İKLİM YALANINDA MEHDİLİK VAR!

YAZARLAR

AKLIMIZI ALIYORLAR

Yazan Muammer KARABULUT Kudüs İbrani Üniversitesi Prof. Philip Wexler 18 Eylül 2019 tarihinde, “İklim değişikliği konusunda CHABAD(*) Lubavitcher Rebbe'den hâlâ öğrenebileceklerimiz var.” başlıklı bir yazı yazdı. Onun sayesinde CHABAD’ın iklim değişikliğinin neresinde olduğunu ve nereye koyduklarını da öğrendik. Wexler yazısına Suudi Arabistan'daki rafineri yangını ile Amazon ve Endonezya'da alev alev yanan ormanların birbiriyle bağlantısız olmadığına dikkat çekerek başlamış. Ve konuyu kısaca iklim değişikliğine getirerek, “küresel toplumun evrensel çıkarları belirli bireylerin, grupların ve ulusların dar çıkarları tarafından tehdit” edildiğini belirtmiş. Ardından da, “Peki ekolojik ve dini ideolojiler illa ki birbiriyle çelişmek zorunda mıdır”, sorusunu sormuş. Zaten yazının amacı da açıkça bilimsel olarak doğrulanmayan iklim krizinde CHABAD’a rol vermek. Üstelik bu rol verme işini yazarken karşı çıkan insanları, “belirli bireyler”, “grup” dediklerini ise kendilerine karşı gelen örgütlü güçler ve egemenlik haklarını bırakmak istemeyen ulus devletlerini de küçülterek, “ulusların dar çıkarları” olarak belirtmiştir.

Gelelim CHABAD’a nasıl rol verdiğine;

Lubavitcher CHABAD hareketinin ruhani lideri olarak kabul edilen Haham Menachem Mendel Schneerson(**) iklim örneğinin ekoloji ile CHABAD dinini daha doğrusu örgütlenmesini kast ederek çelişmediğini söylüyor.

Açıklık getirmek için de, Başkan Ronald Reagan'ın göreve başlamasından sadece birkaç ay sonra 15 Nisan 1981 tarihinde, Haham Schneerson uydu televizyonundan canlı yayınlanan bir konuşmasında iklim konusunu doğrudan ele aldığına günderme yapıyor.

Haham Schneerson’un sözlerini yüceltmek için de, 1981 yılında medya döngüsündeki gelişmeleri şöyle açıklamış;

Yeni yönetimin açık deniz sondajı ve nükleer enerjiyi tercih ederken, güneş enerjisi geliştirme fonlarını kesmesine ilişkin endişelerle ilgili haberlerle çalkalanıyormuş. Sovyetler Birliği'nin en büyük petrol ihracatçısı haline gelmesiyle birlikte 1970'lerde yaşanan petrol şokları, enerji güvenliği ve çevre güvenliğinin birbiriyle yarışan önceliklerini, iç ve dış politika kaygılarını karşı karşıya getirecek gibi görünen bir krize dönüştürmüş. Aynı zamanda bahsettiği tarihte, “küresel ısınmayla ilgili erken uyarılar” da manşetlere çıkmaya başlamış.

İşte bu bağlamda CHABAD’ın ruhani lideri Schneerson hem eski hem de belirsiz bir Yahudi uygulamasına işaret ederek, kelimelri yuvarlıyor ve buna bir çözümün el altında olduğuna dair bir ipucu veya hatırlatma olarak gösteriyor.

Prof. Philip Wexler CHABAD’ın mehdi olarak gördüğü Schneerson’u yüceltmek adına ilaveten Talmud’dan alıntı yapıyor. Ve Talmud şöyle der: “Güneşi kendi döngüsü içinde gören kişi... 'Mübareksin [Sen]... Yaratan' diye okur. Peki ne zaman? Abaye dedi ki: Her 28 yılda bir, döngü tamamlandığında... (Berakhot 59B)”

Wexler Yahudi takviminde oldukça nadir görülen bu olay Schneerson'un liderliği sırasında iki kez meydana geldiğini belirtiyor. Bu tarihler, 1953'te ve 1981'de, söz konusu televizyon konuşmasını yapmasından sadece birkaç gün önce.

