Yazan Sabahattin İSMAİL
Avrupa Parlamentosu'na gönderilecek 6 milletvekili için 9 Haziran'da Rum devletinde yapılan seçimlerle Kıbrıs Türk Halkına bir tuzak kurulmuştu.
Rum yönetimi, AB ve içimizdeki Türkiye- KKTC karşıtı 5. Kol'un hedefi Kıbrıs Türklerinin, Rum devleti vatandaşı olarak Güneydeki seçimlere katılmasını sağlamaktı.
Bunu başarırlarsa, tüm Dünyaya " bakın, Türkler Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kendi meşru devletleri olarak tanıyor. Rum egemenliğine girmeyi kabul ediyor. KKTC'yi reddediyor" diyeceklerdi.
Türklerin Rum seçimlerine katılıp oy kullanması için komünist partiden, Yeşillerden ve iki toplumlu bir partiden, Rum papağanı 3 işbirlikçiyi aday gösterdiler.
Türk kimliğini reddeden ve kendilerini "Türkçe konuşan Kıbrıslı veya Kıbrıslıtürk" olarak tanımlayan bu adaylar, KKTC'de ve sosyal medyada aylarca yoğun Türkiye-KKTC karşıtı propaganda yaptı.
AB tarafından fonlanan İnsan Hakları Platformu üzerinden medyaya ve propaganda çalışmalarına milyonlarca Euro akıtıldı, köy köy gezildi, otobüsler tutuldu, halk oy kullanmak için Rum devletine taşınmak istendi.
DEMEÇ MİLLİYETÇİLERİ SEYRETTİ
KKTC 'de iktidarda olan demeç milliyetçileri ise, tüm tepkimize karşın, egemenliğimize yönelik bu saldırıyı sadece seyretti. Halkımızı Rum, AB ve 5. Kol'un kara propagandasına terk etti.
Sadece ben ve bir avuç mukavemetçi bu tuzağı bozmak ve halkın tuzağa düşmesini önlemek için çalıştık. Halkı bilgilendirici ve uyarıcı yayınlar yaptık, Rum seçimlerine katılmamasını istedik.
Halkı bilgilendiren ve uyaran tek bir açıklama bile yapmayan iktidardaki sahte milliyetçilere rağmen, Halk bizi dinledi ve Rum seçimlerine katılmadı.
MANKURTLAR SEÇİLEMEDİ
Rum partilerinden aday olan 3 işbirlikçi mankurt çok gülünç oylar alarak seçilemedi.
Devamlı teşhir ettiğim AKEL adayı Niyazi Kızılyürek, AKEL kuyrukçusu CTP desteğine rağmen, ancak 4485 oy, iki toplumlu VOLT partisi adayı Hulusi Kilim 621 oy ve Yeşiller'in adayı Oz Karahan 367 oy alabildi.
Utanmadan Kıbrıs Türk Halkını temsil ettiklerini iddia eden bu işbirlikçiler, Halktan büyük bir tokat yediler, bütünüyle rezil rüsva oldular.
KKTC nüfusu 450 bin iken, Rum yönetimi kimlik ve pasaport verdiği 103,269 kişiden oluşan özel bir seçmen listesi hazırladı.
2019'da bu sayı 80,862 bin idi.
2019'da 5804 "Türk" güneye geçip oy kullanmıştı
Önceki günkü seçimlerde ise seçmen sayısı 22 bin artmasına karşın oy kullananların sayısı 5.523'de kaldı.
Bu da toplam KKTC nüfusu içinde yüzde 1 bile yapmıyor.
Bu kişilerin en az 3.000'i güneyde yaşayan, Güneyde çalışan, güneyle ticaret yapan, yani güneye mideden bağlı olanlardan oluşuyor.
Geri kalanı ise AB/ABD ve Rum'un fonladığı iki toplumlu gurupların üyelerinden, Rum komünist partisi "AKEL kuyruğunda maşrappa" olan teslimiyetçi CTP'nin ve işbirlikçi sendikaların beyinlerini yıkadığı kişilerden oluşuyor
"Kıbrıs Cumhuriyeti" kimliği ve pasaportu alan yaklaşık 98 bin kişi gidip oy kullanmadı.
