BUNLAR NASIL KADIN?

YAZARLAR

"GAZZE’Yİ GERİ ALMA ZAMANI" REBBE: HaMaaseh HuHaIkar [Asıl olan eylemdir].

Yazan Muammer KARABULUT

İsrail'in Gazze’den, "ayrılmasından" on üç yıl sonra, Brooklyn'deki Crown Heights Chabad bölgesinden gelen bir çağrı vardı. O çağrı Brooklyn'in Chabad bölgesinden bir kadın grubundan geldi. Israel National News - Arutz Sheva’da 25 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanan bir habere göre,(bkz) İsrail hükümetini Lubavitcher Rebbe'nin(*) tavsiyesine kulak vermeye ve Gazze'yi geri almak için harekete geçmeye çağrıyordu.

CHABAD kadınlarının yaptığı açıklamada, İsrail'in Güvenliği ve Bütünlüğü İçin Crown Heights Kadınları olarak İsrail Hükümetine, Gazze'deki, Sderot(**)bölgesine ve Güney İsrail'deki Yahudi dostlarımıza karşı yürütülen amansız saldırıya karşı olumlu adımlar atılmasını istediler. Diğer bir deyişle “müdahale edilsin” çağrısı yaptılar.

DÜNYADA SAVAŞ İSTEYEN CHABAD KADINLARI…

Savaş isteyen CHABAD Kadınları Gazze’nin Gush Katif bölgesinden(***) 2014 yılında ki çekilmeyi hatırlatarak, açıklama yaptıkları günün haftasını, “aptalca sürülüşün talihsiz yıldönümü” olarak görüp, “bunu ve ardından gelen savaşları ve terörizmi hatırlamak yeterince cesaret kırıcı ancak mevcut olaylar ışığında, Savunma Bakanı Liberman'ın Gazze'ye açılan kapıları yeniden açmayı vaat ederek Hamas'ın önüne başka bir havuç atmayı önermeye cüret etmesi bizi dehşete düşürüyor! Sopaya uzanmanın ve Gazze Şeridi'ni geri alarak, Kanun ve Düzeni yeniden tesis etmenin zamanı gelmiştir.” mesajı veriyorlar.

“UTANMAZ NETANYAHU”

Son bir aydır Gazze’deki vahşetin kışkırtıcıları arasında yer aldığı anlaşılan CHABAD kadınlarının yaptığı açıklamada dikkat çeken diğer bir hususu ise şöyle; Başbakan Netanyahu'nun geçen hafta Sderot'ta yaptığı açıklamaları yorumlamazsak ihmalkâr davranmış oluruz. Muhtemelen oraya, Hükümetin arkalarında olduğu konusunda bölge sakinlerine güvence vermek için gitti. Bunun yerine hiç utanmadan onlara, "uzun sürecek bir kampanyaya hazırlıklı olmalarını" tavsiye etti. Çünkü Gazze'yle olan çatışmayı bir tür, "tek yumrukla bitmeyen darbeler alışverişi". olarak değerlendirdiler.

Ayrıca(bkz)CHABAD’lı kadınların ek olarak verdiği Netanyahu’nun Sderot’da yaptığı açıklamada, “100 yıldır terörle mücadele ediyoruz; Biz bununla güçlü bir şekilde mücadele ediyoruz…Burası şu anda İslami terörizm ile Yahudilerin devleti arasındaki çatışma hattıdır ve biz kazanmaya kararlıyız. Bu, henüz bitmemiş olan karşılıklı darbeleri gerektiriyor.” diyor.

Burada ilk kez rastladığım ise CHABAD’lı kadınların Netanyahu’ya, “utanmaz” demeleri ve açıkça Gazze konusunda sorunun tek bir seferde yapılacak olan savaşla çözüleceğini söylemeleridir.