Schneerson'a göre, enerji güvenliği ve çevre güvenliği birbiriyle rekabet halinde değildir. Güneş enerjisi çözümlerine yapılacak ulusal yatırımlarla her ikisine de öncelik verilebilir.

Kendi sözleriyle: "'Güneşin kutsaması' bize güneşten faydalanmak için açık ve net bir yolumuz olduğunu tekrar ve daha da vurgulayarak hatırlatıyor... Bu, ulusun özellikle güney bölgelerinde çok büyük bir bolluk içinde sahip olduğu bir kaynaktır...Tüm bunlar, Tanrı'nın yardımı ve Tanrı'ya olan inanç temeline dayandırılırsa başarılabilir... O zaman, buna karşı çıkarak kişisel çıkar elde edebilecek insanların meydan okumalarını hesaba katmayacağız ve nispeten kısa bir süre içinde ulus, topraklarında petrol bulunan küçük derebeyliklere kulluk etmekten kurtulacaktır." diyor. Fosil yakıt veya mineral yakıt, hidrokarbon ve yüksek oranlarda karbon içeren doğal enerji kaynağı olarak bilinen, kömür, petrol ve doğalgaz’ın devri kapandığına işaret ediyor. Dolayısı ile yüz yıldır doların petrol karşılığının da bittiğini söylüyor.

Wexler, Vatikan tarafından Katolik Hristiyan olsa Aziz yapılacak olan CHABAD’çı Schneerson’un iklim değişikliğine ilişkin tüm konuşma konularına 1981 yılında olduğuna dikkat çekerek, 2019 yılında geçerliliğini koruduğuna vurgu yapıyor. Tabii ki bu yazıyı 2023 yılının Eylül ayında yazmış olsa hiç kuşkusuz daha da yüceltirdi.

Diğer taraftan ise Wexler bir sosyolog olarak, Schneerson'un iklime ilişkin müdahalesini, sadece bir Hasidik hahamın jeopolitik ve enerji politikası hakkında televizyonda İbranice bir konuşma yapması beklenmeyeceği için ilgilendirmiyor. Onu ilgilendiren, Yahudi dininde Schneerson’u Mehdi olduğu ve bunu din sosyolojisi açısından da kanıtlamaya çalışıyor. Eğer kanıtı inandırıcı bulunursa insanları etkilemenin çok daha kolay olacağını biliyor.

CHABAD’çı sosyologun verdiği iklim örneğinde olduğu gibi daha çok, hem dünya görüşünün geniş kapsamını hem de bu görüşün temelini oluşturan sosyal, ahlaki, manevi ve dini anlayışı örneklediği için, Schneerson'ın hem yaşadığı dönemde hem de ölümünden bu yana geçen on yıllar boyunca sahip olduğu kalıcı cazibeyi anlamanın anahtarı olduğuna inandırmaya çalışıyor. O anahtar hiç kuşkusuz Schneerson’un mehdiliğidir.  

