir.
Rum milli hedeflerine bu denli hızmet eden, KKTC yasalarını bu denli çiğneyen, KKTC 'ye, bağımsızlığımıza, egemenliğimize yönelik bir saldırı olan, OSMOSİS SÜRECİNİ İLERİ GÖTÜREN bu tuzak mutlaka bozulmalıdır.
YASALARIMIZA AYKIRI
Cumhurbaşkanına, Başbakana, Hükümete, Yüksek Seçim Kurulu'na, Başsavcı'ya, Polis Genel Müdürlüğü'ne soruyorum: Rum Devletinin seçimleri için, Rum partilerinin ve adaylarının KKTC’de seçim propagandası yapmasının yasal dayanağı nedir?
KKTC egemenliğinin ve yasalarının çiğnenmesine niye göz yumuyorsunuz?
Bu devletin Başsavcısı ve polisi, bu yasadışı seçim faaliyetine karşı niye sessiz ve seyirci kalıyor?
Bu devleti ve hukukun üstünlüğünü korumak için yemin etmiş olan Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakanı ve milletvekilleri bu çok yönlü saldırıya karşı niye susuyor?
Rum AKEL partisi adayının KKTC 'de kitle toplantıları yapmasına niye engel olmuyorsunuz?
Güneyde, Rum partilerinin yarıştığı AP seçimlerinin Rum devleti seçimleri olduğunu, Halkımızı ilgilendirmediğini, bunun Rum milli hedeflerine hizmet eden bir tuzak olduğunu, dolayısı ile güneye geçip oy kullanılmaması gerektiğini Halka niye açıklamıyorsunuz?