KIRILMA NOKTASI SDEROT

CHABAD’lı kadınların savaş istemelerindeki gerekçe ise Sderot sakinlerinin yirmi yılı aşkın bir süredir ateş altında yaşamak zorunda bırakıldığını düşünmeleridir. İşte bu bağlamda CHABAD kadınları, Netanyahu'nun yorumlarını şaşırtıcı derecede duyarsız bularak, yapılması gerekenin savaş isteğinin Gazze’ye ve/veya Hamas’a, “bir yumruk gibi” hissettirilmesini istiyorlar. Zaten bu istekte yaptıkları açıklamada, Netanyahu’nun sözlerini eleştirerek, “kendisinden önceki neredeyse tüm İsrailli liderlerin, terörizme yetersiz tepki vermenin dünyanın sempatisini çekeceğine ve nihayetinde müzakereler ve gelecekteki 'barış' anlaşmaları açısından İsrail'in lehine işleyeceğine inanma hatasını takip” ettiğin belirtiyorlar.

Normal insanların akıllarından dahi geçirmeyeceği açıklamanın devamında ise “Bu teori sadece dost kazanmakta başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda binlerce Yahudi'nin hayatı, belediyenin büyümesi ve gelişmesi pahasına İsrail'in topraklarından ve güvenliğinden giderek daha fazla feragat etmesi için baskı oluşturdu. Geçen hafta Knesset'te yapılan oylamada Başbakan ve Savunma Bakanı'nın savaş ilan etme yetkilerinin iptal edilmesi, bu tür yanlış düşüncelerin tersine çevrilmesi yönünde atılmış yeni bir adım olarak görülüyor. Umarız bu, Yahudi Halkının, seçilmiş bir hükümet tarafından korunan, tehditten uzak ve güvenli bir şekilde Anavatanımızda yaşama hakkı konusunda ısrar eden ortak sesinin duyulduğuna dair bir işarettir.

Gerçekte bu ses, İsrailli ve Yahudi liderlere siyaseti bir kenara bırakmaları ve her şeyden önce Yahudi yaşamlarını korumaya odaklanmaları çağrısında bulunan Lubavitcher Rebbe'nin görüşleriyle örtüşmektedir.

İsrail’de, Knesset-meclis ve Kabine'nin oylaması, Yahudi Hukuku ile senkronize bir şekilde, Yahudi hayatlarını korumanın bir siyaset oyunu değil, Pikuach Nefesh [hayat kurtarma] yükümlülüğü olduğu anlamına gelmektedir.

Neredeyse her Knesset ve Kabine üyesi, Rebbe'nin Yahudi yaşamlarını korumaya yönelik kilit noktalarının bir kopyasını kağıt üzerinde ve kalplerinde taşımaktadır. Bunlar açık, mantıklı ve Haham'ın bunları ilk söylediği zaman olduğu kadar bugün de geçerlidir:

Güvenlik ihtiyaçlarına karar vermek için siyasi baskı altında olmayan askeri uzmanlara başvurun.

Strateji planlayın ve iş bitene kadar takip edin.

Yahudileri tüm Topraklara, özellikle de en tartışmalı yerlere yerleştirin - ama çok fazla gürültü ve tantana yapmadan - çünkü Yahudi varlığı düşman sızmalarına ve saldırganlığına karşı en iyi caydırıcı unsurdur. Çünkü biz Yahudilerin orada yaşama hakkımıza gerçekten inandığımızı gösterir.

GAZZE’Yİ ALALIM

İsrail’de, Knesset ve Kabine oylaması Gazze'deki krizi ya da Filistin Yönetimi'nin kışkırtma ve terörizmini çözmek için ortaya atılan aynı eski fikirleri tekrarlamak yerine, daha önce hiç denenmemiş bir alternatife şans tanımanın kapısını açıyor: Gazze'nin geri alınmasından başlayarak savaşan liderliği ve tüm direniş odaklarını ortadan kaldırarak, Kanun ve Düzeni yeniden tesis etmek.