CHABAD’çı Prof. Philip Wexler, Schneerson’u mehdi olarak gösterirken Max Weber’in bu alandaki öncü çalışması olarak gördüğü, "Din Sosyolojisi"nde, peygamber olarak etiketlenme eğiliminde olan dini figür tipine ilişkin özellikle incelikli ve yerinde bir değerlendirme de sunar. Sosyolojik bir bakış açısıyla peygamberlikten bahsetmek, doğaüstü telepati güçlerine olan inancı ifade etmek değil (ya da onları dışlamak da değil), daha ziyade toplumsal değişimin ayırt edici ve olağanüstü bir aracısını tanımlamaktır. Anlaşılacağı üzere, "Peygamber için," diye yazan Weber, "hem insanın hem de dünyanın yaşamı, hem sosyal hem de kozmik olaylar, belirli bir sistematik ve tutarlı anlama sahiptir." Anlamı kılan da Schneerson’dan başkası değildir. Yine bu bağlamda Wexler, Amerikalı Yahudi düşünür Rabbi Abraham Heschel’in bir yazısını hatırlatarak; "Peygamberlik düşüncesinin temel görevi dünyayı ilahi odağa getirmektir." diyor. Burada, TEK DİN CHABAD dini ve onun peygamberi de Menahem Mendel Schneerson’dur.

Wexler bu durumu da yeni kitabında (***), “Schneerson tam da bu türden belirgin bir peygamberlik yönelimine sahipti.” diyerek iddia ediyor. Wexler yazısında tekrar Schneerson’un 1981'deki konuşmasına dönerek, daha önce birçok kez atıfta bulunduğu Midraşik(****) bir öğretiye dayandırdığı ekolojik yaklaşımın belirgin dindarlığında çok iyi yansıttığını da belirtiyor. Devamında da Midraşik yorumculardan birinin ifade ettiği gibi, "her şeyin 'tikun'a ihtiyacı vardır." Her şeyin mükemmelleştirilmesi, düzeltilmesi ve tamamlanması gerekir. Bu, insanlığın "yaradılış işinde Tanrı'yla ortak", yaratılışta ortak olmasının yolunu açacağını iddia ediyor. (Şabat 119b)

Wexler CHABAD’ın peygamber ilan ettiği Schneerson'u destekler, onu Yahudi din sosyolojisi içinde teolojik yer edindirir yanına dönüştürücü ekolojik anahtar rolünü de verir.

Yahudilerin sadece ritüel bir eylemi gerçekleştirmeden önce değil, yemekten önce ve sonra da kutsama ("brachot") uygulamasında yattığını hatırlatan Wexler, bir kutsamanın dile getirilmesiyle, yemek yemek ilahi beslenmenin mistik bir eylemine dönüşeceğini örnek olarak vererek, Schneerson'un sözleriyle: "Tanrı'ya övgüyü başlatırken, sanki kişi Tanrı'yla ilişki içinde bir verici ve sağlayıcı haline gelir... [yemek] böylece aynı zamanda Yüce İnsan'ın da yiyeceği haline geleceğini” belirtir.

Wexler’in yukarıdakiler yazısını referans göstererek, Schneerson'ın güneş enerjisini teşvik etmesini bir kutsama ile ilişkilendirmesi bizi şaşırtmamalıdır. 8 Nisan 1981'de büyük bir kalabalık - erkekler, kadınlar ve çocuklar - "güneşin kutsanması "nı okumak için ona katılmış. Parlak mavi bir gökyüzünde parlayan bir güneş altında yükseltilmiş bir platformdan kalabalığa hitap etmiş. Bir hafta sonra, ulusal bir güneş enerjisi gündeminin yüce pratikliğini gündeme getirirken Schneerson, bazı inananların bu tür jeopolitik zorlukları, "Tanrı'nın sorunu" olarak görmeyebileceğini belirtmiş. Ancak, hahamlık ve Hasidik öğretiler hakkındaki derin bilgisinden yararlanarak, tüm ilişkilerimizin - başkalarıyla, dünyayla ve Tanrı ile - temelde karşılıklı olduğuna ısrar eder... Schneerson'ın kendi sözleriyle: "Bu durumda eksik olan şey insanlığın katkısıdır." Ona göre, başta güneş ışığı olmak üzere tüm doğal kaynaklar kesinlikle ilahi armağanlar olarak görülmelidir, ancak bu bizi insan olarak sorumluluklarımızdan muaf tutmaz. Tanrı'nın armağanlarını kabul etmek yeterli değildir. "Yaratılışın ortakları" olarak rolümüzü yerine getirmesi gerektiği inancındadır. (bkz)

Prof. Philip Wexler iklim değişikliği başlıklı yazısında konuyu CHABAD’çı Menachem Mendel Schneerson’un getirdiğini yazarken, daha önemli hadisenin, onun Hz. Mehdi ilan edilmesi olduğunu dolayısı ile bu özelliklerle anılmasını ve kabul edilmesini istemesidir. Çünkü mehdilik hem kavram hem de güç olarak inanalar açısından önemli ve etkili bir kavramdır.