PASAPORTLAR, AMBARGOLARI KIRMAK İÇİN
Bu da " Kıbrıs Cumhuriyeti" pasaportu/kimliği alan kişilerin, bu pasaportları, Rum devletini destekledikleri için değil, ambargo ve izolasyonları kırmak, vizesiz seyahat etmek, çocuklarına AB ülkelerinde beleş eğitim yapma imkanı sağlamak için aldıklarını kanıtlıyor.
Bir başka deyişle, "Kıbrıs Cumhuriyeti" kimliği/pasaportu olan 103 bin kişinin 98 bini KKTC’ye sahip çıkıyor, Rum egemenliğini reddediyor...
2019 seçimlerinde 25 bin Rum da Niyazi'ye oy vererek kazanmasını sağlamıştı. Bu seçim Rumlar ne ona, ne de diğerlerine oy vermeyerek seçilmelerini engelledi
Bu da ne denli işbirlikçi olurlarsa olsunlar, ne denli Türklüklerini inkar ederlerse etsinler, Rumlara yaranamayacaklarını yeniden kanıtladı.
Türkçe isim taşımaları bile Türklerden nefret eden Rumlardan veto yemelerine yeterlidir.
AYRI EGEMENLİK ŞART
Bu sonuçlar, birleşik bir Kıbrıs'ta, birleşik seçmen listesi ve birleşik tek seçim olursa, Rumların nüfus çoğunluğuna dayanarak Türkleri bütünüyle dışlayacaklarının, Türklerin siyasi iradesini yok edeceklerinin ve kendi iradelerini dayatacaklarının en yeni örneği olmuştur.
Kıbrıs Türk Halkının kendi iradesini koruması, kendi temsilcilerini kendisinin seçmesi, ancak ve ancak kendi ayrı devletinde BAĞIMSIZ ve EGEMEN bir halk olarak yaşaması ile mümkündür.
Bu seçimin bir diğer dersi de budur. Halkımız bunu bir kez daha net şekilde görmüş ve Rum seçimlerine katılmayarak KKTC’ye sahip çıkmıştır.
ELAM ZAFER KAZANDI
Rum devletindeki bu seçimin galibi hiç şüphesiz yabancı göçmen karşıtı, Türk düşmanı, ırkçı, paramiliter, federasyon karşıtı, Kilise destekli ELAM ( Rum Ulusal Kurtuluş Cephesi) adlı faşist parti ile EOKA B'cilerin partisi DİSİ olmuştur.
Elam 2009 AP seçimlerinde %0.2,
2016'da %3.7 ,
2021 Rum genel seçimlerinde %6.8,
dünkü seçimlerde ise % 11.2 oy alarak oylarını ikiye katlamıştır.
Komünist AKEL adayı Niyazi Kızılyürek'in kaybettiği koltuğu, faşist ELAM kazanırken, EOKA'cıların partisi DİSİ de 2 milletvekili kazanmıştır.
Diğer 2 sandalye ise Türklük ve federasyon karşıtı Rum partilerinin olmuştur.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM
Avrupa genelinde olduğu gibi, Rum devletinde de Türk düşmanı ve yabancı karşıtı sağcı partiler toplamda yüzde 70 civarında oya ulaşmıştır
Bu ise federasyon hayallerini daha da derine görmüş ve tek gerçekçi/ kalıcı çözümün TANINMIŞ İKİ AYRI DEVLETE DAYANAN bir uzlaşı olduğunu yeniden herkese göstermiştir
Türkiye ve KKTC, bu milli politikadan milim geri gitmemelidir.
KKTC 5 yıl sonraki seçimlerde aynı rezillikleri yaşamamak için gerekli yasal düzenlemeleri şimdiden yapmalıdır.
Rum seçimlerinde, Rum partilerinden aday olanların vatandaşlıklarını iptal edecek ve KKTC 'de seçim faaliyetleri yapmalarını yasaklayacak düzenlemeler süratle Meclisten geçirilmelidir.