Bunu söylemeye gerek yok ama biz yine de söyleyeceğiz: İsrail'deki her anne ve eş, İsrail Hükümeti'nin IDF-İsrail Savunma Kuvvetleri ve Yedek Kuvvetler'deki (Askere çağırma bkz) oğullarının ve kocalarının yanında olduğundan ve onları, görevlerini ve güvenliklerini tehlikeye atacak yarım önlemlerle barışı yeniden tesis etmeye göndermeyeceğinden emin olmalıdır.

Ancak Rebbe'nin sözleriyle ifade edecek olursak, “düşman sizin şafak vakti güç gösterisiyle kalktığınızı ve ilk saldırıyı yapmaya hazır olduğunuzu gördüğünde pes edecek ve sadece Yahudilerin değil düşmanın da hayatını kurtaracaktır!” Sanırım bu da bizlere, 1994 yılında ölen CHABAD’ın baş sapkını olan Mesih dedikleri Rebbe’nin sözleri ile 7 Ekim 2023 günü sabaha karşı olan eylemi hatırlatıyor, hatta taktiği gibi gözüküyor. Ne de olsa bu sözleri söyleyen Mesih!

CHABAD’lı kadınlar yalnızca Netanyahu’yu kışkırtmıyor. Hedefi açıkça Filistin'i yok etmek üstüne kurulu Zehut Partisi’ne de akıl veriyor. Zehut Partisi’nin, “Filistinlilerin tehcir edilmesi, İsrail'in Mescid-i Aksa'da tam anlamıyla egemen olması ve burada bir sinagog inşa edilmesi”(bkz)gibi programları olmasına rağmen CHABAD’lı kadınlar daha da ileri giderek, Zehut Partisi lideri Moshe Feiglin'in(****) sözde 'mülteci' sorununu çözecek planını da eleştiriyorlar.

Feiglin’in planı, Gazze'de ve Filistin Yönetimi altında yaşayan Araplara ya cömert bir çıkış paketiyle başka bir yere taşınma -ki bugünde gündemde- ya da İsrail Devleti'ne ve yasalarına bağlılık yemini ederek kalma seçeneği sunuyor.

Faşizmin en zirvesinde dolaşan CHABAD kadınları ise Feiglin’in bahsettiği, “insanları yozlaşmış liderlerin pençesinden kurtarmakta ve onlara daha iyi bir yaşam vaadi sunmaktadır. İlginçtir ki bu aslında Rebbe'nin 1950'lerin başında sessizce önerdiği bir şeydir. Bunu bir adım daha ileri götürerek, onları Rebbe'nin bahsettiği 7 Evrensel Nuhi Yasası ile tanıştırmanın, liderlerinin İsrail'e karşı mücadelelerini sürdürmek için onlarca yıldır, onlara dayattıkları şiddet ve nefret kültüründen kurtulmalarına da yardımcı olacağını ekleyeceğiz”. sözlerini eleştiriyorlar.  

CHABAD’lı kadınlara göre, Gazze'deki Yahudi varlığının yenilenmesi aynı zamanda 2005 Sürgünü ile yapılan yanlışları düzeltecek ve İsrail'in Güney bölgesine, sahiline ve Sina sınırına barış ve refahı geri getirecektir. Ve duruma karşı gelenler ile ortaya çıkacak itirazlara ve kaçınılmaz şikayetlere gelince… Rebbe bazı bilgece tavsiyelerde bulunuyor: "İsrail'in tek bir yere ya da tüm sınıra yerleşmesi fark etmez..."

CHABAD’ın bir terör örgütü gibi davranan kadınları son olarak, Rebbe'nin hayatı boyunca kullandığı, "HaMaaseh HuHaIkar [Asıl olan eylemdir]." sloganını öneriyorlar:

Şimdi ise asıl olan, o SAVAŞ eylemini yaşıyoruz.

Eğer İsrail’in Gazze vahşetini doğru okumamız, mücadele etmemiz için gerçekleri görmemiz gerekiyorsa CHABAD’ın bu soykırımdaki etkisini görmemiz gerekiyor. Çünkü CHABAD hareketi mikro düzeyde KKTC’de gördüğümüz üzere, mafya, kara para, Nuhi yasalar adı altında yeni misyonerlik ve Mesihcilik oyunu da olmak üzere dünyanın en tehlikeli oluşumudur.