“ALLAHIN KRALI OLACAKLAR”

O zaman Yahudi dini açısından, CHABAD’ın Türkiye’de pompalandığı Adnan Hocacılara yazdırılan mehdiliğe bakacak olursak; Rambam (*****) Moşiyah [Hazreti Mehdi (as)]’ın, Musa (as) dışında diğer tüm peygamberlerden daha üstün manevi özelliklere sahip olacağını belirtmiştir. Fakat, Tanhuma’ya göre, Moşiyah [Hazreti Mehdi (as)], Musa’dan da üstün olacaktır. (Tanhuma, Toldos”, 14.)

Moşiyah [Hazreti Mehdi (as)]’ın liderlikte Musa’yı da geçecektir, çünkü kurtarıcı peygamberliğe değil, fakat Allah’ın Krallığına hakim olacaktır. (Akeidas Yitzchak, “VaYeishev”; Abarbanel’in Yeşaya 52:12 tefsiri; R.Yonasan Eibeshutz, Ye’aros Devash, cilt. 2, derashah 2.)

Herkes, Moşiyah [Hazreti Mehdi (as)]’ın, Süleyman’dan üstün olduğu konusunda hemfikirdir. Dahası, Moşiyah [Hazreti Mehdi (as)] sadece konuşarak etkisiz hale getirme yeteneğine sahip olacaktır. Rambam’ın “Iggeres Teiman”’da haber verdiği gibi, “... dudaklarından çıkan nefes ile kötüleri yok edecektir.” “Kötüleri soluğuyla öldürecek.”(Yeşaya 11:4)(bkz)

Rambam aynı zamanda şöyle yazmıştır;

“O Kral [Moşiyah] yüce olacaktır, Siyon’da yaşayacak, adı yüce olacak ve hatırası uluslar tarafından Süleyman’dan daha fazla korunacaktır. Tüm milletler onunla barış yapacak, tüm topraklar ona hizmet edecek... ona karşı çıkanı ise Allah yok edecek... ve onun eline teslim edecek. (“Perek Helek” tefsiri)

Moşiyah [Hazreti Mehdi (as)]’ın liderlikte Musa’yı da geçecektir, çünkü Kurtarıcı peygamberliğe değil, fakat Allah’ın Krallığına hakim olacaktır. (Akeidas Yitzchak, “VaYeishev”; Abarbanel’in Yeşaya 52:12 tefsiri; R.Yonasan Eibeshutz, Ye’aros Devash, cilt. 2, derashah 2.)

Herkes, Moşiyah [Hazreti Mehdi (as)]’ın, Süleyman’dan üstün olduğu konusunda hemfikirdir.

Dahası, Moşiyah [Hazreti Mehdi (as)] sadece konuşarak etkisiz hale getirme yeteneğine sahip olacaktır. Rambam’ın “Iggeres Teiman”’da haber verdiği gibi, “... dudaklarından çıkan nefes ile kötüleri yok edecektir.”

“Kötüleri soluğuyla öldürecek.”(Yeşaya 11:4) (bkz)

Rambam aynı zamanda şöyle yazmıştır; “O Kral [Moşiyah] yüce olacaktır, Siyon’da yaşayacak, adı yüce olacak ve hatırası uluslar tarafından Süleyman’dan daha fazla korunacaktır. Tüm milletler onunla barış yapacak, tüm topraklar ona hizmet edecek... ona karşı çıkanı ise Allah yok edecek... ve onun eline teslim edecek. (“Perek Helek” tefsiri) (bkz)

Artık burada sorulması gereken soru, -bugüne kadar iklim değişikliğini peygamber ilan edilen bir kişinin konuşması olarak kim gördü?

