Yazan Muammer KARABULUT
Erken öten horozun başını keserlermiş.
Her şeyin vakti zamanı varmış.
Aslında horozla verilen teşbihte, bir yanlışı görüyorsan, o yanlışın iyice olgunlaşmasını bekle kimseyi uyandırma, uyandırırsan rahatsızlık verirsin ve cezalandırılırsın tehdidi vardır. Cezası ise başın kesilmesidir.
Vakitsiz horozlar sadece tan vaktinde değil, gün içerisinde de oldukça sık bir şekilde ötermiş. Ancak gün içerisinde birçok farklı ses ortama karıştığından ve sabah vaktindeki sessizlik olmadığından dolayı gündüz ötmeleri bu kadar çok ilgi çekmezmiş.
Demek ki horozun erken ötmesi diye bir şey söz konusu değil, horoz her zaman öter.
Yalnızca benzetilen horozun, insanları derin uykusunda olduğu bir zamanda ötmesinin verdiği rahatsızlığı da bir gerçek. Ama “teşbihte hata olmaz” diye bu gerçekle insana verilen uyarı doğru değil. Yani horoz benzetmesi ile her kafadan bir sesin çıktığı bir zamanda konuşmanın doğru olacağı anlatılıyor.
Kişiden kişiye değişen günlük koşuşturma başladığı zamanlarda söz de duyulmuyor. Anlatılanlar ne kadar doğru olsa da kaynayıp gidiyor. O zaman buradaki asıl hadise, doğruları söyleyerek veya gelecekle ilgili bir olumsuzluk ve zarar görülüyorsa insanları derin uykudayken uyandırmak daha faziletli bir gibi gözüküyor.
Uyandırmak her zaman iyidir. Uyanan uyanır. Zaten herkesin uyanması diye bir şey söz konusu değil. Bu gerçeği de en iyi erken öttüğü için başı kesileceği söylenen horoz söylüyor.
Hangimiz geçmişe bakıp da “ah” çekmedi?
Zekai uslu 2 Yıl Önce
İyi olmuş