Yukarıdaki satırların hepsi kendi söylemleridir. Özellikle CHABAD ile Netanyahu arasında ki ilişki için(bkz)(bkz)(bkz).

Diyeceksiniz ki CHABAD kadınları bu gücünün nereden alıyor?

O güç Rebbe’ya aittir. Rebbe’nin İsrail-Arap ihtilafının çözümüne ilişkin meselelere bizzat müdahil olduğu biliniyor.(bkz) Yahudi hukuku gereği, İsrail'in herhangi bir toprak tavizinin İsrail topraklarındaki tüm Yahudilerin hayatını tehlikeye atacağını ve bu nedenle yasak olduğunu savunuyor.

Ayrıca, bu tür tavizlerin olasılığını tartışmanın bile zayıflık göstergesi olacağı, Arap saldırılarını teşvik edeceğini ve dolayısıyla Yahudi hayatlarını tehlikeye atacağı ısrarla vurguluyor.(bkz)

Yine Rebbe, CHABAD kadınlarının çözüm olarak bahsettiği 7 Evrensel Nuhi Yasa konusunda Amerika Birleşik Devletleri Eğitim Bakanlığı'na okullarda verilecek olan eğitimin bir parçasına, Nuh'un Yedi Yasası'nda benimsenen değerleri içermesi gerektiğinde ısrar etmiştir. Türkiye’de ise bu faaliyetler, gözümüzü ayırmadığımız kedicikler sayesinde ve hiç kimse görmeden Adnan Hocacılar tarafından sürdürülmüştür. (bkz)

Unutmayalım İsrail’de 39 hafta CHABAD’çı Netanyahu hükümetine karşı gösteri yapan Yahudiler, bugün soykırıma dur diyen İNSANLARDAN farklı olarak bu vahşeti çok daha önceden gördüler her hafta yaşadılar. Onların bu mücadelesini de görmemiz gerekiyor. Soykırım İNSANLA asla yan yana gelmemesi gereken en büyük ve en ağır suçtur.

(*) Rebbe; CHABAD’ın Mesih ilan ettiği Menahem Mendel Schneerson, birçok takipçisi tarafından Lubavither Rebbe veya kısaca Rabbe olarak anılır, 20. yüzyılın en etkili Yahudi liderlerinden biri olarak kabul ediliyor.

 (**) Sderot; İsrail'in Güney Bölgesi'ndeki eski bir kalkınma şehridir . 2021 yılında nüfusu 30.553 kişiydi. Sderot, Gazze yakınlarında yer almaktadır ve en yakın nokta 840 metredir.

Wikipedia’ya da Sderot için, “1951 yılında başta Kürdistan ve İran olmak üzere İsrailli göçmenler için bir geçiş kampı olarak kurulduğu” yazılıdır.(bkz)

(***) Gush Katif; güney Gazze şeridinde 17 İsrail yerleşiminden oluşan bir bloktu. Ağustos 2005'te İsrail ordusu, Bakanlar Kurulu kararının ardından Gush Katif'in 8.600 sakinini zorla evlerinden çıkardı. Toplulukları, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tek taraflı olarak çekilmesinin bir parçası olarak yıkıldı.

(****) Moşe Zalman Feiglin; Zehut Partisi’nin lideri 1962'de Hayfa'de doğdu. Feliglin aynı zamanda Yahudi değerlerini en katı şekilde savunma amacı güden Manhigut Yehudit(*****) hareketinin lideri.

(*****) Manhigut Yehudit; Moshe Feiglin ve Shmuel Sackett tarafından İsrail Devleti'ne kendi deyimiyle, "otantik Yahudi değerleri" ile liderlik etmek için başlatılan bir harekettir.

Yorumlar (1)

Faruk 1 Yıl Önce

Yok artık

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.