Evet görmediğimiz asıl iklim değişikliği yalanın temelinde ve/veya temelinde olmasını istenen bazen TEK DİN denilen ve aslında TEK İNSAN olan CHABAD üzerinden böylesi bir sapkınlık var.

Ve yeni teknolojinin getireceği nüfus azaltmada bunların mehdi yalanları ile çok fazla örtüşüyor.

Bilimsel diye her türlü veriyi kabul edip onun üstüne de, “din sosyolojisini” koymak, görünürde inanç dünyası için çok etkili olsa da her tarafında çok kolay çözülecek ve gizlenmeyecek yalanlar var.

Hizmet ettikleri ise ne Hz.Musa ne Hz.Nuh ne de Tanrı, güçlerini küresel kan emcilerden DOLAR olarak alıyorlar, onlardan besleniyorlar.

CHABAD’ın peygamberine göre de kendilerinden olmayan yabancılar, “goy” adı verdikleri topluluklar ise oların yalanına inanması gerekiyor.

Tabii ki neye inanıyorlarsa inansınlar, bu onların inanç ve düşünce özgürlüğü diyebiliriz. Fakat bu özgürlükleri en basitinden bana bir virüs yalanı ile maske taktıracak, sokağa çıkartmayacak ve zorla genlerimi değiştirecek LNP teknolojisi ile modRNA sıvısı yaptıracaksa buna hayır deme özgürlüğüm de var. Diğer tarafta yine İNSANLARIN, CHABAD’ın peygamberini tanıma ve aynen planlı salgında olduğu gibi sorgulamadan kabul etme özgürlüğü de var. Ama yazının başlığı olan iklim çerçevesinde dikkat çekmek istediğim diğer bir hususta; CHABAD peygamberini yadsıyacak ve Prof. Philip Wexler’in tezlerini zayıflatacak, Avustralyalı jeolog Prof. Ian Plimer'in, “Büyük Elektrik Dalgası ve İklim Değişikliği Yanılgısı” kitabında, iklim değişikliği konusunda bilim insanlarının yanılgısından ve ezici şüphesinden bahsetmek isterim. İlgili haber 5gvirusnews de 17 Kasım 2020 tarihinde yayınlandı. (bkz)

KÜRESEL ISINMA EN BÜYÜK BİLİMSEL YALAN

Jeolog Plimer çoğu meslektaşlarının, insan kaynaklı küresel ısınma tehlikesinin henüz uzak ihtimal olduğunu söylüyor. Bunun da tüm zamanların en büyük bilimsel sahtekarlık olduğunu ve gelecek nesillerin de çok ağır bedel ödeyeceğini iddia ediyor.

Ve ekliyor, 50 yıllık bilimsel kariyerimde, bilim insanlarının yüzde 97'sinin hemfikir olduğu bir hipotez görmedim.

Plimer herhangi bir bilimsel konferansta, hiçbir konuda hemfikir olmayan, veriler hakkında tartışan, verilerin nasıl toplandığı ve verilerden elde edilen sonuçlar hakkında tartışan tartışmacı topluluklar vardır. Şüphecilik tüm bilimin temelini oluşturur, bilim, tekrarlanabilir doğrulanmış kanıtlarla desteklenir ve bilimsel sonuçlar, ellerin, fikir birliğinin, politikanın veya duyguların gösterilmesine dayanmaz. Tıpkı avukatlar, bankacılar, sendikacılar, politikacılar ve diğer tüm alanlardaki kişiler gibi bilim insanları da dürüst veya onurlu olduklarını iddia edemezler. Bilim insanlarının çeşitli alanda savaşan liderleri, takipçileri ve düşmanları da vardır. Bilim insanları, bağımsız olmak için eğitildiklerini iddia ettiği için, toplumda birçok kişiden farklıdır.

Tabii ki yüzde 97 rakamı, vergi mükelleflerinin finanse ettiği araştırma hibeleriyle desteklenen, “bilim” yayınlayan, insan kaynaklı küresel ısınmayla ilgilenen 10.257 kişiye gönderilen bir anketten elde edildi.

-Bu yüzde 97.1 rakamı nasıl belirlendi?

-11.944 yayınlanmış makalenin “incelemesi” ile.

Bu makalenin gerçek bilim insanları tarafından yapılan sert eleştirel analizinin bir parçası olarak, orijinal 11.944 makale okundu ve okuyucular taban tabana zıt bir sonuca vardılar.

11.944 makaleden yalnızca 41'i, 1950'den beri ısınmanın çoğuna (yüzde 0.3) insanların neden olduğunu açıkça belirtti.

İklim değişikliği konusunda Bill Gates’in gelecek için kaygıları, Prof. Ian Plimer’in yapılan bir araştırmaya mercek tutması ile karşılaştırıldığında ortada %97 bir anlaşmazlık var.

Bu anlaşmazlık çözülmeden, kamuoyuna iklim değişikliğinin tehlikesinden bahsetmek sanırız yeni bir operasyonun habercisi gibi duruyor. Bakalım koronavirüs gibi iklim değişikliğinin arkasından hangi, “aşı” çıkacak?

O zaman peygamber ilan edilen Menahem Mendel Schneerson ile bilim insanı olmayan Bill Gates de %97 yanılgı içindeydi. O çarpık düşüncede yalnızca CHABAD’ın uydurduğu TEK DİN’i ve bir de CABAD’ın Nuh’un gemisine bindireceği yaratıklar var. Eğer, “goy” olarak önce, o yaratık olma şansını ve daha sonra da bir “goy” olarak Nuh’un gemisine binme şansını kendinizde görüyorsanız yolunuz açık olsun diyorum.

Ayrıca, CHABAD’a inanmayan hahamlar tasfiye ediliyor ve onların tarihi sinagoglarına el koyuluyor! Türkiye’de de, önce Rusya’da olduğu gibi kadim Türkiye Hahambaşlığını ele geçirmek var. Yine BM Genel kurulu sırasında Erdoğan’ın ABD’deki CHABAD’ın başkan yardımcısı Levi Shemtov ile görüşmesi ve görüşmede CHABAD örgütünün Türkiye temsilcisi yani Antakya’daki tarihi parşömenleri çalan Mendy Chitrik’in de olması büyük talihsizlik olarak görüyorum.

Resim: Yer ABD’deki 821 no’lu Türkevi’nin önü, VOV’a demeç veren ABD’deki CHABAD’ın başkan yardımcısı Levi Shemtov, solda görünen ise CHABAD örgütünün Türkiye temsilcisi yani Antakya’daki tarihi parşömenleri çalan Mendy Chitrik.(bkz)

Haber resmi ; Mesih burada, Sadece iyilik ve nezaket ekleyin Çok yaşa Rebbe Kral Mesih sonsuza dek.

Yahudi eskatolojisinde maşiah ya da "Mesih" terimi özellikle Davut soyundan gelen, Yahudi ulusunu kurtarması, kutsal mesh yağıyla meshetmesi ve Mesih Çağı boyunca Yahudi halkını yönetmesi beklenen bir Yahudi kralını ifade eder. (bkz)

 (*) CHABAD; Yahudi dünyasında tam adıyla CHABAD-Lubavitch olan örgüt, bir tarikat gibidir. CHABAD, özellikle politik sosyal yardım faaliyetleri nedeniyle dünyanın en tanınmış, en çok yayılan ve en büyük Hasidik Harekettir. Çıkış yeri Polonya asıllı Haham Liadili Shneur Zalman Baruchovitch (1745-1812) tarafından 18. YY sonlarına (1775) doğru Rusya’da kurulmuş ve bütün Rusya’yı etkisi altına almıştır. CHABAD 1930'larda, hareket merkezini Rusya'dan Polanya’ya, II. Dünya Savaşının başlaması ile bu sefer de merkezini Amerika Birleşik Devletleri'ne taşıdı. Günümüzde ise merkez olarak ABD ve İsrail’i kullanıyor.

(**) Menahem Mendel Schneerson (18 Nisan 1902-12 Haziran 1994); CHABAD hareketinin en güçlü isimlerinden olan Rusya İmparatorluğu doğumlu ruhani liderleri aynı zamanda Moşiyah yani Yahudilerin beklediği büyük kurtarıcı Hz. Mehdi olarak kabul edilmektedir.

(***) Midraş (İbranice: מדרש‎); Yahudilikte kutsal metinlerin haftalık sinagog toplantılarında okunması ve dinleyicilere ders olarak verilen eşlik eden açıklamalardan oluşan külliyat. Midraş İslami kültürde tefsir ile eşdeğerdir. Aynı zamanda bu amaçla yazılan kitaplara da midraş denir.

(****)Prof. Philip Wexler ile Eli Rubin ve oğlu Michael ile birlikte yazdığı, Social Vision: The Lubavitcher Rebbe's Transformative Paradigm for the World/ Lubavitcher Rebbe'nin Dünya için Dönüştürücü Paradigması (Jewish Spiritual Traditions and Contempo)

Kitap özetinde; Lubavitcher Rebbe olarak bilinen Haham Menachem Mendel Schneerson (1902-1994), 20. yüzyılın en etkili şahsiyetlerinden biri ve Kongre Altın Madalyası'na layık görülen tek hahamdır. Schneerson'ın etkisinin geniş çapta bilinmesine rağmen, bu kitap onun sosyal fikirlerini ve aktivizmini ciddi bir şekilde inceleyen ilk kitaptır. Schneerson sadece küresel bir Yahudi rönesansı tasarlamakla kalmamış, aynı zamanda halk eğitimi, ceza adaleti reformu, kadınların güçlendirilmesi ve alternatif enerjinin de savunucusu olmuştur. Öğretileri, kişiselden küresele materyalizm, yabancılaşma, endişe ve bölücülüğün yerini onurlu ve neşeli bir karşılıklılığın alması için pratik bir yol çizmektedir. Sosyal Vizyon, sosyal gerçekliğin derin yapılarını ve güçlü ideolojiler tarafından şekillendirilme ve yeniden şekillendirilme yollarını araştırıyor. Sosyolog Max Weber'in "kapitalizmin ruhu" olarak "iç dünyacı çilecilik" teşhisi ile yan yana getirilen Schneerson'ın sosyo-mistik dünya görüşü, toplumun evrensel onarımı için dönüştürücü bir paradigma olarak zorlayıcı bir şekilde çerçevelenmiştir. Schneerson'ın konuşma ve yazılarından oluşan kütüphane hacimlidir, ancak eleştirmenler bu damıtmayı sanatsal, ilgi çekici, hırslı, canlandırıcı, ilgili ve zorunlu olarak tanımlamıştır.(bkz)

(*****)Musa bin Meymūn; 30 Mart 1135 – 13 Aralık 1204 Sefaradi Yahudisi filozof, hahambaşı, Talmud bilgini ve çoğaltıcısı. Orta Çağ'ın tartışmasız en önemli Yahudi düşünürüdür. Yahudi bilginler arasında İkinci Musa lakâbıyla veya adının baş harflerinden oluşan RaMBaM adıyla bilinir.

Yorumlar (1)

Ali İhsan 1 Yıl Önce

Bu ne ya...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.